İÇDAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Naci Aslan; Üretimimizin yüzde 70’ini ihraç ediyoruz
İÇDAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Naci Aslan ile yapmış olduğumuz söyleşiyi sizlerle paylaşıyoruz…
“Ülkemiz sanayileştikçe hurda demir jenerasyonu orantılı bir şekilde yükselerek dışa bağımlılığı azaltacaktır. Şu anda hurda demir sanayileşmiş ülkelerden ihraç edilmektedir. İthal hurdanın pahalılığı önemli bir faktör gibi algılansa da, önemli olan mamul satış fiyatlarıdır”İÇDAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Naci Aslan ile demir çelik sektörü ve İÇDAŞ üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Naci Bey uzun yıllardır sektörün içerisinde olan bir isim… Kendisi bu durumu “Kendimi bildim bile demir çelik sektöründeyim. Şu anda 55 yaşında ve torun sahibiyim. Demir çelikle yatıp, demir çelik ile kalkıyorum.” sözleriyle tanımlıyor ve devam ediyor: “Ben ve kuzenlerim ikinci kuşak olarak şirket yönetimini devralmış ve icra kurulu üyesi olarak şirketin tüm faaliyetlerini üstlenmiş vaziyetteyiz. Ülke ekonomisine katkılarımızı sürdürmek için gece gündüz çalışmaktayız.” İÇDAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Naci Aslan ile yapmış olduğumuz söyleşiyi sizlerle paylaşıyoruz…İÇDAŞ’ın üretim kapasitesi, teknolojisi, faaliyet alanları ve ürün yelpazesi hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?Ana şirketimiz olan İçdaş Çelik 5 milyon sıvı çelik kapasitesi olan ve en son teknoloji ile üretim yapan bir kuruluştur. Şirket düz ve nervürlü inşaat demirleri, kütük demirler, filmaşin ve kaliteli çelikler üretmektedir. Çelik üretiminin yanı sıra şirketimiz ve kardeş şirketler elektrik üretimi, otelcilik, tersanecilik, liman işletmeciliği, kara ve deniz nakliyatı alanlarında faaliyet göstermektedir.
Mamullerinizi ağırlıklı olarak hangi pazarlara sunuyorsunuz? Hangi ülkelere, ne oranlarda ihracat yapıyorsunuz?Şirketimiz uluslararası alanlarda bilinen bir marka olup, ihracat yelpazesi tüm dünyayı kapsamaktadır. Ana ihracat pazarlarımız, Uzak Doğu, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Kuzey ve Güney Amerika’dır. Bunun yanı sıra, Afrika ülkeleri ve Güney Avrupa’da pazarlarımız arasındadır. Üretimimizin yaklaşık % 70’i ihraç edilmektedir. İhracat ağırlığı yöresel bölge devletlerinde ki ekonomik gelişmelere bağlı olarak dönem dönem azalmakta veya çoğalmaktadır. Şu anda Orta Doğu, İran, komşu ülkeler ve Güney Amerika önemli ihracat merkezlerimizdir. Avrupa ise ekonomik dar boğazdan dolayı zayıf bir pazar haline dönüşmüş vaziyettedir.
Ülkemizin demir çelik sektöründe en büyük sorunu hammadde ve enerji… Hurda ithalatında ve pahalı enerjide birinci sıradayız… Bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Bu durum sizlere ve sektöre nasıl yansıyor?Türkiye’de 28 adet demir çelik tesisi bulunmaktadır. 40 milyon ton civarında sıvı çelik üretimin % 80’i ark ocaklı tesislerde üretilmektedir. Ark ocaklarında kullanılan ana hammadde hurda demirdir. Ülkemizde yıllık 12 milyon ton civarında hurda demir jenerasyonu mevcuttur. Buna ek olarak ülkemiz 24 milyon ton civarında hurda demir ithal etmek zorundadır. Ülkemiz sanayileştikçe hurda demir jenerasyonu orantılı bir şekilde yükselerek dışa bağımlılığı azaltacaktır. Şu anda hurda demir sanayileşmiş ülkelerden ihraç edilmektedir. İthal hurdanın pahalılığı önemli bir faktör gibi algılansa da, önemli olan mamul satış fiyatlarıdır. Mevcut arz fazlalığı ve kötü giden dünya ekonomileri mamul fiyatlarının makul bir seviyede seyrini engellemektedir. Tüm bunların yanı sıra ülkemizdeki alt yapı yatırımlarının eksikliği, geri dönüşümün yavaşlığı iç talebi baskı altında tutmaktadır.
En pahalı enerjiyi kullandığımız doğrudur. Ülkemizde nükleer enerjiden elektrik üretimi yoktur. Hidro elektrik ise sınırlı orandadır. Birçok elektrik üretim tesisi pahalı doğal gaz çalışmaktadır. Tüm bunların yanı sıra, elektrik fiyatlarına bindirilen dolaylı vergiler ve ulusal şebekedeki kayıplar, elektrik fiyatlarının bir çok Avrupa ülkesinden daha pahalı kılmaktadır. Yapılması gereken, yenilenebilir enerji yatırımlarına ağırlık verilmesi, elektrik şebekesinin kademeli olarak yenilenmesi, kaçaklar ve kayıpların asgariye indirilmesi ve dolaylı vergilerin kaldırılmasıdır.
Mecliste kabul edilen Afet Dönüşüm Yasası hakkında neler düşünüyorsunuz? Ülkemize ve sektöre ne gibi etkileri olacak?Yapılması gecikmiş bir yasadır. Ülke ekonomisini ve inşaat sektörünü canlandıracaktır ve zorunlu ihracat yapılmasını asgariye indirecektir. Bilindiği gibi demir çelik olmadan sanayileşme olmaz.
Arap Baharı’nın sektöre ne gibi etkileri oldu? İÇDAŞ olarak bu durumdan ne ölçüde etkilendiniz?Arap Baharının şu anda sektörümüze gözüken her hangi bir faydası olmamıştır. Aksine Libya, Tunus, Mısır ve Suriye gibi ihracat pazarlarımız elimizden gitmiştir. Söz konusu ülkelerde bankacılık sistemleri zafiyete uğramış, yapılmakta olan projeler kesintiye maruz kalmışlardır. Yeni başlayan bazı ufak tefek projeler ise Batılı ülke şirketleri tarafından kontrol altına alınmıştır. Sektörümüz bu ülkelere yapmış olduğu ihracatları mecburen başka ülkelere kaydırmaya çalışmaktadır.
Yılın ikinci yarısında uzun mamul fiyatları sizce nasıl bir yol izleyecek? Her şey Türk ve dünya ekonomisinin seyrine göre hareket edecektir. Bilindiği gibi önümüzdeki ay Ramazan ayıdır. Bu ayda ve 15 gün sonrasına kadar İslam ülkelerinde faaliyetler azalmaktadır. 2008 krizi henüz bitmemiştir. Batıdaki bankacılık sektörünün toparlanmaya ihtiyacı vardır. Çin’de ise yavaşlama başlamıştır. Tüm bunlar iyi işaretler Değildir. Biz mevcut durumun daha kötüleşmemesini umuyoruz.
Son olarak kısa ve uzun vadede hayata geçirmeyi düşündüğünüz projeleri bizimle paylaşır mısınız?İnşaatı devam eden ikinci ünite 600 MW’lık santralımızın tamamlanması ile 1.605 MW kurulu güce ulaşmak istiyoruz. Ardından 60 MW gücündeki rüzgar santralları yatırımımızı tamamlamayı hedefliyoruz.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.