Gültekin Bayır: “Poyra üretimi konusunda dünyanın önde gelen firmalarından biriyiz”
1960 yılında kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Celal Hekimoğlu önderliğinde Türkiye’de ilk kez yerli bijon üretimi yapan Hekimoğlu Şirketler Grubu; yine bir ilki gerçekleştirerek Trabzon’da Poyra üretimi ile döküm sektörüne adım attı.
1960 yılında kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Celal Hekimoğlu önderliğinde Türkiye’de ilk kez yerli bijon üretimi yapan Hekimoğlu Şirketler Grubu; yine bir ilki gerçekleştirerek Trabzon’da Poyra üretimi ile döküm sektörüne adım attı. Hekimoğlu Döküm Sanayi Fabrika Müdürü Gültekin Bayır yapmış oldukları çalışmaları ve sektörün geleceği hakkındaki düşüncelerini dergimizle paylaştı.
Hekimoğlu Döküm olarak sunmuş olduğunuz ürün ve hizmet yelpazenizi bizimle paylaşır mısınız?
Firmamız bünyesinde Sfero, Pik, aşınmaya ve darbeye dayanıklı düşük ve yüksek alaşımlı karbonlu çelik, Paslanmaz çelikler, aşınmaya dayanıklı yüksek manganlı çelikler, Krom ve Bi Metal dökümler olmak üzere; Otomotiv, İş Makinası, Tarım Makinaları Sektörüne Porya, Aks ve Aks Kovanları, Diferansiyel Parçaları, planet taşıyıcılar, Dorse –Çekici Tır arasındaki taşıyıcı bağlantı plakaları.Armatur sanayine Vana ve Pompalar, İnşaat, çimento, Makine ve Maden Sanayi sektörüne, kırıcılar, çekiçler,astar plakaları, Taş Kırma Makine parçaları, İş Makinası Kazma Uçları döküm yöntemiyle her iki fabrikamızda da üretilip, diğer tesisimiz de işlenerek müşteriye sevk edilmektedir.Şunu da belirtmek isterim, biz Hekimoğlu Şirketi olarak Poyra üretimi konusunda Avrupa ve dünyanın en iyilerinden biriyiz.
Sektörünüzün içinde bulunduğu genel durum ve pazarın geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz?
Sektörümüzün çok fazla müşteri kaygısı yok, fakat girdileri, özellikle Hammadde girdileri konusunda yurt dışı bağımlılığı olduğundan dolayı girdi maliyetleri oldukça yüksektir. Bunun yanında diğer sektörlere göre işçilik, çevre maliyetleri daha yüksek olduğundan karlılıklar çok fazla değil.
AB ülkelerinin çevre maliyetleri ve etkileri, İş gücünün yüksek maliyetlerinden dolayı yavaş yavaş terk etmeye başladığı ve bunun sonucu olarak da bazı dökümhanelerin kapandığı bu dönemde ülke sanayisi için bir fırsat olmuş ve taleplerin ülke firmalarına yoğunlaşmasını sağlamıştır. Arzın üzerinde talep olacağını düşünüyorum. Arap Baharı ile başlayan Kuzey Afrika’da ki gelişmeler ile buradaki ülkelerin artık sömürge yapıdan kurtulup, dışarıdan almak yerine başta tarım sektörü olmak üzere kendilerinin üretici olabileceği bir sanayi dönemi başlayacaktır. Bu durum bizim gibi ve diğer sektörlerdeki firmalar açısından yeni bir pazar demektir. Orta doğu’da da aynı şeyin geçerli olduğunu düşünüyorum Avrupa pazarı zaten bizde. Gelecekte Rakip olarak Çin ile yarışacağımızı düşünüyorum fakat pazar bölgelerine yakınlığımız, Avrupa anlayışı, disiplini ve temeli olan sanayimizin ürünlerinin kalitesi nedeniyle Çin ile rekabette öne geçeceğimizi düşünüyor ve tüm bunlara ilaveten de Kuzey Afrika ve Ortadoğu halkları nezdinde ülke olarak marka olduğumuz için biz daha avantajlıyız.
Piyasalardaki rekabet ortamı hakkında neler düşünüyorsunuz?
Piyasaları sıkı bir rekabetin beklediğini söyleyebilirim. Özellikle Döküm sektörü olarak sürekli kendinizi yenilemeniz ve inovasyonu elden bırakmamanız gerekir. Özellikle vurgulamak isterim ki; bir işletme için olmazsa olmazlardan 4 temel Yönetim dengesini kuranlar sürdürebilir rekabet gücüne sahip olacaktır. Bu 4 temel denge sizi sürekli yenilikçi, analiz eden, inovasyonu sağlayan firma konumunda tutacaktır.
o Süreç Yönetimi
o Performans Yönetimi
o Finansal Yönetim
o Bilgi Yönetimi
2011 yılını geride bıraktık. Bu sene firmanız açısından nasıl geçti, 2012 yılından neler bekliyorsunuz?
2011 yılı bizim açımızdan oldukça iyi geçti. Hem üretim kapasitesi hem de satış kapasitesi olarak 40’a yakın bir büyüme gerçekleştirdik. Sene başında koyduğumuz hedefleri fazlasıyla gerçekleştirdik.
Bunların yanında 21.yüzyılın küresel rekabetinde kalıcı olmak için kendimizi yenileyerek bir önceki sorunuza cevaben belirtmiş olduğum 4 temel dengeyi kurabilmek için;
o Süreçlerimizi tanımladık, her bir sürecin performans kriterlerini ortaya koyduk.Süreç sahiplerini ve periyodik olarak ölçtüğümüz süreç hedeflerini belirledik.Süreç bazlı yönetim anlayışını firmamıza kurduk.
o 21.yüzyılın Kritik Başarı Faktörü olan İK bölümümüzü yeniden yapılandırarak ;
a. Performans Yönetimi
b. Eğitim Yönetimi
c. Ücret Yönetimi
d. Kariyer Yönetimi
e. Yasal Mevzuatların Yönetimi şeklinde kurduk ve en tepeden en alt birime kadar herkesin performanslarını rakamsal olarak ölçmeye başladık.
o Tüm bu faaliyetlerimizi izleyebileceğimiz Bilgi Yönetim Sistemini şirketimize oturttuk.
2011 yılı bizim için aynı zamanda geleceğe hazırlık dönemi içinde geçtiği 2012 yılı için firma olarak müşteri taleplerine daha çok yoğunlaşacağız. Fakat AB ülkelerindeki kriz durumunun belirsizliğinin netleşmesini bekliyoruz. Önümüzü daha rahat gördükten sonra hedeflerimiz doğrultusunda yolumuza devam edeceğiz. Ben her şeye rağmen umutluyum.
Kısa ve uzun vadede hayata geçirmeyi düşündüğünüz projeleri bizimle paylaşır mısınız?
Bizim belirlediğimiz Strateji ve hedefler doğrultusunda orta ve uzun vadeli planlarımız var fakat AB ülkelerindeki krizin belirsizliğinin ortadan kalkmasını bekliyoruz. Önümüzü göremeden herhangi bir proje ve yatırımlara giremeyiz.
Son olarak AB ülkelerindeki ekonomik krizi, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumu ve ülke sanayisinin geleceği hakkındaki düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Özellikle daha yeni yeni etkilerini silmeye başladığımız büyük global ekonomik krizin ardından AB ülkelerinde ortaya çıkan kriz durumu insanları demoralize etse de, ben bu krizin yavaş yavaş biraz uzunda olsa alınacak tedbirlerle etkilerini kaybetmeye başlayacağını düşünüyorum. Daha sonra piyasalar şartlara göre kendini ayarlayacaktır. Burada önemli nokta Almanya ve Fransa’nın desteğinde Avrupa Merkez bankasına sorumluluk düşmektedir. Zaten Almanya ve Fransa seçim yoluyla iflas noktasına gelen veya gelebilecek ülkelerin başına atamalar yaptı. Bundan sonrası AB halklarının denk bütçelerle, tasarruf ederek, kemer sıkarak yaşamaya alışmaları yeni nesil için biraz zor olacak tabi.
Devlet olarak biz artık marka ülke olduk. Sanayi alanında her şeyi üretebilecek konuma geldik. Dünya artık Türkiye için dönmeye başladı. Bildiğiniz gibi Çin’den sonra büyüyen ikinci ülkeyiz.Zaten geçmiş tarihe baktığımızda biz her zaman Çin ile aynı zamanda büyük olmuşuz ve rekabet etmişiz.Gelecekte bunu gösteriyor.Sanayimiz için artık mevcut pazarların dışında yeni pazarlar da açılıyor ve biz buralarda bir çok ülkeden daha etkin olacağız diye düşünüyorum.Üretim ve büyüme eğrilerimize baktığımızda 2002 yılından bu yana istikrarlı ortamda istikrarlı şekilde büyüyoruz.Yeter ki inanalım.Başarı zaten gelir.2023 hedefleri göz önüne alındığında ben 2015 yılında 2023 yılı hedeflerine birkaç basamak yaklaşacağımızı düşünüyorum.Biz ülke olarak şu anda yatırımcılar için en güvenli ülke konumundayız. Son olarak şunları belirtmek istiyorum:
1960 yılında Kurucumuz ve Yönetim Kurulu Başkanımız Sn.Celal HEKİMOĞLU tarafından Türkiye’de ilk defa üretilen Bijon ile iş ve sanayi hayatına doğan Hekimoğlu Şirketi, yine Ülkemizde ve kurulum yeri olan Trabzon da bir ilki gerçekleştirerek Poyra üretimi ile döküm sektörüne girdi.1976 yılında ilk döküm fabrikası açılmış, ve aynı zamanda döktüğü ürünleri işlemek üzere 1983 yılında şirketler grubumuzdan biri olan Hekimoğlu Otomotiv kurulmuş , ürünlerinin kalitesi ve zamanında tedariki nedeniyle iç ve dış pazarlardan gelen yoğun talep üzerine 2006 yılında ikinci Döküm fabrikası kurularak üçüncü tesis Trabzon ve Bölge halkına büyük iş alanı olarak Ülke ekonomisine ve sanayine kazandırılmıştır.
Buradan Karadenizli İş Adamlarına seslenmek istiyorum. Kendi bölgelerini gelişmesi kalkınması ve bölge insanlarının başka bölgelere göç etmelerinin önlenmesi adına Sayın Celal HEKİMOĞLU gibi bölgelerine yatırım yapsınlar. Coğrafi yapı ve komşu ülkelere bakıldığında burası çok önemli bir nokta. Eski ipek yolu buradan geçerdi. O günler yavaş yavaş geri gelmeye başladı.
Gültekin Bayır Kimdir?
1970 Yılında Almanya’da doğdum. Lise eğitimimi Trabzon Lisesi, Üniversite eğitimimi Karadeniz Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünde tamamlayarak Makine Mühendisi unvanı ile 1992 senesinde mezun oldum. 2008 yılında kişisel hedeflerim ve kendimi geliştirmek adına Okan Üniversitesi İşletme Bölümünde Tezli Yüksek Lisansa (MBA) başladım. İş hayatımın büyük bölümü Alman şirketlerinde üst düzey yönetici olarak geçirdim. 2010 yılından bu yana Ülkemizin ileri gelen büyük Döküm Firmalarından biri olan Hekimoğlu Döküm San. Nak. ve Tic. A.Ş’ de Fabrika Müdürü olarak iş hayatımı sürdürmekteyim.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.