Demir Çelik Üreticisine İki “Dev” Destek
Yıllardır devlet desteği görmeyen demir-çelik sektörüne ilk destek Avrupa'dan. Üreticisini destekleyen Avrupa, Türklerin de önünü açtı.
Yıllardır devlet desteği görmeyen demir-çelik sektörüne ilk destek Avrupa'dan. Üreticisini destekleyen Avrupa, Türklerin de önünü açtı.
Yıllardır devlet desteği görmeyen demir-çelik sektörüne ilk destek Avrupa'dan. Üreticisini destekleyen Avrupa, Türklerin de önünü açtı.
Türkiye'de demir-çelik sektöründe devlet yardımlarını yasaklayan Türkiye-Avrupa Kömür Çelik Topluluğu (AKÇT) Serbest Ticaret Anlaşması, AB'nin çelik tanımında yaptığı değişiklikle kömür, hurda, cevher ve ferroalyaj gibi sektörün temel hammaddelerini kapsam dışında bırakılınca bu ürünlere ilişkin faaliyetlerin devlet desteklerinden yararlanmasının önü açıldı.
Avrupa Komisyonu, yeni çelik tanımını ekim ayında Türkiye'ye teyit ederken, Ekonomi Bakanlığı da açılan bu yolu değerlendirdi ve Türk sanayinin hammadde tedariği konusundaki dışa bağımlılığını ve cari açığa etkisini azaltma hedefiyle, yerli girdi tedariğini arttıracak yönde destekler sunmak üzere harekete geçti.
İki dev adımla gelecek teşvikler ise şöyle: "Ekonomi Bakanlığı, demir-çelik, bakır, alüminyum ürünlerini tedariği stratejik ürünler grubunda değerlendirerek, bu ürünlerin üretiminde kullanılan cevherin zenginleştirilmesine yönelik yatırımları ve bu yatırımlar için kurulacak enerji santrallerini teşvik edecek", "Ekonomi Bakanlığı ayrıca stratejik ürünlerin hammaddesinin bulunduğu ülkelerde Türk özel ekonomi bölgeleri kuracak ve bu bölgelerden Türkiye'ye hammadde tedariğini teşvik edecek."
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Bakanlık olarak demir-çelik, bakır, alüminyum ürünlerini tedariği stratejik ürünler grubunda değerlendirerek teşvik edeceklerini, Türkiye'nin yüksek enerji maliyetleri nedeniyle işletilemeyen cevher potansiyelini değerlendirecek özel sektör girişimlerine destek vereceklerini açıkladı. Türkiye'nin cevher zengini bir ülke olduğuna dikkat çeken Bakan Çağlayan, "Biz krom cevherinde dünyanın en büyük ülkelerindeniz. Alüminyumu enerji pahalı diye ülkemizde üretemiyoruz.
Bir yerimiz var, Seydişehir ona da bir tane baraj vermişiz, al bunu üret demişiz. Bakır konsantresi, alüminyum konsantresi için yılda 3.5 milyar dolar ithalat bedeli ödüyoruz. Bir de cari açıktan bahsediyoruz. Şimdi bunları artık Türkiye'nin kendisinin üreteceği bir döneme giriyoruz. Ne yapacağız? Stratejik yatırım olacak, bunlara özel teşvik gelecek. Ucuzlatabiliyorsam bunların kullandığı enerjiyi ucuzlatacağım, ucuzlatamazsam; bakır konstantresi, alüminyum hammaddesi tesisini kuran işletmelerin enerji yatırımına ben özel destek veriyorum diyeceğim" diye konuştu.
Türkiye'nin dünyanın en büyük hurda demir ithalatçısı olduğunu kaydeden Bakan Çağlayan, "Türkiye dünyanın en pahalı demir-çelik hurda ithalatını yapıyor. Girdi Tedarik Stratejisi hazırladık demir-çelikte yüzde 78 hurda demirden üretim yapılıyor. Yılda 25 milyon ton hurda demir için 9 milyar dolar ödüyoruz. Kendi kaynaklarımızdan 5 milyon ton kullanıyoruz. Türkiye maden ihracatı yapıyor, cevher ihracatı yapıyor. Şimdi kimse kusura bakmasın, bizim de gözümüz açıldı. Ben şu anda alüminyum hurdası, demir hurdası, bakır hurdası ve kağıt hurdasını İhracatı İzne Tabi Mallar Listesi'ne koydum." dedi.
Çin Modeline Geçiyor
Çağlayan, Ekonomi Bakanlığı olarak Türk firmalarının yurtdışındaki yatırımları stratejik olarak destekleyeceklerini belirterek, "Biz birçok üründe ömür boyu dışa bağımlı olacağız. Çünkü bu ürünlerin hammaddesine sahip değiliz. Çin bugün madencilikte dünyayı ciddi manada istila etmiş. 2011 da Kanada'daki madenlerin yarısı Çinlilerin. Afrika'da yüzde 65, Avusturalya yeni Zelenda'da yüzde 50'den fazla maden tesislerini Çinliler ele geçirmiş. Çin bunları devlet politikası olarak yürütüyor. Şimdi bunların yaptıklarını biz yapmak istiyoruz. Biz fiziki ve fiili imkansızlar nedeni ile hiçbir zaman sahip olamayacağımız kaynaklara gideceğiz Çin'e, Kore'ye, Rusya, Hindistan’a, Amerika’ya nerede olursa oraya gideceğiz. Bu girdilere devletler arası anlaşmalarla Türk özel ekonomi bölgeleri kurarak sahip olacağız. Bu bölgelerde Türkiye için tedariği stratejik öneme sahip olan ürünleri, ‘buyurun siz yapın' diye Türk firmalarına ürettireceğiz" diye konuştu.
Demir-Çeliğin 5 Büyük Firması Global Oyuncu Olmaya Hazır
Türkiye'nin en pahalı hurda demiri ithal eden ülke olduğu fikrine katılmamakla birlikte, Bakan'ın sektöre yönelik desteklere ilişkin yaptığı açıklamaları son derece olumlu karşıladıklarını söyleyen Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, "Türkiye demir-çelik sektöründe global bir oyuncu. Dolayısıyla girdi tedariğini de global şartlarda yapması lazım. Çinliler cevher tedariğini, gidip Afrika'nın cevher yataklarını işleterek sağlama alıyor. Büyük üreticiler dikey bütünleşmelerle girdilerini sağlama alıyorlar. Bizim üreticilerimizin de bu gayret içinde olmasına ve bunun devlet tarafından desteklenmesine ihtiyaç var. Bu konudaki destekten dolayı müteşekkir oluruz.
Girdi Tedarik Stratejisi kapsamında Bakanlıkla bu konuyu görüşmüştük. Büyük firmaların hepsi böyle bir arayış içinde. 4-5 milyon ton üretim yapan firmanın, mevcut durumuyla devam etmeyi düşünmez. Şu anda sektörde 4-5 firmanın bu tür arayış içinde olduklarını ve diğerlerinin de buna benzer arayışlarda olduklarını biliyoruz” diye konuştu.
Yayan, "Divriği'de, Malatya'da, Kayseri'de gerçekleştirilecek zenginleştirme yatırımının bölge ekonomisine de çok yararı olur. Ekonomi Bakanlığı'nın yeni çelik tanımıyla ortaya çıkan yeni durumu değerlendirmeye yönelik adımlar attığını düşünüyoruz" dedi.
Hafta Sonu Gece Tarifesi İsteği
Ekonomi Bakanı Çağlayan'ın, stratejik ürünler üreten sanayicinin enerji santrali yatırımlarına teşvik verecek olmasını memnuniyetle karşılayan Yayan, "Enerji maliyetlerini düşürme yönündeki her türlü tedbir bizim sektörümüz açısından hayati önem taşıyor. Çünkü enerji bizim en önemli girdi maliyetlerimiz arasında yer alıyor ancak biz ısrarla, eskiden olduğu gibi elektrik enerjisinin hafta sonunda tüm sanayiciye gece tarifesinden verilmesinin Türkiye'nin büyümesine ve Türk sanayisinin rekabet gücünü artmasına ciddi katkı sağlayacağına inanıyoruz. Yani özellikle sektör bazında ucuz enerji istemiyoruz ama sanayinin bütününe hafta sonları gece tarifesinden enerji tahsis edilmesini önemsiyoruz" dedi.
Tosyalı: İlk Girişimci Ben Olurum
Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, Ekonomi Bakanlığı'nın sektöre getirmeyi planladığı teşviklerin son derece yararlı olacağını, uygun teşvik modeli geliştirilmesi durumunda, yurtdışında hammadde tedariği konusunda ilk girişimi firmalarının yapacağını vurguladı. Demir-çelik sektörünün bugüne kadar teşvik edilmeyen bir sektör olduğuna işaret eden Tosyalı, "Yurtdışında hammaddeye ulaşım konusunda böyle bir teşvik sektörün dışa bağımlı maliyetlerini azaltıcı yönünde oldukça olumlu etkide olur" dedi.
Tosyalı, yurtiçinde demir cevherinin zenginleştirilmesine yönelik tesislerin de hammadde konusunda dışa bağımlılığı azaltıcı girişimler olacağına değinerek, şöyle konuştu: "Türkiye'deki demir cevherini zenginleştirmek için en önemli faktör enerjidir. Cevheri kullanılabilir değerlere getirmek için yüksek miktarda enerji sarfiyatı gerekiyor. Zaten Türkiye'nin enerji maliyetleri dünya ortalamasının üzerinde olduğu için bu tesisleri kurmak için enerji teşviği şart. Her türlü teşviğin bize katkısı olur. Ciddi bir teşvik olması Türkiye'nin dışa bağımlılığını ve cari açığı azaltacaktır."
Yeni Tanım AB'nin de Çıkarına
Avrupa açısından stratejik ürün olarak kabul edilen çelik sektörü gümrük birliği dışında. Türkiye-Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) Serbest Ticaret Anlaşması 25 Temmuz 1996 imzalandı. Topluluk ve Türkiye'nin demir-çelik ve kömür ticaretindeki gümrük vergilerini ve miktar kısıtlarını kaldıran Anlaşma, Türkiye ve AB'de çelik tanımı kapsamında yer alan tüm faaliyet konularında devlet yardımlarını yasaklıyor. Avrupa Komisyonu'nun ekim ayında Türkiye'ye teyit ettiği yeni tanımda ise kömür, hurda, cevher ve ferroalyaj gibi, sektörün temel hammaddeleri çelik tanımı kapsamından çıkarılınca bu ürünlere ilişkin faaliyetlerin Serbest Ticaret Anlaşması'nın kısıtlayıcı hükümlerinin kapsamından çıkarılarak, devlet desteklerinden yararlanmasının önü açıldı.
Anlaşma, sektöre yönelik devlet yardımlarını yasaklaması ve korumacı tedbirleri yasaklamaması açısından da Türkiye'de sektör tarafından eleştiriliyor.
Türkiye, AKÇT Serbest Ticaret Anlaşması'nda bir değişiklik yapılmadığını ancak ilk kez çelik tanımının değiştirildiğini ve kömür, cevher, hurda ve ferroalyajın çelik tanımı dışında bırakıldığını söyleyen Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, çelik tanımı dışına çıkarılınca, bu ürünleri ilişkin faaliyetlerin devlet desteklerinden yararlanmasının önünün açıldığını vurguladı.
Avrupa Komisyonu'nun bu değişikliği ekim ayında Türkiye'ye teyit ettiğini aktaran Yayan, "Türkiye-AKÇT Serbest Ticaret Anlaşması'na ilişkin şu açıklamada bulundu: " Anlaşma gereği çelik ürünlerine halen devlet desteği verilemiyor. Bütün demir ürünleri kısıtlar kapsamında.
Avrupa'nın kendi lehine olduğu için çelik tanımında değişiklik yaptı. Nihayetinde hurdanın daha çok toplanması tüm tarafların lehine, çevre açısından da önem taşıyordu. Dolayısıyla bu alanda devlet yardımını yasaklamanın da bir mantığı yoktu. Avrupa çelik sektörü de kömürü, cevheri ithal ediyor. Bu açıdan kendi bölgelerinde bunların çıkarılmasının teşvik edilebilir durumda olmasının bir mahsuru yok. Bu değişiklik yönünde Türkiye'nin girişimleri vardı ama Avrupa'nın da işine geldiği için yapıldı. AKÇT Serbest Ticaret Anlaşması'nın sektörü çok sınırlayan yönlerini sektörümüz açısından olumsuz buluyoruz. Yani bu devlet yardımlarını yasaklıyor olması sektör açısından sıkıntı yaratıyor. Onun dışında bir taraftan serbest ticaret anlaşması iken diğer taraftan ise koruma tedbirlerine kapıyı açık tutması açısından da eksikleri var."
İhracat 11 Ayda 13.7 Milyar Dolara Ulaştı
Türkiye Demir Çelik Üreticileri Derneği verilerine göre, Türkiye'nin çelik ihracatı 11 ayda 13.7 milyar dolara ulaştı. Demir dışı metaller içerisindeki demir-çelik ürünleri de dahil olmak üzere, kasım ayında Türkiye'nin toplam demirçelik ürünleri ihracatı, miktar bakımından 1,4 milyon ton, değer bakımından ise 1,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. İhracat geliri, 2010 yılı Kasım ayına oranla yüzde 17,7 oranında artış gösterdi.
En fazla ihraç edilen ürün olarak dikkat çeken inşaat demiri, 2010 yılı Kasım ayına kıyasla yüzde 44,3 artışla 634 bin ton seviyesine ulaştı.2011 yılının 11 ayında, Türkiye'nin toplam demir-çelik ihracatı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla miktar bakımından yüzde 5,1 artışla 17 milyon ton oldu. Türkiye'nin demir-çelik ihracatından elde ettiği gelir ise, yüzde 25,5 artışla 15,5 milyar doları aştı.
Kaynak: Dünya Gazetesi
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.