Döküm sektörünün en köklü firmalarından biriyiz
Demisaş Genel Müdürü Hakan Yaşar ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Demisaş Genel Müdürü Hakan Yaşar ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Kuruluşunun 39. Yılını kutlayan Demisaş, hem döküm sanayi adına yaptığı çalışmalar hem de sektörün güvenilir ve yenilikçi bir oyuncusu olarak faaliyetlerine hız kesmeden devam ediyor. 2013 yılında aldığı TPM Mükemmellik Ödülü’ne bu yıl da ortak olan Demisaş, döküm sektöründe bu ödülü alan tek firma durumunda. Türkiye’nin en büyük dökümhanelerinden biri olan firma yapmış olduğu Ar – Ge çalışmalarıyla da adından sıkça söz ettiriyor.
Sorularımıza geçmeden önce bizlere kısaca kendinizden kısaca bahseder misiniz?
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Metalurji Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra döküm sektörünün büyük fabrikalarından birinde ergitme mühendisi olarak işe başladım. Bir yandan çalışırken bir yandan da yüksek lisans eğitimime döküm ve ısıl işlem konulu bir tezle devam ettim. Zaman içinde lisans ve lisansüstü teorik bilgilerimle fabrikadaki tüm üretim süreçlerini birlikte yorumlama imkânına sahip oldum. Çalışma hayatım boyunca bir yandan proseslerin uygun ve nitelikli ürünleri ortaya çıkarmasına uğraşırken, bir yandan da bu süreçlerin kolaylaştırılması, geliştirilmesi ve yalınlaştırılmasına yönelik uğraşlarım oldu. Mesleğe ilk başladığım zamanlardaki gelişimler açısından teknik kaygılarım yıllar geçtikçe yönetim - organizasyon ve proje geliştirmeler ile yer değiştirdi. Bugün ise bir döküm parçasının tasarlanması, üretilmesi, satılması deneyimlerimi bir döküm fabrikasının geliştirilmesi ve dünya çapında aranılır bir hale gelmesi yönünde kullanıyorum.
Demisaş’ı tanıyabilir miyiz? Demisaş Avrupa döküm endüstrisinin önde gelen şirketleri arasında yer alıyor. Bu noktada döküm sektörüne yönelik faaliyetleriniz hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?
Demisaş olarak 2015’te kuruluşumuzun 41., üretime başlamamızın 39. yılını kutluyoruz. 41 yıldır hem çalışanlarımız hem de döküm sanayi adına yaptığımız çalışmalar ile sektörün güvenilir ve yenilikçi bir oyuncusu olmak üzere faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Geçen yıllar boyunca günün koşullarına göre değişim ve gelişim gösteren Demisaş’ın 41 yılın sonunda Türkiye’nin en büyük dökümhanelerinden biri haline gelmiş olması şüphesiz ki sağlam değerlere sahip olduğunun göstergesidir.
Yakın zamana kadar ağırlıklı olarak sadece binek araç ve soğutma kompresör sistemleri için parça üretirken, portföyümüze ticari araç ve su sistemleri parçalarını ekledik. Bu anlamda ürünlerimizdeki katma değeri artırmak, müşterilerimizin döküm, talaşlı imalat ve kaplama ihtiyaçlarını tek elden karşılamak yönünde çalışmalar yaparak, ürün portföyümüzde bulunan parça referans sayısını iki katına çıkardık.
Bilecik’teki 130 bin metrekarelik üretim tesisimiz ve Kocaeli’nin Darıca ilçesindeki yönetim merkezimizle, döküm sektörünün en köklü firmalarından biri haline geldik. Yılda 80 bin ton üretim kapasitesine sahibiz ve mevcut kapasitemizle Türkiye’nin en büyük ikinci dökümhanesi durumundayız. Ağırlıklı olarak otomotiv sektörüne yönelik hizmet veriyoruz. Avrupa otomotiv endüstrisinin tüm tanınmış markaları, orijinal ekipman üreticileri ve birincil tedarikçilerinin geniş yelpazeli fren ve emniyet parçaları da dahil olmak üzere her cins sfero, gri ve vermiküler dökme demir ihtiyaçlarını biz karşılıyoruz. Otomotiv dışında makine imalat sektörüne hidrolik parçalar, demiryolu sektörüne ray bağlantı parçaları, su sistemlerine pompa ve bağlantı parçaları üretiyoruz.
Türk döküm sektöründeki rekabet gücünüz nedir? Döküm sektöründen aldığınız pay hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?
Tüm sektörlerde olduğu gibi, küreselleşmenin bir getirisi olarak döküm sektöründe de oldukça yoğun bir rekabet ortamı mevcut. Biz ağırlıklı olarak otomotiv sektörüne döküm parça ürettiğimiz için otomotivin kendi içindeki rekabet ve gelişiminden oldukça etkileniyoruz. İhracat ağırlıklı bir portföyün de sonucu olarak rekabeti sadece yurt içinde değil, tüm dünya çapındaki rakiplerimize karşı yapıyoruz. Sürekli bir biçimde gelişim ve maliyet azaltma projeleri tasarlamak, hayata geçirmek ve bu projelerin sonuçlarını her an izlemek zorundayız. Yeni bir tasarım sonucu ortaya çıkan bir döküm parça ihtiyacı, zaten bizlerin önüne hedef maliyet ve gelişimler potansiyelleri olarak konuyor. Otomotiv dünyasının felsefesi ve çalışma biçimi toplumların eğilimlerine yönelik yeni araçları en iyiyi en ucuza arz etmek üzerine kurulu olduğu için, ana üreticiler olarak bizler de bu yönteme dahil oluyoruz.
Demisaş, büyük ölçekli bir dökümhane olmasına rağmen esnek bir üretim yapısına sahip. Özellikle yürüttüğümüz TPM projesi sayesinde set-up zamanlarını düşürüp, verimliliği de artırarak çok farklı tipte parçaları verim kaybı olmadan üretebiliyoruz. Öte yandan CGI (vermiküler döküm) üretebiliyor olmamız ve hem döküm, hem de işlenmiş parçaları müşterilerimize sunabiliyor olmamız bizi ayrıcalıklı kılan önemli özellikler diye düşünüyorum. Sürekli gelişim ve ilerlemenin arayışı içerisindeyiz. Hem ulusal hem de uluslararası arenada güçlenmek hedefiyle pazar araştırmaları yapıyor, hizmet verdiğimiz sektörleri çeşitlendirmek amacıyla fizibilite çalışmaları gerçekleştiriyor ve dünyadaki yenilikleri takip ediyoruz. İhracat ağırlıklı bir portföyün de sonucu olarak rekabeti sadece yurt içinde değil, tüm dünya çapındaki rakiplerimiz ile birlikte değerlendiriyoruz.
Sektöre yeni soluklar getirmeye ve sektörün gelişmesi, derinleşmesi için farklı alanlarda çalışmalar üretmeye çalışıyoruz, üniversitelerle işbirlikleri halinde projeler yürütüyoruz, ilgili meslek odalarının karar mekanizmalarında aktif rol alıyoruz. Bütün bu çabalarımızın bir sonucu olarak da uluslararası pazardaki konumumuzu her geçen gün daha da sağlamlaştırıyoruz. Bu anlamda ürettiğimiz parçalara katma değer kazandırmak amacıyla 2012 yılında başlattığımız talaşlı imalat yatırımımıza ve su sistemleri ile ağır vasıta sektörlerinde yakaladığımız büyümeye paralel olarak, 2013 yılında ihracat rakamlarımızı önemli ölçüde artırmıştık. 2014 yılında da bu büyümeyi bir miktar artırdık.
Genel itibariyle ihracat ve iç piyasa satışlarımız yaklaşık %50-50 oranında. Ancak iç piyasa satışlarımızın önemli bölümü ihraç edilmek üzere talaşlı imalat için yapılmış olan satışlar. Dolayısıyla ihracat oranımız aslında %70’in üzerinde bir rakama geliyor. En büyük ihracat pazarımız Avrupa. Ama Avrupa’daki ekonomik tablo ve dolayısıyla talebin genel olarak düşük olması bizi alternatif pazar arayışlarına yönlendirdi. Amerika, Rusya gibi pazarlarda faaliyetlerimizi artırmaya çalışıyoruz.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.