Seğmen Barış Vuslateri: Türk boru üreticileri Nabucconun taleplerini karşılayabilecek güçte
Genel Müdürlüğü Ankarada bulunan Noksel çelik Boru Sanayi A.Ş.1987 yılında İskenderun / Hatayda, 1996 yılından ..
Genel Müdürlüğü Ankarada bulunan Noksel çelik Boru Sanayi A.Ş.1987 yılında İskenderun / Hatayda, 1996 yılından ..
Genel Müdürlüğü Ankara’da bulunan Noksel Çelik Boru Sanayi A.Ş.1987 yılında İskenderun / Hatay’da, 1996 yılından beri de Hendek /Adapazarı’ndaki fabrikalarında Spiral Kaynaklı olarak, 2001 yılından itibaren de Hendek/Adapazarı‘ndaki üçüncü Fabrikasında da boyuna kaynaklı olarak çelik borular imal ediyor. Firmanın Genel Müdür Yardımcısı (Yurt içi) Seğmen Barış Vuslateri Demir Çelik Store Dergisi’ne yapmış oldukları çalışmaları ve sektöre ilişkin öngörülerini anlattı.
İmalatını gerçekleştirdiğiniz ürünlerin seçiminde özellikle üzerinde durduğunuz bir husus var mı? Satış ve pazarlama faaliyetlerinizi nasıl gerçekleştiriyorsunuz?
Noksel 1987 yılından beri spiral kaynaklı çelik boru sektöründe, 2001’den beri ERW sektöründe faaliyet gösteren, sektörlerinde öncü konumdaki firmalardan bir tanesidir. 21 yılda edindiği bilgi ve becerileri çok üst noktalara taşımıştır Bu sebepledir ki son 10 yıldır ürettiğinin yaklaşık 60’ını ihraç etmektedir. Türkiye’de ve Dünya’da önem arz eden bir çok Gaz, Petrol, Su, ve Liman projelerine ürünlerini vermiştir. Bu becerileri ve araştırmacılığı sebebiyle portföy ürünlerini teknolojik açıdan teknik bilgi ve donanım gerektireni, yapımı zor, bulunabilirliği kısıtlı olan ürünler ile piyasaca çok talep edilen popüler ürünlerden seçmektedir.
Spiral kaynaklı çelik boru satışını proje bazında bire bir takip ederek ve boyuna kaynaklı (ERW) çelik boru satışında ise Türkiye’nin her bölgesindeki ayrı satıcılarımız üzerinden pazarlama ve satış faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz.
Uyguladığınız teknolojiler sayesinde ürün bazında piyasaya getirdiğiniz bir yenilik var mı? Bu ürünlerin maliyet ya da teknik açılardan sağladığı avantajlara değinir misiniz?
İlk fabrikamız spiral kaynaklı çelik boru fabrikamızdır ve başlangıçtan günümüze spiral boru ürünlerimizi hem yerel hem de global pazarda başta petrol & gaz boru hatları ile içme suyu hatları olmak üzere pek çok prestijli projenin kullanımına sunmuş olmamanın gururu içindeyiz. . Noksel, Türkiye’de bu sektörde Ar-Ge çalışmaları için kaynak ayırıp faaliyette bulunan ender firmalardan biridir. Aslında bugünkü konumumuza gelmek hiç de kolay olmamıştır, zira özellikle petrol ve gaz hatlarında yıllarca karşımızda çok güçlü bir boyuna kaynaklı çelik boru lobisi olmuştur. Bu tip boru hatlarında sürekli olarak boyuna kaynaklı çelik boru kullanılması alışkanlığı zaman içerisinde adeta bunun bir zorunlulukmuş gibi algılanmasına sebep olmuştu, biz de bu yargıyla yıllarca mücadele ederek spiral kaynaklı çelik borunun boyuna kaynaklı çelik borunun kullanıldığı her yerde kullanılabileceği gerçeğini Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı gibi projelerle başta petrol devleri BP, Shell, ENI olmak üzere pek çok kurum ve kuruluşa ispatlamış olduk.
ERW boru imalatlarımız ise 2001 yılında başlamıştır ve bugüne kadar Noksel bu segmentte de çok büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Özellikle 2005 yılında devreye giren ERP (Enterprise Resource Planning) sistemimiz sektörümüzde tektir ve bu sistemle kompütarize biçimde üretim ve stok kontrol işlevlerimizi yürütmekteyiz. Ayrıca gene 2005 yılından itibaren SAP sistemi ile çalışmaya başlanılmıştır. Bütün bu teknolojik yatırımlar zamanın çok iyi kontrol edilmesini ve imalat süreçlerinin çok sıkı takip etme kolaylıkları sağlatmış, sonucunda maliyetlere olumlu yönde yansımıştır. ERW sektöründeki üretimlerimizi 2008 yılı başlarında başlattığımız çalışmalara paralel olarak, standart ürünlerimize ilaveten otomotiv, inşaat ve mobilya ve sanayi’ye yönelik özel ürünler ile çeşitlendirmekteyiz.
Dünya piyasaları, küresel krizin etkisiyle oldukça durağan geçen bir yılı geride bıraktı. Firma olarak 2009 yılı sizin açınızdan nasıl geçti, neler yaptınız?
2008’in ikinci yarısından itibaren hızlı bir şekilde inmeye başlayan hammadde (sac) fiyatları sebebiyle üretici firmaların ellerindeki stokları eritme çabalarına, 2008 Ekim sonlarında dünya finans piyasalarında başlayan kriz, döviz kurlarındaki anormal artışlar sektörde büyük bir duraksamaya sebep olmuş, piyasalarda önemli ölçüde daralmaya sebebiyet vermiş ve birçok firmanın zorda kaldığı gözlenmiştir. 2009 yılında bu olumsuz havanın devam edeceği tahmin edilirken, Noksel olarak 2009 başında alınan ve uygulanan önlemler sebebiyle ihracatta batı pazarlarındaki önemli ölçüde gözlenen daralmaya rağmen bulunan yeni pazarlardan(krizin az etkilediği ülkeler ) ve yurtiçinden 2009 yılının son çeyreğinde alınan işler sayesinde, 2008 yılına göre 2009 yılı hedeflerimizin büyük sapmalar olmadan gerçekleştirildiği ancak çok zor geçen bir yıl olmuştur.
Hemen hemen bütün sektörler 2010 yılına “Kurtuluş” yılı olarak bakıyor. Siz bu yıldan neler bekliyorsunuz? Sizce piyasalarda iyileşme sürecek mi?
Global krizle birlikte sektörümüze hammadde üreten Çelik firmaları daralan iş hacimlerine paralel olarak kapasitelerini önemli ölçüde azalttılar. Düşen kapasiteler neticesinde zaman zaman hammadde bulunabilirliğinde büyük sorunlar yaşandı ve bu sorun halen devam etmekte. Krizler gelip geçicidir. Ancak hammadde üreticilerinin eski kapasitelerine ulaşmaları ve kriz sebebiyle durdurdukları yeni yatırımları devam ettirmeleri, piyasa taleplerinin arttığı, finansal sıkıntıların ortadan kalktığı, buna rağmen ideal yapıya önümüzdeki bir kaç ayda ulaşılamayacağı bir gerçektir. Bu durum sektörümüzü de yakından ilgilendirmektedir. Birçok firma bu güne kadar krizlerden ihracat yaparak etkilenmemiştir. İhracat pazarlarımızın başında Avrupa, Akdeniz çanağındaki ülkeler ve Amerika gelmektedir. Ancak bu büyük krizin dünyanın her yerinde derin izler bırakarak ilerlemesi, kaynağının batılı ülkeler olması, Türkiye’nin önemli ihracat pazarlarının bu ülkelerde olması ve taleplerin durma noktasına gelmesi, büyük ihracat yapan firmaları zora sokmuştur. Aralık 2008 döneminde gelinen hammadde fiyatlarındaki dip noktadan sonra, fiyatların artış yönünün 2009 yılının başından itibaren biraz kıpırdadığı görülmüştür. Ancak 2009 yılında bu olumsuz havanın devam edeceği tahmin edilirken, 2009 başında Noksel’in krizleri başarıya ve büyümeye çeviren mantığı, güçlü finansal yapısı ve bu durumlarda alınan ve uygulanan önlemler sebebiyle ihracattaki önemli ölçüde gözlenen daralmaya rağmen krizin az etkilediği ülkelerden alınan yeni işler ile 2009 yılının ikinci yarısında önemli ölçüde fırsata dönüştürmüştür. Her şeye rağmen 2009 yılı son çeyreğinden itibaren Türkiye’de finans sektöründeki olumlu havanın 2010 yılı ilk çeyreğinden itibaren piyasalara da yavaş yavaş yansıyacağı, buna paralel yatırımların önünü biraz da olsa açacağını, bu sebeple tüm sektörlerde üretim artışı gözleneceği, bu durumun hammadde üreticilerini de en az kriz öncesi kapasitelerine dönmeleri konusunda baskı ile fırsat yaratacağını ümit etmekteyim.
Ülkemiz, enerji kaynaklarının ortasında ve kıtalar arasında köprü görevi yapıyor. Bu pozisyonumuzu göz önünde bulundurduğunuzda Türk boru sektörünün geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz?
Son 15 yıldır Türkiye’deki boru üretim kapasitesi ülke ihtiyacının yaklaşık 2,5-3 katı seviyesinde. Sektör, bu aşırı kapasiteyi başarılı bir şekilde ihracata kanalize etmesi sebebiyle mevcudiyetini devam ettirebilmektedir. Sektördeki kuruluşların kapasite kullanım oranları birbirinden çok farklıdır. Toplam kapasite 6 milyon ton olarak tahmin edilmektedir. Kapasite kullanım oranı (kriz dönemleri hariç), arz fazlası sebebiyle, yüksek ihracat potansiyeline rağmen yaklaşık 50-60 civarındadır.
Çelik, pek çok ürünün hammaddesi olarak tüm dünyada en yaygın kullanılan ürünlerin başında gelmektedir, O kadar yaygındır ki, hangi mekânda olursanız olun çeliğin olmadığı bir ortam belki de bulamazsınız. Dünyada ve ülkemizde de pek çok sektörde çelik hammaddeli ürünlerin imalatı ve ticareti yapılmaktadır. Artan nüfusa bağlı her yıl ihtiyaçlara göre taleplerde önemli miktarda artış gözlenmektedir. Çeliğin alternatifinin az olması hele hele bazı alanlarda kullanımında alternatifsiz olması buna bağlı ürünlerde talebi artırmaktadır. Nüfusa bağlı ihtiyaca yönelik olarak yeni su, petrol, doğalgaz hatlarına talebin artması, mevcut hatların kapasitelerini artırmak veya yenilenmesi için duyulan ihtiyaçlar karşısında üretilen yeni projeler yanında, güncel hayatımızda ihtiyaç duyulan pek çok eşyanın çatısını oluşturan bu sektör ürünlerine ilaveten, mobilya, inşaat ve sanayi sektörlerindeki taleplerin artarak devam etmesi, sektördeki ürünlere olan talebi canlı tutmakta birçok alanda alternatifsiz olması sebebiyle, gelecekte de üretimlerini dinamik tutacağı kanaatindeyim.
Ancak bütün bunlara rağmen taleplerin Türkiye’de önemli bazı alanlarda istenilen seviyelere gelememesi ayrı bir sorundur. Örneğin yapı çeliği hususunda olmamız gereken yerde olmadığımız kanaatindeyiz. Hepimizin bildiği bir gerçek var ki o da ülkemiz çok önemli fay hatlarının geçtiği deprem riskinin en yüksek olduğu ülkelerden birisidir. Tüm dünyada depremin potansiyel zararlarına karşı alınan en büyük önlemlerden birisi çelik konstrüksiyon bina ve yapılar iken bir deprem ülkesi olan Türkiye’de bu tip yapıların sayısal ve niteliksel olarak yeterliliğinden bahsetmek maalesef mümkün değildir. Bu durumun bir an evvel giderilerek daha fazla ve yaygın olarak çelik konstrüksiyon bina ve yapıların inşa edilmesi sektörümüzün de daha çok büyümesine fırsat yaratacağı gibi, ülkemiz için de çok büyük bir hizmet olacaktır.
Nabucco projesi hakkındaki ne düşünüyorsunuz? Bu proje sektörünüze ve ülke ekonomisine neler kazandıracak?
Avrupa’nın artan doğalgaz ihtiyacını karşılamak, yeni rekabet ortamı sağlayacak olması ve yeni alternatif kaynaklara ulaşımını amaçlayan ‘’Nabucco’’ projesi Türkiye’ye getirileri sebebiyle çok önemli bir projedir. Ayrıca petrolü sıcak denizlere indirecek yeni bir alternatif hat olarak yapımı planlanan Samsun - Ceyhan Petrol boru hattı projesinin de gerçekleşmesi, Türkiye’yi tamamen bir enerji köprüsü haline getirecektir. Bu projelerin hayata geçirilmesinin önündeki en büyük engel, siyasal sebepleri bir kenara bırakacak olursak, hattan geçecek yeterli doğalgazın ve petrolün sağlanmasıdır. Bu sıkıntının da en kısa zamanda aşılarak yapım işine biran önce başlanacağı kanaatindeyim.
Türk Spiral Kaynaklı Çelik Boru üreticilerinin bugünkü konumuna gelmesi hiç de kolay olmamıştır. Zira özellikle petrol ve gaz hatlarında yıllarca karşımızda çok güçlü bir boyuna kaynaklı çelik boru lobisi olmuştu. Bu tip boru hatlarında sürekli olarak boyuna kaynaklı çelik boru kullanılması alışkanlığı zaman içerisinde adeta bunun bir zorunlulukmuş gibi algılanmasına sebep olmuştu. Biz de bu yargıyla yıllarca mücadele ederek spiral kaynaklı çelik borunun, boyuna kaynaklı çelik borunun kullanıldığı her yerde kullanılabileceği gerçeğini Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı gibi projelerle başta petrol devleri BP, Shell, Chevron, ENI olmak üzere pek çok kurum ve kuruluşa ispatlamış olduk.
İşte edindiğimiz bu bilgi ve beceriyle bu iki projede talep edilen ürünlerin büyük bir kısmının başta firmam olmak üzere Türk üreticileri tarafından karşılanması konusunda hiç bir şüphem yoktur.
Son dönemlerde ülkemize yapılan yassı çelik yatırımlarında önemli bir artış görülüyor. Ülke olarak önümüzdeki bir iki yıl içerisinde yassı çelik sektöründe net ihracatçı olacağız. Bu durum Türk boru üreticilerine nasıl yansır?
Dünyada hiç bir element Demir ve Çelik ürünlerinin yerini tutamamaktadır. Bu sebeple demir ve çeliğe olan talep, zaman zaman fiyatları sebebiyle azalıyormuş gibi gözükse de, bunların yerini alacak daha az maliyetli başka bir madde bulunana kadar artarak devam edecektir. Gelişmiş ülkelerin gelişim endeksi kişi başına kullandıkları Demir ve Çelik miktarları ile orantılıdır. Bu miktar gelişmiş ülkelerde 31 kg iken Türkiye’de 26 kg civarındadır. Artan dünya nüfusuna paralel bu ürünlere olan talep de artmaktadır. Son on yılda Demir ve Çelik ürünleri üreten dünya devi firmaların kapasite artırımı ve ülkemiz dâhil birçok ülkede yeni ortaklık yapısı içerisinde yeni yatırımları, bu ürünlere gelecekteki taleplerin ne kadar artacağının en güzel göstergesidir. Bütün bunlara paralel yurtiçi talepleri de her geçen gün artmaktadır. Türkiye’nin toplam ihtiyacı yaklaşık 12 milyon ton/yıl’dır. Bugün itibari ile bu miktarın yaklaşık 5.5 milyon tonu yurtiçinden karşılanmakta geri kalan kısmı yurt dışından ithal edilmektedir. Türkiye’de bu yatırımların artarak devam etmesi ülkemizin önemli miktarda bütçe açığını kapatacağı gibi, uluslararası arenada daha güçlü hareket etme olanağı sağlaması yanında, rekabeti kuvvetlendirmesini ve ürün fiyatlarını da optimal seviyelere getireceğini tahmin etmekteyim
Yeni bir ürün yatırımınız var mı? Varsa bu yatırımınızdan bahsedebilir misiniz?
Noksel kuruluşundan bu yana hep büyüme odaklı bir firma olmuştur ve yatırıma çok büyük önem vermiştir. Son dönemdeki en büyük yatırımlarımızdan birisi ilk fabrikamız olan İskenderun fabrikamızda yaptığımız kapasite artışı ve modernizasyon çalışmalarımızdır. 2009 Mart ayı içinde İskenderun fabrikamızda yeni makinamız devreye girmiştir. Bu çalışmalarımızın neticesinde İskenderun fabrikamız gerek çap gerekse de et kalınlığı olarak Hendek fabrikamızın standartlarına ulaşmış, hatta kapasite olarak da Hendek fabrikamızı geçmiştir.
Ayrıca yoğun İspanya pazarını, Afrika kıtasında planlanan boru hatlarını ve İspanya’nın diğer pazarlara yakınlığını değerlendiren Noksel İspanya’da 100.000 m2’lik bir alana yani bir spiral kaynaklı çelik boru fabrikası kurmaktadır. Fabrika, faaliyetlerini NOKSEL ESPAÑA ismiyle ayrı bir tüzel kişilik olarak sürdürecektir. Fabrika’da 406 mm çaptan 2.540 mm çapa ve 26 mm et kalınlığına kadar üretim kabiliyetine sahip olacak olan tesislerin yıllık imalat kapasitesi 150.000 ton olacaktır. Çelik boru imalat fabrikasına entegre olarak çalışacak olan Kaplama fabrikasında müşteri taleplerine göre 3 kat polyetilen, polipropilen, polyürethana ve her çeşit epoksi kaplama uygulamaları yapılacaktır. Kaplama tesisleri Noksel’in kendi ürettiği borulara ilaveten İspanya’da kaplama işlemi yaptırmak isteyen müşterilerin ihtiyaçlarını da karşılayacak şekilde planlanmıştır. Tesislerde üretilecek olan borular esas olarak doğal gaz ve petrol iletim hatlarında ve su nakil hatlarında kullanılacaktır. Hali hazırda sürmekte olan yatırımın 20’si tamamlanmıştır. 2010 yılı sonuna kadar bu yatırımın tamamlanması planlanmıştır. Son olarak 2010 yılının tüm üreticiler için beklentilerine cevap verecek bir yıl olmasını diliyorum.
Kuruluşun adı = Noksel Çelik Boru Sanayi A.Ş
Faaliyete Başlama Tarihi = 1987
Uzmanlık alanı = Çelik Boru İmalatı
Markaları = NOKSEL
(SPİRAL) Ürünleri = Spiral Kaynaklı Çelik Boru
= Min.Çap : 219,1mm - et kalınlığı : 4,0mm
Max.Çap :3.048mm - et kalınlığı :25,4mm
Üretim yerleri İskenderun/HATAY
Hendek/SAKARYA
Üretim kapasitesi = 300.000 Ton/Yıl
(ERW) Ürünleri 1. = ERW -Boyuna Kaynaklı Çelik Boru
= Min.Çap : 13mm - et kalınlığı : 0,7 mm
Max.Çap :168mm - et kalınlığı :6,3 mm
2. = Kare Profiller
= Min.Ebat : 10x10mm - et kalınlığı: 0,7mm
Max.Ebat :130x130mm-et kalınlığı:6,3mm
3. = Dikdörtgen Profiller
= Min.Ebat : 10x20mm-et kalınlığı : 0,7 mm
Max.Ebat :50x150mm-et kalınlığı :6,3 mm
Üretim yeri Hendek/SAKARYA
Üretim kapasitesi = 450.000 Ton/Yıl
TOPLAM Üretim kapasitesi = 750.000 Ton/Yıl
Korozyon Korunumu : İç Kaplama: Bitüm, Epoxy, Beton
: Dış Kaplama: Bitüm, 3 kat sıcak uygulanmış PE, Coal tar Enamel, Epoxy
İmalat Standartları : TS, DIN, AWWA, API 5L, BS, ASTM
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.