SANAYİ VE TİCARET BAKANI NİHAT ERGÜN:
''TÜRKİYE (YIL SONUNDA) KESİNLİKLE ÇİFT RAKAMLI KÜÇÜLMEYLE KARŞI KARŞIYA KALMAZ''
YILI SONUNDA BÜTÇE AÇIĞINA İLİŞKİN BELİRLENEN HEDEFLERE ULAŞILABİLMESİ İÇİN HEM BÜTÇE GELİRLERİNE HEM DE BÜTÇE GİDERLERİNE İLİŞKİN GEREKLİ OLAN POLİTİKALAR ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE UYGULAMAYA KONULACAKTIR''
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, bugün açıklanan ilk çeyreğe ait büyüme rakamlarına ilişkin, ''Yüzde 13,8'lik rakam Türkiye'de krizin etkilerinin en çok hissedildiği döneme ait rakamlardır. Ama marttan itibaren çıkışın başladığını önümüzdeki veriler bize göstermektedir'' dedi.
Ekonomik hedeflerde sapmalar meydana geldiğini hatırlatan Ergün, ancak Türkiye ekonomisinin bu dönemde başarılı bir imtihan verdiğini dile getirdi. Türk bankacılık sisteminin güçlü yapısının krizin Türkiye ekonomisine etkisini sınırlı tuttuğunu ifade eden Ergün, ''Türkiye olarak bu süreci bir miktar üretim, bir miktar istihdam, bir miktar da ihracat kaybı ile geride bırakacağımıza inanıyorum'' diye konuştu.
Bakan Ergün, 2008 yılında iyiden iyiye kendisini hissettiren ve 2009 yılının ilk yarısından itibaren kısmen de olsa hızı azalan krizin etkilerini azaltmak ve daha da derinleşmesini önlemek amacıyla Hükümet olarak bir dizi önlem aldıklarını anımsatarak, önümüzdeki süreçte de yeri geldikçe gerekli önlemleri almaya devam edeceklerini bildirdi.
TÜİK tarafından açıklanan ilk çeyrek verilerine ilişkin olarak da Nihat Ergün, şunları kaydetti:
' yılının son çeyreğinde yüzde 6'lık küçülme, 2009 yılının ilk çeyreğinde yüzde 13,8 olarak karşımıza çıktı. 2008'in son çeyreği, 2009 yılının ilk çeyreği krizin etkilerinin bütün dünyada ve ülkemizde en çok hissedildiği dönemdir. Bu rakamlar geçmiştir. Yüzde 13,8'lik rakam Türkiye'de krizin etkilerinin en çok hissedildiği döneme ait rakamlardır. Bugün haziran ayının sonundayız. Bazen istatistiki verilerin 3 ay geriden geliyor olması 3 ay gerideki tabloyu bir kez daha hatırlamamızı zorunlu kılıyor. Ama marttan itibaren çıkışın başladığını önümüzdeki veriler bize göstermektedir.''
Tüketici Güven Endeksindeki artış ile haziran ayı ihracatında görülen artışın, ikinci çeyrekteki rakamların çok daha müspet rakamlar olduğunu gösterdiğini ifade eden Ergün, ''Ama bir uçak yolculuğu gibi düşünürsek, bizim yılın ilk çeyreğinde türbülansa girdiğimiz ve burada ciddi sarsıntılar yaşandığını bu rakamlar bize göstermektedir. Türkiye bu türbülanstan büyük çapta çıkmıştır. Bu büyük sarsıntılar sona ermiş ve nisan ayından itibaren Türkiye yeniden çıkışa başlamıştır'' diye konuştu.
Nihat Ergün, önümüzdeki ayların daha istikrarlı rakamlarla destekleneceğini söylemek imkanına sahip olduklarını vurguladı.
2009'UN SON ÇEYREĞİNDE VE ÖZELLİKLE DE 2010'DAN İTİBAREN DAHA İSTİKRARLI BİR KONUMDA OLACAĞIZ
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, bütçe açığı konusunda 2009 bütçe hedeflerinin oldukça uzağında bulunduklarını ifade ederek, ' yılı sonunda bütçe açığına ilişkin belirlenen hedeflere ulaşılabilmesi için hem bütçe gelirlerine hem de bütçe giderlerine ilişkin gerekli olan politikalar önümüzdeki dönemde uygulamaya konulacaktır'' dedi.
Ergün, İstanbul Ticaret Odası (İTO) haziran ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada, gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin iktisadi sorunları içerisinde kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin önem taşıdığına değinerek, ekonominin rekabet gücünün artırılması ve kamu finansmanının sağlıklı yapıya kavuşturulmasının, kayıt dışılığın azaltılmasıyla mümkün olduğunu söyledi.
Kayıt dışı ile mücadelenin, önümüzdeki dönemde hükümetin olduğu kadar özel sektörün de öncelikli gündem maddesi haline gelmesi gerektiğine işaret eden Ergün, ''Kayıt dışı ekonomi kadar ekonomimiz için tehlike arz eden bir diğer konu da bütçe açığı sorunudur'' dedi.
Ergün, bütçe açıklarının, ekonomik beklentileri olumsuz etkilemeyecek makul düzeyde seyretmesinin sürdürülebilir büyüme için oldukça önemli olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Bütçe açığı konusunda 2009 bütçe hedeflerinin oldukça uzağındayız. Ancak Ocak-Mayıs 2009 döneminde gerçekleşen bütçe açığı bir süre önce yayımlanan Katılım Öncesi Ekonomik Programda yer alan ve bir anlamda revize edilmiş bütçe açığı hedefinin yüzde 42,8'ini oluşturmaktadır. 2009 yılı sonunda bütçe açığına ilişkin belirlenen hedeflere ulaşılabilmesi için hem bütçe gelirlerine hem de bütçe giderlerine ilişkin gerekli olan politikalar önümüzdeki dönemde uygulamaya konulacaktır. Bunun yönetilebilir olması önem taşımaktadır.''
''ATTIĞIMIZ ADIMLA PİYASALARDAKİ CANLILIĞIN SÜRECEĞİNE İNANIYORUZ''
KOBİ'lere ilişkin yapılan çalışmalara ilişkin bilgi veren Bakan Ergün, firmaları yeni finansman olanağına kavuşturacak düzenlemeyi önümüzdeki günlerde hayata geçireceklerini kaydederek, düzenlemeye göre döviz geliri olmayan firmaların artık belli limitler çerçevesinde döviz kredisi kullanabileceklerini anlattı.
Nihat Ergün, üzerinde çalıştıkları bir diğer düzenlemenin, Sebze ve Meyve Ticaretinin Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Yasa Tasarısı olduğunu dile getirerek, ''Bakanlar Kurulunda imzaya açılan bu tasarı ile sebze-meyve ticaretinde yaşanan birçok sorun tarihe karışacaktır. Sebze meyve ticaretini rekabetçi bir yapıya kavuşturacak olan sistem, üreticinin, emeğinin karşılığını alabilmesine de imkan sağlayacaktır'' diye konuştu.
Hükümet olarak iç piyasayı canlandırıcı tedbirler konusunda yoğun mesai harcadıklarını vurgulayan Ergün, başta otomotiv ve mobilya olmak üzere KDV indirimine gidilen bütün sektörlerde belirgin canlanma meydana geldiğini kaydetti.
Bakan Ergün, ''Nitekim otomotiv gibi ekonomimiz için kritik öneme sahip bir sektörde ÖTV'nin indirilmesi sadece bu sektörde birikmiş stokların eritilmesine yardımcı olmadı, aynı zamanda üretimin yeniden başlamasına, istihdama ve belki de en önemlisi, morallerin yeniden yükselmesine imkan verdi. Şimdi de kademeli bir geçiş yaparak, indirimlerin devamını sağladık. Attığımız bu adımla piyasalardaki canlılığın süreceğine inanıyoruz'' dedi.
Küresel krizin, tüm dünyayı etkilemeye devam ettiğini, dünya ekonomisinin lokomotifi konumundaki ülkelerde üretim daralması, dış ticaret hacminde rekor düşüşler, büyük çapta artan işsizlik ve azalan güven gibi unsurların 2009 yılına damgasını vuracak gibi göründüğünü anlatan Ergün, şöyle devam etti:
''Ancak ülkemizde bazı öncü göstergelerde mart ayı ile birlikte kendini gösteren olumlu gelişmeler bizlere umut vermektedir. Sanayi üretimi, kapasite kullanım oranı, Tüketici Güven Endeksi ve Reel Kesim Güven Endeksi gibi önemli göstergelerde son aylarda gözlemlenen iyileşme eğilimleri, bizlere hem alınan tedbirlerin olumlu yansımalarını hem de krizden çıkışın ilk işaretlerini vermektedir. Ancak şunu da belirtmekte fayda görüyorum; iç talepteki canlanmayla birlikte dış talepteki canlanma da aynı ölçüde önemlidir. Yaşanan küresel finans krizinin etkisiyle dünya çapında bir talep daralması gözlenmektedir. Dolayısıyla dış talepte ciddi bir toparlanma olmadan iç talepte beliren canlanma etkisi sınırlı düzeyde kalabilir. Dünya genelinde özellikle ihracat yaptığımız ülkelerin ekonomik faaliyetlerindeki gelişmelerin bizi de doğrudan etkileyeceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Ancak yine de hükümet olarak 2009'un son çeyreğinde ve özellikle de 2010'dan itibaren daha istikrarlı bir konumda olacağımıza inanmaktayız. Bunun için de gerekli tedbirleri süratle ve özel sektör ile tam bir eşgüdüm içerisinde almaya devam edeceğiz.''
Ergün, hükümet tarafından hayata geçirilen tedbirlerin yanı sıra konuya sivil toplum kuruluşlarının duyarlı yaklaşımlarını ve çözüm üretme yönündeki girişimlerini önemsediklerini ifade ederek, TOBB önderliğinde başlatılan ''Kriz varsa çare de var'' kampanyasını desteklediklerini bildirdi.
Krizden çıkışta tüketim kadar üretimin de önemli olduğuna işaret eden Ergün, yatırıma, üretime ''kriz'' molası vermeden devam etmek ve üretime odaklanmak gerektiğini söyledi.
Bakan Ergün, ''Bu hassas dönemde 'ülke karanlığa gidiyor' yorumları yapanlar her şeyden önce Türkiye'ye kötülük yapmaktadır. Bu tür yorumlar, yatırımcının, üreticinin moralini bozmaktan başka hiçbir fayda sağlamamaktadır. Gelin 'hep beraber kazanalım' diyoruz. Herkes piyasaya güç veren, moral veren yaklaşım içinde olmalıdır'' dedi.
Türkiye ekonomisinde çıkışın başladığını kaydeden Ergün, Türkiye'nin, küçüklü, büyüklü firmaların birbirine destek olmasıyla, krize yenilmeyeceğini belirterek, Türkiye ekonomisinde toparlanmanın, dünya ekonomisinden daha erken başlayacağına inandıklarını ifade etti.
TÜRKİYE YIL SONUNDA KESİNLİKLE ÇİFT RAKAMLI KÜÇÜLMEYLE KARŞI KARŞIYA KALMAZ
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'nin yıl sonunda kesinlikle çift rakamlı küçülmeyle karşı karşıya kalmayacağını bildirdi.
Ergün, İstanbul Ticaret Odası'nın haziran ayı meclis toplantısında üyelerin sorularını cevapladı.
Hemen hemen herkesin kendi sektörüyle ilgili vergi indirimi talebinde bulunduğunu ifade eden Ergün, vergi indirimlerinin geçtiğimiz dönemde hükümet olarak politikaları olduğunu belirterek, birçok alanda vergi indirimlerine gidildiğini hatırlattı.
Bu indirimlerin vergi kayıplarına da yol açmadığının altını çizen Ergün, vergi ile ilgili bir tahsilat sorunu yaşanmadığını ama bugün itibariyle vergi indirimlerinin belli sektörlerde yapıldığını söyledi.
Bütün sektörlerde birden vergi indirimine gidilmesinin çok ciddi maliyetlerinin ortaya çıkacağının da bir gerçek olduğunu vurgulayan Ergün, şöyle devam etti:
''Çünkü vergi tahsilatı kamunun en önemli gelir kaynaklarından biri. Biz bütçe açıklarını binde 5'lere, 6'lara kadar indirmişken bu yıl bütçe açığı hedefimizin çok daha ötesinde bir tablo ile karşı karşıya kalıyoruz. Çünkü bazı kamu harcamalarını kısma imkanı bulunmuyor, bazı yatırımları ortadan kaldıramıyorsunuz. Bu harcamalara karşı bir gelirin olması gerekir. Vergi indirimleri konusu olağanüstü dönemlerde bazı sektörler için gündeme gelebilir ama normal dönemlerde vergi düzenimizi yeni baştan ele almak, yüksek olan vergi oranlarını, bunun çeşidini azaltmak ve katma değer vergisini tek çeşitli ama daha düşük bir katma değer vergisine dönüştürmek çalışmalarını yapmak icap edebilir. Onun için vergi indirimleriyle ilgili her sektörün kendi vergi talebine bir cevabı buradan vermemi beklemeniz doğru olmaz. Bu ayrıca ciddi bir çalışmayı zorunlu kılmaktadır.''
Otomotiv sektörüne ilişkin, yerli üretimin bu konuda teşvik edilmesi yönünde İTO meclis üyelerinin yaklaşımları bulunduğunu belirten Ergün, ''Tam olarak böyle değil. İçerideki yerli üretim de normal zamandan daha fazla gerçekleşti ve normal zamanın üzerinde satış gerçekleşmiş oldu'' dedi.
Tüketicilerin tercihlerinin burada önem taşıdığına işaret eden Ergün, ürünlerine zam yapan otomobil fabrikalarının olduğunu, bunun hoş karşılanmadığını hatırlattı.
Fiyatlarına zam yapmayan firmaların da olduğunu ifade eden Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Dolayısıyla bizim indirimlerimiz fiyatlara arzu ettiğimiz miktarda yansımamış oldu. Ama böyle bir durumda tüketici refleks göstermeliydi. Ürüne zam yapan fabrikaların ürünlerine yönelmek yerine bunu yapmayanlara doğru yönelmek eğilimi göstermeliydi. Bugün aynı şey bankalar için de söz konusu. normal zamanda firma firma dolaşıp da kredi verelim diye uğraşan bankacıların bu zor zamanda KOBİ'lere ve diğer işletmelerimize bir anlamda yüz çevirmiş olması kabul edilebilir birşey değil. Hukuki yaptırım söz konusu olmayabilir ama bunlar da unutulmaz. Yani bugünler geçer, yarın da bunu yapanla bunu yapmayan arasındaki herhalde ayırt edici tavrı KOBİ'lerin yöneticileri ve sahipleri dikkate almalıdır. Herşeyin bir hukuki yaptırımla çözülmesi de gerekmiyor.''
Nihat Ergün, alışveriş merkezlerine ilişkin yasa konusunda da ayrıntılı düzenlemeden ziyade sadece bunun kurallarını koyan daha basit bir düzenleme talep ettiğini, bu kadar ayrıntılı düzenlemeye ihtiyaç duyulmadığı kanaatinde olduğunu ifade etti.
''İSTANBUL'DA TİCARET BORSASI NE KADAR FONKİYONEL BİR YAPIDADIR?''
İTO üyelerinin İstanbul Ticaret Borsasına (İTB) ilişkin değerlendirmeleri konusunda da Ergün, şunları kaydetti:
''İTB'nin durumu benim de dikkatimi çeken bir durum. İstanbul'da ticaret borsası ne kadar fonksiyonel bir yapıdadır? Ticaret içerisindeki rolü nedir? Zannedersem bunun hem ticaret borsaları açısından hem de İTB açısından bir kere daha gözden geçirilmesinde fayda var. Nasıl zaman zaman bütün yapıları gözden geçirmek icap ediyor, ticaret odalarının, Odalar Borsalar Birliğinin yasalarını da yapılarını da gözden geçirmek gerekebilir. Belki yarın esnaf sanatkarlar odalarının da yapılarını gözden geçirmek icap edecek. Bunlar yeni yaklaşımları dikkate alarak yapılması gereken düzenlemeler olacaktır. Sebze ve meyve ticareti de buna benzer. Sebze meyve üretimimizin şaklaşık yüzde 25'i çöpe gidiyor. Bu az bir rakam değil. Bu alanı mutlaka düzenlememiz gerekiyor. Yoksa kimseye bir garezimiz yok.''
İLK ÇEYREK RAKAMLARI VE BÜYÜME BEKLENTİSİ...
Toplantının ardından gazetecilerin de sorularını yanıtlayan Ergün, ''Birinci çeyrek sonuçları büyümede revizyona neden olabilir mi?'' şeklindeki soruyu şöyle yanıtladı:
''Hayır, büyümede tahminlere yakın bir rakamla yılı tamamlayacağımızı söyleyebilirim. 3,6'nın üzerinde olabilir bu, 4-4,5 gibi bir rakamlarda da olabilir. Türkiye'de biliyorsunuz bazı kesimlerin çift rakamlı bir küçülme ile Türkiye'nin karşı karşıya kalacağı istikametindeydi. Türkiye kesinlikle çift rakamlı küçülmeyle karşı karşıya kalmaz. Ama yüzde 3,5 üzerinde yüzde 4'ler, 4,5 bir küçülme rakamı ile 2009 yılını tamamlayabiliriz.''
Ergün, bir gazetecinin ''Uluslararası kuruluşlar yüzde 5'in üzerinde de olabilir diyor'' şeklindeki yorumu üzerine, şunları söyledi:
''Ama onlar da zaman zaman revize ediyorlar. Bazen 5 diyenler sonra 4 diyor, 5,5 diyor. Dolayısıyla bugünden onların tahminlerine göre hareket etme imkanımız yok. Bizim 2. çeyrekte ortaya çıkan veriler küçülme rakamlarının ikinci çeyrekten itibaren yavaşlayacağını ve son çeyrekte büyüme rakamlarına tekrar dönülebileceğini ama bütün yıl itibariyle topladığımızda bir küçülme rakamıyla karşılaşacağımızı fakat onun bugünkü gibi ilk çeyrekteki gibi iki rakamlı bir küçülme rakamı olmayacağını, yüzde 4'ler 5'ler civarında bir rakam olacağını bize gösteriyor.''
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.