Kardemir Gen.Müdürü Fadıl Demirel Kardemir'e ilişkin Demir Çelik Store Dergisine önemli açıklamalarda bulundu.
Ulusların tarihlerinde dönüm noktalarını ve atılımlarını simgeleyen isimler vardır. Karabük de, Türk ulusunun tarihinde yer alan, işte bu ışıltılı isimlerden biri...
Ulusların tarihlerinde dönüm noktalarını ve atılımlarını simgeleyen isimler vardır. Karabük de, Türk ulusunun tarihinde yer alan, işte bu ışıltılı isimlerden biri... Karabük adının Türkiye’nin yazgısında görev üstlenmek üzere saptandığı ve işitilmeye başlandığı yıllar, Cumhuriyetin gençlik yıllarına uzanıyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, her biri başlı başına “devrim” yaratan kararlarından bir yenisini daha verir. Türkiye sanayileşecek ve sanayileşme “ulusal” bir nitelik taşıyacaktır. Modern Türkiye’nin endüstriyel atılımlarına öncülük edip temel oluşturacak entegre demir çelik tesisleri, en uygun yerde ve koşulda süratle kurulacaktır. Büyük Önder’in, bütün bir ulusun da özlemini yansıtan bu kararı, O’nun sağlığında hayata geçirilir.
Ülkemizde demir çelik sanayisinin kurulmasına yönelik ilk girişimlere İktisat Vekâleti tarafından 1925 yılında başlanmıştır. Bu amaçla Avrupa’dan getirtilen uzmanlara madenlerimiz incelettirilmiş, 29 Mart 1926 tarihinde ise demir sanayisinin tesisine dair ilk kanun resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ancak demir çelik sanayisinin kuruluşuna yönelik 1932 yılına kadar aralıklarla süren çalışmalardan netice alınamamış, 1932 yılında ise yabancı uzmanlara yeniden inceleme ve araştırma yaptırılmıştır. Demir Çelik sanayisinin kuruluş yerinin saptanması ve diğer sorunlarının incelenmesi için ise Sümerbank ve Erkan’ı Harbiye temsilcilerinin ortaklaşa yürüttükleri çalışma ile gerekli koşullar her yönüyle araştırılmış ve Türkiye’nin ilk entegre demir- çelik sanayinin; maden kömürü havzasına ve sahile yakınlığı, demiryolu güzergahında bulunuşu, jeolojik bakımdan ağır endüstrinin kurulmasına elverişli olması ve stratejik uygunluğu nedeniyle 13 hanelik Karabük Köyü’nde kurulmasına karar verilmiştir. Tesislerin yapımı ise, 10 Kasım 1936 tarihinde İngiliz Hükümeti ile imzalanan 2,5 Milyon Sterlinlik kredi anlaşmasına dayalı olarak H.A.Brassert Firmasına ihale edilmiştir. Karabük’teki Soğanlı ve Araç çaylarının arasında yer alan geniş çeltik tarlaları üzerine kurulacak Türkiye’nin ilk entegre demir çelik tesisinin temeline ilk harcı, 3 Nisan 1937 tarihinde dönemin Başbakanı İsmet İnönü koymuş ve böylece ülkemizde çeltik tarımından çelik sanayine dönüşüm başlamıştır. Temele konan bu ilk harçtan sadece bir yıl sonra 1 Mart 1938 yılında makine montajlarına başlanılan Karabük Demir Çelik Fabrikaları, Türk mühendis, teknisyen ve işçilerinin üstün çabaları sayesinde 2 yıl gibi kısa bir sürede tamamlanarak, 6 Haziran 1939’dan itibaren peyderpey işletmeye alınmıştır.
Başlangıçta Sümerbank’a bağlı bir müessese olarak faaliyetini sürdüren Karabük Demir Çelik Fabrikaları, işletmenin muhtelif ünitelerin ilavesi ile genişletilmesi üzerine 13.05.1955 yılında Sümerbank’tan ayrılarak bağımsız bir İktisadi Devlet Teşekkülü durumuna gelmiş ve “Türkiye Demir ve Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü” adını almıştır. Etibank’ın bir müessesesi olan Divriği Demir Madenlerinin de bünyesine katılmasıyla 1976 yılına kadar Türkiye Demir ve Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü olarak faaliyetini sürdüren Karabük Demir Çelik Fabrikaları, bu tarihten sonra Bakanlar Kurulu kararnamesi ile yeniden yapılandırılmış ve Genel Müdürlüğe bağlı bir müessese haline getirilmiştir. Karabük Demir Çelik Fabrikaları için en önemli statü değişikliği ise 1994 yılında yaşanmıştır.
1994 yılı sonuna kadar Türkiye Demir Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı bir müessese olarak faaliyet gösteren Karabük Demir Çelik Fabrikalarının, 5 Nisan 1994 tarihli ekonomik istikrar kararları çerçevesinde kapatılmasına karar verilmiştir. Ancak, ülkemize sayısız hizmetleri olan Karabük Demir Çelik Fabrikalarının kapatılması kararına karşı, fabrikada örgütlü bulunan Çelik İş Sendikası ve bağlı çalışanlarıyla birlikte tüm yöre halkı büyük tepki göstermiş ve kamuoyunda oluşan bu tepkiler Karabük Demir Çelik Fabrikaları için yeni bir sürecin başlangıcı olmuştur. Dönemin hükümeti ile sürdürülen uzun görüşmeler sonrasında fabrikanın özelleştirme kapsamına alınması sağlanmış ve Özelleştirme Yüksek Kurulunun kararı ile Karabük Demir Çelik Fabrikaları Müessesesinin, KARDEMİR A.Ş’ne devri öngörülmüştür. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile Kardemir A.Ş Müteşebbis Heyeti tarafından 30.03.1995 tarihinde imzalanan sözleşme ile devir şartları hükme bağlanarak özelleştirme gerçekleştirilmiş ve Karabük Demir Çelik Fabrikaları, Kardemir AŞ tarafından devir alınmıştır.
Özelleştirildiği 1995 yılından itibaren yeni yatırım projelerini bir bir hayata geçiren Kardemir, geçen yıllar içinde bir taraftan üretim teknolojilerini yenilerken diğer yandan devreye aldığı Yeni Ray ve Profil Haddehanesi ve Yeni Yüksek Fırın yatırımları ile de, Türk sanayisine öncülük etmeyi sürdürmüştür. İstanbul Sanayi Odası tarafından her yıl açıklanan verilere göre ülkemizin en büyük ilk 50 sanayi kuruluşu arasında yer alan Kardemir, bugünkü kurumsal kimliği ile bir dünya şirketi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Kardemir Genel Müdürü Sayın Fadıl Demirel’i Karabük’teki makamında ziyaret ederek kendisi ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Kardemir’in yatırımları, sektöre ilişkin görüş ve düşüncelerini, yaşanan son gelişmeleri bizimle paylaşan Fadıl Demirel’in açıklamalarını sizlerle paylaşıyoruz…
Öncelikle KARDEMİR’in özelleştirme sürecinden, şuan ki yönetimin oluşumundan ve yapısından bahseder misiniz?
Karabük Demir Çelik Fabrikaları sektörün okuludur. Türkiye’de sektörün kuruluşu ve gelişimi Karabük Demir Çelik Fabrikaları ile olmuştur. Uzun yıllar boyunca bir ana bir baba gibi sektöre hizmet eden bu kuruluş ilerleyen yıllarda yorulmuş ve yıpranmıştır. Yıllarca devlet elinde yönetilen bu fabrikaların 1994 yılına gelindiğinde özelleştirilemediği takdirde kapatılmasına karar verilmiştir. Ancak, yapılan girişimler sayesinde tesis özelleştirme programına alınmış ve ortaklık yapısı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile belirlenen Kardemir A.Ş’ne devredilmiştir. Bu kapsamda Kardemir AŞ hisse senetleri, ortaklık yapısını oluşturan çalışanlar, sanayiciler ve yöre halkı tarafından satın alınmış ve başlangıçta nama yazılı olan hisse senetleri ana sözleşme gereğince 1998 yılından itibaren kendiliğinde hamiline yazılı hisse senedine dönüşerek İMKB’de işlem görmeye başlamıştır. Geçen süre içerisinde hisse senetleri İMKB’de serbest şekilde alınıp satılmış ve binlerce kere el değiştirmiştir. A, B ve D olmak üzere üç ayrı hisse grubu bulunan Kardemir AŞ’nin bugünkü 7 kişilik yönetimini, bu üç grupta hisse çoğunluğuna sahip olan Yolbulan, Güleç ve Yücel aileleri oluşturmaktadır. Kısaca, Anonim Şirketlerde yönetim, Genel Kurullarda nasıl hisse oranında kullanılan oylarla belirleniyor ise Kardemir AŞ’inde de aynı şekilde belirlenmektedir.
Mevcut yönetim KARDEMİR’deki idareyi eline aldıktan sonra ne gibi çalışmalar yaptı, hangi yatırımlar yapıldı, ürün yelpazesinde ne gibi değişiklikler oldu?
Ülkemizdeki üç entegre demir çelik tesisinden biri olan Kardemir, uzun mamulde cevhere dayalı olarak üretim yapan tek kuruluştur. Çok köklü bir geçmişe ve sanayi kültürüne sahip olan Kardemir uzun yıllar boyunca ülkemizin endüstriyel kalkınmasına lokomotiflik etmiş ve fabrikalar yapan fabrika unvanını almıştır. Özelleştirme öncesinde 600 milyon ton/ yıl üretim kapasitesine sahip olan Kardemir, özelleştiği 1995 yılından sonra hızla kendini yenilemeye başlamış çelik üretim prosesini değiştiren yeni bir çelikhane ve bunu besleyecek enerji ünitelerini kurarak kapasitesini 1.500.000 ton/yıl seviyesine çıkarmıştır.
1999-2002 yılları arasında yaşanan finansal sıkıntılar nedeniyle zor bir dönem geçiren Kardemir, 2003 yılından itibaren yeni bir yapılanma ile tekrar doğrulmuş ve teknolojik yatırımlarına kaldığı yerden devam etmiştir.
Bu süreçte kurulan Ray ve Profil Haddehanesi, 2 adet Yüksek Fırın, Oksijen Fabrikası, Kömür Enjeksiyon, Gaz Holder, Su Sistemleri, Enerji Yatırımları, Hammadde ve Sinter Yatırımları, Çelikhane Yatırımları, Çevre Yatırımları bunların bir kaçıdır.
Kurulan Ray ve Profil Haddehanesi ile Kardemir ürün gamını genişletmiş, 72 metre boya kadar ray ve 550 mm genişliğe kadar ağır profillerin ülkemiz ve bölge ülkeler arasındaki tek üreticisi olmuştur. Kardemir bu yatırımla birlikte ihracatçı bir kuruluş haline gelirken, sadece sektör içindeki konumunu güçlendirmekle kalmamış, aynı zamanda Devlet Demiryollarımızın ülkemiz genelinde başlattığı demiryolu yatırımlarında adeta iş ortağı olmuştur. Ülkemizi yeniden demir ağlarla örnek için önemli projeleri hayata geçiren Devlet Demiryollarımız bugüne kadar ithalatla karşıladığı raylarını artık Kardemir’den de temin edebilmektedir. Bu Türk sanayisinin öncüsü ve okulu olan Kardemir ve Karabük için ayrı bir gurur vesilesidir. Yine Kardemir, bu yatırım sayesinde ihracatçı bir şirket olmuştur.
Kardemir’in bu dönemde gerçekleştirdiği en önemli yatırımlardan bir diğeri ise 4 no.lu Yeni Yüksek Fırın yatırımıdır. Kuruluşundan itibaren peyderpey devreye aldığı 3 yüksek fırını ve yaptığı modernizasyon çalışmaları ile yaklaşık 1.300.000 ton sıvı çelik üretim kapasitesine sahip olan Kardemir’de, kişi başına düşen çelik üretimini artırmak ve maliyetlerin düşürülerek şirketin daha rekabetçi bir konuma kavuşturulmasını sağlamak için yeni yüksek fırın yatırımları büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle ilk etapta sıvı çelik üretim kapasitesinin artırılması hedeflenmiş ve bu kapsamda 4 no.lu yeni bir yüksek fırın yapılması ile 1 no.lu mevcut yüksek fırının modernizasyonu ve kapasitesinin artırılmasına karar verilmiştir.
2007 yılında QMMC/ Çin firması ile yapılan proje çalışmalarının ardından başlayan yatırımın birinci etabı olarak kabul edilebilecek olan 4 no.lu Yeni Yüksek Fırın yatırımı hızla tamamlanmış ve fırın başarı ile devreye alınarak 12 Temmuz 2008 tarihinde ilk sıvı hamdemir üretimi gerçekleştirilmiştir. Böylelikle Kardemir’in sıvı hamdemir üretim kapasitesi 1.500.000 ton/ yıl seviyesine çıkmıştır.
Kriz döneminde kısa bir süre yavaşlatılan yatırımlardan olan 1 No.lu Yüksek Fırın yatırımına ise 2009 yılsonlarında hız verilmiş ve hızla tamamlanan temel inşaat çalışmalarının ardından montaj çalışmalarına başlanmıştır. Tüm teknolojik ekipmanları Kardemir sahasında olan bu yatırımın 2010 yılsonuna kadar tamamlanarak devreye alınması planlanmaktadır. Böylelikle şirketimizin sıvı ham demir üretim kapasitesi 1.800.000 ton/yıl seviyelerine çıkmış olacaktır.
Kaliteli çelik üretimine imkan sağlayan Vakum Degassing, Yüksek Fırın ve Çelikhane proseslerinde çalışma esnekliği sağlayan Desülfirizasyon Tesisi, konverter gazlarının değerlendirerek enerji tasarrufu sağlayan Gaz Recovery Sistemi, çelikhane ünitesinde iş akışını hızlandıran 2. Pota Fırını yatırımları ile çevre yatırımları arasıda yer alan Kok Fabrikaları Biyolojik Arıtma Tesisi ve kuvvet santrali Elektro Filtre yatırımları da tamamlanmıştır.
Kardemir, kriz döneminde de önemli yatırımlarına ara vermemiş, maliyet tasarrufu sağlayacak ve verimlilik artışı getirecek teknolojik yatırımlarını sürdürmüştür
Şirketimizin kapasite artışına paralel olarak artan oksijen, azot ve argon ihtiyaçlarını karşılayacak olan 3. Nolu Hava Ayrıştırma Tesisi, Yüksek Fırınlarda verimlilik artışı sağlayacak olan Pulverize Kömür Enjeksiyon Tesisi, işletmelerimizin soğutma suyu ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik kurulan, 20.000 m³/h’lık Soğutma Kulesi, enerji maliyetlerimizi aşağıya çekecek olan 15 MW gücünde yeni bir turbo jeneratör yatırımı gibi çok sayıda projeden bazıları tamamlanarak devreye alınmış, bazıları ise tamamlanma aşamasına getirilmiştir.
Yukarıda sıralanan yatırımlardan daha önemlisi Kardemir, bu kriz döneminde iki büyük yatırımın startını vermiştir. Bunlardan birincisi 50 MW’lık Enerji Santrali yatırımıdır. Bu yatırımın finansmanı sağlanmış, yapımcı firma belirlenerek sözleşmesi imzalanmıştır. Kardemir prosesinde açığa çıkan ve atmosfere bırakılan atık gazlar bu tesiste yakılmak suretiyle elektrik enerjisine dönüştürülecektir. Proje süresi 26 ay olan bu yatırımla birlikte Kardemir dışarıdan elektrik alan bir kuruluş değil, kendi elektriğini tamamen kendisi üreten bir kuruluş haline gelecek ve enerji maliyetlerini olabildiğince minimuma düşürecektir.
Bu kriz döneminde başlayan önemli yatırımlardan bir diğeri ise, Yeni Sinter Fabrikası yatırımıdır. Kardemir, bu yatırımı tamamen kendi mühendislik gücü ile gerçekleştirecektir. Bu, fabrika yapan fabrika olan Kardemir’in, son yıllardaki en önemli kararı ve başarılarından birisidir. Bu yatırımın da 18 ayda tamamlanması planlanmaktadır. Böylelikle Yüksek Fırınlarda kullanma imkanı bulunmayan toz cevherler bu tesiste harmanlanacak, kalite olarak Yüksek Fırınların ihtiyacına uygun ama maliyet olarak daha düşük maliyetli bir hammaddeye sahip olunacaktır.
Bu yatırımlarla birlikte Kardemir 1.700.000- 1.800.000 ton/yıl üretim kapasitesine sahip, enerjisini dışarıdan almayan, ray, ağır profil ve kaliteli kalın yuvarlak çelikler gibi katma değeri yüksek ürünlere yönelmiş, maliyet ve üretim yönetimini çok iyi kontrol edebilen, önü açık, geleceği aydınlık bir şirket haline gelecektir. Köklü sanayi kültürü ile yetkin insan kaynağımız, bu yoldaki en önemli gücümüz olacaktır
Bu arada, Kurumsal Sosyal Sorumluluk kavramı Kardemir’in kuruluş misyonunda var olan bir kavramdır. Toplam Kalite Felsefesinin en önemli unsurlarından biri olan bu kavramı yıllar önce hayata geçiren Kardemir, bugünde bu doğrultuda toplumsal ihtiyaç ve beklentileri karşılamaya çalışmaktadır.
Karabük Üniversitesi yerleşkesinde yapımı tamamlanarak yüksek öğretimin hizmetine sunulan Kapalı Spor Salonu ile Mühendislik Fakültesi ve 2 Nisan 2010 tarihinde temelleri atılan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi bu kapsamda yakın zamanda gerçekleştirilen önemli sosyal sorumluluk projelerdir. Yine, süper lig yolunda emin adımlarla ilerleyen Kardemir Karabükspor’a her türlü destek sağlanmaktadır. Karabükspor’a verilen forma reklâmının yanı sıra kulübün fiziki altyapı ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik yapılan Metin Türker Spor Kompleksi Ek Bina Tesisleri ile Hasan Doğan Halı Saha Tesisleri tamamlanarak hizmete sunulmuştur.
Son zamanlarda KARDEMİR çalışanlarının çeşitli sendikal çekişmeleri basına yansıyor. Biz, sektörün dergisi olarak söz konusu kaynaklara güvenmediğimiz için bu tür haberlere dergimizde yer vermedik. KARDEMİR’de olanları ve işçilerle yaşanan sorunları en doğru kaynaktan, yani sizden öğrenebilir miyiz?
Şirketimizdeki sendikal yetki süreci devam etmektedir. Bu yasal bir süreçtir. Bizler bu sürecin sağlıklı bir şekilde tamamlanması için gerekli gayreti gösterdik. Bilindiği gibi dünya ciddi bir kriz yaşamıştır. Bu krizden tüm sektörlerde olduğu gibi ülke ekonomilerinin en önemli itici gücü olan demir çelik sektörü de etkilenmiştir. Krizle birlikte arz talep dengeler hızla bozulmuş, talepteki daralmaya bağlı olarak üretim oranlarında büyük düşüşler yaşanmıştır. Sadece üretimlerde değil, tüketim, ithalat, ihracat ve satış fiyatlarında da krizle birlikte büyük düşüşler yaşanmıştır. Sadece kriz dönemlerinde değil, hızla gelişen ve değişen dünya pazarlarında rekabet edebilmenin önkoşulu olan maliyet kontrolü ve verimlilik artışı büyük önem taşımaktadır. Kardemir’de yukarıda bahsettiğimiz yatırımlarla bunu sağlamanın gayretindedir. Herkesin yoğunlaşması gereken konu da budur. Böyle kriz döneminde, piyasanın zor olduğu dönemlerde çalışanlarımızın bu tür iş verim, maliyet, kalite gibi şirket işleyişi ile ilgili konuların dışında konulara yönelmeleri olumlu bir durum değildir. Bizim şirket olarak hızla bu durumdan çıkmamız gerekmektedir. Bu sendikal surecin sonuna yaklaşıyoruz. İşçilerimiz hür iradeleri ile sendikalarını belirleyecek. Bu da fabrikamızın işleyişine olumlu yansıyacaktır. Sendikal mücadele sürecinde bunun işe yansımaması olumlu bir tavırdır. Bundan sonra da yansımayacağını umuyorum.
Bir de sektörde faaliyet gösteren bazı firmalar kütük bulamamaktan yakınıyorlar, KARDEMİR’den ihtiyaçları kadar kütük alamadıklarını dile getiriyorlar. Bu konudaki belirsizliği yine sizlerin yapacağı açıklamayla aydınlatmak istiyoruz. Bu durumla ilgili olarak neler söyleyeceksiniz?
Bu konu daha öncede çok kez kamuoyuna açıklanmıştır. Bilindiği gibi Kardemir çok zor şartlar altında doğmuş ve sıkıntılı dönemler atlatarak bugünlere gelmiş bir şirkettir. Şirket 1995 yılında özelleştirildikten sonra 2000–2002 yılları arasında büyük bir finansal krizin içerinse düşmüş, elindeki bütün işletme sermayesini yitirmiş, çalışanlarını ücretsiz izne çıkartmış ve fabrika kapanma endişesi ile karşı karşıya kalmıştır. Ancak 2002 sonunda yeni bir yönetim yapılanması ile birlikte alınan tedbirler, yapılan maliyet kontrolleri ve piyasalarında iyiye gitmesi ile yeni bir toparlanma sürecine girmiş ve şirket yönetimi karlılık ve verimlilik artışı sağlayacak yeni yatırım kararları almıştır. En önemli kalemini Ray ve Profil Haddehanesinin teşkil ettiği bu yatırımlar için şirket bankalardan kredi bulamamış, planladığı yatırımlarını gerçekleştirebilmek ve finansman sıkıntısını aşmak için Sermaye Piyasası Kurulu’nun da bilgisi dahilinde bir satış uygulamasına başlamıştır. Bu uygulama öncesinde tüm kamuoyu ulusal ve yerel basın kuruluşlarına verilen ilanlar sayesinde bilgilendirilmiştir. Şirket hisselerinin yatırım finansmanını sağlamaya yönelik rehin olarak bankaya bloke edilmesi ve bunun karşılığında rehin veren hissedarlara öncelikli mal verme esasına dayalı bir sistem olan bu satış uygulamasına, 46 kişi ve kuruluş iştirak etmiş, hisselerini bloke ettirerek bu uygulamaya dahil olmuşlardır. Şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılarak yapılan ve 2005 yılında başlayan bu uygulama, hisselerini bloke ettirmeyerek uygulamaya dahil olmayan bazı kesimlerce eleştiri konusu yapılmaktadır. Burada önemle vurgulamak isteriz ki; bu satış uygulaması satış fiyatı ile alakalı değil, sadece malın öncelikli alımıyla ilgilidir. Kardemir bir Anonim Şirkettir. Yaşamını piyasa kuralları içerisinde ticaret yaparak sürdürmektedir. Herkesin bizimle ticaret yaparken bu kural ve anlayış içerisinde yaklaşması ve talepte bulunması gereklidir. Biz Kardemir’in çıkar ve beklentileri dışında bir davranış gösteremeyiz.
Daha önce sizin de değindiğiniz, tüm sektörü ilgilendiren bir sorun vardı: Ülkemizdeki çelikhaneler hurdaya bağımlı olarak üretim yapıyorlar. Bu durumun sektöre olan olumsuz etkilerini, ileride yaşanabilecek sorunları ve konunun çözümü hakkında bizleri aydınlatır mısınız?
Bilindiği gibi hurda üretilen bir malzeme değildir. Atık ve geri dönüşüm malzemesidir. Bütün üretim hatları modernize oldukça hurda ve geri dönen malzemeler azalmaktadır. Bu ileride hurda yokluğu demektir. Bu sıhhatli değildir. Ayrıca hurda ergitmek önemli bir enerji gerektiriyor. Yani, pahalı ve yoğun bir enerji tüketimi demek. Ama tabiî ki hurdaya dayalı üretimin avantajları da var.
Ray üretimi konusunda önemli mesafeler kat ettiğinizi ve başarılı ihracatlar yaptığınızı biliyoruz. Ray üretiminizden ve yapmış olduğunuz ihracat çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Suriye ile yapmış olduğumuz 36 bin tonluk ray anlaşması çerçevesinde bu ülkeye ihracatımız devam etmektedir. Şu ana kadar yaklaşık 15 bin ton rayın sevkıyatı tamamlanmıştır. Ayrıca İran ile görüşmelerimiz hızlanmıştır. Başta komşu ülkeler ve Ortadoğu olmak üzere pazarımızı hızla genişletmenin gayretindeyiz. Yurt içinde ise Devlet Demir Yollarının tüm bölge müdürlükleri ile çalışıyoruz ve siparişlerini karşılıyoruz.
Son bir ayda profil fiyatlarında iki kez indirime gittiniz. Sanırım taleple ilgili düşüş nedeniyle bu indirimler oldu. Bundan sonraki dönemlerde fiyatlar sizce nasıl bir yol izleyecek?
Fiyat listelerimiz yurt içi ve dünya piyasalarına göre belirlenmektedir. Bu nedenle güncellenmiştir. Ramazan sonrasında Ortadoğu pazarının tekrar piyasaya döneceği bunun da fiyatları yukarı yönlü tetikleyeceği beklenmektedir.
Fadıl DEMİREL kimdir?
İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliğinden 1977 yılında mezun oldum. 1979-80 yıllarında aynı üniversitede işletme mastırı yaptım. Demir Çelik Sektörü içerisinde yaklaşık 35 yıllık bir geçmişim var. 1977 yılında Erdemir’de Mühendis olarak başlayan bu süreç daha sonra Başmühendis, Çelikhane Müdür Yardımcısı, Çelikhane Müdürü, Çelik İmalat Başmüdürü olarak devam etti. 1999–2003 yılları arasında Kardemir’de İşletmeler Genel Müdür Yardımcısı, 2003 ve 2004 yıllarında Erdemir’de Genel Müdür 1. Yardımcısı ve Erdemir İşletmeler Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptım. 2005 yılında Erdemir A.Ş. Genel Müdürlüğü görevinde bulundum. 2009 yılından buyana da Kardemir Genel Müdürü olarak görev yapıyorum.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.