DİJİTAL GELECEK İÇİN DİJİTAL RÜYA
“Geleceği öngörmenin en güvenilir yolu günümüzü anlamaktır.” (John Naisbitt, 1982) Dijitalleşme günümüzde en önemli megatrend arasında yerini almış durumda. Megatrend kavramı gelecek araştırmacısı John Naisbitt tarafından gündeme getirilmiştir (1982). Toplumun derinden ve kalıcı olarak değişmesini megatrend…
“Geleceği öngörmenin en güvenilir yolu günümüzü anlamaktır.” (John Naisbitt, 1982)
Dijitalleşme günümüzde en önemli megatrend arasında yerini almış durumda. Megatrend kavramı gelecek araştırmacısı John Naisbitt tarafından gündeme getirilmiştir (1982). Toplumun derinden ve kalıcı olarak değişmesini megatrend olarak tanımlayan Naisbitt, 1999 yılında yayımlamış olduğu »High Tech High Touch« ile dijital teknolojilerin toplumun değişimdeki etkilerini incelemiştir.
Günümüzde sadece gerçek dünyada değil, dijital dünyada da rekabet edebilir durumda olabilmek ülkeler ve işletmeler için bir zorunluluk olmuştur. Dijitalleşme; ekonomiyi, bununla bağlantılı olarak işletmeleri, yönetim anlayışlarını ve iş modellerini değiştiriyor. Dijital yaşama ve çalışma hayatına uyum sağlayabilmek için hukuk 4.0, sağlık 4.0, iş 4.0, liderlik 4.0 gibi dijital uygulamalar hızla şekil alıyor. Dijital çağ; akıllı şehirleri, akıllı binaları, akıllı ulaşımı ve akıllı tarımı ile dijital ülkeler yaratıyor. Estonya dijital ülke olarak başarılı bir ilham kaynağı.
Dijital uygulamaları ile Avrupa’da başarılı bir dijital model olarak kabul edilen Estonya; ilkokuldaki dijital eğitimi, dijital bürokrasisi ve dijital vatandaşlık sistemi ile dijital rüyasını yaşıyor.
Endüstri 4.0 evrimine öncülük eden Almanya öğrencilerin programlamayı öğrenip öğrenmemelerini tartışmaya devam ederken Estonya için bu uygulama çağdaş eğitimin vazgeçilmez bir parçası olmuş durumda.
Estonya, sarı-siyah Bee-Bot robotlarından yararlanarak matematik ve dijitalleşmeyi bir araya getiriyor. Bee-Bot, ilkokul öğrencilerine kodlamanın temelini öğretiyor. Kodlamayı öğretirken de sayılar, renkler, toplama-çıkarma, ülkeler, şehirler, gezegenler, harfler, şekiller, vücudumuz gibi farklı konularda öğrencilere farklı kazanımlar sunuyor.
Estonya’da ilkokul öğrencileri ikinci sınıfta bee-bot ile matematik sorularını çözüyor, üçüncü sınıfta kendi Lego-robotlarını yaratıyor, dördüncü sınıfta ise sanal ortamdaki güvenlik ile ilgileniyor.
Kağıtsız bürokrasi ortamının olduğu Estonya’da vatandaşlar dijital kimlikleri ile tüm bürokratik işlemlerini online olarak ve her yerde gerçekleştirebiliyorlar. Internet bağlantısı kamuya açık alanlarının %99’ında sağlanmış durumda. Bu uygulama ile Estonya dünyanın en gelişmiş e-devlet sistemine sahip.
20 Ağustos 1991’de Sovyetler Birliği’nden ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Estonya serbest piyasa ekonomisine radikal geçişinden sonra 1997 yılında “Tiigrihüppe” (“Kaplan Zıplayışı”) programını hayata geçirdi. Ülke tamamen online olarak yeniden kuruldu. Tüm okullar internete bağlandı. Enformasyon teknolojileri ile ekonominin canlanması hedeflendi. 2000 yılında vergi beyannamesi ilk defa online olarak gerçekleştirildi, 2001 yılında her vatandaşa dijital kimlik verildi, 2005 yılındaki seçimde oylar ağ üzerinden toplandı. Online sistem üzerinden şirket kurmak ise sadece 20 dakika sürüyor.
2014 yılında uygulamaya konulan e-residency ile yabancılara Estonya vatandaşlığı veriliyor. E-vatandaşlık sistemi uygulamaya konulduğu ilk 24 saat içinde 4.000 başvuru olmuş. Şu an 22.000 e-vatandaş resmi kayıtlarda. Estonya e-kimlik sayesinde sadece daha çok yabancı yatırımcıyı ülkesine çekmeyi başarmış değil, uluslararası imajını da artırmış durumda. E-vatandaşlık, Estonya’da olmadan orada iş kurulmasına imkân veriyor.
Estonya’da gerçekleşen dijital rüya, ülkenin dijital DNA’sına bağlanıyor. Dijital ülke Estonya’nın başarısı E-Estonia showroomunda yabancı delegasyonlara gösteriliyor (ilgili link https://e-estonia.com/showroom/).