Bankacılara Açık Mektup
Son yıllarda bankacılık sektörü belli başlı konularla gündeme gelir oldu. “Faiz Dışı Gelir”, “Dosya Masrafı” ve “Kredileri Geri Çağırma” gibi… Burada bizi en çok ilgilendiren husus ise kredileri geri çağırma meselesi… 2008 krizinde bankalar bu enstrümanı ziyadesiyle kullandılar ve sektörde birçok firmanın…
Son yıllarda bankacılık sektörü belli başlı konularla gündeme gelir oldu. “Faiz Dışı Gelir”, “Dosya Masrafı” ve “Kredileri Geri Çağırma” gibi… Burada bizi en çok ilgilendiren husus ise kredileri geri çağırma meselesi… 2008 krizinde bankalar bu enstrümanı ziyadesiyle kullandılar ve sektörde birçok firmanın batışına sebep oldular ya da batış sürecini hızlandırdılar. İşler iyiyken firmaların kapısında yatıp, kredi vermek için taklalar atan bu bankalar, en ufak çatırdamada kredileri vadesinden evvel geri çağırmayı alışkanlık haline getirdiler. İşin kötü tarafı; bunu yaparken firmanın niteliğine, faaliyet alanına, ayakta kalıp kalamayacağına bakmaksızın hareket etmeleri…
Firma vardır; üretim yapmıyordur, deposu bomboştur, çalışanı yok denecek kadar azdır. Bu tür firmaların kurtulma şansı zaten olmaz. Dolayısıyla ellerini çabuk tutmalarında sakınca yok. Lakin bir firma üretim yapıyorsa, deposu doluysa, onlarca kişiye ekmek veriyorsa beklemeyi de bilmeliler… Özellikle yassı çelik sektöründe bu sıkıntılar çok yaşanıyor. Firma dünya kadar ÇSM yatırımı yapmış, hatlar almış. Elinde malı var. İşçiler çalışıyor, sevkiyat sürüyor. Ama bankanın biri çıka gelip “Piyasalar kötü, sen şu kredini kapatıver” diyor. Bunu öğrenen diğer bankalar da haliyle hücum ediyor. El insaf beyler, el insaf… Hedeflerinizi tutturmak için yeri geldiğinde yalvar yakar verdiğiniz kredilere güvenerek iş yapan insanları yarı yolda bırakmaktan vazgeçin artık! Bu hadsizliğe son verin… İnsanların emeklerini, birikimlerini kendi çıkarlarınız doğrultusunda yok etmeyin…