Kema Makina’dan “YERLİ CNC İŞLEME MERKEZİ”
Takım tezgâhları; sanayinin olmazsa olmazıdır desek, yeridir… “Kendi Kendini Üretebilen Tek Makina” olma özelliğinin yanı sıra neredeyse bütün makinaların üretiminde kullanılan çok önemli bir araçtır.
Takım tezgâhları; sanayinin olmazsa olmazıdır desek, yeridir… “Kendi Kendini Üretebilen Tek Makina” olma özelliğinin yanı sıra neredeyse bütün makinaların üretiminde kullanılan çok önemli bir araçtır.
Özellikle CNC sistemler bu makinalara eklendikten sonra önemi daha da arttı ve kullanımı yaygınlaşmaya başladı. Özellikle Türkiye’de her yıl binlerce takım tezgahı imalathanelerdeki yerini alıyor, sanayicilerimize hizmet veriyor. Bu tezgâhlar aracılığı ile üretilen ürünler dünyanın birçok ülkesine ihraç ediliyor. Fakat bu tezgahların hemen hemen tamamı ithalat yoluyla ülkeye kazandırılıyor. Önceki yıllarda bu makinaları Türkiye’de üreten bir – iki firma oldu fakat sektörde tutunmayı başaramadılar. “Rantabl değil”, “Yeterli teknolojik bilgimiz yok”, “Dünya devleriyle rekabet edemeyiz” gibi avutucu sözlerin de etkisiyle ithalatı sürdürmeye devam ettik, hala da ediyoruz.
Ne var ki geçtiğimiz günlerde almış olduğumuz bir haber bizleri fevkalade sevindirdi, heyecanlandırdı: 1996 yılından beri Bursa’da faaliyet gösteren ve Danobat Group, Primero gibi firmaların Türkiye Distribütörlüğü’nü yürüten Kema Makina, üretimini tamamlamış oldukları “Yerli CNC İşleme Merkezi” ürün lansmanı için bizleri Bursa’daki showroomlarına davet ettiler. Firmanın Kurucu Ortağı ve aynı zamanda Ticaret Müdürü olan İbrahim Keser ile randevulaştıktan sonra Bursa’da kendilerini ziyaret ettik ve KESSER markasıyla üretilen DFM-20 Yerli CNC İşleme Merkezi’ni yakından inceleme fırsatı bulduk. Hem projenin Ar-Ge ve üretim aşamasını hem de sektördeki hedeflerini konuştuğumuz İbrahim Keser, dergimize önemli açıklamalarda bulundu.
Yerli CNC İşleme Merkezi üretimi tabir-i caizse “Yürek İsteyen Bir İş”… Böylesine önemli bir projeye başlamaya nasıl karar verdiniz? Bu süreci bizimle paylaşır mısınız?
Uzun yıllardır İspanyol Danobat Group ve Primero (Tayvan) markasının Türkiye’deki tek yetkili satıcısı ve servis sağlayıcısıyız. Sektörde güvenilir bir imaja ve marka bilinirliğine sahibiz. Sanayicilerimize takım tezgahları sektöründe yaratıcı çözümler sunmanın ve distribütörü olduğumuz markaları en iyi şekilde temsil etmenin gayreti içerisindeyiz. Oldukça geniş bir müşteri portföyüne sahibiz. Ülkemizin birçok şehrinde, farklı farklı alanlarda satışını yaptığımız, servis hizmetlerini sağladığımız makinalar bulunuyor. Kullanıcılarımızla daima iletişim halindeyiz ve onlarla yakından ilgilenen bir firmayız. Çünkü onlardan aldığımız / alacağımız feedbacklere büyük önem veriyoruz. Müşterilerimiz de bu yaklaşımımızı bildiğinden; sürekli olarak bizlere önerilerini, beklentilerini iletirler. Zaten Yerli CNC İşleme Merkezi üretimi kararı almamızdaki en büyük etken de bu feedbackler oldu diyebiliriz. Son yıllarda müşterilerimiz bizlerden farklı boyut ve konfigürasyonlarda makinalar talep etmeye başlamışlardı fakat temsilcisi olduğumuz Danobat Group’ta bu makinalar bulunmuyordu. Tayvanlı Primero ile konuyu görüştük fakat standart üretimlerinin dışına çıkmak istemediler. Zaten uzun yıllardır sanayinin içinde olan bir firma olarak imalat her zaman aklımızın bir köşesinde vardı. Hal böyle olunca da bu projenin Ar-Ge çalışmalarını başlattık. Ar-Ge ve üretim süreci dahil yaklaşık olarak 2 yılda projeyi tamamladık ve Yerli CNC İşleme Merkezi’ni ülkemize kazandırdık.
Projeye başlamadan önce çekinceleriniz olmadı mı hiç?
İki yıl önce bu proje havada dolaşan bir fikirken, enerjimizin bir kısmını bu projeye yönlendirerek gerçek olmasını sağladık. Proje sırasında ekibimiz ile birlikte, ürünü keyifle izleyeceğimiz günlerin heyecanını taşıdık.
Mutlaka oldu… Karar alırken üzerinde fazlasıyla durduk. Fakat ne dedik kendimize biliyor musunuz? Gelecekte Türkiye’nin altın sektörü ne otomotiv ne de tekstil sektörü olacak. Bize göre geleceğin sektörü makine sektörü... Çünkü katma değerin fazla olmasının yanı sıra, Türkiye’ye yönelik yatırımlar da her geçen gün artıyor. Maalesef ülke olarak takım tezgâhlarının 98’ini ithal ediyoruz. Bakın aynı zamanda bir ithalatçı firma olarak “Maalesef” diyorum. Fakat biliyoruz ki, bu ithalatlar olmasaydı Türkiye’deki bu gelişimden söz edemezdik, bunu da belirtmemiz gerekiyor fakat 98 sıra dışı bir oran… Hem bu oranın yüksekliği, hem de ticari karlılıktan ziyade bu projeyi hayata geçirmenin verecek olduğu maneviyat nedeniyle bu işin altına imza atmaya değer dedik.
İki yıl önce bu proje havada dolaşan bir fikirken, enerjimizin bir kısmını bu projeye yönlendirerek gerçek olmasını sağladık. Proje sırasında ekibimiz ile birlikte, ürünü keyifle izleyeceğimiz günlerin heyecanını taşıdık.
Daha önce yerli üretim yapan fakat devamını getiremeyen firmaların oluşu sizleri nasıl etkiledi?
Bu durumu da göz önünde bulundurduk tabi ki… Türkiye’de ilk CNC tezgâh üretimini Kayseri’de Taksan yaptı. Bana göre Avrupalı ve Uzakdoğulu üreticilerle de kalite konusunda rekabet edebilecek derecede ürünler yaptı fakat fiyat rekabeti, gümrük sorunları, siyasi baskılar gibi çeşitli nedenlerden dolayı üretimlerini sürdüremediler. Bu firmalara Dirinler’i de ekleyebiliriz fakat Dirinler Köprü tipi ve CNC torna üzerinde çalışıyorlar. Geçmişte yaşanan bu durumlara rağmen bizler büyük bir kararlılıkla projemizin arkasında durduk, hiçbir zaman karamsarlığa kapılmadık.
Şuan lansmanını yaptığınız tezgâhın özelliklerini bizimle paylaşır mısınız?
Bizim önceliğimiz makinanın uzun ömürlü olmasıdır. Makinanın tasarımını yaparken, sıfır problemi hedefledik. Tasarım aşamasında bu hedefe ulaşmak için en büyük bilgiyi servis ekibimiz ve müşterilerimizden sağladık.
KESSER DFM-20 modeli makinamızın boyutu ve kaldırma kapasitesi göz önüne alındığında ağır işlerde kullanılabileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Başta kalıp sektörü olmak üzere sanayinin birçok alanında beklentileri karşılayabilecek özelliklere sahiptir. X ekseninde 2 metre, Y ekseninde 1metre, Z ekseninde de 900 mm ürün işleyebileceğimiz bir alan var. Makina; 2,5 ton taşıma kapasitesine ve 8 bin devirli 18.5 kilowatt gücünde motora sahiptir. Makinanın üretiminde ihtiyaç duyulan komponentlerin büyük bir kısmını Türkiye’deki üreticilerden temin ettik. Sadece ülkemizde üretimi yapılmayan aksamları ithal ettik. İthal kullandığımız aksamların üretimi Türkiye’de yapılmaya başlandıkça, maliyeti ne olursa olsun yerli ürün tercih etmeyi planlıyoruz. Bizim önceliğimiz makinanın uzun ömürlü olmasıdır. Makinanın tasarımını yaparken, sıfır problemi hedefledik. Tasarım aşamasında bu hedefe ulaşmak için en büyük bilgiyi servis ekibimiz ve müşterilerimizden sağladık. Servis ekibimiz ile birlikte diğer makinalarda karşılaşılan problemleri ve hataları tespit ettik. Bunun yanı sıra teknolojiyi yakından takip ettik. Dünya pazarlarında rekabet edebilecek bir tezgahı ürettiğimizi düşünüyoruz.
Proje esnasında ya da öncesinde, bu makinenin üretimi için herhangi bir teşvik aldınız mı?
Bu makinamızın üretiminde herhangi bir teşvik almadık. Tamamen öz sermaye ile üretimini gerçekleştirdik. Fakat çok fazla dile getirmediğimiz TÜBİTAK destekli bir projemiz daha var. Önümüzdeki dönemlerde bu çalışmamızı da sizlerle paylaşacağız.
Peki, Türkiye’deki sanayiciler neden yerli tezgâh kullanmalı? Yerli tezgâhın avantajları neler olacak?
Türkiye olarak esnek bir yapıya sahibiz. Sanayiciler üretimlerini makinaya göre uydurmak zorunda değiller. Bilakis biz onların ihtiyaçlarına göre üretim yapmak zorundayız.
Türkiye olarak esnek bir yapıya sahibiz. Sanayiciler üretimlerini makinaya göre uydurmak zorunda değiller. Bilakis biz onların ihtiyaçlarına göre üretim yapmak zorundayız. Biz de bunları göz önünde bulundurarak ürettiğimiz makinamıza teknoloji ve güç bakımından güveniyoruz. Ayrıca fiyatta da rekabetçiyiz. Bu daha ucuz olduğumuz anlamına gelmiyor. Kalite ve fiyat konusunu doğru orantılı olduğunu düşünüyoruz.
Yerli tezgahın bir diğer avantajı ise, müşterilerimize servis olarak yabancı firmalardan çok daha yakın oluşumuzdur. Yabancı firmalar marka olarak Türkiye’deler, ama makinalarda herhangi bir arıza söz konusu olduğunda ya da yedek parça ihtiyacı olduğunda sorunları kısa sürede çözemiyorlar. Bu büyük bir sorun oluşturuyor. Müşteriler için, makinanın bir saat bile çalışmama hali büyük bir maddi kayıp iken, makinalarda bazı arızalar aylarca giderilemiyor. Yurtdışından ekip ve yedek parça bekleniyor. Bununla birlikte en başta belirttiğim gibi müşterilerimizin beklentilerine uygun ebat ve komponentlere sahip makinaları üretme imkanımız olacak. Sanayicilerimiz bizlere beklenti ve taleplerini kolaylıkla iletebilecekler ve kısa sürede cevap alabilecekler. Sonuçta onlarla aynı dili konuşan, aynı kültüre sahip bir üretici bulacaklar karşılarında…
Satış sonrası ürünlerinizi nasıl desteklemeyi düşünüyorsunuz? Türkiye’nin her yerine servis hizmeti verebilecek misiniz?
Kesinlikle… Kuracağımız satış ve servis ağıyla ülkemizin her köşesine hizmet götürmeyi amaçlıyoruz. Servis hizmetleri konusunda olmazsa olmazlarımız var, bunları daima göz önünde bulunduracağız.
Son olarak dergimiz aracılığı ile sektöre iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Her şeyden önce şunu dile getirmek istiyorum: Her türlü eleştiriye, tavsiyeye açığız fakat “Ne de olsa Türk Malı” gibi bir önyargıyı asla kabul etmiyoruz. Artık millet olarak kendi değerlerimizin, kabiliyetimizin, mühendisliğimizin kalitesinin farkına varalım ve bu ülkenin insanlarına güvenmeyi öğrenelim.
Sizlerin aracılığıyla Bursa’da AG Metal adlı firmasıyla faaliyetlerini sürdüren Sayın Ayhan Göncü’ye bir kez daha bize vermiş olduğu gönülden destek için teşekkür etmek istiyorum. Kendisi, ürün daha tasarım aşamasındayken bizlere çok destek verdi. Gerçek babayiğitler, Sayın Ayhan Göncü gibi Türk sanayicisine güvenenlerdir.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.