Maliyeti yüksek çeliklerin üretimi düşük
SPOT- Kaliteli çelik üretiminin maliyetinin fazla olması sebebiyle son dönemde kalitesiz çelikler üretilmeye başlandı.
SPOT- Kaliteli çelik üretiminin maliyetinin fazla olması sebebiyle son dönemde kalitesiz çelikler üretilmeye başlandı.
SPOT- Kaliteli çelik üretiminin maliyetinin fazla olması sebebiyle son dönemde kalitesiz çelikler üretilmeye başlandı.
Demir Çelik Üreticileri Derneği (DÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan kalitesiz çelik üretiminden kastedilenin, ithal edilen ucuz ve kalitesi düşük yarı mamullerden üretilen nihai mamuller olduğunu belirtti. Yayan, söz konusu kalitesiz ve ucuz yarı mamullerin, özellikle BDT ülkelerinden, Dahilde İşleme Rejimi kapsamında, ihraç kaydıyla ithal edildiğini sözlerine ekledi.
Derneğiniz hakkında bilgi verir misiniz. Kaç yıldır hizmet veriyorsunuz?
1970 yılında, Türk Demir-Çelik sanayine katkıda bulunmak amacıyla kurulan Demir-Çelik Üreticileri Derneği (DÇÜD)’nin, bugün 15’i elektrik ark ocaklı (EAO) ve 2’si entegre tesis olmak üzere 17 üyesi bulunmakta ve Derneğimiz, sektörün 95’ini temsil eden yegâne kuruluş hüviyetini taşımaktadır.
Demir-Çelik Sektörünü, dünyadaki gelişmelere her yönden ayak uydurabilecek bir yapıya ulaştırmak ve Türk Demir-Çelik Sanayini gelişmiş ülkeler düzeyine çıkarmak, Derneğin başlıca amaçları arasında yer almaktadır.
Dernek çalışmalarını;
·Üyelerinin sektöre ilişkin problemlerini ilgili tüm merciler nezdinde etkin bir şekilde gündeme getirerek, sektörün beklentileri doğrultusunda çözümler üretilmesini sağlamak,
·Türkiye ve dünya demir-çelik sektörü ile ilgili istatistiki bilgileri toplamak ve yaymak amacıyla, üç aylık periyotlarla olmak üzere dergi ve günlük bültenler yayınlamak,
·İşbirliğine dayalı yakın bir çalışma ortamı oluşturarak, tüm üretici kuruluşların sektör sorunlarının çözümü istikametinde dayanışma içinde olmalarını sağlamak,
·Üyelerin karşılaştıkları sorunları tartışmak, çözüm önermek ve çözmek için gerekli tüm yasal yollara başvurmak, Dernek çalışmalarının sonuçlarını, ilgili kamu ve özel sektör kuruluşlarına iletmek,
·Yurtiçi ve yurtdışında yayınlanan basın ve yayın organlarında, sektöre ilişkin bilgilerin doğru bir şekilde yayınlanmasını sağlamak,
·Basın açıklamaları yoluyla, sektörün sorunlarını ve çözüme ilişkin beklentilerini kamuoyuna sunmak,
·Çeşitli seminer, fuar, panel ve toplantılara sektörü temsilen katılarak, yazılı ve sözlü bir şekilde sektör görüşlerini dile getirmek,
·Uluslararası Demir Çelik Enstitüsü (IISI), Avrupa Demir Çelik Üreticileri Federasyonu (EUROFER) ve OECD gibi uluslar arası kuruluşlar nezdinde sektörün menfaatlerini korumak ve temsilini sağlamak,
· TOBB, TÜSİAD, SEDEFED ve İMSAD gibi kuruluşlar ile işbirliği içerisinde ortak çalışmalar yapmak,
şeklinde özetlemek mümkündür.
Demir çelik sektörünün genel durumu hakkında neler söyleyebilirsiniz ?
Demir çelik sektörümüzde, 2007 yılında, 19’u Elektrik Ark Ocaklı (EAO), 3’ü entegre tesis olmak üzere, 22 tesis faaliyet gösterecektir.
2006 yılında Türkiye’nin ham çelik üretim kapasitesi 24.7 milyon ton olup, bunun 21.2 (86) milyon tonu uzun ürünlere, 3 milyon tonu (12) yassı ürünlere, 492.000 tonu (2) ise vasıflı çelik ürünlerine yönelik olmuştur. Yöntemlere göre ise, kapasitenin 18.4 milyon tonu (75) Elektrik Ark Ocaklı (EAO) kuruluşlara, 6.3 milyon tonu (25) entegre tesislere aittir.
Sektörümüz ürettiği mamulün 60 civarındaki bir bölümünü, dünya genelinde 130’dan fazla ülkeye ihraç etmektedir. Uzun ürünlerden yana ihracatçı, yassı ve vasıflı çelik ürünlerinden yana ithalatçı durumunda olan Ülkemiz, dünya nervürlü inşaat demiri ihracatında ilk sıralarda, demir çelik ürünlerinin genel ihracatında ise ilk 10 içerisinde yer almaktadır.
Sektör genel olarak hangi ürünlere hizmet veriyor?
Demir çelik sektörü; başta inşaat sektörü olmak üzere, metal eşya sanayi, tarımsal makinalar, deniz ulaşım araçları, elektriksiz makinalar, elektrikli makinelar, motorlu kara ulaşım araçları, demiryolu ulaşım araçları, yağ, petrol, taş, toprak ve demir dışı metaller sektörlerine yönelik olmak üzere, oldukça geniş bir alana ürün temin etmektedir.
Üreticilerimiz en son teknolojilerle donatılmış tesislerinde dünya standartlarında üretim yaparak, kalite beklentisi en yüksek seviyelerde olan AB ve ABD gibi gelişmiş ülkelere de ihracat yapmaktadır.
Sektörümüzde, en başta inşaat sektörüne yönelik olmak üzere uzun ürünler; beyaz eşya, otomotiv, boru, kazan, gemi, gıda gibi sektörlere yönelik olarak yassı ürünler; otomotiv, otomotiv yan sanayi, savunma sanayi ve makine imalat sanayii gibi sektörlere yönelik olarak da vasıflı çelik ürünleri üretilmektedir.
Kar oranı ne durumda?
Demir çelik sektörü 2006 yılını, 2005 yılına göre, ham çelik üretiminde 11 civarında artışla 23 milyon ton seviyesinde tamamlamıştır. Üretimin 73’ü Elektrik Ark Ocaklarında (EAO), 27’si ise entegre tesislerde gerçekleştirilmiştir. 2006 yılında dünya ham çelik üretimi ise 9 civarında bir artışla, 1.2 milyar tonun üzerinde gerçekleşmiştir. 20 civarında artışla 400 milyon ton seviyelerinde üretim gerçekleştiren Çin halk Cumhuriyeti hariç tutulduğunda ise, dünya ham çelik üretim artışının 5 seviyelerinde kaldığı görülmektedir. Türkiye’nin 11 civarında bir artış gerçekleştirmiş olması, Türk demir çelik sektöründeki büyüme oranının, Çin hariç dünya çelik sektöründeki büyümeye kıyasla, yaklaşık iki misli daha yüksek bir performans gösterdiğini ortaya koymaktadır.
23 milyon tonluk ham çelik üretiminin 85’i uzun ürünlere, 13’ü yassı ürünlere ve 2’si ise vasıflı çelik ürünlerine yönelik olarak yapılmıştır. 2006 yılındaki üretim artışı, 2005 yılında canlanan inşaat sektöründeki hareketliliğin, 2006 yılının ilk yarısında da devam etmesi ve özellikle yılın 3. çeyreğinde, demir çelik ürün ihracatımızda kaydedilen 60 civarındaki artışlar sayesinde mümkün olmuştur.
2006 yılında demir çelik ürün ihracatı, 2005 yılına göre 15 civarında bir artışla 13 milyon ton seviyesinde gerçekleşmiştir. Geçen yıla göre miktar bazında en fazla ihracat artışı uzun ürünlerde, oransal olarak en fazla artış ise yassı ürünlerde görülmüştür. İhracatın en fazla düştüğü ürün grubu ise kütük yarı ürünleri olmuştur. İhracatımızda ilk sırayı Orta Doğu/Körfez bölgesi alırken, AB ikinci sırayı, ABD 3. sırayı almışlardır. 2005 yılında Çin’e kaptırmış olduğumuz pazarlarımızda, 2006 yılında yeniden ürünlerimiz yer almaya başlamıştır. Bu durum aynı zamanda, söz konusu pazarlarda, Türk demir çelik ürünlerine olan değişmez güvenin bir ifadesidir. Özellikle Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki inşaat sektörünün hareketliliği, büyüme eğilimi ve yüksek kalite beklentileri demir çelik ihracatımız açısından umut verici bir durum olarak değerlendirilmektedir.
Özellikle, 2006 yılının ilk 6 ayı itibariyle 6.4 olan uzun ürün ihracatımızdaki artış oranı, Eylül ayı sonunda 23 seviyesine ulaşmıştır. Başka bir ifade ile, 3. çeyrekte uzun ürün ihracatımız 56 gibi, ilk yarıya kıyasla, olağanüstü ölçüde yüksek bir seviyede gerçekleşmiştir. Toplam ihracatımızın, 2006 yılında yeniden yükselme eğilimine girmesi, sektörün 2005 yılındaki kayıplarını telafi etme çabalarının bir sonucudur.
2006 yılının ikinci yarısından itibaren, inşaat sektöründe gözlenen yavaşlamaya paralel olarak, demir çelik sektörümüz ihracata yönelmiştir. Sektörün, yurt içi talebin yetersiz kaldığı durumlarda yurt dışı pazarlara yönelebilmesi, istikrar yönünde bir tesir icra etmekte, ancak bu durumda da sektör, dünya konjonktüründeki dalgalanmalara tâbi olmaktadır. Mevcut durum itibariyle, dünya çelik piyasalarına hakim olan belirsizlik, sektörümüzü etkilemeye devam edecektir.
2006 yılında demir çelik ürün ithalatımız ise 11.5 milyon ton civarında gerçekleşmiştir. İthalatı en çok artan ürün grubu kütük yarı ürünleri olurken, en fazla ithalat yaptığımız bölgeler olan BDT ve AB ülkelerinin sıralamadaki yerleri değişmemiştir.
2006 yılında demir çelik sektöründe en fazla umut verici durum, sektördeki yassı-uzun ürün üretim kapasitelerindeki dengesizliğin giderilmesine yönelik olan yatırımların, hayata geçirilmesi olmuştur.
Kaliteli çelik üretiminin maliyetinin fazla olması sebebiyle kalitesiz çelikler üretilmeye başlandı. Bunun önüne nasıl geçilir sizce?
Öncelikle kaliteli çelik tanımı ile vasıflı çelik tanımı arasında fark olduğunu belirtmeliyiz. Kaliteli çelikten kastedilen, Elektrik Ark Ocaklı (EAO) tesislerimizde hurda demirin, entegre tesislerimizde ise cevherin, dünya ölçeğinde kabul görmüş standartlara uygun olarak ve en son teknolojiler kullanılarak üretilen yarı ürün ve bunlardan üretilen nihai mamullerdir. Vasıflı çelik ise alaşımlı çelik, paslanmaz çelik, kaplanmış çelik gibi özel işlemler gerektiren veya içerisine alaşım elementleri katılarak, çok daha özel alanlarda ve uygulamalarda kullanılan, gerek içerik açısından ve gerekse üretim teknolojisi açısından çok daha fazla maliyet gerektiren çelik ürünleridir. Üretim maliyeti yüksek olan çelikler, sözü edilen vasıflı çelikler olup, ne yazık ki, Türkiye’nin çelik üretim kapasitesi içerisinde 2 gibi oldukça düşük bir paya sahiptirler. Ancak, son yıllarda vasıflı çelik üretimine yönelik yatırımlar, Ar-Ge ve proje çalışmaları, sektör kuruluşlarımız tarafından ciddiyetle yürütülmektedir.
Diğer taraftan, Ülkemizin izabe tesislerinde üretilen çeliklerin 60 civarındaki bir bölümünün dünya genelinde 130’dan fazla ülkeye ihraç edildiği, ihraç pazarlarımız arasında ABD ve AB gibi kalite beklentisi yüksek gelişmiş ülkelerin de yer aldığı, Türk demir çelik ihracatının dünya ülkeleri sıralamasında ilk 10 içerisinde bulunduğu hususları dikkate alındığında, ürettiğimiz çeliklerin kalitesinin niteliği anlaşılmaktadır.
Kalitesiz çelik üretiminden kastedilen, ithal edilen ucuz ve kalitesi düşük yarı mamullerden üretilen nihai mamullerdir. Söz konusu kalitesiz ve ucuz yarı mamuller, özellikle BDT ülkelerinden, Dahilde İşleme Rejimi kapsamında, ihraç kaydıyla ithal edilmektedirler. Ancak, ithal yarı mamullerden üretilen nihai mamullerin ihraç edilme zorunluluğu olmasına rağmen, yurt içi piyasaya sürülerek, yerli üreticilerimizden temin edilen kaliteli yarı mamullerden üretilen nihai mamuller, ihracat taahhütlerini yerine getirmek amacıyla ihraç edilmektedirler. Bu durumun önüne geçebilmek içinse, ucuz ve kalitesiz yarı ürün ithalatının yasaklanması veya söz konusu kalitesiz yarı ürünlerden üretilen nihai mamullerin ihraç edilip edilmediğinin sıkı bir şekilde kontrol edilmesi gerekmektedir. Ayrıca bazı haddehanelerin hurda gemi sacı ve kullanılmış raydan, ark ocağında ergitilmeksizin, doğrudan doğruya inşaat demiri çekiyor olmaları da, ciddi risk yaratmaktadır. Bu durumun önlenmesi, gerek Ülkemizin deprem kuşağında yer alıyor olması ve gerekse yerli üreticilerimizin, ithalatı gerektirmeyecek miktarda yarı ürün üretiyor olmaları nedenleriyle ve sektörümüzün kalitesiz yarı ürünler ve bunlardan üretilen mamuller ile haksız bir rekabete girmek zorunda kalmaları açısından, büyük önem taşımaktadır.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.