OSD Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer;2013 yılında sanayimiz başarılı bir yılı geride bıraktı
2013 yılında hafif ticari araç pazarı bir önceki yıla göre gerilerken, ağır ticari araç pazarında herhangi bir değişim olmadı
2013 yılında hafif ticari araç pazarı bir önceki yıla göre gerilerken, ağır ticari araç pazarında herhangi bir değişim olmadı
Gelişmiş hatta gelişmekte olan ülkeler için anahtar sektör rolünde bulunan otomotiv sanayi, Türkiye ihracatına ve ekonomisine katma değer sağlayan sektörler sıralamasında ilk sıradaki yerini koruyor. OSD (Otomotiv Sanayii Derneği) Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide; “Hafif ticari araç üretimde birinci sırada yer alan Türk otomotiv sanayi, dünya ekonomisindeki olumsuz koşullara rağmen stratejik hedeflerine ulaşmada kararlılıkla çalışmalarına devam etmektedir” şeklinde konuştu.
Sorularımıza geçmeden önce sizi ve OSD’yi tanıyabilir miyiz?
Otomotiv Sanayii Derneği’nin (OSD) ilk kuruluş toplantısı, 11.Ocak.1974 tarihinde yapılmış ve Dernekler Kanunu’na göre kısa zamanda gerekli şartları yerine getirerek 14 Haziran1974 tarihinde “Motorlu Kara Nakil Vasıtaları Kamyon, Kamyonet, Traktör, Otobüs ve Otomobil İmalatçıları Sanayii Derneği” adı altında kurulmuştur. 11 otomotiv sanayii firması ile kurulmuş olan Derneğimizde 2014 yılı itibariyle 15 firma temsil edilmektedir. 07Kasım1979 tarihinde yapılan tüzük değişimi ile Derneğimizin adı “Otomotiv Sanayii Derneği” olarak kısaltılmıştır.
OSD çatısı altında kurulmuş ve üye firmalarımızın uzmanlarının katılımı ile çalışmalarını sürdüren çeşitli alanlarda ihtisas komiteleri ve çalışma grupları bulunuyor. OSD komiteleri ve çalışma grupları, üye firma temsilcileri ile her ay toplanarak gündemindeki konuları inceler, rekabet öncesi işbirliği çerçevesinde çalışmalarını yürütür. Derneğimizin temel hedefi, Türkiye’de otomotiv sanayini vizyonu doğrultusunda geliştirmek üzere OSD çatısı altında üye firmalar arasında her düzeyde “rekabet öncesiişbirliği”ni oluşturmak ve bu amaçla ortak çalışmaları gerçekleştirmektir.
Otomotiv sanayinin şu anki durumundan bahseder misiniz?
2011’e göre zorlu geçen 2012 yılından sonra 2013 yılında sanayimiz başarılı bir yılı geride bıraktı. 2013 yılında pazar, ihracat ve üretim adetlerinde 2012 yılına göre artış olduğunu görüyoruz. Türkiye, 2013 yılında Avrupa Birliği’nde devam eden krize bağlı olarak oluşan AB pazarındaki daralmayı Ar-Ge ile desteklenen yeni ürünlerle aştı ve yeni modellerle de ihracatını artırdı. 2011’e göre zorlu geçen 2012 yılından sonra 2013 yılında sanayimiz başarılı bir yılı geride bıraktı. 2013 yılında pazar, ihracat ve üretim adetlerinde 2012 yılına göre artış olduğunu görüyoruz. Türkiye, 2013 yılında Avrupa Birliği’nde devam eden krize bağlı olarak oluşan AB pazarındaki daralmayı Ar-Ge ile desteklenen yeni ürünlerle aştı ve yeni modellerle de ihracatını artırdı.
2013 yılında bir önceki yıla göre toplam üretim yüzde 5, otomobil üretimi ise yüzde 10 oranında arttı. Bu dönemde, toplam üretim 1.126 bin adet, otomobil üretimi ise 633 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Bu yılda üretim küçük kamyonda yüzde 57, otobüste yüzde 30, minibüste yüzde 29, midibüste yüzde 25 oranında arttı, kamyonette yüzde 4, büyük kamyonda ise yüzde 3, oranında azaldı. Traktör üretimi yüzde 4 oranında azalarak 41 bin adet oldu. 2013 yılında toplam pazar 2012 yılı aynı dönemine göre yüzde 9 oranında artarak 893 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Aynı dönemde otomobil pazarındaki artış yüzde 19 düzeyinde gerçekleşti ve pazar 665 bin adede yükseldi. Pazardaki artışta özellikle otomobil ithalatındaki artışın doğrudan etkili olduğu görülüyor. 2013 yılında hafif ticari araç pazarı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 15 oranında azaldı ve pazar 189 bin adet düzeyine geriledi.
2013 yılında bir önceki yıla göre ağır ticari araç pazarı değişmedi ve pazar 40 bin adet düzeyinde gerçekleşti. 2013 yılında 2012 yılı dönemine göre kamyon pazarı yüzde 8 oranında azalarak 32 bin adet düzeyine gerilerken, otobüs pazarı ise özellikle kent içi yolcu taşımacılığı talebindeki olumlu gelişmeler nedeni ile yüzde 67 gibi önemli oranda arttı ve 4.027 adet oldu. 2013 yılında bir önceki yıla göre, toplam otomotiv ihracatı yüzde 14, otomobil ihracatı ise yüzde 17 oranında arttı. 2013 yılında toplam ihracat 828 bin adet, otomobil ihracatı ise 485 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Bu yılda, ticari araç ihracatı ise yüzde 9 artış ile 344 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Traktör ihracatı ise yüzde 3 oranında azaldı ve 15 adet düzeyine geriledi.
Dünya ile kıyasladığımızda Tür-kiye’de otomotiv sanayi nasıl bir seyir izliyor?
2013 yılı LMC verilerine göre, Türk otomotiv sanayi toplam üretimde 1.126 bin adet toplam üretim ile dünya üretiminde 15. sırada, AB (27 ülke) ’de ise 5. sırada yer almıştır. 2012 yılı itibariyle on yedinci sıradaki yerini iki basamak yükseltmiştir. Ayrıca AB otomobil pazarında da beşinci sırada yer almıştır.
Otomotiv sanayimizin orta vadeli hedefi, rekabetçi tedarik zincirimizin de desteği ile orta vadede; toplamüretimde Dünya’da ilk 10, AB’de ilk 3 ve AB’de Ar-Ge ‘de ilk 5 arasında yer almaktır. Hafif ticari araç üretimde birinci sırada yer alan Türk otomotiv sanayi, dünya ekonomisindeki olumsuz koşullara rağmen stratejik hedeflerine ulaşmada kararlılıkla çalışmalarına devam etmektedir.
Otomotiv sanayinde yaşanan sıkıntılar neler? Otomotiv sanayinde yatırım teşviklerinin önemi nedir? Sanayide öngörülecek yatırımlar hangi alanlarda yapılmalıdır?
Türkiye’nin yüksek vergilerle sınırlı iç pazarı yeni kapasite yatırımları için çekici bulunmamaktadır. Aşırı kapasite sorunu olan küresel sanayinin yatırımları daha çok talep potansiyeli yüksek olan BRIC ülkelerine yönelmiş durumdadır. Bu durumda Yatırımlarda Devlet Yardımları Mevzuatının otomotiv sanayimizi teşvik eden hükümleri ile birlikte iç pazarda talebi genişletecek dengeli bir vergi sistemi stratejik önem taşımaktadır.
Diğer taraftan, Ar-Ge alt yapı çalışmalarının kısa süre içinde tamamlanması ile yurt dışında yapılan test ve Ar-Ge çalışmaları yurt içinde yapılarak, kaynak ve zaman tasarrufu sağlanması hedeflenmektedir. Otomotiv Sanayi Strateji Belgesinde ilk hedef olarak yer alan “Ar-Ge Alt Yapısının İyileştirilmesi Hedefi” nde Ar-Ge alt yapısı kapsamındaki test pistinin kurulması ile ilgili çalışmalarının hızlandırılması ve en kısa zamanda sonuçlandırılması sanayimiz için büyük önem taşımaktadır. Sanayimizin gelişmesi, daha fazla katma değer yaratması ve rekabet gücünün artması üretimde ara malı olarak tanınan aksam ve parçaların yerli olarak tedarikine bağlıdır. Ülkemizde önemli yatırımlarla gelişen güçlü ve rekabetçi bir tedarik sanayii bulunmaktadır. Motorlu taşıt aracı üreten şirketlerimiz maliyet, kalite ve sevk güvenirliği ile bütünleşen koşulların uygun olması halinde doğal olarak yerli kaynaklardan tedariki öngörmektedir.
Yeni yatırım teşvik sistemi de halen yerli tedariki sınırlı bulunan motor ve aktarma organları ile elektrik-elektronik sistem yatırımların özel hükümlerle teşvik etmektedir. Öte yandan OSD, TAYSAD ile birlikten Girdi Tedarik Stratejisi – GİTES projesinde Ekonomi Bakanlığı ile birlikte ortak çalışmada yer almaktadır. Yeni düzenlenen teşvik sistemi ile sanayimizde 2013 yılında kurulu tesislerimizde yeni model ve teknoloji yenileme ile birlikte ek kapasite yaratacak önemli yeni yatırım projeleri başlatılmıştır. Bu çalışmaların 2014 yılında devam edeceği bilinmektedir. Bu yatırımlar sanayimizin rekabet gücünün artarak devamına önemli katkı yapacak ve özellikle ihraç pazarlarında önemli gelişmeler sağlayacaktır.
Küresel koşulların olumsuzluğu ve özellikle AB ülkelerinde yaşanan düşük kapasite sorunları nedeni ile yeni bir markanın yatırımı sınırlı bulunmaktadır. Ancak mevcut kuruluşlarımızda yatırım faaliyetleri devam edecektir.
Otomotiv Sanayinde 2014 yılı için neler hedefleniyor?
Otomotiv sanayi olarak ihracatımız 2012 yılına oranla yüzde 12 artarak 21,5 milyar dolara ulaştı. Otomotiv sanayi elde ettiği bu başarı ile Türkiye ihracatına ve ekonomisine katma değer sağlayan sektörler sıralamasında ilk sıradaki yerini 2006 yılından beri korumaktadır. En büyük pazarımız konumundaki AB pazarında 2013 yılının son aylarında başlayan hareketliliğin 2014 yılında da devam edeceği beklenmektedir. Bu olumlu gelişmeye paralel olarak ihracatımızın artması, dolayısıyla sanayimizin 2014 yılında da sektörler arasındaki birinciliğini sürdürmesi öngörülmektedir.
Diğer taraftan sanayimiz için ihraç pazarlarındaki başarı kadar iç pazarın büyüklüğü de önemlidir. İç pazarımızın, ekonomimizdeki olumlu gelişmelere kıyasla, son 7 yılda beklenen ölçüde büyümediğini görüyoruz. İç pazarda daralan talep 2014’te üretimi daha çok ihracata bağımlı hale getirecek ve bu durum da sanayimiz için risk alanı yaratacaktır. Baskı altında tutulan sınırlı bir iç pazar ile de sanayimizin küresel rekabette istenen başarıyı elde etmesi ve özellikle küresel yatırımcıları ülkemize çekmenin de zor olacağını vurgulamak isteriz.
Otomotiv sanayimiz gerçekleştirdiği yatırımlar ile kapasitesini 1,6 milyona kadar çıkardı. Özellikle yeni teşvikler ile hem kapasitemiz arttı, hem de çok önemli projeler başladı. Ancak pazarın talep yapısını olumsuz yönde etkileyen sürekli vergi artışları sektör için iç talebi daraltarak sınırlayan bir gelişme olarak değerlendirilmektedir. 2014 yılında talepteki daralma ciddi olarak hissedilecek ve pazarın baskı altında tutulması iç pazar kaynaklı üretim azalmasına sebep olacaktır. 2023 hedeflerine bakıldığında, Türkiye’nin 4 milyonluk hedefi, 4 katı üretim artışını gerektiriyor. İçerisinde bulunduğumuz bu konjonktürde, baskı altında tutulan ve daralan pazar, uzun vadede 2023 hedeflerini de olumsuz yönde etkileyecektir.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.