Geleceğe Umutla Bakmak İstiyoruz

Türkiye erken seçime doğru ha gitti ha gidecek derken Haziran sonunda sandık başına gitmeye hazırlanıyor. Bir önceki yazımda bu durumun ekonomiye nasıl yansıdığından ve Euro - Dolar paritesindeki dengesizlikten bahsetmiştim. Durum ciddi demekten herkes yoruldu ama durum gerçekten ciddi. Altın fiyatları giderek yükseliyor ve Türk Lirası sürekli değer kaybediyor.

Türkiye ihracattan ziyade ekonomisi ithalata dayalı bir ülke… Öncelikle bu temel sorunun çözülmesi gerekiyor. Ülke ekonomisindeki sorunlar çözülmedikçe yeni bir kriz kapıya dayanacak gibi. Öncelikle eğitime verilen yetersiz önemden bahsetmek istiyorum. Müfredatlar sürekli değişiyor, Türk sanayisine yeterince kalifiye eleman yetiştirilemiyor. Eğitim kurumlarımız Avrupa ülkeleriyle aynı seviyede değil. Sanayi üretimimiz yeterli seviyede değil. Dünyada Endüstri 4.0 Sanayi Devrimi’nden söz edilirken Türkiye’de herkes bu devrimle ilgili kendince tanımlamalar yapıyor. Özetle yatırım yapmak önce insanla başlar ve biz her daim geleceğe umutla bakmak istiyoruz.

Geçtiğimiz günlerde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, “Sanayimizin sıçrama yapmasını istiyoruz. Bu konuda yapılan bütün çalışmaları destekliyoruz. İmalat sanayimizin geçen yılki cirosu olan yaklaşık 150 milyar doları bu sene ikiye katlamak istiyoruz. Yani mevcut sanayimizin yanına bir sanayi daha ilave etmek istiyoruz. 2018 yılının sanayimiz için bir milat olmasını arzu ediyoruz. Türk sanayisinin yüksek katma değerli ürünlere yönelmesi ve yüksek kalitede katma değerli ürünlerin hem ihracatımızda hem de sanayimizdeki payını yüzde 4'lerden yüzde 20'lere çıkarmayı hedefliyoruz" demişti. İnsanın yaşadığı topraklardan umudunu kaybedebilmesi ne mümkün. İnanıyorum, hep birlikte güzel günler göreceğiz! Sevgiyle kalın…