Makine ihracatçıları 100 milyar dolarlık hedefe üniversiteler ile ulaşacak
Makine sektörünün 2023 yılı hedefine üniversiteler birlikte ulaşacağını ifade eden OAİB Başkanı Adnan Dalgakıran, “Artık rekabeti ucuz işçilikle değil, nitelikli elemanla yapmalıyız. İşletmelerimizin yüzde 36’sında mühendis, yüzde 37’sinde ise tekniker bulunmuyor. Durumun aciliyeti ortada” dedi.
Makine sektörünün 2023 yılı hedefine üniversiteler birlikte ulaşacağını ifade eden OAİB Başkanı Adnan Dalgakıran, “Artık rekabeti ucuz işçilikle değil, nitelikli elemanla yapmalıyız. İşletmelerimizin yüzde 36’sında mühendis, yüzde 37’sinde ise tekniker bulunmuyor. Durumun aciliyeti ortada” dedi.
Türkiye makine sektörü ile üniversiteler, işbirliği geliştirmek ve gelecekteki Ar-Ge çalışmalarında bir yol haritası belirlemek üzere bir araya geldi. Orta Anadolu Makine Aksamları İhracatçıları Birliği’nin (OAİB) önderliğinde, Türkiye’nin dört bir yanındaki 40 üniversiteden, rektörler, dekanlar ve öğretim üyelerinin katıldığı ‘Üniversite – Sanayi İşbirliği Buluşması’ organizasyonunda konuşan OAİB Başkanı Adnan Dalgakıran, makine sektörünün rekabete bakış açısını değiştirmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Artık rekabeti ucuz işçilikle değil, nitelikli eleman ile yapmalıyız. Yaptığımız araştırmalar işletmelerimizin yüzde 36’sında mühendis, yüzde 37’sinde ise teknisyen veya teknikerin bulunmadığı ortaya çıkarmıştır. Bu tablo nitelikli eleman konusundaki durumun aciliyetini ortaya koymaktadır” dedi.
Eğitim için fiziki şartlar oluşturulmalı
Türk makine sektörünün en çok ihracat yapan 30 ülke arasında yüzde 22’lik artış oranı ile 10 yılda 4. sıraya yükseldiğine dikkat çeken Dalgakıran, “2023’te 500 milyar dolar olarak hedeflenen Türkiye toplam ihracatı içerisinde sektörümüz 100 milyar dolarlık bir hedef belirlemiştir. Bunun yanı sıra Türkiye toplam ihracatı içerisinde yüzde 8’lik payımızı da yine bu zaman zarfından yüzde 20’ye çıkaracağız. Bu hedefe ulaşmak için sanayinin uzun dönemli teknoloji stratejilerine sahip olması, araştırmacı ve akademisyenlerin sanayi gelişimi için yapılması gerekenler ve beklentiler konusunda bilgi ve yeterince deneyimli olmaları ve eğitim altyapısının hızla doğru bir şekilde yapılandırılması şart” dedi.
İstihdamda zorluk yaşanmasının, talep ile arzın buluşamadığını açıkça ortaya koyduğunu ifade eden Dalgakıran, “Sektörün ihtiyaç duyduğu beceriler ile teknik eğitime sahip adayların becerileri arasında tutarsızlıklar bulunuyor. Eğitim kalitesi, iyi yapılanma ve iyi uygulama aynı anda gerçekleştirildiği takdirde artacaktır. Üniversitelerde yeni birimler açılırken, öncelikli olarak sektörel anlamda uygunluğu değerlendirilmelidir. Eğitim için gerekli fiziki şartlar oluşturulmalıdır. Öğrenciler üniversitelerden sadece teorik bilgiler edinerek değil, iş dünyasına hazır ve yeterli donanımda mezun olmalıdırlar” şeklinde konuştu.
“Ezberden uzak, çözüm üreten eleman istiyoruz”
Sektörün ezbercilikten uzak, öğrendiğini uygulayabilen, sorgulayan ve çözüm üretebilen bir mühendis profiline ihtiyaç duyduğuna dikkat çeken Adnan Dalgakıran, “Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın hazırladığı Türkiye Makine Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nda İnsan Kaynakları Başlığı altında nitelikli eleman yetiştirilmesine yer verilmiştir. Buna göre, nitelikli ara eleman temini için meslek liseleri ve üniversitelerin mühendislik bölümlerindeki eğitimin bu ihtiyacı karşılayacak şekilde düzenlenmesine ve geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Nitelikli eleman temin edilmiş olması da yetmemektedir. Bu elemanların gelişen teknolojileri uygulayabilmeleri için firma içi eğitimlerine de önem verilmesi şarttır” dedi. Yapılan araştırmalarda işletmelerin yüzde 36’sında mühendis, yüzde 33’ünde ise teknisyen veya tekniker bulunmadığına dikkat çeken Dalgakıran, “Teknolojik gelişmeleri yakından takip etmesi ve vasıflı personel çalıştırması zorunlu olan bir sektör için bu oranlar oldukça yüksektir” dedi. Üniversite - sanayi işbirliğinin ana amaçlarından birinin sanayinin Ar-Ge ihtiyaçlarına üniversitelerin destek vermesi olduğuna dikkat çeken Dalgakıran, “Güncel teknolojiyi yakalamak yurtdışından know – how alınarak belli bir seviyeye kadar karşılanabilmektedir. Firmaların teknolojilerini güncellemeleri gerekmektedir. Bu nedenle Ar-Ge, sanayi kuruluşları için hayati öneme sahiptir” dedi. Dalgakıran, 2010 yılında gerçekleştirilen Ar-Ge harcamalarının yüzde 46’sının yüksek öğretim, yüzde 42’5’inin özel sektör ve yüzde 11.4’ünün ise kamu sektörü tarafından gerçekleştirildiğini vurguladı.
Toplantıda konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, 26 sektörde 60 İhracatçı Birlik ile Ar-Ge çalışmalarına ve Proje Pazarlarına büyük önem verdiklerini ifade ederek, “İhracatımızda katma değer yaratmak için Ar-Ge çalışmalarının önemine her fırsatta, katıldığımız her etkinlikte vurgu yaptık. 26 farklı sektörde düzenlemeyi hedeflediğimiz Proje Pazarları sayesinde ihracatımıza Ar-Ge kültürü enjekte etmek istiyoruz. Bu doğrultuda Ar-Ge Proje Pazarları’nın üniversite sanayi işbirliğini geliştirmek için kilit faktör olduğunu düşünüyoruz. Ar-Ge Proje Pazarları akademisyen, araştırmacı ve sektör temsilcilerini bir araya getirirken adeta mıknatıs görevi görüyor. Mıknatısın metalleri çektiği gibi Ar-Ge proje pazarları da katma değerli ihracatı çekiyor” şeklinde konuştu.
“Ar-Ge Merkezleri kuracağız”
Makine sektörünün 2011’de 8.4 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini belirten Büyükekşi, “2012 hedefi 10 milyar dolar. Sektörümüz 2023 yılında ise bu rakamın 10 katı yani 100 milyar dolar ihracat hedefliyor. Makine sektöründe yaşanacak bu gelişim sayesinde Türkiye’yi kendi üretim teknolojisine sahip bir ülke konumuna getirmek istiyoruz. Özel tasarımlı, kaliteli, uygun fiyatlı, yeni teknolojiye sahip fonksiyonel ve çevre duyarlılığı yüksek ürünler geliştirmek istiyoruz. Sektördeki Ar-Ge çalışmalarını artırarak ortak Ar-Ge merkezleri oluşturmayı hedefliyoruz. Üniversite ve sanayicileri buluşturarak 2023 İhracat Hedeflerimize bir adım daha yaklaştık” dedi. Rekabetçilikte ucuz iş gücü faktörünün artık geçerli olmadığını vurgulayan Büyükekşi, “İş gücü maliyetimiz yükseldi ve yükselmeye de devam ediyor. Enerji de ne kadar istesek de dışarıya bağlıyız. Bizim rekabetçiliğimiz teknolojiden gelecek, verimlilikten gelecek” dedi.
Hedef; Ar-Ge üniversitesi olmak
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek ise, İkitelli OSB’de teknopark oluşturmak için alan kiraladıklarını belirterek, “Meslek yüksek okulumuzu oraya taşıyoruz. Sanayi ile daha iç içe olmak için ve özellikle de Ar-Ge çalışmalarımızı daha aktif yapabilmek için bunu yapıyoruz” dedi. Şu anda Yıldız Teknik Üniversitesi’nde bulunan teknoparkta 140 firma ve 2 bin Ar-Ge mühendisi ile çalıştıklarını ifade eden İsmail Yüksek, bu rakamı bir yıl içerisinde 200 firmaya ve 3 bin mühendise çıkaracaklarını açıkladı. İsmail Yüksek, hedeflerinin Ar-Ge Üniversitesi olmak olduğunu vurguladı.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.