Türkiye’de hidrolik ve pnömatik sektörlerinin genel durumu, pazar büyüklüğü ve gelişimi hakkında neler düşünüyorsunuz?
Dünya ticaretinde de, ülkemizde de makine sektörü ticaret hacmi bakımından ikinci sıradadır. Türkiye’nin ithalatında birinci kalem enerji, ikinci kalem makine ithalatıdır. Aynı zamanda, en fazla ihracat gerçekleştiren üç sektörden biriyiz.
“Sektörün belkemiği KOBİ’ler, değişen ekonomik koşullara ve teknolojik gelişmelere karşı daha esnek ve hızlı cevap verebiliyor”
Makine imalat sektöründe büyük ölçekli işletme sayısı küçük ve orta ölçeklilere oranla düşüktür. Sektörün belkemiği, işletmelerin %87’sini oluşturan KOBİ’lerdir. Sektörün ağırlıklı olarak KOBİ’lerden oluşan yapısı, değişen ekonomik koşullara ve teknolojik gelişmelere karşı daha esnek ve hızlı cevap verme imkânı sunmaktadır. Sektörde faaliyet gösteren KOBİ’lerin bir diğer avantajı da sahip oldukları ucuz işgücü avantajı ve gelişmiş mühendislik becerileridir. Bu özellikleri makine imalatçılarının uluslararası pazarlarda rekabet şansını arttırmaktadır.
Akder Yönetim Kurulu
Bunlar aslında bizim emekleme dönemlerimiz, bu süreçte imza attığımız bu işlerden ben çok gurur duyuyorum. Önümüzün çok açık olduğuna inanıyorum. Özelikle son dönemdeki akıllı makineler özelinde düşünecek olursak yazılımla çok ciddi bir dirsek temasımız var. Endüstri 4.0’da farklı sektörlerin birbiriyle diyaloğu, teması güçleniyor. Yazılım sektörünün kendi yapısından sonra teknolojiye en çok sahip olan ve bunu kullanan sektör makinedir.
KOBİ vasfındaki firmalar sektördeki ve pazardaki değişimlere kolaylıkla adapte olabilmekte, özellikle dış ticarete önem veren firmalar kaliteye ve güncel teknolojilerin uygulanmasına özen göstermekte ve uluslararası standartlara uygun imalat yapmaktadır. Ülke olarak çağın gerektirdiği biçimde teknoloji ve bilimsel gelişmelere açık genç ve dinamik bir nüfusumuzun olması, ucuz iş gücü ve mühendislik hizmetlerine sahip olmamız, imalatçı firmalarımızın marka tanınırlığının artması ve Devlet teşviklerinde sağlanan kolaylıklar da sektör için önemli avantajlar sağlamaktadır.
AB uyum sürecinde AB ülkelerinin ithalatta uyguladıkları vergilerin düşmesi, potansiyel pazarlara yakınlık ve nakliye kolaylığı ile Ortadoğu ülkelerinin batı ülkelerinden ithalata karşı isteksizliği ise ülkemiz ve sektör için günümüzdeki önemli fırsatlar olarak sıralanabilir.
Sektörün en önemli gündem maddesi nedir?
Sektörün güncel problemleri;
oynak kur,
mesleki eğitimler konusundaki yetersizlikler,
okul-sanayi işbirliklerinin oturtulamamış olması,
tasarıma yeterli önemin verilmemesi/firmaların kalite ve tasarım geliştirme konusunda yetişmiş teknik eleman istihdamına yeteri kadar önem vermemesi,
eski ve verimi düşük makineler ile imalata devam edilmesi,
firmalar arası işbirliğinin yetersiz olması,
çok sayıda firmanın CE işareti kullanımı konusunun gerekliliklerini yerine getirme konusunda çalışma içinde olmamaları,
firmaların büyük kısmının Ar-Ge’ye yatırımı gereksiz görmesi,
birçok firmanın fason imalat yapmaları nedeniyle markalaşma çalışmaları yapmaması
şeklinde sıralanabilir.
“Türkiye olarak yeterince ileri teknoloji geliştiremiyoruz var olanı kullanabiliyoruz”
Bütün bu problemlerin çözümündeki anahtar rol eğitimdir; çalışanın, potansiyel çalışanların ve tabii ki patronların eğitimleri... Devletin burada sanayi birlikleri ile hareket etmesi ve onların ihtiyaçlarına yönelik eğitim programları oluşturması gerekmektedir.
Sanayinin akademisyenlerle iş birliği içerisinde olması gerekiyor
Firmaların Ar-Ge için akademik destek alamaması diğer bir önemli sorundur. Türkiye olarak henüz yeterince teknoloji geliştiremiyoruz, sadece var olanı kullanabiliyoruz. Bu nedenle sanayinin akademisyenlerle iş birliği içerisinde olması zorunludur. Akademik kurumların Ar-Ge faaliyetlerinden ekonomik gelir sağlamasının yolu yeni kanun ve yönetmeliklerle açılmalı ki bu konularda çalışan akademik personel sayısı, yapılan akademik çalışma sayısı ve sanayi kuruluşları ile yapılan iş birliklerinin sayısı ve niteliği artsın düşüncesindeyiz.
Ülke genelinde makine imalatının desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz çünkü makine üretimi kalkınmanın temel taşıdır. Makine sektörünün dijital dönüşümü, o makinayı kullanan üreticinin dijital dönüşümünü de sağlayacaktır.
İhracat stratejimizi nihai müşteri çeşitliliği olarak tanımladık
Sektörün gelecek dönemde hedefleri nelerdir?
Avrupa Birliği ülkeleri, Amerika kıtası, Rusya ve Kanada hedef pazarlarımız olarak devam edecektir. İhracat stratejimizi pazar çeşitliliğinden çok nihai müşteri çeşitliliği olarak tanımladık, çünkü ekonomi savaşları yapılan günümüzde, tek sektör firmalar için sıkıntı yaratabilir. Bir sektör azalırken, diğerinin artışı ile kendimizi koruyarak tedbir alacağımıza inanıyoruz.
Ayrıca, gerek ERP üzerinden üretimi online takip gerekse gelemeyen ziyaretçilerimizin hayatını kolaylaştırmak üzere bazı uzaktan test uygulamalarını hayata geçirmemiz, pandemi sonrası Avrupa’da ve Dünyada en önemli konu olacak olan çevreci üretime de hazırlık yapmamız, özellikle aydınlatmada yeni yöntem ve yeni malzemeler ile enerji tasarrufu sağlamak konularında çalışmamız gerekmektedir.
Yazılım ve nitelikli insan gücü ihtiyacı artıyor
Pandemi ile birlikte uzaktan çalışma, makine yoğun çalışma ve Endüstri 4.0 uygulamaları hız kazandı. Bunun yanı sıra, uzaktan tanıtım ve pazarlama faaliyetlerine ihtiyaç da artmış, bu da dijital dönüşüm sağlayacak olan donanım, yazılım ve nitelikli insan gücü gereksiniminin büyümesine neden olmuştur.
Uluslararası ticaretin serbestleşmesi sonucu pazarda rekabetin artması, düşük teknoloji grubunda imalat yapan gelişen ülke firmalarının bu kategoride uyguladıkları düşük fiyatlar, Çin-Hindistan-Brezilya gibi ülkelerin sundukları ucuz işgücü fırsatları ile piyasaları zorlaması, gelişen ülkelerin ithalatta uyguladığı yüksek ve ülkelere göre farklılık gösteren vergiler ile teknolojik gelişmelerin sektörü değişime zorlaması, önümüzde görünen olası zorluklardır. Bu zorlukları aşabilmenin yolu da ülke ve firma bazında eğitime, uluslararası standartlara uygun üretim yönetimine ve ileri teknoloji kullanımına önem verilmesinden geçmektedir.
Türkiye, Avrupa’nın 6. büyük makine imalatçısı konumuna geldi
İç piyasada sektörün durumu hakkında bilgi verebilir misiniz?
Bugün ülkemizde, Makine Sektörünün payı, toplam Türkiye ihracatı içinde %10 civarına yükselmiş ve ikinci büyük sektör haline gelmiştir.
Küresel ölçekte rekabetçi olan Türk makineleri, yaklaşık 200 ülkede kullanılmakta olup, ülkemiz Avrupa’nın 6. büyük makine imalatçısı durumuna gelmiştir. Makine sanayinde 20’ye yakın alt ürün grubu bulunmaktadır.
Ar-Ge harcamaları, 2012 yılından sonra azalmaya başladı
Türk makine sektörü, teknolojik gelişmeleri yakından takip etmekte, kaliteli üretim yapmakta ve Ar-Ge çalışmalarına önem vermektedir. 2012 yılına dek yıllık bazda pozitif gelişme gösteren makine üretimine ait Ar-Ge harcamaları, 2012 yılından sonra maalesef azalmaya başlamıştır.
Makine ve Ekipman İmalatına ait kapasite kullanımı, toplam imalat sanayine ait değere oldukça yakın seyretmektedir. Ancak, imalat sanayinde 2011 yılından itibaren yaşanmakta olan düşüşün aksine, makine sektöründe kapasite kullanımı her geçen yıl artmaktadır. Makine ve Teçhizat İmalatına ait sanayi istihdam endeksi, bizlere makine sektörünün sağlamış olduğu istihdamın, genel imalat sanayi değerinin üzerinde bir artış sağladığını göstermektedir.
Sektörün, iç piyasadaki sorunlarının temelinde eğitim yetersizliği ve verimsizlik bulunmaktadır. Her isteyen hiçbir asgari şartı sağlamakla yükümlü olmadan makina imalatçısı ve/veya ihracatçısı olarak iş kurabilmektedir. Makine imalat sanayimizin geniş bir bölümü alaylılıktan gelmektedir. Bu durumu en kısa sürede geliştirmemiz gereklidir. Maalesef sektörümüzde böyle bir gelişimin sağlanabileceği kısa süre de 2-3 yıl değildir. Bu gelişme sağlanamaz ise imalatını yaptığımız mamullerin katma değeri hep düşük kalacak, sistem imalatına geçemeyeceğiz, müşteri bağlılığını daha uzun süre sağlayamayacağız ve rekabet sürekli fiyat bazında yaşanacaktır.
Sektörün kayıt dışılığını azaltılarak finans sektörünün güveninin kazanılması çok yerinde bir yaklaşım gibi görünmektedir. Uluslararası anlaşmalar ile tüketici kredilerine garanti şartları sağlanması devletlerarası bir konudur ve sürekli ilgili makamlara hatırlatmaktayız. Bunun yanın da finans sektörü de kredilerde ekonomik şartların durumuna göre erken geri çağırmaları ve faiz değişimlerinden uzak durmalıdır. Bu bağlamda, ülke genelinde makine ihracatının artması için öncelikle dijitalleşmeye yönelik teknolojik yatırımların ve nitelikli insan gücü istihdamının desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Ayrıca, Yönetim Kurullarında %50’ı, çalışanlarda ise en az %25 kadın istihdamı olması için çalışmalıyız.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.