Barış Göktürk, 2024 yılını reel sektör için “en zor ikinci yıl” olarak nitelendirirken, demir çelik sektörünün holding cirosunun yaklaşık %70’ini oluşturduğunu vurguladı. Özellikle vasıflı çelik segmentinde, bu oranın %65 civarında olduğunu belirten Göktürk, yüksek faiz oranları ve TL cinsinden borçlanmanın yarattığı finansal zorluklara dikkat çekti.
Yüksek faiz oranları şirketleri, 2024’te faiz oranlarının yüksek seyretmesi nedeniyle büyük oranda TL cinsinden finansman sağlamak durumunda kaldı.
Döviz kurunun sabit seyretmesi: Dolar ve euro gibi para birimlerine kıyasla TL’nin borçlanması, sanayicilerin maliyetlerini artırdı.
Stok yönetimi ve karlılık baskısı: Yüksek fiyatla alınan hammaddenin, düşen çelik fiyatlarıyla satılması karlılık üzerinde olumsuz etki yarattı.
Göktürk, “İki bin yirmi dört yılı, 2008-2009 krizleri sonrasında yaşadığımız en zor dönemlerden biri olarak görüyorum” diyerek, mevcut zorlukların ardından 2025 yılında iyileşme beklentisini dile getirdi.
İhracat, küresel ticaret savaşları ve EXIM kredilerinin rolü
Göktürk, ihracatın Türk sanayisi için kritik bir önem taşıdığını ve “katma değerli ihracata” geçişin gerekliliğini vurguladı. Ancak artan maliyetler, asgari ücret zamları ve döviz cinsinden borçlanmanın getirdiği ek yükler, sektörün rekabet gücünü olumsuz etkiliyor.
• EXIM Kredileri: İhracatçı şirketler için adeta can suyu niteliğinde olan EXIM kredilerinin, daha ucuz Türk Lirası ya da döviz cinsinden borçlanma imkanı yarattığına dikkat çekti.
• Kotaların Engellediği İhracat: Avrupa Birliği’nin Türk demir çelik sektörüne uyguladığı kotalar, sektöre ciddi darbe vuruyor. Göktürk, bu kotaların kaldırılması veya esnetilmesinin ihracatın artırılması açısından hayati önem taşıdığını belirtti.
• Stratejik Pazarlar: Amerika ve Avrupa pazarları için yürütülen çalışmalar, özellikle savunma sanayi ve aerospace alanındaki ihracatın desteklenmesi açısından önemli. Göktürk, Amerika’da “özel muafiyetler” aldıklarını ve Chicago’da bulunan iştirakin de stratejik bir rol oynadığını ifade etti.
Dijital medya ve fuarcılık: Alternatif büyüme alanları
Holdingin demir çelik dışındaki faaliyetlerine de değinen Göktürk, dijital medya, fuarcılık ve gayrimenkul geliştirme alanlarında önemli yatırımlar gerçekleştirdiklerini söyledi.
• Fuarcılıkta Büyüme: 2010 yılından itibaren fuarcılık sektörüne adım atan holding, özellikle İstanbul’daki fuar pazarının hızla büyüdüğünü gözlemliyor. Türkiye’nin en büyük sanayi fuarlarından Metal Expo’a sahip olmaları, holdingin bu alandaki liderliğini pekiştiriyor. Ayrıca, fuarcılık alanında yabancı yatırımcıların ilgisi, sektördeki potansiyeli ortaya koyuyor.
• Dijital Medya Yatırımları: İlk olarak YouTube tabanlı kanallarla başlayan dijital medya yatırımları, bugün futbol ekonomisi ve diğer niş alanlarda faaliyet gösteren üç kanala evrildi. Göktürk, bu yatırımların artan izlenme ve etkileşim oranları sayesinde şirketin farklı gelir kaynakları oluşturduğunu belirtti.
Finansal zorluklar ve bankacılık politikaları
Yüksek enflasyon ve maliyet artışlarının yanı sıra bankaların uyguladığı kredi limitleri, sanayicilerin yatırım planlarını kısıtlayan önemli unsurlar arasında yer alıyor. Göktürk, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın rasyonel politikalar benimsemesiyle Türkiye ekonomisinin önümüzdeki üç-dört yıl içerisinde toparlanacağına inandığını ifade etti.
• Bankaların Rolü: Devlet bankalarının ve özel bankaların sanayici taleplerine yönelik kredi faizlerini düşürme çabalarını överek, “Banka müşterisi olarak, ilk bin şirketin üvey evlat gibi görülmemesi gerektiğini” dile getirdi.
• Kredi ve Finansman İyileşmeleri: Yüksek faiz oranlarının zamanla düşmesiyle birlikte, şirketlerin TL cinsinden finansman yükümlülüklerinde azalma bekleniyor. Bu durumun, 2025’in ikinci yarısında pozitif bilançoların oluşmasına katkı sağlayacağı öngörülüyor.
Borsa Performansı ve Yatırımcı Beklentileri
Borsa İstanbul’da demir çelik sektörüne ait hisse senetleri, genel ana metal endeksine paralel hareket ediyor. Göktürk, yüksek faizlerin bireysel yatırımcıları bankadaki mevduatlara yönlendirdiğini, fakat faizlerin düşmesiyle birlikte borsaya olan ilginin artacağını öngörüyor.
• Hisse Senedi Değerlendirmesi: 2024’te hisse fiyatlarında yaşanan dalgalanmaların, sektörün genel ekonomik durumu ve faiz politikalarına bağlı olarak değiştiğini belirten Göktürk, “İki bin yirmi beş sonunda nominal karlılığa geçeceğiz” diyerek, yatırımcılar için umut verici sinyaller verdi.
• Bütçe ve Enflasyon Muhasebesi: Enflasyon muhasebesinin bilanço rakamlarını olumsuz göstermesine rağmen, gerçek ekonomik performansın 2025’te iyileşeceğine inandığını sözlerine ekledi.
Barış Göktürk, zorlu geçen 2024 yılının ardından 2025’in şirket ve sektör için daha aydınlık bir geleceğe kapı aralayacağına olan inancını yineledi. Holdingin demir çelik sektöründeki zorluklara rağmen, dijital medya, fuarcılık ve ihracat gibi alternatif alanlarda yaptığı yatırımların, gelir çeşitliliğini ve rekabet gücünü artıracağını sözlerine ekledi.
• Aile Şirketi Olarak Kapalı Devre: Göktürk, holdingin uzun vadeli stratejisinin aile şirketi olarak kapalı devre yapısını sürdürmek olduğunu, ancak alt iştiraklerde halka arz gibi seçeneklerin değerlendirilebileceğini belirtti.
• Ekonomide Toparlanma Beklentisi: Hükümetin rasyonel ekonomik politikaları, faiz indirimleri ve döviz dalgalanmalarında beklenen olumlu gelişmelerin, sektörün toparlanmasına katkı sağlayacağına inanan Göktürk, “En kötüyü gördük, şimdi hep birlikte yukarıya çıkma zamanı” mesajını verdi.
Göktürk Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Yükselen Çelik İcra Kurulu Başkanı Barış Göktürk açıklamaları, Türk sanayisinin mevcut zorluklarını ve geleceğe yönelik umut verici stratejik adımlarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Demir çelik sektöründe yaşanan yoğun sıkıntılar, yüksek faiz oranları ve maliyet artışları gibi engellere rağmen, holdingin dijital medya, fuarcılık ve ihracat gibi alternatif alanlardaki yatırımları, 2025 yılının daha parlak geçeceğine dair inancı güçlendiriyor. Bu kapsamlı değerlendirme, hem yerel hem de küresel ölçekte yaşanan ekonomik dalgalanmalar arasında, Türk sanayisinin uzun vadeli büyüme hedeflerine ulaşabilmesi için stratejik adımların önemini gözler önüne seriyor. Ekonomide beklenen toparlanma, bankacılık politikalarındaki iyileşmeler ve uluslararası pazarlardaki dinamik değişiklikler, sektörün yeniden güçlenmesinde kilit rol oynayacak.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.