Hasmil Vasıflı Çelik Haddehanesi teknoloji bakımından Avrupanın sayılı tesislerinden biri
Ülkemizin önde gelen vasıflı çelik üreticilerinden ve tedarikçilerinden biri olan HASÇELİK, faaliyetine ilk olarak 1968 yılında Konya'da başladı
Ülkemizin önde gelen vasıflı çelik üreticilerinden ve tedarikçilerinden biri olan HASÇELİK, faaliyetine ilk olarak 1968 yılında Konya'da başladı
Ülkemizin önde gelen vasıflı çelik üreticilerinden ve tedarikçilerinden biri olan HASÇELİK, faaliyetine ilk olarak 1968 yılında Konya'da başladı. Bugünkü ismini 1982 yılında alan firma; son teknoloji ile kurduğu tam kontinü çalışan vasıflı çelik sıcak hadde tesisinde ürettiği ve kendi markası olan Hasmil vasıflı çelikleri, İstanbul ve Konya soğuk işlem merkezlerinde üretimi gerçekleşen parlak çelikler, transmisyon milleri ve Hasotomat markalı otomat çelikleri, dünyanın ileri gelen çelik fabrikalarından tedarik ettiği ithal alaşımlı çelikler ve yine düzenli olarak ithalatını gerçekleştirdiği dikişsiz çelik çekme borularla müşterilerine oldukça geniş bir ürün yelpazesiyle veriyor.
Firmanın İcra Kurulu Başkanı A. Naci Faydasıçok ile sektöre ve firmalarına ilişkin yapmış olduğumuz söyleşiyi sizlerle paylaşıyoruz.
Hasçelik olarak üretimini ve satışını yaptığınız ürünleri okuyucularımızla paylaşır mısınız?
Şirketimizin faaliyetlerini 3 ana başlıkta toplayabiliriz. Bunlardan birincisi vasıflı çelik sıcak hadde üretimidir. Hasmil vasıflı çeliklerimizi tam kontinü olan bu tesisimizde vakumlu kütükler kullanarak üretmekteyiz.
Diğer bir faaliyet alanımızı ise parlak çelik üretimimiz oluşturmaktadır. Şu anda İstanbul ve Konya servis merkezlerimizde Çubuktan Soğuk Çekme, Kangaldan Soğuk Çekme, Kabuk Soyma, Taşlama, Doğrultma, Ezme ve Kumlama gibi işlemleri gerçekleştirmekteyiz. Devam etmekte olan yatırımımızın 2011 yılında faaliyete geçmesiyle çok daha büyük ve modern bir tesise kavuşarak, Hasparlak markalı parlak çelik ürünlerimizin üretim gamını, kalitesini ve kapasitesini yükseltmiş olacağız.
Öte yandan üçüncü faaliyet konumuz ise kurulduğumuz günden bugüne sürdürmekte olduğumuz “Vasıflı Çeliklerin Satışı ve Dağıtımı” işidir. Bugün 6 farklı ilde 7 depomuzla hizmet vermekteyiz ve bunu 4 bölge, 2 şube müdürlüğümüzde yer alan 400’e yakın personelimizle gerçekleştirmekteyiz.
Satışını yaptığımız yuvarlak, kare, lama ve boru kesitli ürünlerimizi HASMİL, HASİTHAL, HASBORU, HASPARLAK ve HASOTOMAT markalarıyla sanayicimize tedarik etmekteyiz.
İç pazardaki durumunuz ve ihracat çalışmalarınız hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Hasçelik olarak iç pazardaki 42 yıllık geçmişimiz ve bu süreçte gerçekleştirdiğimiz gelişimimiz bizim Türkiye pazarında önemli bir yere gelmemizi sağlamıştır.
Diğer taraftan 2004 yılından itibaren hızlanan ihracat faaliyetlerimiz her yıl büyük artışlara imza atmış ve bugünkü konumumuza gelmemizi sağlamıştır. Mevcut durumda Hasçelik olarak 5 kıtada 30 dan fazla ülkeye düzenli olarak ihracat yapmanın gururunu yaşıyoruz.
Ülkemizde haddehanelerin hammadde konusunda çeşitli problemleri var. Bu problemleri ve sektörün diğer sorunlarını bizimle paylaşır mısınız?
Öncelikle kaliteli kütük temininde yaşanan sıkıntılar geliyor elbette ki. Biz sıcak hadde yatırımımızı gerçekleştirdikten sonra bu alanda çıtayı bir basamak daha yukarı taşıyarak bu sorunu aşma yoluna gittik ve HASMİL ürünlerimizi müşterimize herhangi bir ek maliyet yansıtmaksızın vakumlu kütükten üreterek temin ettik. Özellikle otomotiv yan sanayisinin ve dövme sektörü gibi oldukça özel sektörlerin önemli bir tedarikçisi olarak kalite konusunda farklı bir yaklaşım sergilememizde beklenemezdi zaten…
Bunların dışında önemli bir sorunda bu alanda yetişmiş eleman eksikliğidir. Ayrıca gerek elektrik gerekse de doğalgazdan kaynaklı yüksek enerji maliyetleri birçok yönden sektörün önünde sorun teşkil etmektedir.
Ülkemizdeki haddehanelere yeterince kütük temin edebilecek fabrikalar neden kurulmuyor?
Aslında bu tip tesisler var ancak ülkemizin potansiyeli ve iş bağlantıları dikkate alındığında yeterli olmadıklarını görüyoruz. Yenilerinin yapılması ise büyük maliyetler çıkartıyor. Devletimizin bu yönde ağır sanayi yatırımlarına ciddi teşvik sağlaması gerekmektedir. Çünkü bu tip yatırımlar ülke ekonomisine çok yönlü getiri sunmakta, küçük ve yan sanayilerinde rekabet gücünü arttırmasına katkı sağlamaktadır.
Bir dönem kütük üretimine başlayan ve daha sonra üretime ara veren Bilecik Demir Çelik Fabrikası hakkında neler düşünüyorsunuz?
Demir çelik üretiminde kurduğunun tesis ve bunun sahip olduğu teknoloji çok önemlidir. Kaldı ki tüm bunları sağlasanız dahi bir tesisin rantabl üretime geçmesi yıllar alabilir. Yani parayı verdim, tesisi de kurdum demekle bitmiyor. Uygun kalitede ürün elde etmek için vasıflı iş gücüne ve tecrübeye de ihtiyaç vardır. Bunu sağlayamazsanız pazarda yer edinemezsiniz. Ayrıca bu kaliteyi uygun fiyatla sunmalı, iç ve dış pazarda rekabetçi olmalısınız ki, özellikle başta enerji olmak üzere girdi maliyetlerimizden kaynaklı ülkemiz sanayicilerinin dezavantajı nedeniyle bu da zor oluyor.
Ülkemizdeki haddehaneler büyük oranda hurdaya bağımlı olarak faaliyet gösteriyor. Bu durumun sektöre ne gibi olumsuz etkileri oluyor?
Her şeyden önce ülkemiz ihtiyaç duyduğu hurdanın sadece 20 -30’unu iç pazardan temin edebiliyor. Kalan kısım ise ithal ediliyor. Hurda fiyatlarındaki dalgalanma ise fiyat istikrarını olumsuz yönde etkiliyor. Yüksek kalitede hurda temin etmek gerekliliği söz konusu... Burada daha kaliteli ürün elde etmek için elbette ki cevherden üretim düşünülebilir. Ancak bu tip bir tesisinde yatırım maliyeti çok büyük rakamlara ulaşmaktadır.
Avrupa ülkeleri ve demir çelik sektöründe belli seviyelere ulaşmış olan ülkelerdeki haddehanelerle ülkemizdeki haddehaneleri kıyasladığınızda arada ne gibi farklılıklar ortaya çıkıyor? Örneğin ürün kalitesi bakımından onlarla boy ölçüşebiliyor muyuz?
Ülkemizde 2000 yılından sonra yapılan tesisler ve bunların sahip oldukları teknolojiler gerek Avrupalı gerekse de demir çeliğin öncü ülkelerindeki emsalleriyle kıyaslandığında herhangi bir eksiklik söz konusu değildir. Gelişen kalite bilinci ve ar-ge faaliyetlerinin de etkisiyle kalite anlamında rahatlıkla rekabet etmek mümkündür. Örneğin son olarak ülkemize bizim kazandırdığımız Hasmil Vasıflı Çelik Haddehanesi teknoloji bakımından Avrupa’nın sayılı tesislerindendir.
Kriz döneminde demir çelik ihracatımız önemli ölçüde azaldı. Bu dönemden sonra ihracatta sizce ne gibi gelişmeler olacak?
Türkiye dinamikleri güçlü, genç ve üreten nüfusa sahip bir ülke… Krizler konusunda da bir nevi aşılı bir ülkeyiz ve geçmişten öğrendiğimiz çok şey var. Artık sanayicisinden, finansçısına, profesyonelinden tedarikçisine herkes çok daha dikkatli ve tedbirli davranıyor. Tüm bunların bu dönemden çıkarken büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle dünyada özellikle de Avrupa da yeni bir olumsuzluk yaşanmaması durumunda ihracat rakamlarımızın hızla yükseleceğine inanıyorum.
Fakat bu arada yeni pazarlara açılmalı ve Pazar yelpazesini genişletmeliyiz. Hasçelik olarak bizde ihracatta 5 kıtaya ulaşmış bulunuyoruz ve sürekli gelişmekte olan 30’dan fazla ülkeye düzenli ihracat yapmaktayız.
Sektörün ihracat için devlet tarafından yeteri kadar teşvik edildiğine inanıyor musunuz?
Maalesef bu yönde herhangi bir teşvik söz konusu değil. İthalatı kısıtlayıcı yöndeki tedbirler ihracatı teşvik yönünde de geliştirilecek olsa çok daha başarılı işler gerçekleştirilecektir.
Peki 2010 yılının ikinci yarısında ve 2011 yılında hayata geçirmeyi düşündüğünüz projeleri bizimle paylaşır mısınız?
2011 yılında tamamlamayı planladığımız ve yaklaşık 15 milyon Euro’ya mal edeceğimiz yeni soğuk işlem merkezimiz var. Burada özellikle otomotiv ve beyaz eşya sanayilerinin ihtiyaç duyduğu yarı mamulleri HASPARLAK markasıyla yüksek kalite ve kapasitede üreteceğiz.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.