Makina İmalatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Dirin, Hyatt Regency Hotel’de dergimizin sorularını yanıtladı. Yapmış olduğumuz söyleşiyi sizlerle paylaşıyoruz.
Teşviklerden yararlanamıyoruz
Türkiye’de makine imalat sanayi son dönemlerde inanılmaz ölçüde gelişti. İhracat rekorları kırmaya başladık. Kalitemiz tüm dünya ülkeleri tarafından kabul edilir hale geldi. Bu noktada birçok ülke sanayisine önemli teşvikler sunarken, biz bunlardan mahrum kalıyoruz. Diyeceksiniz ki Türkiye Cumhuriyeti devleti sizlere hiç mi teşvik sunmuyor? Sunuyor fakat o kadar çok formaliteler gerekiyor ki bu teşviklerden yaralanmak için; haliyle firmalar bu formalitelerle uğraşamıyor, uğraşacak vakit bulamıyor. Bugün belki de birçok teşvik fonunda önemli miktarlarda kaynaklar kullandırılmayı bekliyor. Fakat bahsettiğim olumsuzluklar bunların kullanımını engelliyor. MİB olarak bazı danışmanlık firmalarıyla anlaşmalar yaptık. Bu anlaşmalar çerçevesinde üyelerimize teşviklerle ve diğer konularla ilgili bilgilendirmeler yapacağız. Buna rağmen rekabet gücümüzü koruyoruz. Çin dâhil bütün ülkelerle rekabet ediyoruz.
KDV nedeniyle katma değer yaratamıyoruz
Ülkemizdeki işgücü maliyetleri, KDV sorunu ve dövizdeki dalgalanmalar önemli problemlerimiz arasında yer alıyor. Mesela KDV… Bilindiği gibi KDV tüketici vergisi olarak ortaya çıktı. Fakat günümüze bakıldığında bu vergi üreticilerden de alınıyor. Yatırım yapıyoruz, istihdam sağlıyoruz, önemli yüklerin altına giriyoruz, ülkeye döviz kazandırarak ekonomiye katkıda bulunuyoruz. Teşviklerden zaten yararlanamıyoruz, en azından KDV’nin üreticilerden alınmaması gerekiyor. KDV’den muaf olan üreticiler yastık altında para saklamazlar. O paraları yatırıma dönüştürürler, istihdam sağlarlar, işsizliğin önüne geçerler. Fakat bunu, bizleri yönetenlere anlatamıyoruz.
Enerji zamları
Enerji, yaşamın ana kaynağıdır. Enerji olmadan adım atmak günümüzde imkânsız hale gelmiştir. Bu nedenle ülkemizin enerji yatırımlarına öncelik vermesi gerekiyor. Bu konuda dışa bağımlılığımızı azaltmalıyız ve geleceğe güvenle bakmalıyız. Çevre bilinci tabi ki olması lazım ama bugün dünya ile rekabet etmek istiyorsak, nükleer enerji santrallerine de sahip olmamız gerekiyor. Dünyada 500’ün üzerinde nükleer enerji santrali varken, 100’e yakın yeni proje hayata geçirilmek üzereyken, Bulgaristan gibi bir ülkede bile 3 tane nükleer enerji santrali bulunurken bizim ülkemizde hiç olmaması beni çok üzüyor. Bu rakamları afaki olarak verdim fakat hemen hemen yaklaşık rakamlardır. Enerji konusunda ne kadar aciz olduğumuz ortadadır. Bizim ülkemizin ucuz enerjiye ihtiyacı var. Enerji fazlalığı diye bir şey olamaz. Enerjiye, özellikle de ucuz enerjiye her zaman ihtiyaç duyarız. Özellikle makine imalat sanayinin en önemli maliyet girdilerinden birisi enerji. Ucuz enerji sayesinde rekabet gücümüz artarsa, ülke ekonomisi çok büyük kazançlar elde eder.
Sektörel basın bizlere önemli katkılar sağlıyor
Önceki yıllarda sektörümüzü yaşanan gelişmelerden haberdar edecek, firmaların seslerini duyurmalarını sağlayacak ve tanıtımlarını yapacak yayınların yetersiz oluşu bizlerin en büyük sıkıntısıydı. Günümüzde bu sorunun üstesinden gelindi. Sektörel yayınların artmasıyla birlikte kim, nerede, neler yapıyor, ne üretiyor soruları cevap bulmaya başladı. Bu gelişmelerle birlikte tespit ettiğim bazı noktalara da değinmek istiyorum: Dergilerde reklam ve haber sayfalarında orantısızlıklar var. Çok sayıda reklam varken, teknik bilgiler içeren, yurt dışında yaşanan gelişmelerle ilgili bilgiler veren, sektörün gelişimine katkıda bulunacak haberlerin yetersiz olduğunu, çok az yer verildiğini düşünüyorum. Ayrıca sektörün sorunları da dergilerde yeterince dile getirilmiyor. Bu konuda sektörel yayıncılarımızın gereğini yapacağını umuyorum
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.
