Tatmetal, Yeni Hat Yatırımları ve GES/RES Projeleriyle Sektörde Liderliğini Güçlendiriyor
Türkiye’nin önde gelen yassı çelik üreticilerinden Tatmetal, MetalExpo 2025’te hem yeni yatırımları hem de sürdürülebilirlik vizyonuyla ön plana çıktı. Şirketin Satış ve Pazarlama Direktörü Gülçin Şimşek,
Demir Çelik TV ve Demir Çelik Store’ye verdiği röportajlarda hem şirketin enerji stratejisini anlattı hem de küresel çelik sektöründeki risk ve fırsatları değerlendirdi.
Yeni hat yatırımıyla kaplamada liderlik
Tatmetal, üç galvaniz, bir boya ve CR (soğuk hadde) hattıyla yıllık 1,5 milyon ton rulo üretim hacmine sahip. Bu hacim içerisinde 150 bin ton CR, 180 bin ton boyalı ve 1,4 milyon ton galvanizli sac üretim imkânı yer alıyor. 1.500 mm yeni galvaniz hattı ile iç ve dış pazarlarda pazar payını artırmaya devam ediyor. Şimşek; yeni yatırımlarla pazar liderliklerini daha da güçlendirmeye kararlı olduklarını vurguladı.
Enerji bağımsızlığı: 2025’te %30, 2026’da %100
Tatmetal’in gündeminde yalnızca üretim yatırımları değil, aynı zamanda enerji tüketiminde de bağımsızlığını sağlamak var. Şimşek, şirketin GES ve RES yatırımlarını hızla büyüttüğünü belirterek şunları söyledi:
“2025 sonunda enerji ihtiyacımızın yaklaşık %30’unu kendi projelerimizden karşılayabilecek duruma geleceğiz. 2026 sonunda ise tamamını yenilenebilir kaynaklarımızdan temin ederek enerji bağımsızlığımızı ilan edeceğiz.
Bu hedef yalnızca maliyet avantajı değil, aynı zamanda karbon regülasyonlarına uyum ve ihracatta süreklilik için kritik bir strateji.”
Şimşek ayrıca, sıfır atık odaklı iç süreçlerin güçlendirildiğini, şirketin ilk sürdürülebilirlik raporunun yakın zamanda yayımlanmak üzere olduğunu açıkladı.
2025’in panoraması: daralan marjlar, küresel baskılar
Şimşek’e göre 2025 yılı çelik sektörü için “kartların yeniden dağıtıldığı” bir dönem oldu. AB kotalarındaki değişiklikler, ABD seçimleri sonrası korumacı politikaların güçlenmesi, Kanada pazarının kapanması, Kuzey Afrika’da ve Uzak Doğu ülkelerinde rekabetinin artması ile iç pazardaki dalgalanmalar, sektörün hareket alanını sınırladı. PMI verilerinin 50 eşik değerinin altında seyretmesi, kâr marjlarının daralması ve kapasite kullanım oranlarında yaşanan düşüş de tabloyu zorlaştırdı.
Şimşek sözlerine şöyle devam etti;
“Türkiye, maddenin 3 hali gibi olmalıdır;
İç pazarda Katı: Dampinge karşı önlemler almalı, yerli üretici vergi ve KDV avantajları ile desteklenmeli.
İhracatta Sıvı: Esnek, akışkan ve adaptif bir stratejisi olmalı,
ihracatçıyı güçlendirici adımlar atılmalı.
Yatırımlarda Gaz: Karbonsuz çelik, hidrojenle üretim, dijitalleşme kavramları hızlı şekilde süreçlere uyarlanmalı, yeşil çelik üretimi arttırılmalı.”
DİR değişiklikleri ve ihracat riski
Dahilde İşleme Rejimi’ndeki son düzenlemeleri eleştiren Şimşek, daha önce 100 bin ton ihracata karşılık eşdeğer hammadde ithalatı yapılabilirken, yeni düzenlemeyle ihracatın gerektireceği hammaddenin %25’inin iç tedarikçiden karşılanmasının zorunlu hale geldiğini belirtti. Bu karar, yerli hammadde üreticilerini korumaya yönelik adımlar olarak atılmış olsa da uzun vadede ihracat pazarlarımızı doğrudan etkileyeceğini ve iç ve dış son kullanıcının büyük zarar göreceğini belirten Şimşek, yaptırımların ve tüm dünyayı etkileyen “lokalleşme” eğiliminin ihracatçıyı pazarda rekabet edemez hale düşüreceğini bildirdi.
Öte yandan DİİB kapsamında getirilen hammaddeler, katma değeri yükseltilerek ihraç edildiği ve Türkiye ekonomisine kazandırıldığını ifade ederek sadece ihracat bu ithalat yapılabildiği için gerçekleşebildiğini iletti.
Şimşek ayrıca, Türkiye’nin cevher, hurda, kömür, doğalgaz ve elektriği ithalden üretirken rekabetçi fiyatlarla dünyada yarışmasının zor olacağını kaydetti. Türkiye’nin son kullanıcıdaki ihracat pazar payının başka ülkelere kayacağını ifade etti.
AB soruşturmaları ve SKDM belirsizliği
AB’nin Türkiye menşeli soğuk ürünlerde başlattığı anti-damping soruşturmasının fabrika bazlı yürütüldüğünü, ancak sonucun tüm üreticileri etkileyeceğini belirten Şimşek, bu nedenle ihracatta yavaşlama beklendiğini aktardı.
Öte yandan 2026’da devreye girecek SKDM hesaplama yönteminin netleşmemiş olmasının AB müşterilerinde sipariş erteleme eğilimine yol açtığını söyledi. “Piyasa kırılgan seyrediyor; yerli üreticilerin fiyat artırma denemeleri ve alıcı tarafındaki panik yüzünden olumlu seyretmiyor” ifadelerini kullandı.
Küresel çelik sektörü eğilimleri: yeşil dönüşüm ve rekabet
Şimşek, küresel çelik sektörünün gündemini üç başlıkla özetledi:
• Korumacı uygulamaların artışı ve pazarların
daralması,
• Uzak Doğu’nun düşük maliyetli ürünlerinden
dolayı rekabetin sertleşmesi,
• Karbon düzenlemeleri ve yeşil dönüşümün
hız kazanması.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.