İmaş Makine, Yirmiden Fazla Çeşit Ürünü İle Müşterilerine Hizmet Vermeye Devam Ediyor
İmaş Makine Genel Müdürü Tuncay LAMCI, İmaş Makine tarihçesi, gelişim süreci, müşterilerine sunduğu ürün ve hizmetler ile sektöre yönelik birtakım değerlendirmelerde bulundu. Röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Bize kendinizden bahseder misiniz? İmaş Makine ile ne zaman tanıştınız?1974 Konya doğumluyum, 1997 yılında Gaziantep Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği’nden mezun oldum. İş hayatına Selva Gıda San. Tic. A.Ş. de başladım. Temmuz 1997 – Kasım 2002 tarihleri arasında Selva Makarna üretim tesislerinin kurulumunda bulundum ve Teknik Müdür Yardımcısı olarak planlı bakım ve teknik yatırımları koordine ettim. Kasım 2002 tarihinde kariyerime Schnedier Elektrik’te devam ettim. Sırasıyla Satış Mühendisliği, Konya Bölge Sorumluluğu ve Ankara Bölge Bayi Kanal Yöneticiliği yaptım. 2010 yılı Ocak ayında İttifak Holding kuruluşu olan İmaş Makine’ye, Pazarlama ve Satıştan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak başladım. 2011 yılı temmuz ayından bu yana Genel Müdürlük görevini yürütmekteyim.
İmaş, yirmi farklı sektörde yüzün üzerinde tesisi ile ürün ve hizmet üreten Türkiye’nin en dinamik gruplarından olan İttifak Holding bünyesinde 1989 yılında kurulmuştur. Makine üretimiyle faaliyetine başlayan İmaş, güçlü sermayesi, profesyonel çözümler üreten kadrosu ve yirmi beş yıla yaklaşan kurumsal hafızası ile bugün faaliyette olduğu alanda sadece makine değil, teknoloji, kalite, güven ve müşterileri için konfor üretir hale gelmiştir.
Firmanız bünyesinde hangi faaliyetler gösteriliyor? Müşterilerinize hangi ürün ve hizmetleri sunuyorsunuz?Firmamız 1989 yılında un değirmenlerinde kullanılan makine üretimine başlamış, 1991 yılında üretim bandına metal kesmede kullanılan şerit testere imalatını da dâhil etmiştir. Bugün 13.000 metrekare kapalı alan ve 180 çalışanı ile entegre makine üreticisine dönüşen firmamız, büyük bir değişim yaşarken, makine üreticisi olmanın ötesine geçmiş ve müşterilerinin ihtiyaçları doğrultusunda sistem üretir hale gelmiştir. Milleral markasıyla anahtar teslimi un, irmik, mısır unu ve yem tesisleri fabrikaları kurmakta, Cuteral markası ile ise 180 mm’den, 2000 mm’ye kadar kesim kapasitesine sahip metal kesimi yapabilen testere tezgahları üretimi gerçekleştirmekteyiz.
Firmanız açısından yılın ilk yarısı nasıl geçti ikinci yarıdan neler bekliyorsunuz?Testere sanayi üretim sektörüne hizmet eden ürün olduğundan, Avrupa ülkelerinin 2009 yılında girmiş olduğu kriz ile birlikte dünya ihracatında büyük bir kayıp yılı yaşanmış, ardından tekrar toparlanma sürecine girmiştir. Yıllık %10 büyümekte olan sektörde bu yıl hedefimizi ortalama büyümenin iki katı olarak belirledik. Yılın ilk yarısında hedeflerimize ulaştık, ikinci yarı içinse hedef yükselttik.
Firmanızın sektördeki konumu hakkında bilgi verir misiniz? Pastadaki payınız hakkında genel bir değerlendirme yapar mısınız?Kaliteli ve yüksek verimli makineler üreten, satış sonrası servis desteği sunarak hizmetlerinde mükemmeliyetçi bir anlayışı yansıtmayı hedefleyen bir yapı oluşturduk. En önemli sermayemiz olarak gördüğümüz çalışanlarımızın bilgi ve yeteneklerinin gelişmesi için her türlü olanağı sağlamaktayız. Sektöründe müşterilerini iş ortağı gibi gören bir yapı ile çalışmaktayız. Yurtiçinde sektöre yön verebilecek Pazar payına sahip olduğumuzu söyleyebilirim.
Üretim kapasitenizin artmasına yardımcı olacak yeni projeleriniz var mı?2014 içerisinde Konya Organize Sanayi genişleme bölgesinde yeni fabrika binamızın temelini atmayı hedefliyoruz. Üretim kapasitemizin artmasına yardımcı olacak yeni fabrikamız ürün çeşidimizi artırmamıza imkân sağlayacak.
Müşterilerinize hangi ürün ve hizmetleri sunuyorsunuz? Müşterilerinize satış sonrası geri dönüş yapıyor musunuz?Şerit testere olarak yirmi bir çeşit ürün sunuyoruz. Bu ürünler her türlü iş kolunda faaliyet gösteren müşterilerin ihtiyaçlarına göre düşünülmüş, tasarlanmış ürünlerdir. Satış sonrası müşteri ziyaretlerimiz hem firmamız, hem bayilerimiz tarafından düzenli olarak yapılmaktadır.
Sektörde en sık karşılaştığınız sorunlar nelerdir? Sorunların çözümüne yönelik çalışmalarınız hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?Kaliteyi standart olarak sunamamak, Ar-Ge’ye yatırım yapmamak ve markalaşamamak en büyük üç tehdit. Bu üç unsurun bir araya gelmediği ve müşteriye ihtiyaçlarını karşılayacak ürün sunulmadığı durumlarda ortaya çıkan fiyat ve rekabet algısı ile hareket, ihracatın da düşmesine sebep olmakta. Türkiye’de üretilen ürünlerin diğer üretici ülkelerin fiyat seviyesinin altında kalmasının yegâne nedeninin bu üç unsur olduğunu düşünüyoruz. Üreticilerimiz Ar- Ge ve markalaşmaya büyük bütçeler ayırmak zorunda.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.