2007 yılı ilk yarısında ortalama 122,3 olan makina imalat endeksi yılın ikinci yarısından itibaren düşüşe geçmiş, 2008 yılı ortalaması 110,7 ve 2009 yılı ortalaması ise 85,4’e kadar gerilemişti. 2010 yılı ilk çeyreğinde 95,6 ikinci çeyreğinde 117,4 olan değer üçüncü çeyrekte 108,8 olarak gerçekleşmiştir. İmalat endeksindeki artış memnuniyet verici ise de henüz 2007 yılı ilk yarısındaki değerin altında bulunmaktadır.
2010 yılı ilk 10 ayında makina ihracatımızın 13,4 artması ve ihracat sıralamasında 4. konumda yer alması iyi bir gelişme ise de bu yılsonu itibariyle 2008 yılı rakamlarının biraz altında kalınacağı anlaşılmaktadır. Bu arada ithalatın 22,5 artması ise dış ticaret açığını artırmaktadır. Makina ihracatının 10 milyar dolar ve ithalatın da 20 milyar dolar civarında olması beklenmektedir. Aradaki 10 milyar dolarlık fark, cari açığın yaklaşık 25’i mertebesindedir. Sıkça dile getirildiği gibi ithal edilen makinaların önemli bir kısmı ülkemizde de imal edilmektedir. Buna rağmen bunların ithal edilmesinin önemli bir nedeni döviz kurlarının yarattığı maliyet farkıdır.
TÜİK verileri, makina imalatı sektörümüzdeki fiyat değişmeleri hakkında ilginç bilgiler vermektedir. 2005 yılı fiyat endeksi 100 olarak baz alındığında, yerli makinaların yurt içi satışlarında fiyat endeksi 2010 yılı ikinci çeyreğinde 125,8’e çıkmış bulunuyor. Buna karşı aynı bazda ihracattaki fiyat endeksi ise 114,7’ye çıkabilmiştir. İlginç olan ise 2005 yılında 100 olan ithalat makinaların fiyat endeksinin, 2010 yılında 100-105 aralığında değişmesidir. Bu durum, TL’nin değerlenmesinin sadece ithalatı teşvik etmediğini, yerli imalatçılar aleyhine önemli bir haksız rekabet yarattığını, sadece makina sektörü dış ticaret açığını değil, genel olarak dış ticaret açığını artırdığını göstermektedir. Sektörde iç fiyatlar 5 yılda 25,8 oranında artarken ihracat fiyatlarının 14,7 oranında artmış olması, makina imalatçılarının son 5 yılda artan maliyetlerini, özellikle değerlenen TL nedeni ile ihracat fiyatlarına aksettiremediklerini göstermektedir. Buna karşın makina ithal edenlerin TL bazında 2005 yılı fiyatlarına yakın değerlerle ile satış imkanına sahip olmaları iç pazarda üstünlük sağlamalarına neden olmaktadır.
Ara malları ve hammadde fiyatları yanında işgücü maliyetinin de artması 2006 yılında 1,44 TL olan dolar kurunun bu yıl 1,5 civarında gezinmesi ithalatla rekabeti güçleştirirken ihracatı da olumsuz etkilemektedir. Dış pazarlarda talep artışının düşük düzeyde olması yanında fiyatlandırma sorunu, ihracatın beklenen düzeyde artmasını frenlemekte ithalatı teşvik etmektedir.
Avrupa Birliğinin, özellikle gelişmekte olan pazarlar durumundaki ülkelerle imzaladığı, ancak Türkiye’nin taraf olamadığı anlaşmalar da ülkemiz makina sanayinin rekabet gücünü önemli ölçüde olumsuz etkilemektedir. AB sektörümüz için en önemli pazar olmasına karşın, 3 ülkelerde de makina sektörümüz için en önemli rakip konumundadır. AB’nin serbest ticaret anlaşmasını bu yıl sonuçlandırması beklenen Hindistan ve benzeri ülkeler oldukça yüksek gümrük vergileri uygulamaktadır. Aynı zamanda sektörümüz için hızla gelişen pazar olan bu ülkelerin AB firmalarından yapılan ithalatta vergileri düşürmeleri ve sıfırlamaları ülkemiz firmaları için telafi edilmesi imkansız maliyet farklarının oluşmasına ve sonuçta büyük pazar kayıplarına uğranmasına neden olacaktır.
AB’nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı ülkeler, ülkemizle benzer anlaşmalar yapılması görüşmelerinde ayak sürtmekte ve müzakereler tüm çabalara rağmen sonuçlandırılamamaktadır. Bu nedenle ülkemizin cari mevzuat içinde neler yapabileceğini, bazı hakları olup olmadığını değerlendirmesi gerekmektedir. Kanımızca, bu konuda AB ile imzalamış olduğumuz 03 Ekim 2005 tarihli Müzakere Çerçeve Belgesi bazı imkanlar sunmaktadır. Bu imkanları ne ölçüde kullanabileceğimiz uzmanlar ve bürokratlar tarafından değerlendirilmelidir.
Müzakere Çerçeve Belgesinin 12 Maddesi; rekabetin önemli ölçüde etkilenmesi durumunda müktesebatta spesifik uyarlamalar yapılmasının gerekebileceğine ve istisnai olarak, katılım müzakereleri sırasında belirlenmesi gereken geçici tedbirlerin alınmasına neden olabileceğine işaret etmektedir.. Gerekli hallerde, Türkiye’nin özellikleri de dikkate alınarak bazı kararlar alınabilmesine imkan vermektedir.
Bu duruma göre Türkiye, AB ile serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkelere, Türkiye ile yürüttükleri müzakereler sonuçlanıncaya kadar ve bu süre ile sınırlı olmak üzere AB ile imzalanmış olan anlaşmanın tek taraflı avantaj sağlayan hükümlerini uygulamayacağını bildirebilir diye düşünüyoruz. Şüphesiz bu konu önce AB Komisyonu ile müzakere edilmelidir. Ancak iyi savunulur ve sonuç alınabilirse, bu önlem halen sürüncemede kalan ve Türkiye ile yürütülen müzakerelerin daha kısa sürede sonuçlanmasına katkı sağlayabilir.
Birçok sektör KDV oranların düşürülmesini talep etmektedir. Yatırımların kolaylaştırılması ve teşviki bakımından makina sektörü için de bu oranların düşürülmesi önemli bir katkı sağlayacaktır. Burada makina konusunun önemli bir farklılığı olduğu dikkate alınmalıdır. Büyük sanayi kuruluşları yatırımlarını bir proje kapsamında yapmakta ve teşvik belgesi alındığından bu kuruluşlar KDV ödememektedirler. KOBİ’ler ise sınırlı mali imkanları nedeni ile ihtiyacı olan makinaları nakit imkanı olan dönemlerde perakende olarak sağlamakta, bu durumda teşvik belgesi alamadığından da aldığı makinaya KDV ödemektedir. Daha açık ifade ile, büyük kuruluşlar yatırımlarını KDV ödenmemiş makina ile yaparken KOBİ’ler bu vergiyi ödemekte ve haksız denebilecek bir durum yaşanmaktadır. Hem bu farklılığı gidermek, hem de yatırımları kolaylaştırmak için makina satışlarında KDV’nin 8’e indirilmesini öneriyoruz.
Arslan SANIR
Koordinatör
Makina İmalatçıları Birliği
Machinery Manufacturing Industry at the End of 2010
Arslan SANIR
Coordinator
Union of Machinery Manufacturers
The machinery manufacturing index of 122,3 on average for the first half of 2007, had begun to drop back by the second half of the year, had decreased to the level of 110,7 for the average of 2008 and to 85,4 for the average of 2009. The value of the index, that was 95,6 for the first quarter and 117,4 for the second quarter of 2010, had realized as 108,8 for the third quarter. Despite the fact that increases in the manufacturing index is pleasing, that value has been still lower than the one in the first half of 2007.
Although it is a favorable development that our machinery export increases by 13,4 for the first 10 months of 2010 and has been in the 4th place in export ranking, by the end of this year, it is understood that these figures shall remain somewhat lower than the figures in 2008. In the meanwhile, the fact that the import increases by 22,5, causes increase in the foreign trade deficit. It is expected that the machinery export is USD 10 billion and import is USD 20 billion. The gap of USD 10 billion has been nearly 25 of the current deficit. As mentioned frequently, a major part of the imported machines have been also produced in our country. Notwithstanding, the main reason of their importation is the cost difference resulting from exchange rates.
Data from TSI provides surprising information about the price changes in our machinery manufacturing sector. When the price index of 2005 has been based on as 100, the price index of the domestic machines in domestic sales has increased to 125,8 for the second quarter of 2010. On the other hand, the price index on the same basis could only reach to 114,7. The interesting fact is that, the price index of the imported machines as 100 in 2005 has changed between the intervals of 100-105 in 2010. This situation show that the valuation of TL does not only promote the importation, but also creates an important unfair competition against domestic manufacturers, increases not only machinery sector foreign trade deficit, but also foreign trade deficit in general. While the domestic prices increase by 25,8 in 5 years, the fact that the export prices increase by 14,7, shows that the machinery manufacturers do not reflect their increased costs in the last 5 years, to their export prices, particularly due to overvalued TL. Nevertheless, since the machine importers have a selling opportunity with the values close to the prices of 2005 on the basis of TL, they have edge over the domestic market.
While the increase in the labor cost, as well as the prices of intermediate goods and raw material; and the exchange rate of Dollar as TL 1,44 in 2006, being around TL 1,5 this year, has been complicating the competition with import, they also influence the export negatively. The pricing problem, along with the lower level of the demand increase in foreign markets, restrains the expected acceleration level of the export, encourages the import.
Also, the conventions those European Union has entered into particularly with the countries of emerging markets, however Turkey has not involved in as a party, affect the competition power of the machinery industry of our country negatively in a considerable extent. Although EU has been the most important market for our sector, it is also our most important competitor in the third world countries. India and other similar countries, with which EU is expected to accomplish the free trade agreement this year, have been applying considerably high customs duties.
At the same time, incase these countries, as rapidly growing market for our sector, have reduced and canceled out the taxes over the importation from EU companies, unrecoverable cost differences for our country companies would have been established and as a result, high amount of market losses would have been occurred.
The countries, those EU has entered into free trade agreements with, procrastinate in the discussions regarding the similar agreements with our country and the negotiations could not been concluded despite of all efforts. Therefore, our country should asses what would be done and whether it has certain rights within the current legislation. According to our opinion, the Negotiation Framework Document, dated 03 October 2005, which we have entered into with EU, has provided some opportunities. The experts and bureaucrats should assess, to what extent we are able to take the advantage of these opportunities.
Article 12 of Negotiation Framework Document; denotes that in case the competition has been affected in a considerable extent, specific adjustment should be made upon the acquis communautaire and exceptionally, it would cause to take the provisional measures those are required to be determined during the access negotiation… When required, it allows making certain decisions by considering the features of Turkey.
Accordingly, we consider that Turkey could notice to the countries, entered into free trade agreements with EU, that it shall not implement the provisions, providing unilateral advantage, of the agreement, entered into with EU, until and limited to this period, the accomplishment of the negotiations carried out with Turkey. Undoubtedly, this issue should be primarily discussed with EU Commission. However, if it is firmly defended and result is accomplished, the measure may provide contribution for the accomplishment of the negotiations, those have still doubts and being carried out with Turkey, within a shorter period.
Many sectors request reduction in VAT rates. With respect to facilitating and promoting the investments, also for machinery sector, a reduction in VAT ratios shall provide an important contribution. Here, it should be taken into consideration that the subject of machine has significant differences. The Big industrial entities carry out their investments under a single project and since they receive investment incentive certificate, these enterprises do not pay any VAT. However, due to their limited financial resources, SME’s has to provide the necessary machines by retail when they have financial resources, in that case, since they could not receive an investment incentive certificate, they have to pay for VAT. More clearly, while the big industries invest in machines without any VAT payment, SME’s pay such tax and experience a situation that could be considered as unfair. We suggest VAT to be reduced to 8 in the sales of machines, in order both to eliminate this difference, and also to facilitate the investments.