Rakamlarla Kriz
Tüm dünya şuana kadar gelmiş geçmiş en sarsıcı küresel krizi konuşuyor. Her ne kadar geçmişte yaşanan krizlerle kıyaslamalar yapılsa da biliyoruz ki bu seferki hepsinden farklı ve virüs etkisi yaratarak tüm ülkelere yayılıyor.
Tüm dünya şuana kadar gelmiş geçmiş en sarsıcı küresel krizi konuşuyor. Her ne kadar geçmişte yaşanan krizlerle kıyaslamalar yapılsa da biliyoruz ki bu seferki hepsinden farklı ve virüs etkisi yaratarak tüm ülkelere yayılıyor. 1997 Asya Krizi,1974 Petrol Krizi ve 1929 Ekonomik Buhranı yanında küçük kalıyor şuan ki küresel krizin. Domino taşları gibi ülke ve şirket ekonomileri ciddi zararlar görüyor. Bırakın batan bankaları, iflas eşiğindeki şirketleri, binlerce kişinin işten çıkarılmasını bazı Avrupa ülkelerinin ekonomisinin çökme riski bile söz konusu oldu. Herkesin tahmin ettiği üzere İzlanda’dan bahsediyoruz. Gelelim kriz bilançosuna, kaç ölü kaç yaralı var.
Dünya genelinde toplamda 5,5 trilyon dolarlık kurtarma paketi açıklanması krizin tüm ülkeler bazında ne kadar ciddi zararlara neden olduğunun bir göstergesidir. 158 yıllık yatırım bankası olan Lehman Brothers ın kurban edilmesiyle başlayan kriz hikâyeleri Freddie Mac ve Fannie Mae nin devletleştirilmesi ile devam etti. Ardından AIG, UBS, RBS, Bradford&Bingley, Fortis, Citigroup için fonlar ayrıldı. Peki ya değerinin çok altında satılan Merrill Lynch e ne demeli. Son olarak General Motors un iflasın eşiğinde olmasını açıklaması herkesi şaşkına döndürdü. Geçen haftalarda dünyanın en büyük sigorta şirketlerinden biri olan American International Group AIG inanılmaz bir zarar açıkladı. Bu rakam yaklaşık 99 milyar dolardı. Bu 2008 yılı toplam zararı son çeyrekte ise rekor kırarak 61.7 milyar dolarlık bir zarar açıklamıştı. Yani neredeyse ufak bir ülkenin GSMH na eşit. ABD kongresi ilk önce 700milyar dolar olarak açıklanan kurtarma paketi 150 milyar dolar daha eklemişti. Uluslar arası Para Fonu IMF ise kriz bilançosunun 1.4 trilyon dolara çıktığını açıklamıştı. Tarihinde ilk kez bir AB ülkesine destek verebileceğini söyleyen IMF belli şartlar altında çeşitli ülkelere fon ayrılmasını sağladı. Bir diğer ilginç gelişme ise ABD Merkez Bankası FED den gelmişti, destek olacağını açıkladığı ülkelerle arasında döviz transferini gerçekleştireceği swap hattını açmıştı. Buradan İngiltere, Japonya, İsviçre, Kanada, Singapur, Meksika, Brezilya, Avustralya, Güney Kore, Danimarka, Yeni Zellanda, Norveç ve İsveç gibi ülkelere 30 ar milyar dolarlık fon sağladı.
Küresel kriz dünyanın en zenginleri listesinde ki sıralamayı da değiştirdi. Forbes dergisinin açıklamasına göre Bill gates tekrar birinciliğe oturdu. Yine Forbes dergisinin araştırmasına göre geçen yıl dünyanın en zengin insanı seçilen Warren Buffet, sahibi olduğunu dünyanın en büyük ikinci holdingi Berkshire Hathaway in kriz sonrasında hisselerinin değerinin son çeyrekte 96 lık bir düşüş yaşadığını açıklamıştı. Bu son 17 yılda ard arda yaşanan en büyük düşüş ve Buffet ın şirket kuruluş tarihi olan 1965 den beri görülen en fazla düşüşü temsil ediyor. Warren Buffet krizin başlangıç dönemine denk gelen eylül ayında Goldman Sachs tan 5 milyar dolarlık hisse alacağını bildirmişti.
Ülkelerin Gayri safi yurt içi hâsılalarına bakıldığında da kriz sonrası üretimdeki azalmayı ve ekonomilerinin iyiden iyiye daraldığının göstergesidir. ABD ekonomisi son çeyrekte 6.2 lik bir daralma yaşadıklarının sinyalini yapılan açıklamalarda vermişti. Bu düşüş GSYİH da 1982 den beri yaşanan en hızlı düşüş olarak tarihe geçti. Yeni başkan Obama da bu durumun işin ciddiyetini anlamalarında etkin rol oynadığını ifade etmişti. Japonya ekonomisi ise son çeyrekte 12.7 daralarak 1974 petrol krizinden sonra yaşadığı en büyük çöküşü yaşıyor. Peki ya dünya devleri arasında yer alan İngiltere için durum nasıl? Üretimin 4.6 lık bir düşüş göstermesi GSYİH da da 2.5 luk bir daralma olacağına işaret ediyor.
Dünya genelinde ki gelişmiş ülkelerde alınan önlemler arasında faiz oranı aşağı çekme kararları yer alıyor. Amerika da 2007 yılı boyunca 5.25 seviyelerinde tutulan faiz oranları yıl sonu kararlara 4.25 seviyesine çekilmişti.2008 yılının başında ise 2.0 seviyelerine kadar düşürülen faiz oranları kredi talebinin artmasına neden oldu ve eylül ayı itibariyle finansal kriz patlak verdi.08.10.2008 tarihinde ekonomiyi canlandırmak adına birçok ülke koordineli biçimde faizleri indirdi. FED 0.5 baz puan düşürerek 1.5 e,Avrupa Merkez Bankası ECB 3.75 e,İngiltere merkez bankası BoE 4.e,İsviçre merkez bankası SNB 2.5 e,Çin merkez bankası ise 6.93 e düşürdü. Son duruma bakıldığında ise; Amerikan merkez bankası FED tarihinde ilk defa sıfır faiz politikası uygulayarak faiz oranlarını son 6 ay da 4 baz puan düşürerek 0.25 e çekti. İngiltere nin 0.5, Avrupa Merkez Bankasının 1.5,İsviçre nin gelen son açıklamayla 0.25, Japonya nın ise en düşük faiz oranı olarak 0.1 belirlendi.
Kaçınılmaz kriz sonuçlarından bir tanesi olan işsizlik sorununa göz attığımızda ise dünya genelinde 50milyon kişinin işsizlik tehlikesiyle göz göze geldiğinin farkındayız. Yani dünya genelindeki işsizlik oranının 6.5 e çıkacağı düşünülüyor.2008 yılının temmuz ayı baz alındığında 6 aylık bir süreçte ciddi anlamda işsizlik sorunuyla karşı karşıya kalan OECD ülkeleri çoktan çözüm arayışı içine girdi. İşsizlik rakamlarına baktığımızda G7 ülkelerinin toplamında 2007 yılından beri 1.2 lik bir artış gerçekleşmiş ve son çeyrekte işsizlik 6.6 ya kadar yükselmiştir. Avrupa genelinde ise 8 lere kadar çıkan işsizlik rakamları Avrupa Birliğini endişeye sokuyor. Kriz sonrasında yaklaşık 300 bin kişi işten çıkarıldı. Dünya Bankası başkanı Robert Zoellick in dediği gibi gelişmiş ülkeler zor durumda kalan ve krizden daha fazla etkilenen gelişmekte olan ülkelere destek vermeli.
Kriz döneminde pariteler, hisse senedi piyasaları ve emtia fiyatlarında ki muazzam değişiklikler;
EUR/USD paritesi kriz öncesi temmuz 2008 tarihinde geçmişte hiç gelmediği en yüksek seviye olan 1.6020 seviyesine kadar yükseldi. İlk başlarda mortgage kredileri yüzünden çıkması nedeniyle finansal kriz olarak düşünülen küresel krizin patlak vermesiyle temmuz sonunda sıkı bir düşüşe geçen parite 1 sene önceki seviyelerine biranda geri döndü. En son Nisan 2006da geldiği seviye olan 1.2380lere kadar çakılan parite şuanda toparlanma sürecini yaşıyor. Şunu da belirtmek gerekir ki parite bundan öncesinde 3 ay gibi kısa sürede hiç bu kadar sert bir düşüş yaşamamıştı.
USD/TRY paritesine bakacak olursak; Ağustos 2008 de 1.15 seviyelerinde dip yapan parite Ocak 2008 de aynı seviyeleri görmüştü. Eylül sonunda çıkışını hızlandıran parite durmaksızın Kasım ayı sonuna kadar 1.73 seviyelerine tırmandı.1.73 direnci USD/TRY paritesi için gerçekten önemli bir seviyeydi. Nitekim geçtiğimiz günlerde bu seviyeyi de kırarak 1.8239lara kadar yükseldi.
EUR/TRY paritesi de USD/TRY de olduğu gibi en yüksek seviyeleri görüyor. 2.17 seviyesinden alışların gelmesi üzerine 2.2959 seviyelerini gören ancak o seviyeyi kıramayan parite geri dönüşe geçti gibi görünüyor.
GBP/USD 8 aydır durmaksızın değer kaybeden parite sterlinin dolar karşısında güçsüz kaldığını işaret ediyor. Daha önce hiç bu kadar keskin bir düşüş yaşamayan parite en dip seviye olan 1.35leri gördü. En son 1985 yıllarında aynı seviyelerde olan parite için zorlu günler devam ediyor.
USD/JPY En son 1995 yılında aynı seviyeleri gören parite geçmişte geldiği 87.00 fiyatını 2009 un Ocak ayında tekrar test etti.14 yıllık aradan sonra destek arayışı içerisine giren parite şuan dolarda ki değer artışı nedeniyle yukarı yönlü geri çekiliyor.
ALTIN 2008 in mart ayında en yüksek direnç seviyesi olan 1031,90 fiyatını görerek oradan düşüşe geçen altının ons/dolar fiyatı Ekim ayı itibari ile alışların gelmesi üzerine çıkış trendi içerisine girdi ve 1004,30 seviyelerini test etti. Şuan da geri çekilen altın fiyatları uzun dönemde çıkışı elden bırakmayacak gibi duruyor.
PETROL Son 6 aydır sıkı bir düşüş hareketi içinde olan ham petrolün varil fiyatı en son 11Temmuz tarihinde en yüksek seviye olan 146.93 direncini test etmişti. Fakat bu seviyeyi kıramadan geri dönen petrol fiyatları düşüş hızını kesmiş gibi görünüyor.19 aralık tarihinde 32.40 seviyesine kadar inen petrol fiyatları şuan ufak bir toparlanma aşamasında.
AMERİKAN BORSALARI
DOW JONES Geçen hafta ayın 6sı itibariyle General Motor’sun iflasın eşiğine gelmesini açıklamasıyla sarsılan piyasalar çok ciddi değer kayıplarına neden oldu. Dow Jones endeksi dip seviye diye düşünülen 6 bin 491 seviyesine çekildi. 1997 yılından sonraki en düşük seviye olan destek noktası herkesi şaşkına uğrattı. Kriz kâhini olarak bilinen NewYork Üniversitesi Ekonomi profesörü Nouriel Roubini bile bu durumu hayretle izlediklerini itiraf etmişti.
S&P 500 Geçen hafta 4,3 değer kaybıyla 667,46 seviyelerine geriledi. Bu seviyeleri en son 1996 yılının Eylül ayında görmüştü.
NASDAQ Bileşik endeksi 2002 Ekim ayında gördüğü seviyeler olan 1,266.45 noktalarını test etti.
AVRUPA VE ASYA BORSALARI
NİKKEİ 225 Sert düşüşler yaşayan Asya piyasaları en fazla düşüşü kasım ayı içerisinde yaşamıştı. 9 Martta ise 7,054 seviyelerine inen piyasa rakamları ilerleyen zamanlarda toparlanma gösterebilir.
FTSE-100, CAC-40,DAX endeksleri de şaşırtıcı seviyeleri kriz döneminde test etti.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.