Türkiyenin Sanayi Gücünü Bir Araya Getiriyoruz
Somfy Türkiye Genel Müdürü Semih Görür ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Somfy Türkiye Genel Müdürü Semih Görür ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
“Sektörün seçilmiş oyuncuları Somfy’yi tercih ediyorlar”
Firmanızın sektörel geçmişi ve bu süreçteki gelişimi hakkında bilgi verir misiniz?
1969 yılında Fransa’da kurulan Somfy, konutlardaki ve ticari binalardaki açılırkapanır mekanizmalar için ileri teknolojili motorlar ile akıllı ev sistemleri üreten dünya çapında bir marka. Şirketimiz kurulduğu günden bugüne 100 milyondan fazla motor üretmiş bulunuyor. Fabrikalarımızda, her gün 70 bin adet motor üretiliyor. Dünya genelinde her yıl 20 binin üzerinde profesyonel müşteri ve milyonlarca tüketici, yaşam alanlarında Somfy ürünlerini kullanıyor. Türkiye pazarına girişimiz 80’li yılların başlarına dayanıyor. Önceleri distribütörler aracılığıyla sağladığımız hizmeti; 2004 yılından beri Somfy Türkiye olarak direkt kendimiz sağlıyoruz. İstanbul merkez ofisimiz ve ana lojistik merkezimiz dışında Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bakü ve Tahran’da bölge temsilciliklerimiz bulunuyor. Somfy Grubu, % 80’in üzerindeki pazar payı ile motor ve otomasyon sistemlerinde açık ara dünya lideri konumunda bulunuyor. Ürün gamımız içinde perde, panjur, kepenk, tente, pergola, pencere, güneş kırıcı, garaj ve bahçe kapıları için üretmiş olduğumuz motorlar, kumandalar, kontrol üniteleri, sensörler ile birlikte uzaktan kontrol ve izleme de sağlayan akıllı ev ve bina sistemleri yer alıyor. Kablosuz iletişim ve dijital dünya, her geçen gün daha da önem kazanıyor. Somfy de bu gelişmeleri oldukça yakından takip ediyor. Bu konularda tüm dünyanın geleceğine yön verecek stratejilerde söz sahibi, her gün isimlerini duyduğumuz dünyaca ünlü teknoloji firmalarıyla yoğun iş birliği içerisinde çalışıyoruz. Uzun zamandır kullanmakta olduğumuz RTS radyo iletişim protokolüne ilave olarak, geleceğin teknolojik gelişmelerine de cevap verebilmek adına Avrupa’da yaygın olarak kullanılmakta olan IO teknolojisini de Türkiye pazarına sunmaya başladık. Bu teknoloji sayesinde hem kendi ürünlerimizi hem de yaşam alanlarımızdaki diğer ürünleri aynı kaynaktan kumanda etmek mümkün oluyor. Artık kullandığımız bütün eşyaların birbirleriyle iletişim kurması söz konusu. “Internet of Things” dediğimiz sistemle birbirleriyle iletişim kurabilen cihazlar geliştiriliyor. Somfy olarak biz de bu sürece hızlı bir şekilde dahil olduk, bu konunun dünya çapında gelişmesine öncülük ediyoruz. Ayrıca; akıllı ev çözümlerini yaklaşık 10 yıldır dünyanın farklı ülkelerinde pazara sunmuş durumdayız. Şu an dünyanın farklı köşelerinde binlerce evde, 500 binden fazla obje Somfy ürünleri üzerinden birbiri ile iletişim kuruyor. Bu ürünlerin her gün yaklaşık %70’i akıllı ev sistemleri üzerinden kumanda ediliyor. Somfy akıllı ev çözümleri ile ilgili son kullanıcıların memnuniyet oranı ise % 93. Bu çok büyük bir başarı. Bu ürünleri Türkiye pazarına daha yakın tarihlerde sunduk. Oldukça yoğun talep alıyoruz ve fiyatlarımız da oldukça ulaşılabilir.
Satış sonrası hizmetin, tüketici ve marka sadakati açısından önemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Satış sonrası hizmetin tüketici sadakati açısından tabii ki çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bir tüketicinin hayatında bulunan pek çok farklı ürün var ve bunların hepsini ürünü satan firma kadar tanıması mümkün değil. Bu noktada firmaların önceliklerinden birinin, tüketiciye problemsiz bir kullanım tecrübesi sunmak ve onun hayatını kolaylaştırmak olması gerektiğine inanıyorum. Bu markanın güvenilirliği, tüketicideki algısı ve tüketicinin markaya sadakati açısından da çok önemli.
Firmanızın yurtiçi ve yurtdışı satış sonrası hizmet politikası hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Biz müşterilerimize ürün tedarik ederken örneğin, sadece bir motor değil, bir paket sunuyoruz. Bu paketin içeriğinde kaliteli bir ürüne ek olarak pazarlama desteği, kaliteli lojistik hizmeti ve satış sonrası destek gibi elementler de yer alıyor. Ayrıca faaliyet gösterdiğimiz her alanda sektörün önünü açan aksiyonlarda bulunuyoruz. Böylece sadece ürün sunmakla kalmıyor, katma değer de sağlamış oluyoruz. Kendi bünyemizde hem iş ortaklarımıza hem de son kullanıcılara destek veren bir satış sonrası ekibimiz var. Her bölgede ürünlerimizi yakından tanıyan ve alanında uzman olan teknik personelimiz bulunuyor. Ürünlerimizle ilgili teknik desteğe ihtiyaç olduğunda en yakındaki personelimiz yardımcı oluyor. Hatta yurdun her köşesine hizmet vermekle kalmıyoruz, gerektiğinde yurt dışına bile satış sonrası destek sağlıyoruz. Örneğin, bir keresinde bir müşterimizin ihraç ettiği bir ürünle ilgili, kullanıcının sorunu ürünümüzden kaynaklanmamasına rağmen, Uganda’ya teknik personelimizi göndererek çözüm sağlamıştık.
Tüketiciden gelen geri bildirimler ve satış sonrası destek, sektörlerin gelişim sürecinde ne kadar etkilidir?
Son kullanıcılardan gelen geri bildirimleri dinlemeden ürün stratejinize ya da şirket stratejinize karar vermek, gözünüz kapalı koşmaya benzer. Dolayısıyla her zaman onların geri bildirimlerine, ürünü kullanırken nasıl bir deneyim yaşadıklarına kulak vermek gerekir. Son kullanıcıların nasıl bir deneyim yaşamak istedikleri göz ardı edilerek hizmet verilen bir sektörün gelişimi de mümkün değildir. Özellikle sektörde önemli bir yer sahibi olmak isteyen firmaların, öncelikle son kullanıcıların geri bildirimlerinden doğru biçimde istifade etmeyi öğrenmeleri gerekir.
Müşterilerinizden ürün ya da hizmet konusunda geri bildirimler alıyor musunuz? Bu bildirimleri ürün gelişiminde nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ürünlerimiz satışa sunulmadan önce çok yoğun bir Ar-Ge sürecinden geçiyor. Bu süreç içerisinde müşterilerimizin ve kullanıcılarımızın yaşayacağı deneyimler de kapsamlı olarak test ediliyor. Dolayısıyla sunduğumuz ürünlerle ilgili aldığımız dönüşler de genel olarak olumlu oluyor. Ancak tabii ki bazen bizim de farkında olmadığımız bir detayı müşterimiz gözlemleyerek bize geri bildirimde bulunabiliyor. Biz de bu bildirimleri mutlaka dikkate alıyoruz. Biz ürünlerimizle ilgili stratejilerimizi oluştururken de öncelikle iş ortaklarımıza danışıp ondan sonra karar aşamasına geçiyoruz. Bu konuda bizimle oldukça sıkı iş birliği içerisinde bulunan önemli iş ortaklarımız var. Sektörün seçilmiş oyuncuları Somfy markasını tercih ediyorlar ve onların bizimle ilişkisi tam bir partnerlik. Bu da bize çok olumlu katma değer sağlıyor.
İhracat pazarlarındaki satış sonrası hizmet konusunda yapılanmanızdan bahseder misiniz?
Türkiye’de birçok sektörün üreticileri artık dünyanın birçok köşesine ürün gönderiyorlar. Bizim müşteri portföyümüz içinde de 70’ten fazla ülkeye ihracat yapan firmalar bulunuyor. Bu firmaların çeşitli ülkelerdeki müşterilerinin de mutlaka zaman zaman teknik desteğe ihtiyacı oluyor. Somfy yapılanması dünyada o kadar yaygın ki, bu tarz durumlarda o ülkedeki yerel Somfy personeli hemen müşterinin yardımına koşuyor. Böylece dünyanın neresinde olursa olsun müşterilerimizi yalnız bırakmamış oluyoruz.
Son olarak eklemek istediğiniz var mı?
Biz Somfy olarak Türkiye’nin potansiyeline çok inanıyoruz. Bu yüzden de Türkiye yapılanmamıza sürekli yatırım yapmaya devam ediyoruz. Son olarak yeni binamıza da taşındık. Büyüme hedeflerimize ve müşterilerimize en kaliteli hizmeti sunma anlayışımıza uyum sağlayan yeni tesisimiz ile birlikte satış sonrası hizmetimizi de güçlendirmiş olduk. Teknik ekip yapılanmamızı da güçlendirmeye devam ediyoruz. Ayrıca; sektör gelişimine önemli ölçüde katkı sağlayan televizyon reklamlarına ve diğer iletişim çalışmalarına olan yatırımlarımız da devam ediyor. Yerel üreticilerle iş birliği yaparak Somfy teknolojisini ve Türk sanayi gücünü bir araya getiriyor, son kullanıcıların hayatını kolaylaştıran ürünler geliştiriyoruz. Bütün bu girişimlerle birlikte küresel Somfy yapılanması içerisinde büyüme ve gelişim anlamında parlayan yıldız olmaya devam ediyoruz.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.