Geride bıraktığımız 2014 yılı, Türk çelik sektörü açısından pek de parlak geçmedi. Kısa kısa değerlendirecek olursak; 2014 yılında ham çelik üretimimiz 2013 yılının gerisinde kaldı ve 34 milyon ton ile seneyi kapattık. İhracatta da durum pek farklı sayılmaz. Özellikle uzun mamul ve kütük ihracatı açısından…
Geride bıraktığımız 2014 yılı, Türk çelik sektörü açısından pek de parlak geçmedi. Kısa kısa değerlendirecek olursak; 2014 yılında ham çelik üretimimiz 2013 yılının gerisinde kaldı ve 34 milyon ton ile seneyi kapattık. İhracatta da durum pek farklı sayılmaz. Özellikle uzun mamul ve kütük ihracatı açısından 2014 yılı, verimlilikte sınıfta kaldı. Bu alandaki ihracat rakamlarımızda önemli düşüşler oldu. Sevindirici iki husus var; yassı mamul ihracatındaki artış ve ithalattaki gerileme. Aslına bakarsanız hurda ithalatımızda da azalma oldu fakat bu tamamen uzun mamul ihracatımızdaki düşüşten kaynaklandı. Bu nedenle bu durumu bir kazanım olarak görmemek gerekiyor.
Hurda demişken; 2014 yılında gerileyen cevher fiyatlarına rağmen hurdadaki düşüş beklentileri karşılığını bulamadı. Hurdadaki fiyat düşüşünün çok az olması, çelik sektörünü olumsuz etkiledi. Buna karşın ülkemizde cevherden üretim yapan entegre tesisler, cevherdeki düşüşü fırsata çevirdi. Bu durum sadece ülkemizde değil, dünya genelindeki birçok ülkede yaşandı. Bir nevi yüksek fırının gücü hissedildi.
Peki, 2015 yılında bizleri neler bekliyor? Cevher ve hurda fiyatları nasıl bir yol izleyecek? Açıkçası Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir desek, yerinde bir yorum yapmış oluruz. Çünkü Euro bölgesindeki durağanlık, ABD’nin ekonomi politikalarına ilave olarak FED’in “önünü görememesinden” kaynaklanan güven vermeyen açıklamaları ve Rusya’ya uygulanan ambargo sebebiyle çelik tüketiminde artış yaşanacağını ve üretimin artacağını sanmıyorum. Aynı sebeplerin hurda arzına olumsuz yansıyacağını ve düşen petrol fiyatlarının demir cevheri üzerindeki etkisini sürdüreceğini de göz önünde bulundurduğumuzda 2014’ten pek de farklı bir yıl geçireceğimizi sanmıyorum. Dolayısıyla ark ocağıyla üretim yapan fabrikalarımız, yine cevhere karşı pahalı kalacak hurda fiyatlarıyla baş etmek zorunda kalacaklar. Bu durumda ithal slab sektörde nasıl bir konuma gelir, düşünmek lazım…
Uzun mamul ihracatına gelince; yeni ülkeler, alternatif ihraç pazarları bulmak şart. Belki bu sayede 2014 yılı rakamlarını korumak ve küçük de olsa bir artış elde etmek mümkün olabilir.
Bir de çok önemli olmamakla birlikte küçük bir beklentim de var: Doğalgaz fiyatlarında gerileme ve bu durumun elektrik fiyatlarına yansıması… Bu şekilde hurda fiyatlarının yarattığı olumsuzluk, az da olsa hafifleyebilir. Hep birlikte bekleyip göreceğiz. Sağlıcakla kalın…
