Assan Alüminyum'da hedef 250.000 ton/yıl
Assan Alüminyum'un Ticaret Genel Müdür Yardımcısı Bahadır Özer ile yapmış olduğumuz söyleşiyi sizlerle paylaşıyoruz.
Metal endüstrisi alanında ülkemizin önde gelen kuruluşlarından olan ASSAN ALüminyum, 1987 yılında sürekli döküm hattı ve soğuk haddesi ile, Tuzla mevkiinde 70.000 metrekaresi kapalı olmak üzere toplam 330.000 m2’lik bir alan üzerine kuruldu. Kibar Holding bünyesinde yer alan Assan Demir ve Sac Sanayi A.Ş.̀̀̀̀̀̀̀̀nin bir işletmesi olarak faaliyet gösteren Assan Alüminyum’un Ticaret Genel Müdür Yardımcısı Bahadır Özer ile yapmış olduğumuz söyleşiyi sizlerle paylaşıyoruz.
Alüminyum sektörünün önde gelen firmalarından birisiniz. Ürünlerinizden, yıllık üretim kapasitenizden bahseder misiniz?
Türkiye yassı alüminyum sektörünün lider kuruluşu olan şirketimiz Assan Alüminyum’un Tuzla ve Dilovası’nda olmak üzere 2 tesisi bulunuyor. Bugün itibariyle şirketimizin iki tesisinde toplam 2250 mm’ye varan genişlikte 125.000 ton/yıl rulo/levha ve 1600 mm’ye varan genişlikte 50.000 ton/yıl folyo üretim kapasitesi mevcut. Assan Alüminyum, yapmakta olduğu yatırımlar neticesinde toplam kapasitesini birkaç yıl içinde 250.000 ton/yıl seviyelerine çıkarmayı hedefliyor.
Assan Alüminyum son dönemlerde neler yaptı, firmanızda yaşanan gelişmeleri bizimle paylaşır mısınız?
2005 yılında 35.000 ton/yıl kapasiteli Standart Aluminyum firmasını TMSF ihalesinden satın alan Assan Alüminyum 2006 yılında, Tuzla ve Dilovası tesislerimizle beraber 89.500 ton alüminyum rulo levha ve 32.000 ton alüminyum folyo olmak üzere toplam 122.000 ton yassı mamul üretimi ve sevkiyatı gerçekleştirdi. 2001 senesinde toplam üretim miktarı 58.000 ton olan şirketimiz, devam eden yeni yatırımlarımız sayesinde son beş yılda iki katından daha fazla büyüyerek, dünya pazarlarında daha çok rekabet edebilir ekonomik kapasite, üstün teknoloji ve kaliteye ulaştı. Böylelikle Avrupa’daki ilk 7 şirket arasına girmeyi başardı. Son 5 yıldır toplam ihracatta yıllık ortalama 17 civarında, iç pazarda ise yıllık ortalama 14 büyüme kaydetti. Firmamız “Sürekli Gelişen, Saygın Bir Dünya Şirketi Olmak ” vizyonu ile yeniliğin sektörümüz için ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Şirketimizde, ürün geliştirme faaliyetlerine verdiğimiz önem neticesinde, tüm dünyada konvansiyonel metodlarla üretilen ve sürekli döküm tekniği ile üretiminin mümkün olmadığı düşünülen 5754-6082-6016 gibi son yılların teknolojik alaşımlarını üretebilmekteyiz. Dolayısıyla, dünyanın sayılı otomotiv kuruluşları ile uzun soluklu AR-GE faaliyetleri yürüterek, bu kuruluşların güvenilir tedarikçi listelerinde yer alıyoruz. Bu konuda elde ettiğimiz gelişmeler, şirketimizi özellikle ulaştırma sektöründe önümüzdeki yıllarda daha da öne çıkaracaktır. Ayrıca, tüm üretim faaliyetlerinde proseslerimizi sürekli iyileştirerek, müşterilerimizin yaşadığı sorunları çözücü, onların ihtiyaç ve beklentilerini karşılayıcı kullanım alanlarına uygun alternatif ürünler üretmekteyiz.
Alüminyum kullanımı konusunda, gelişmiş ülkelerle aramızda ne gibi farklılıklar bulunuyor?
Gelişmiş ülkelerde kişi başı alüminyum tüketimi 20-35 kg civarında iken, Türkiye’de bu oranın 5.5-6.0 kg olması, aslında ülkemizdeki tüketim potansiyelinin çok yüksek olduğunu göstermektedir. Türkiye’de ekonomik istikrarın sağlanması ile sektörde büyümenin devam etmesini ve ülkemizde kişi başına düşen alüminyum kullanımının birkaç yıl içinde 10 kg’a ulaşarak gelişmiş ülkeler seviyesine yaklaşmasını beklemekteyiz.
Sektörün içinde bulunduğu durum ve global rekabet hakkında neler düşünüyorsunuz?
Özellikle yükselen enerji maliyetleri sebebiyle dünya hammadde üretimi, ağırlıklı olarak enerji kaynaklarının daha ucuz olduğu Çin ve Körfez bölgesinde yeni yatırımlarla devam eden bir duruma geldi. Bunun sonucunda Amerika ve Batı ülkelerinde faaliyet gösteren alüminyum hammadde üreticilerinin tesislerinin kapanması ihtimali gündeme geldi. Çok büyük bir alüminyum pazarı olan Rusya coğrafi olarak bize çok yakın olduğu için Türkiye’ye mal çok rahat girebilmektedir. Türkiye’nin hammadde ithalatı yaklaşık 550.000 ton/yıl civarındadır ve gelen hammaddenin 80’i Sual ve Rusal’in birleşmesi neticesinde tek kanaldan yapılmaktadır. Özellikle fiyatların yükseldiği bir pazarda, bu durum tekelleşmeyi getirdiği için sıkıntı da yaratabilmektedir. Fakat, yaşanan birleşmeler neticesinde Rusya’nın da karşısında birkaç tane daha önemli tedarikçi yer almaktadır. Özellikle Ortadoğu bölgesinde önümüzdeki 5 yıl içinde devreye girecek 2-3 milyon tonluk yeni kapasiteler, Türkiye için alternatif tedarik kaynakları teşkil etmektedir. Bunun yanısıra, Avrupa’ya 3. Dünya ülkelerinden yapılan alüminyum hammadde ithalatına uygulanan 6’lık verginin kademeli olarak 2007 yılında 3 ve 2009 yılında da 0 düzeyine indirilmesi, Türkiye aluminyum üreticileri için bir risk teşkil etmektedir. Ancak, bu durum Avrupa menşeli bazı hammadde üreticilerinin Türkiye’ye hammadde tedariğinde yeni fırsatlar yaratabilir. Alüminyum sektöründe yaşanılan birleşmelerin yanısıra yeni yatırımlarla alternatif tedarik kaynaklarının ortaya çıkması, rekabeti de beraberinde getirmekte ve bu durum bizler için daha uygun fiyatlarda mal tedariği imkanı doğurmaktadır. Dolayısıyla, mal tedariği sıkıntımız ortadan kalkacaktır. Dünya alüminyum endüstrisinde en büyük tehlikeyi Çin oluşturmaktadır. Özellikle Çin’deki yatırımların ve talebin büyümesi, alüminyum, bakır, çelik ve krom fiyatlarının yükselmesine neden olmuştur. Devletin verdiği ciddi teşvikler neticesinde Çin’de hemen hemen 40-50 civarından daha fazla yatırım yapılmış durumdadır. Çinli üreticiler Amerika’da çok etkinken, bir yandan da Avrupa ve hatta Türkiye’ye çok düşük fiyatlarla mamul ihracatı yaparak, hem iç pazardaki satışlarımız, hem de Avrupa’ya olan ihracatımız için satışlarımızı azaltıcı bir tehdit oluşturmaktadır. Ancak, Çin’de hızla gelişen iç tüketimin, birkaç yıl içinde bu tehdidi yavaşlatabilme şansı vardır.
Alüminyumun yoğun olarak hangi alanlarda kullanılıyor?
Endüstrinin pek çok kolunda milyonlarca farklı ürünün yapımında kullanılan alüminyumun dünya ekonomisi içinde çok önemli bir yeri vardır. Alüminyumdan üretilmiş yapısal bileşenler uzay ve havacılık sanayisi için vazgeçilmezdir. Alüminyum, kolay soğuyup ısıyı emen bir metal olması, hafifliği, mukavemeti, geri dönüşüm özelliği, korozyon dayanımı, dayanıklılığı, sünekliği, şekilverilebilirliği ve elektrik – ısı iletkenliği gibi özellikleri sayesinde, özellikle soğutma sanayi, taşımacılık ve inşaat sanayi, kimya ve gıda sanayi, elektrik ve elektronik, makine ve ekipman, dayanıklı tüketim malları, muhtelif ev eşyaları, mutfak eşyaları, mobilya ve dekorasyon ürünleri gibi daha bir çok sektörde yaygın olarak kullanılan bir metaldir.
Kısa ve uzun vadede hayata geçirmeyi düşündüğünüz proje ve girişimleri bizimle paylaşır mısınız?
2007 yılında Tuzla tesislerimizde kalite ve verimliliği arttırmaya yönelik yatırımlara öncelik verilirken, Dilovası tesislerimizde üç yıllık yatırım programı doğrultusunda maliyet, kalite ve kapasite kullanımının arttırılması konusunda yatırımların yapılmasına devam edilecek. Dilovası tesisinde mevcut döküm hatlarının modernizasyonu, toplamda 7 adet olmak üzere soğuk hadde ve folyo haddelerinin revizyonu, 5 yeni döküm hattı ve 8 adet yeni tav fırını yatırımı, diğer kalite ve verimlilik artışlarına yol açacak yatırımlar yapılmaya başlanmıştır. Assan Alüminyum gelişime ve değişime açık bir firma olmayı bundan sonra da sürdürecektir.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.