Selami Tekin: Vinç sektörünün en önemli sorunu yüksek KDV oranıdır.
5 yıl önce Ostimde kurulan Tekin Vinç; sektörel birikim ve tecrübeye dayalı alt yapısı sayesinde kısa zamanda önemli bir mesafe kat etti. Müşteri memnuniyetini ön planda tutan Tekin Vinçin Genel Müdürü Selami Tekin yapmış oldukları çalışmaları dergimizle paylaştı
5 yıl önce Ostim’de kurulan Tekin Vinç; sektörel birikim ve tecrübeye dayalı alt yapısı sayesinde kısa zamanda önemli bir mesafe kat etti. Müşteri memnuniyetini ön planda tutan Tekin Vinç’in Genel Müdürü Selami Tekin yapmış oldukları çalışmaları dergimizle paylaştı.
Günümüz itibariyle ürün yelpazenizde hangi vinçler bulunuyor? Ağırlıklı olarak hangi sektörlere hizmet veriyorsunuz?
Günümüz itibariyle 1 ton’dan 10 ton’a kadar Monoray vinç, 1 ton’dan 100 ton’a kadar Çift Kiriş Portal vinç ve yine 1 ton’dan 100 ton’a kadar Çift Kiriş Tavan Vinci olmak üzere sanayinin yükünü hafifletmek için vinçler imalat etmekteyiz. Bunun yanı sıra her türlü çelik konstrüksiyon işlerini de devam ettiriyoruz. Yani hem vinç imalatında hem de çelik yapı aksamında yapmış olduğumuz ve yapacağımız işlerde iddialıyız.
2001 yılında yaşanan ekonomik krizden sonra Türk sanayisi bir toparlanma içerisine girdi ve 2008 yılının 3. çeyreğine kadar yükselişini sürdürdü. Bu dönem içerisinde firma olarak neler yaptınız?
Biz 2004 yılında kurulmuş bir firma olmamıza rağmen tecrübelerimiz eskiye dayanmaktadır. Bu iki mühim ekonomik olaylar arasında gerçekleşmiş Türk sanayisindeki gelişimden muhakkak haberdarız ve içindeyiz. 2004 yılına kadar ki süreçte birikimlerimizi en üst düzeye çıkarıp ne yaptığından emin ileriye umutla bakan ve büyümeyi hedefleyen şirketimizi kurduk. Yatırımlar yaptık ve sonuçlarını aldık. Araştırmacı ve yenilikçi bir politikayla günden güne hem öğrendik hem geliştik. Sürekli teknik açıdan olsun sosyal açıdan olsun birlikteliği ve güveni aşıladık.
Vinç sektörünün içinde bulunduğu durum hakkında neler düşünüyorsunuz? Ürün kalitesini göz önünde bulundurduğunuzda sektör olarak Avrupa standartlarına eriştiğimiz söylenebilir mi?
İçerisinde bulunduğumuz vinç ve çelik sanayinde tabi ki büyük gelişmeler yeni yüzler görmekteyiz ki olmalıdır da. Avrupayla kıyaslama konusunda, biz Türkiye olarak bu güne kadar çok önemli işlerin altına imzamızı attık. Bu büyük işlerin altına attığımız imzaların çoğunda Avrupa’ya erişmek bir kenara dursun üzerine bile çıktığımız oldu. Sonuç olarak yavaş yavaş makine sektöründe de önemli ihracatlarımız olmuştur. Genel bir ortalama bazında belki aramızda biraz mesafe olabilir lakin birçok firmanın bunu başarmış olması bizim önümüzü önemli ölçüde açmıştır.
Sektörünüzün sorunlarını ve çözüm önerilerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Sektörümüzdeki en büyük sorun KDV oranlarındaki yüksekliktir. Birçok sektörde canlanmanın sağlanması için KDV indirimine gidilirken, bizim sektörümüze üvey evlat muamelesinin yapılması, zaten kan ağlayan sektörümüze basılmayan bez olarak bakılması şeklinde nitelendiriyorum. Çözümün ise değerli devletimizin daha büyük hamleler atmak için ikinci plana atıldığımızı ümit ediyorum.
Vinç üreticilerinin hali hazırda bir derneği yok, bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Evet, henüz böyle bir çalışmamız olmadı ve olduğuna dair de bir duyum almadık. Bunun nedenini de şöyle nitelendiriyorum; vinç sektöründe ki meslektaşlarımız sürekli birbiri içinde herhangi bir kırgınlığa meyil vermeksizin güzel bir uyum içinde çalışmakta ve yardımlaşmaktadır. Bu sektörde var olan problemler genel halde sanayinin bel kemiklerinden biri olan vinçle alakalandırırsak sanayi sektörünün genel problemi olarak addetmemiz yanlış olmaz. Yine de ilerleyen zamanlarda problemlerimizi daha yüksek sesle duyurmak için bir örgütlenmeye gidebiliriz.
Ekonomik kriz sektörünüzü ne kadar etkiledi? Önümüzdeki günlerde piyasalar sizce nasıl bir yol izleyecek?
Ekonomik kriz çoğu sektör gibi bizim sektörümüzü de ziyadesiyle etkilemiştir. Bazı firmalar bu krizden fazlasıyla etkilenerek, üzülerek söylüyorum aramızdan ayrılmıştır. Tabi ki bu söylemlerim klasikleşmiş ve her kriz ortamında sarf edilen sözler olarak lügatımıza girmiştir. Yalnız, bu krizi diğer krizlerden ayıran özelliği dünyanın böyle bir darlığa düşmüş olmasıdır. Atlattığımızda dışa bağımlılığı azalmış ve daha güçlü bir Türkiye olacağımız muhakkaktır. Piyasaların önümüzdeki süreçte izleyeceği yol, daha temkinli ve sağlam adımlar atarak ilerleme yolu olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü kriz öncesi piyasaların var olan sermayelerinin üzerindeki yatırımları hem kendilerini hem piyasayı zora sokmuştur ve tekrarlanmayacağı kanaatindeyim. Bu konudaki son sözüm, ufuk görünüyor yolumuz açıktır.
İletişim ve teknoloji çağını yaşadığımız bu dönemde firmanız gelişmeleri hangi ölçüde takip ediyor, kurumsallaşma yolunda ne gibi adımlar atıyorsunuz?
Teknoloji günümüzde yaşamla bir bütün olmuş durumda. Gelişen dünyanın gelişen ülkesi olarak bize düşen görevi yerine getirmeye ve teknolojiye yeni tasarımlar ekleyerek, hem ülkemize hem de sektörümüze yenilikler getirmeye çalışıyoruz. Kurumsallaşma konusu hassas olduğumuz bir konudur. Firmamızı kuracağımız dönemlerde en büyük hedefimizdi. Bu konudaki çalışmalarımızı büyük ölçüde gerçekleştirdik.
Son olarak “Bilginin efendisi olmak istiyorsak çalışmanın kölesi olmalıyız.” sözünü hatırlatmak istiyorum değerli okurlarımıza… Sağlıkla, mutlulukla daha büyük ve kendine güvenen bir Türkiye temenni ediyorum.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.