Yeşil Çelik: Uzmanlardan Beş Kritik Yanıt
Çelik sektörünün karbon emisyonlarını azaltma yarışı dünya genelinde hız kazanırken, yeni yeşil çelik projeleri ve teknolojileri gündemin ön sıralarında yer alıyor. Fastmarkets, Avrupa'daki uzmanlarla bir araya gelerek yeşil çeliğin geleceği, karşılaşılan zorluklar ve fırsatlar hakkında beş kritik soruya yanıt aradı.
Çelik sektörünün karbon emisyonlarını azaltma yarışı dünya genelinde hız kazanırken, yeni yeşil çelik projeleri ve teknolojileri gündemin ön sıralarında yer alıyor. Fastmarkets, Avrupa'daki uzmanlarla bir araya gelerek yeşil çeliğin geleceği, karşılaşılan zorluklar ve fırsatlar hakkında beş kritik soruya yanıt aradı.
Bağlam
2023-2024 yıllarında Fastmarkets, geleneksel yassı ve uzun çelik fiyatlarına karşılık olarak yeşil ve azaltılmış karbonlu çelik fiyatlarını değerlendirmek üzere 12 yeni fiyat endeksi başlattı. Bu adım, ortaya çıkan piyasalarda kıyaslama oluşturmak, sektöre daha fazla şeffaflık getirmek ve emisyonları azaltmak için gereken yatırım kararlarını desteklemeyi amaçlıyor.
Uzmanlar
- Alexander Fleischanderl, Teknoloji Direktörü, Primetals Technologies
- Jose Noldin, CEO, GravitHy
- Paulo Carvalho, Bağımsız Danışman ve Genel Müdür, decarbValue
Soru ve Cevap
1. Önümüzdeki Beş Yılda Ne Kadar Yeşil Çelik Üretilecek?
Avrupa'da birçok yeni yeşil çelik projesi duyuruldu ve 2025-2026'dan itibaren piyasaya yeni yeşil çelik tonajları girmesi bekleniyor. Peki, önümüzdeki beş yılda ne kadar yeşil veya azaltılmış karbonlu çelik piyasada olacak?
Alexander Fleischanderl: Avrupa'da geçiş projeleri hızla ilerliyor, ancak "yeşil çelik" tanımının netleştirilmesi gerekiyor. Gerçek anlamda karbon nötr çeliğin maliyet rekabetçiliğine yakın zamanda ulaşması beklenmemeli. Hidrojen tedarik anlaşmaları, kg başına 8 euro seviyelerinde, bu da önceki tahminlerin oldukça üzerinde. Talep tarafında özellikle otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinden düşük karbon ayak izli çeliğe artan bir ilgi var. Önümüzdeki beş yılda Avrupa'da yeşil çeliğin toplam üretimdeki payı %10 civarında olabilir.
Jose Noldin: Pazarın beklenenden daha sıkı olacağını düşünüyorum. Ancak bu durum, düzenlemelere, standartlara ve tanımlara bağlı olacak. 2030 yılında gerçekten yeşil, fosil yakıtsız çelik (ton başına 400 kg'dan az CO2 emisyonu) talebinin yılda en az 10 milyon ton olmasını bekliyorum. Arz yetersiz olacağı için, firmalar CO2 azaltılmış veya kütle dengeli çeliklere yönelebilir ki bu da yeşil yıkama açısından riskli.
Paulo Carvalho: Hidrojen bazlı, sıfıra yakın emisyonlu çelik üretimi şu anda neredeyse yok ve önümüzdeki beş yılda da sınırlı olacak. 2030'dan önce en iyi ihtimalle milyon tonluk düşük rakamlara ulaşabiliriz. Arz-talep dengesi hala sıkı olacak ve bu durum, geri dönüştürülmüş çelik üretimi yapan tesislerin sınırlı sayıda olmasından kaynaklanıyor.
2. Sektörün Diğer Seçenekleri Nelerdir?
AB'deki yassı çelik üreticileri, geleneksel yüksek fırın-oksijen konvertör (BF-BOF) yönteminden elektrik ark ocakları (EAF) veya EAF+DRI yöntemine geçiş yapıyorlar. Ancak sektörün başka ne gibi seçenekleri var?
Fleischanderl: Çok fazla geçiş seçeneği yok. Elektrik ark ocakları, hurda kullanımından kaynaklanan safsızlıkları azaltmak için DRI/HBI ile besleniyor. Karbon yakalama, kullanma ve depolama (CCUS) teknolojileri de bir seçenek ancak hükümetler tarafından yeterince desteklenmiyor. Mevcut tesislerin optimizasyonu ve enerji verimliliğinin artırılması da önemli.
Noldin: %100 hurda kullanımı, biyokütle ve CCUS gibi seçenekler mevcut ancak bunların tedarik zinciri ve ekonomik zorlukları var. Hidrojen bazlı DRI+EAF yöntemi en mantıklı yol gibi görünüyor. Demiri düşük karbonlu elektriğin bol olduğu yerlerde üretip, çelik üreticilerine taşımak rekabetçi bir model olabilir.
Carvalho: Birçok üretici, yüksek fırınlarını değiştirmeyi ve mevcut BOF tesislerini kullanmaya devam etmeyi tercih ediyor. Üçüncü taraflardan veya farklı bölgelerden DRI/HBI ithalatı da önemli bir rol oynayabilir.
3. Karbon Sınır Ayarlama Mekanizması (CBAM) Sektör İçin Sorun mu Kurtarıcı mı?
AB'nin karbon sınır ayarlama mekanizması (CBAM), sektör için bir sorun mu yoksa kurtarıcı mı? CBAM'ın tam olarak uygulanmasıyla piyasada ne gibi etkiler olacak?
Fleischanderl: ETS, AB'deki geçiş projelerini destekleyen ana sütun. CBAM tartışmalı çünkü tüm değer zinciri için idari yük getiriyor ancak karbon yoğun çeliğin AB'ye girişini engellemek için tek araç. Yine de yabancı pazarlar da düşük karbonlu çelik üretebilir, bu yüzden CBAM beklenen etkiyi göstermeyebilir.
Noldin: CBAM mükemmel değil ama kesinlikle gerekli. Karbon fiyatı ton başına 100 euro olduğunda, fosil yakıt bazlı bir çelik üreticisi ton başına yaklaşık 200 euro ceza ödeyecek. Bu da yeşil çelik yatırımları için büyük bir teşvik olacak.
Carvalho: CBAM geçici ama gerekli bir araç. Küresel bir karbon fiyatı olmadığı sürece, AB üretimi ithalata karşı dezavantajlı durumda. Ancak CBAM'ın karmaşıklığı ve uyum zorlukları, ticaret engellerine yol açabilir.
4. Hammadde Tedarik Zinciri Nasıl Etkilenecek?
Yeni çelik üretim yöntemleriyle hammadde zorlukları ortaya çıkıyor. Pelet ve hurda kıtlığı bekleyebilir miyiz? Tedarik zincirleri nasıl evrilecek?
Fleischanderl: DRI/HBI kapasitesindeki artış devam edecek ve DR kalitesinde demir cevheri kıtlığı yaşanabilir. Üç yol görüyoruz: Demir cevheri zenginleştirme, düşük kaliteli cevher kullanımı ve peletlemeye gerek duymayan akışkan yataklı DRI teknolojileri.
Noldin: Talep varsa pazar tepki verecektir. Pelet üreticileri, projeler olgunlaştıkça yeni kapasitelere yatırım yapacaktır. Geçiş sürecinde piyasa sıkı olabilir ve bu da yeni yatırımları teşvik edecektir.
Carvalho: DR kalitesindeki peletler sınırlı ve hammadde endüstrisi kapasiteyi artırmak için büyük yatırımlara ihtiyaç duyuyor. Hurda zaten tamamen geri dönüştürülüyor ve gelecekte talep daha da artacak. Tedarik zinciri, kaliteli hammaddelerin sürekliliğini sağlamak için daha entegre hale gelecek.
5. Yeşil Hidrojene Alternatifler Var mı?
Yenilenebilir enerji ve yeşil hidrojen, yüksek maliyetleri nedeniyle dekarbonizasyonun zayıf noktaları olarak görülüyor. Çelik üretiminde yeşil hidrojene alternatifler var mı?
Fleischanderl: Yenilenebilir enerji fiyatları en büyük engel. Hidrojenin alternatifi, süreçlerin elektrifikasyonu ve doğal gazın geçici olarak kullanılması olabilir. Süreçler, gelecekte hidrojene geçişe uygun olarak tasarlanmalı.
Noldin: Hidrojenin pahalı olduğunu söylemek yerine iş modelini yeniden düşünmeliyiz. Hidrojenin bol ve ucuz olduğu yerlerde DRI/HBI üretip, çelik üreticilerine taşımak mantıklı bir çözüm olabilir.
Carvalho: Doğal gaz, fosil kömür yerine kullanılabilir ancak sıfıra yakın emisyonlu çelik üretmek için karbon emisyonlarının yakalanıp depolanması gerekiyor. Karbon yakalama ve depolama (CCS) teknolojileri, çelik sektörünün net sıfır hedeflerine ulaşmasında kilit rol oynayacak.
Sonuç
Çelik sektörünün dekarbonizasyon yolculuğu, teknolojik, ekonomik ve politik birçok zorluk içeriyor. Uzmanlar, yeşil çeliğin geleceğinde hidrojenin, yenilenebilir enerjinin ve inovatif iş modellerinin önemine dikkat çekiyor. Ancak arz-talep dengesizlikleri, hammadde kıtlığı ve düzenleyici belirsizlikler, sektörün önündeki engeller arasında yer alıyor. Sektörün başarılı bir geçiş yapabilmesi için iş birliği, inovasyon ve uygun politikaların bir arada olması gerekiyor.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.