Sürekli olarak kendimizi ve personelimizi yeniliyoruz
SKP Sistem Kalıp Genel Müdürü Murat Erten ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; sektörde karşılaşılan zorluklar ve bunların çözümüne ilişkin yapılması gereken plan ve yatırımları konuştuk. Röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Öncelikle firmanızı tanıyabilir miyiz? SKP Sistem Kalıp hakkında bizlere neler söyleyebilirsiniz?
SKP Sistem Kalıp, 1993 yılında Perpa Ticaret Merkezi’ndeki yerinde kalıp polisajı yapmak amacıyla kurulmuş bir şirkettir. Gelişen zaman içinde, müşterilerimizin istek ve destekleri ile teknik hırdavat ve standart kalıp elemanları konusunu da bünyemize dahil ettik. Bugün SKP olarak dünyanın önde gelen tüm polisaj ekipmanlarını, polisaj makinelerini ve kalıp elemanlarını, direkt olarak ithal eden bir firma konumundayız. Her geçen gün, firma olarak biraz daha güçlenip büyüyoruz. Ayrıca yeni ürün ve markaları bünyemize kattığımız için de çok mutlu oluyoruz.
Firmanızın bünyesinde hangi faaliyetler gösteriliyor, müşterilerinize hangi ürün ve hizmetleri sunuyorsunuz?
Müşterilerimize birçok alanda hizmet sunuyoruz. SKP olarak ana konumuz kalıp tefsiyesi ve polisajıdır. Müşterilerimizin istekleri doğrultusunda, krom kaplama işlemi, ateşsiz soğuk kaynak ve standart kalıp elemanları satışlarımız var. İkitelli bölgesinde bulunan Or Lazer firmasıyla partner olarak lazer kaynak işlemleri de yapmaktayız. Çeliğin tezgahta işlenmesinden sonraki tüm aşamalarda, kalıp bitimi ve deneme işlemleri onaylanana kadar kalıpçılarımızla birlikte çalışıyoruz.
Şirketinizin geçmiş yatırımları hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?
2010 yılının ilk çeyreğinden sonrası firmamız için çok iyi geçti. Bellstones (gaztaşları), Ceraton (seramiktaş), Criston (cristal gaztaşı), Kemet (polisaj ve lepleme ürünleri), Elgın Daymo (yüksek konsantrasyonlu pasta), Winkel (kalıp kimyasalları), U – Lupp (havalı el aletleri) gibi birçok önemli markayı bünyemize dahil ettik. Tüm kadromuzla el ele vererek ciddi bir kriz politikası takip ettik.
SKP olarak ithalat yaparken, hiçbir şekilde kredi kullanmadığımız için borçsuz dış ticaret yapmaya çalıştık ve yurt dışından almış olduğumuz yüksek iskonto ve tavizleri müşterilerimizin lehinde kullandık. Gücümüzün yettiğince maddi ve manevi olarak müşterimize destek olduk. Çok zor ve yorucu geçen kriz sürecinde müşterilerimiz ile yakın temas halinde bulunarak, gerek vade gerek ucuz ürün temin etme konusunda elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalıştık.
Sürekli olarak kendimizi ve personelimizi yeniliyoruz. Her geçen gün yeni bir ürünü Türk kalıpçılığının hizmetine sunuyoruz. Özellikle polisaj konusundaki yüksek standartlı ürünlerden oluşan havalı, elektrikli, elektronik, ultrasonic makineleri ve standart kalıp elemanlarını stokta tutmaya çalışıyoruz. Skp firması olarak, stoklarımızda 7.000 kalem ürün bulunmaktadır. Bu ürünleri direkt ithal etmekteyiz. Önemli ölçüde yeni ürünler temin ederek bünyemize katmaktayız. Özellikle uzmanlık konumuz olan polisaj konusundaki ürünlerde ciddi ürün artırımına gittik. Piyasamızda 1200 kumdan sonra bir ürün bulunamazken, biz stoklarımıza 3000 kum gaztaşı ve 3000 kum zımparayı dâhil ettik. Çok yakın bir zaman içinde, bu ürünleri müşterilerimiz ile paylaşacağız. Türk kalıpçılık sektörüne ve değerli müşterilerimize daha faydalı olmak için, dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyor ve tüm dünyada düzenlenen kalıp fuarlarını ziyaret ediyoruz.
SKP’nin geleceğe yönelik plan ve yatırımları nelerdir?
Şirketimizin plan ve yatırımları eksiksiz olarak devam etmektedir. Tüm müşterilerimize daha iyi hizmet etmek için, öncelikle SKP satış ve polisaj bölümlerinin modernizasyonunu sağlayacağız. Daha hızlı ultrasonic makineler ile polisaj yapıp, daha kısa zamanda kalıp teslim edeceğiz. Daha çok reklam verip, fuarlara katılarak bünyemize katmış olduğumuz yeni marka ve ürünlerin tanıtımını yapmak istiyoruz. Özelikle standart kalıp elemanlarının tanıtımında, müşterilerimizi tek tek ziyaret ederek bizzat ürün tanıtımı yapmak ve onların değerli görüşlerini almak istiyoruz.
Firma olarak ihracat çalışmanız ya da hedefiniz var mı?
Cevaplaması çok zor olan bir soru sordunuz… 20 yıldır bu sektörün bir şekilde içindeyim fakat bu güne kadar hiçbir şeyi üretip yurt dışına ihraç edemedim, bunun üzüntüsü içindeyim. Kataloglarımızda bulunan tüm ürünleri ithal ediyorum. Sadece ithalatçı konumunda kaldım. Bir gün, içinde bulunduğum kalıp ve polisaj sektörünün hiç olmasa birkaç ürününü tüm dünyaya pazarlayabilecek kadar kaliteli bir ürün yapmak ve bunu markalaştırmak isterim. Dünya patent enstitüsüne müracaata bulunup 3 yeni marka aldık. Tüm dünyaya belki bu markalar üzerinden ürün pazarlama şansımız olacak. Önümüzdeki günlerde markalarımız onaylanınca siz değerli sektör dostlarımız ile paylaşacağım.
Türk kalıp sektörünün bugünkü durumunu değerlendir misiniz? Sizce sektörünüzün sorunları nelerdir ve bu sorunlar nasıl aşılabilir?
Bence sektörün en önemli sorunu çok uzun vadeli ürün satışlarıdır. Büyük tedarikçiler vadeyi gücü yettiği kadar uzatmaya çalışıyor. Küçük firmalar da bundan geri kalmadan mücadelesini gücü yettiği kadar vermeye çalışıyorlar. Çünkü onlar da artık bu sektörün bir parçası oldular. Bizlerde mozaik gibi hepsini kabullenip göğsümüze basmak durumundayız. Yani diyeceğim, vade uzadıkça ürün temini konusunda tüm firmalar gibi bizde, Asya menşeli ürünler ithal etmeye yöneliyoruz. Bu da gittikçe kalitesiz ürünlerin satıldığı bir sektör haline geleceğimiz anlamına geliyor.
Sektörümüzün durumu bence içler acısıdır. Çok kısıtlı dergi, çok az fuar ve seminer ile söktürün sorunlarını çözmemize imkân yok. Herkes sorunlarını perde arkasından konuşarak çözmeye çalışıyor. Sektörde bir türlü bir araya gelemeyen kibirli arkadaşlarımız, çok büyük tedarikçi firmalarımız ve kalıpçılarımız yüzünden sektör için bir şey yapamıyoruz. Kimse kimseyi ciddiye almıyor. Bu şekilde sorunlarımızı çözmemize imkân yok. Kalıp fuarı bir Bursa’da düzenleniyor bir de İstanbul’da... Hangisine katılmamız gerektiğine karar veremiyoruz. On altı ülkenin birleştiği Avrupa Birliği ülkelerinde, Euromould isimli tek bir kalıp fuarı var ve yılda bir kez düzenleniyor. Yani bir yıl boyunca herkes bu fuarı bekliyor ve tüm hazırlıklarını bu fuara göre planlıyor. Biz ise; ne yapacağımızı bilemiyoruz. Bursa’ya mı katılalım, İstanbul’a mı karar veremiyoruz.
Neden bizim ülkemizde, Hasco - Dme – Cumsa - Strack gibi dünya çapında kabul edilen ürünler ve markalar olmasın? Neden bizler kalıpçısı, çelikçisi, hırdavatçısı, kromcusu, tezgahçısı, polisajcısı bir araya gelip sorunları konuşamıyoruz? Neden gelecek nesillere örnek olacak davranış ve yatırımları yapmıyoruz? Doğrusu anlamış değilim. Çok büyük bir camianın üyeleri olan kalıpçı ve plastikçi dostlarıma sevgi ve saygılarımla, her şeyin gönlünüzce olması dilegiyle…
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.