Mustafa Aydoğdu:“Makina sektöründe yüzde 25’lik bir pazar payına sahibiz”
Makina sektöründe yüzde 25’lik bir pazar payına sahibiz
Makina sektöründe yüzde 25’lik bir pazar payına sahibiz
Tezmaksan A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Sivaslı Sanayici ve İşadamları Grubu Derneği eski başkanı Mustafa Aydoğdu, 1948 yılının Temmuz ayında Sivas'ın Koyulhisar ilçesi Yukarı Kale Köyü'nde dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Koyulhisar’da tamamlayan Aydoğdu bir dönem babası ile çalıştı. Daha sonra eniştesi ile birlikte meraklı olduğu nakliyecilikle ilgilendi. 1963 yılında Münire Aydoğdu ile hayatını birleştiren Mustafa Aydoğdu’nun Fatma, Hülya, Leyla, Hakan, Celal ve Hatice isminde altı çocuğu bulunuyor. Fatma ve Hakan Aydoğdu Tezmaksan’da yönetici olarak görev yapıyorlar. Tekrar Mustafa Aydoğdu’nun iş hayatının şekillenmesine dönecek olursak; 1970 yılında askerliğini tamamladıktan sonra bir ortağı ile birlikte nakliyeciliğe devam eden Aydoğdu, 1974 yılında İstanbul'a gelmesi ve bir marketi devralmasıyla Halkalı’da faaliyete başladı. Kurduğu bu şirketle birlikte çevresi hızla genişledi ve her geçen gün işleri büyümeye başladı. Ancak babasının rahatsızlanması üzerine Sivas'a dönmesi gerekti ve ticari hayatına küçük ticari araç alım satımı yaparak devam etti. O dönem 23 yaşındaydı ve siyasi bir partinin ilçe başkanı olmuştu. Kendisi ile tamamen zıt görüşlere sahip olan Başsavcı Şiari Yalçın ile yaptıkları bir sohbet esnasında çok geniş ufuklara sahip olduğunu, daha büyük bir şehirde ticari hayatına devam etmesi gerektiğini düşündüğünü söyledi. İlk önce siyasi görüşünden dolayı Sivas’tan uzaklaştırılmasının istendiğini düşünse de sonra başsavcının görüşlerinde haklı olduğunu anlayınca tüm araçları sattı ve İstanbul’da bir yakınıyla birlikte 1977 yılında Uzay Makine’yi kurdu. İmalata hidrolik tezgâhlarla başladılar. Bugün sahip olduğu Tezmaksan A.Ş. 1981 yılında kuruldu. Bunun yanı sıra bünyesinde birden fazla şirketler oluşturarak 1999 yılı sonunda ortaklarından ayrılarak çocuklarıyla birlikte Tezmaksan ve bağlı şirketleri yönetmeye başladı ve 2000 yılının sonlarına doğru pazarın büyük bir bölümüne sahip oldu. Bu büyümede çocuklarının çok büyük etkisi olduğunu özellikle belirten Mustafa Aydoğdu şu anda iştirakleriyle birlikte yoluna devam ediyor…
Doğup büyüdüğü ilçesine olan borcunu hayatı boyunca ödemeye çalışarak, birçok etkinlik ve toplum yararına organizasyonlar düzenleyerek yardımlarda bulundu. 21 yıldır devam eden Duman baba etkinlikleri yardım organizasyonlarının en büyük örneğidir. Bu etkinlikte her yıl 15-20 bin kişi toplanarak yardımlar yapılıyor. Yoksulların her daim yanında olmayı görev bilen Mustafa Aydoğdu eğitime ve kültüre de büyük önem veriyor.
Hayattaki en büyük amaçlarından biri manevi borcunu ödemek adına doğduğu ilçe olan Koyulhisar’a bir ilköğretim okulu açtırmaktı ve bunu da gerçekleştirdi. Münire Mustafa Aydoğdu İlköğretim Okulu, 16 dersliği ve öğrenci yurtlarıyla birçok talebeye eğitim veriyor… Bu durumdan duyduğu mutluluğu ikinci bir okulla pekiştirmek isteyen Mustafa Aydoğdu Koyulhisar’da ikinci bir okul veya kültür evi açmayı planlıyor.
50’ ye yakın kurum ve kuruluştan plaketler alan Mustafa Aydoğdu, yakın Koyulhisar ve Köyleri Derneği, Koyulhisar Hizmet Vakfı, TIAD Takım Tezgâhları İşadamları Derneği, Vakıf Guruba Hastanesi Vakfı, Yukarı Kale Köyü (mahallesi) Derneği ve birçok derneğin kurucusudur ve başkanlığını yapmaktadır. Sivaslı Sanayici ve İşadamları Grubu Derneği’nin de bir dönem başkanlığını yapan Aydoğdu, İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası ve Genç İşadamları Derneği üyesidir. Ayrıca sağlık için yaptığı yatırımlar dolayısıyla Eski Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel’den hizmet ödülü ve yine Sivas’ta yaptırmış olduğu İlköğretim Okulu dolayısıyla TBMM üstün Hizmet Ödülünü almıştır. Mustafa Aydoğdu; elde ettiği başarıların sırrının “İnanmak, çalışmak ve güvenmek” olduğunu düşünüyor.
Makina Store Dergisi olarak Mustafa Aydoğdu’yu Bayrampaşa’daki ofisinde ziyaret ettik ve yapmış oldukları çalışmaları, makina sektörüne ilişkin görüşlerini kendisinden dinledik.
Uzun yıllardır Türk sanayisine hizmet veriyorsunuz, Türkiye’nin sanayicilik anlayışını, Türk sanayisinin içinde bulunduğu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Genel olarak baktığınız zaman Türkiye son yıllarda büyük bir aşama kaydetti. Bugün Türkiye’de sanayicinin kullandığı makinenin Japonya’da, Amerika’da kullanılan makinelerden hiçbir farkı yok. Burada bizim gibi bu sektöre hizmet veren ya da aracılık eden firmalara devlet son yıllarda önemli destekler sağlıyor. Devlet artık eski devlet değil. Bir sorunumuz olduğu zaman, karşımızda muhatap bulabiliyoruz, meselemizi kolaylıkla çözüyoruz. Devletin zihniyeti birçok açıdan değişmiş durumda… Bu doğrultuda ben son yıllarda Türk sanayisinde önemli gelişmeler olduğunu düşünüyorum. Ama bu gelişme yeterli mi? Tabi ki hayır. Türk sanayisinin kat etmesi gereken daha çok mesafesi var diye düşünüyorum fakat izlediği yolunda doğru olduğuna inanıyorum. Her 3 yılda bir yaşanan durgunluklara ve krize rağmen büyüyen bir sanayinin geleceğini parlak olarak görüyorum.
Tezmaksan olarak neler yapıyorsunuz, müşterilerinize hangi ürün ve hizmetleri sunuyorsunuz?
30 yılı aşkın bir süredir CNC ve Universal Tezgâhların temsilciliği ve satışı konusunda faaliyet gösteren firmamız, İstanbul merkez de 9000 metre kare, İstanbul Trakya Serbest Bölgede 8000 metre kare ile ,Kıraç fabrika da Aydoğdu gruba bağlı şirketler ile birlikte 18.000 metre kare de 100 kişilik çalışma ekibiyle sektöre hizmet vermeye devam ediyor. Makina ithalatı ve ihracatında sergilediğimiz titiz çalışmalar neticesinde ISO 9001-2000 belgesi alan firmamız, ithal ettiği ürünler için de Avrupa Güvenlik Normlarına Uygunluk Belgesi olan CE belgesine de sahip durumdadır. Firmamızın ürün yelpazesinde CNC kontrollü torna tezgahları, dik işleme merkezleri, yatay işleme merkezleri, delik delme ve kılavuz çekme makinaları, çift kolonlu köprü tipi dik işleme merkezleri, 5 eksen dik işleme merkezleri, çok eksenli tornalama merkezleri, kayar otomat tezgahları, taşlama tezgahları, punç pres tezgahları, takım bileme tezgahları, dalma erezyonlar, dişli raspalama tezgahları, dişli azdırma tezgahları, tel erezyon tezgahları, sıvama tornaları, poligon tezgahları, delik delme tezgahları; Universal tezgahlar olarak torna, kalıpçı freze, dalma erezyon, giyotin makaslar, apkant presler, eksantrik presler, şerit ve daire testere makinaları, taşlama tezgahları, sütunlu ve radyal matkap tezgahları, kılavuz çekme tezgahları, borverk tezgahları, poligon tezgahları ve tezgah aparatları bulunmaktadır.
“Dünyanın en hızlı servis hizmeti veren firmalarından biriyiz”
İstanbul merkez, Konya, Adana, İzmir, Ankara, Bursa, Kayseri başta olmak üzere ülkemizin dört bir yanında bulunan bölge ofisleri, servis ve temsilcilik ağıyla Türk sanayicisine üst düzey hizmet sunuyoruz. Pazardan yüzde 25 pay alıyoruz. Yapmış olduğumuz işe saygı duyuyoruz ve işimizin gerekliliklerini yerine getiriyoruz. Sadece 3 milyon dolarlık yedek parça stokunu kesintisiz olarak elimizde tutuyoruz. Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere dünyanın en hızlı servis hizmeti veren firmalarından biriyiz.
Makina ithalatına getirilen vergilendirmeyi ve hükümetin yerli makina kullanımını teşvik eden politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hükümetin yerli makina kullanımını teşvik eden politikalarını kesinlikle doğru buluyorum. Türk makina üreticilerine verilen teşvik ve desteklerin mümkünse daha da arttırılması gerektiğini savunuyorum. Bazı kesimler bizim gibi makina ithalatçılarını yadırgıyorlar ve ülkemizin kaynaklarını yurt dışına aktardığımızı savunuyorlar. Keşke ithalatını yaptığımız makinalar Türkiye’de üretilebilse ve rantabl olsa… Biz de o zaman yerli üreticiden makina alıp sanayicimize satardık hatta yurt dışına ihraç ederdik. Fakat nasıl ki bugün bir otomobil üreticisi lastik üretmiyorsa bizim ülkemiz de her makinanın üretimini yapmıyor veya rantabl olmadığı için yapamıyor. Bu nedenle bizler ülkemizin kaynaklarını yurt dışına har vurup harman savurmuyoruz. Bizim ithal ettiğimiz makinaları alan sanayicilerimiz 24 saat o makinalarda üretim yapıyorlar ve ürettikleri malları yurt dışına ihraç ediyorlar. Biz ve bizim gibi büyük makina ithalatçılarını birer kahraman olarak görüyorum çünkü bizler yeni gelişen teknolojileri Japonya, Tayvan, ABD, Almanya, İsviçre, İtalya gibi ülkelerle aynı zamanda sanayicilerimizin hizmetine sunuyoruz. Çok eski yıllarda Almanya gibi ülkelerin kullanıp bizlere sattıkları eski teknolojilerle üretim yaparken, bugün onlarla aynı zamanda, hatta çoğu zaman onlardan daha önce gelişen teknolojiyi ülkemize kazandırıyoruz. Kısacası yerli makina kullanımına bizler de destek veriyoruz fakat bizlerin vermiş olduğu hizmete de saygı gösterilmesini istiyoruz.
Son olarak ABD ve Avrupa ülkelerinde baş gösteren kriz Türkiye’ye sizce ne kadar yansır? Türk ekonomisinin önümüzdeki bir yılını nasıl görüyorsunuz?
Türkiye’de eskiden günlük yaşardık. Zamanla bu süre uzadı ve daha geniş planlar yapmaya başladık. 2008 kriziyle tekrar planlama sürelerini kısaltmak zorunda kaldık fakat bu sadece Türkiye’nin değil dünyanın sorunu. İyi ki 2001 krizini yaşamışız ve eksik olan yönlerimizi tamamlamışız. İyi ki bankacılık sistemimizi bir nizama sokmuşuz. 2001 krizi sayesinde 2008 krizini kolay atlattık diye düşünüyorum. Global krize gelince; Amerika’ya kolay kolay bir şey olmaz diye düşünüyorum. AB ülkelerinin bazılarının çok zor durumlara girmesi olasılık dahilinde… Bu ülkelerin içine düşeceği sıkıntılar belli ölçülerde bize de muhakkak yansıyacaktır fakat mesela Yunanistan ekonomisinde oluşacak derin bir krizin de ülkemize çok zarar vereceğini zannetmiyorum. Ticaretimiz olan ülkelere göre durum değişecektir. Ben Türkiye’nin dinamiklerinin sağlam olduğunu düşünüyorum ve Başbakanın yeni Pazar arayışlarını yerinde buluyorum… 2012 yılının 2011’e benzer bir yıl olacağını, 2013 yılının ise ülkemiz açısından daha durgun geçeceğini düşünüyorum.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.