Sarıgözoğlu, Türkiye'nin En Hızlı Büyüyen 100 Şirketi Arasında
Türk kalıp sektörünün önde gelen firmalarından Sarıgözoğlu A.Ş., uzun yılların getirdiği deneyim ve üç ayrı şehirdeki yatırımlarıyla hizmet vermeye devam ediyor. Sarıgözoğlunun dünden bugüne yaşanan gelişimini konuştuğumuz Sarıgözoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Sarıgözoğlu, firma olarak kazandıkları ödül hakkında bilgi verdi.
Firmanız ne zaman kuruldu, biraz anlatır mısınız?
Sarıgözoğlu, 1957 yılında babam İsmail Sarıgözoğlu tarafından kuruldu. Firmamız farklı sektörlere yönelik üretim yapmakla birlikte, kalıpçılık geleneğinden kaynaklanan motivasyon ile kalıp üretimini en öncelikli sektör olarak kabul ediyor. Üretimlerimizi Manisa Kalıp Fabrikası, Manisa Pres Metal Fabrikası, Bursa Pres Metal Fabrikası ve Aksaray Pres Metal Fabrikası olmak üzere 3 şehir, 4 ayrı fabrikada 700 kişilik istihdam ile gerçekleştiriyoruz.
Müşterilerinize hangi ürünleri ve hizmetleri sunuyorsunuz?
Otomotiv sektörünün gelişmiş yan sanayilerinden biri olarak araçların kozmetik olarak adlandırılan büyük dış panel parçalarından, robotlu kaynak sistemleriyle bu parçaların montajından, kalın şasi parçalarına kadar geniş bir yelpazede üretim gerçekleştiriyoruz.
Uluslararası alandaki hizmetlerimizin en büyük sebeplerinden biri olan büyük kozmetik ve alüminyum gibi yetkinlik gerektiren kapsamlı sac kalıpları üretimimizin başında geliyor. Bu çerçeve dahilinde şu anda Ford Otosan’ın sekiz yan sanayisinden biri olarak Ford ile birlikte dört proje (Global Kargo Kamyon, V362, V363, B460) yürütüyoruz. Bu projeler kapsamında Ford Amerika’ya da kalıp ve prototip parça sevkiyatımız mevcut. Yakın zamanda projelerin devreye alınması ile birlikte seri parça gönderimine de başlayacağız.
Ağırlıklı olarak hizmet verdiğiniz sektörler nelerdir?
Otomotiv sektörü asli sektörümüz olsa da, beyaz eşya sektöründe de Türkiye, Fransa, Almanya ve İngiltere’de bulunan Bosch firmalarına kombi üretiminde kullanılan iç ve dış sac aksamları için yıllardır kalıp ve seri üretim konularında hizmet veriyoruz.
Ürünlerinizin imalat sürecinden bahseder misiniz?
Öncelikle müşteri talebinin doğru algılanmasıyla tüm süreçlerde yüksek teknoloji kullanılarak, fizibilite çalışmaları, simülasyonlar doğrultusunda müşteriyle iletişim halinde kalarak kalıp tasarımlarımızı gerçekleştiriyoruz. Deneyimli ekiplerimiz sayesinde üretimi planlayıp, esnekliğimizi yitirmeden planlarımıza sadık kalarak üretimimizi model de dahil olmak üzere pres altı çalışmalarımızla sonuçlandıracak biçimde tesisimizde gerçekleştiriyoruz. Seri üretim için kalıpları devreye alma sürecini de ayrıntılı bir şekilde planlayıp kalite kapsamları dahilinde gerek firmamızda, gerekse müşterilerimizin pres hatlarında tamamlıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde kazandığınız ödülünüzden bahseder misiniz?
Kalkınma Bakanlığı tarafından düzenlenen 5'inci İktisat Kongresi'nde All World Network ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'nın (TEPAV) desteğiyle belirlenen Türkiye'nin en hızlı büyüyen şirketlerine ödülleri verildi. Manisa OSB’nin köklü firmalarından ve Türk kalıp sektörünün önde gelen firmalarından biri olan Sarıgözoğlu da bu listede yer almanın gururunu yaşadı. Sarıgözoğlu, Türkiye'nin en hızlı büyüyen 100 şirketi arasında yer aldı.
Bu Başarıyı getiren faktörleri belirtebilir misiniz?
Sektörde ürünlerin hızlı, kaliteli ve ekonomik üretilmesi önemli; Sarıgözoğlu’nun uzun yıllardır edindiği tecrübe, gelişime açık yapısı, deneyimli ve işine hakim ekiplerimiz sayesinde müşteri talebinin karşılanmasına karşı hassasiyetimiz ve yüksek teknolojiye sahip makina parklarımız, üretim esnasında bu üç parametrenin karşılanmasındaki en büyük etkenlerdir. Bunların yanı sıra firmamız “Yalın Üretim” felsefesini benimseyerek, Manisa, Aksaray ve Bursa fabrikalarımız eş zamanlı olarak yalın dönüşüm sürecine girdi.
Bu bilgi birikimi ve donanımımızdan güç olarak yatırım trendine girdik, Bursa fabrikamızın gelecek bir sene içerisinde ciro, istihdam ve kapasite kullanım açısından bugün ki ile kıyaslandığında %100 artış göstereceğini söyleyebilirim. Bursa’yı gerçekleştirmek için kendi öz kaynaklarımızı aşan ciddi manada dış kaynak kullandık.
Hem onun geri ödemesini hızlandırmak, hem de o kapasiteyi kullanmak için 2014 yılından itibaren müşterilerden gelen talepler doğrultusunda Bursa fabrikamızın ciro ve kapasite kullanım oranının %100 artacağını umuyoruz. 2012 yılında 25 bin ton hammadde kullandık, 2013 yılı sonunda 30 bin tona çıkmış olacağız, 2014 yılında ise 50 bin ton hammadde kullanmış olacağız. Bursa için yaptığımız toplam yatırım 30 milyon Euro oldu. G1 robot oto masyonu pres caddesinden sonra G2 robot otomasyonu yatırımımızı da yaptık. Bu günlerde ise G3 dediğimiz robot otomasyonunun montajı tamamlanmak üzere. Siparişi verilmiş olan bir transfer yatırımı daha yapmış olacağız. Kaynak robotlarımızın sayısının 1 yıl içerisinde 4 katı arttığı bir dönem yaşıyoruz.
Bu atılımları desteklemek için öncelikle sürdürülebilir, uzun vadeli bir başarı hedeflenmiştir. Müşteri odaklı ve esnek yapımız sayesinde müşteri talepleri doğrultusunda yetkinliklerimizi sürekli geliştiriyoruz. Sarıgözoğlu bir okul niteliğinde verdiği eğitim ile yetiştirdiği ve sahip olduğu ekiplere verilen önemle de bu hedefe gidişi perçinlemiştir. Bu vizyonun en büyük örneği olan kendi bünyemizde açtığımız çıraklık okulunda bu sene 80 öğrencimiz ile birlikte eğitime başladık.
Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri olan Kalifiye iş gücü eksiğini kendi bünyemizde, kendi kültür ve iş disiplinimiz içerisinde yetiştirdiğimiz gelecek nesille tamamlamayı hedefliyoruz.
Bursa’daki yatırımınız hakkında daha detaylı bilgi verir misiniz?
Otomotiv yan sanayi sektörü açısından en önemli eksikliğimiz Bursa ve kuzeyi için olan uzaklığımızdı. Bu bakımdan Bursa tesisimizi tam kriz zamanında, 2008 yılında inşa etmeye ve makinalarımızı sipariş vermeye başladık. Tabii Bursa’nın faaliyete geçişi zamanında krizin en derin hissedildiği bir dönemdi. Buna rağmen Bursa fabrikamızda kısa zamanda kendi ayakları üzerinde durur hale geldi. Sadece müşteriye yakınlık anlamında değil, rekabet platformunu farklı boyuta taşımayı amaçlayan bir yatırımdı. O bina kendi içinde çok modern bir fabrika olup kapalı alanı 30 bin metrekaredir. Bu kapalı alana ilaveten yapılan makina yatırımları da yine Türkiye’de ilk defa bir yan sanayide robot otomasyonun G1 pres caddesinin kurulduğu bir tesistir. Bu pres caddesi ile otomotivin ihtiyacı olan en büyük ebatlı dış yüzey parçalarının baskısını yapıyoruz. Kaporta gibi parçaları el değmeden robot otomasyonu ile üretiyoruz. Bunlar 2 bin tonluk baş presle başlayan bin tonluk hat presleri ile devam eden 1+4 toplam beş presten oluşan bir pres caddesidir. Bunların örnekleri ancak OEM’ler dediğimiz ana sanayilerde mevcutken Türkiye’de ilk defa bir yan sanayi olarak biz bu yatırımı gerçekleştirdik. Şu anda bu makinalarımız ile Ford’un, Fiat’ın ve Renault’un dış panel parçalarının imalatını yapıyoruz.
Sektörün büyümesi için tavsiye ve önerileriniz nelerdir?
Sektörümüzün kendi iç dinamikleri diğer sektörlere göre farklıdır. Bu dinamiklere hakim olup ileri görüşlülükle kısa ve uzun vadeli değişkenliklere hazırlıklı olunmalı ve sürdürülebilir olmak için eğitimi ve gelişimi ilke edinmek sürekli ve hızla değişen sadece sektörün değil, içinde bulunduğumuz çağın da en büyük gerekliliği.
Kalıp sanayinin ekonomiye olan katkısı hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Dünyada kapasite fazlası üretim düşüşü olduğu dönemlerde bile Türkiye, artan ihracat ve üretim sayılarıyla ön plana çıktı. Artık üretimin doğuya kayması düşüncesi, konsept olarak yerini tasarımın da doğuya kayması sonucunu getiriyor. Hedeflenen 2023 yılı için strateji belgesinde vurgulandığı gibi 4 milyon adetlik bir üretimin ülkemizde gerçekleşmesidir. Ayrıca, bunun yüzde 75’inin ihracatı hedefleniyor. Otomotiv yan sanayi burada çok önemli bir yer işgal ediyor.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.