Kantarcıoğlu Grup Shakhtar Donetsk'in Stadyumunu Yaptı, Yeni Hedefi İse Timsah Arena
Bursa'da, çelik konstrüksiyon, basınçlı kap, proses borulamaları ve soğutma sistemleri imalatı gerçekleştiren Kantarcıoğlu
Bursa'da, çelik konstrüksiyon, basınçlı kap, proses borulamaları ve soğutma sistemleri imalatı gerçekleştiren Kantarcıoğlu
Bursa'da, çelik konstrüksiyon, basınçlı kap, proses borulamaları ve soğutma sistemleri imalatı gerçekleştiren Kantarcıoğlu Çelik İmalat ve Montaj İnşaat Taahhüt San. Tic. Ltd.şirketi, Ukrayna'nın dünyaca ünlü takımı Shakhtar Donetsk'in stadyumunun hafif çelik imalatlarını başarıyla tamamladı. Şirket Genel Müdürü Serkan Kantarcı, yeni hedeflerinin arasında proje aşamasında olan ve yakında temelleri atılacak olan şampiyon Bursaspor'un stadı, Timsah Arena'yı yapmak olduğunu söyledi.
Gerçekleştirdikleri projelere rağmen kalifiye eleman sıkıntısı yaşadıklarını kaydeden Kantarcı sektörü ve sorunlarını anlattı…
Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?
Aslen Karadenizliyim ama Bursa'da büyüdük. 1976'da kurulmuş olan Kantarcıoğlu firmasının ikinci nesil yöneticisiyiz. Makine Mühendisiyim. Türkiye’de ki staj ve tecrübeler sonrasında Çin, Kazakistan, İngiltere ve bazı diğer ülkelerde görev aldığımız projelerle bu işin alt yapısını oluşturduktan sonra işin başına geçtim.
Kantarcıoğlu’nun kuruluşunu ve bugünlere gelişini bizlerle paylaşır mısınız?
Kantarcıoğlu babam Ahmet Kantarcı'nın kurmuş olduğu bir firma. 1976 yılında Gemlik'te kuruldu. O dönemde Asil Çelik, Kav Kibrit Sanayi sanayi gibi fabrikaların yapımında görev alıp müteahhitliğini yaptıktan sonra ilerleyen günlerde kendi ürünlerini üretmeye başlıyor. Araç arkası, römork, treyler imalatlarına geçiyor. 1980-1984 arasında Adapazarı'nda Türkiye'de ilk defa MARATON markasıyla paletli ekmek fırınları imalatını yapıyor. Ardından karavan imalatına giriyor. 1991 krizinden sonra tamamen ağır çelik sanayine dönüyor. Gemlik'te atölyelerimiz, Bursa'da bir fabrikamız ve Mustafakemalpaşa'da da yapmaya devam ettiğimiz ikinci fabrikamız var. Şu anki işimiz; ağır sanayi çeliği diye adlandırılan çelik konstrüksiyon imalat ve montajları, basınçlı kap imalatları, boru spool proses hatları imalatı, ısı değiştirici (eşanjör) imalatları, montajları ve bakımları, soğutma sistemlerinin imalatları ve montajları. Son yıllarda özellikle Petrol rafinerilerine, kimyasal tesislere, doğalgaz üreten termik santrallerine, doğalgazla çalışan elektrik santrallere soğutma sistemi (air cooled cooler) ve ısı değiştirici (heat exchanger) sistemleri üretiyoruz. İmalatlarımızın çoğu yurt dışına ihraç ediliyor. İhracatlarımız başta Hollanda, Belçika, Katar, İran olmak üzere bir çok ülkeye gidiyor. Yurt içinde ki satışlarımızda ülkemizde ve dünya da tanınmış olan firmaların ağırlıklı olduğu bir portföy. En büyük müşterilerimiz arasında ENKA Holding, Çimtaş A.Ş., Borçelik, Borusan., Alarko, Polimeks, TAISEI, gibi firmalar yer alıyor. Hizmetlerimizi 75 kişilik kalifiye personelle yürütüyoruz.
Yurtdışında nerelere hizmet sunuyorsunuz?
Bir kalemde almış olduğumuz en büyük satış siparişimiz /projemiz Ukrayna'da yaptığımız Shakhtar Donetsk Stadyumu. Çatı hariç tüm çelik konstrüksiyon ve montaj süpervizörlüğünü üstlendik. Bizim payımıza düşen ve anlaşması yapılan işlerin toplam bedeli 2 milyon doların üzerindeydi. ENKA'nın alt müteahiti olarak görev aldık. Tüm iç yazışmaları ve müşteriyle bire bir görüşmeleri biz gerçekleştirdik. 2007 yılı ortalarında başladı 2008'de bitti. Kapı ve bariyerlere kadar her türlü çelik üretimi tarafımızca Bursa’da ki fabrikamızda yapıldı. Dünya'nın en iyi statlarından biri olarak gösteriliyor ve açıldığı günden bu yana devamlı ödüller alıyor. Ukrayna ile birlikte Hollanda, Belçika, Almanya, İngiltere, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Abudabi, İran ve Kazakistan'daki firmalarla çalışıyoruz.
Kantarcıoğlu'nun şu an devam eden ve başlangıç aşamasında olan projeleri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
İran’lı PARS Oil Company isimli petrol şirketinin soğutma sistemlerinin imalatları devam ediyor. Hollanda'lı bir müşterimiz adına Almanya’ya 27 adet fanlı hava soğutma sistemi imal ediyoruz. İzmir Aliağa Petkim'de yüksek basınçlı Heat Exchanger Re-Tubing işi yapıyoruz. 2 ayrı fabrika binasının çelik imalatlarını yapıyoruz. Bir Türk firması adına Rusya’da yapılmakta olan CITROEN araba imalat fabrikasının boya holü hava kanalları imalatlarını yapıyoruz.
Üretilen soğutma sistemleri hangi ülkelere dağıtılıyor?
Yurtdışında uzun yıllardır partnerlik yapmakta olduğumuz bir şirketle başta Belçika, Hollanda, Almanya olmak üzere tüm Avrupa’ya gönderiyoruz.
Şirketlerinizin ikinci kuşak yöneticisi sadece siz misiniz?
Hayır, aslında biz iki erkek ve bir kız kardeşiz. En büyük olan ben Türkiye gurubunun başındayım. Küçük erkek kardeşim İngiltere’de ki CMT Constrcution adlı firmamızın başında görev alıyor ve sürekli İngiltere’de yaşıyor. En küçük kız kardeşimiz farklı bir iş kolunda ama bir çok konu da bize destek oluyor. Tabii ki babamız hala başımızda ve fiili olarakta halen KANTARCIOĞLU Makine onun sorumluluğunda. Özellikle İngiltere'de kardeşimin başında bulunduğu şirketle anahtar teslim çelik binalar yapıyoruz. Londra'da iki binayı tamamladık. Üçüncü bina için çalışmalar başladı.
Çelik konstrüksiyon ve soğutma sistemlerine yurtiçi ve yurtdışında talepte değişme oluyor mu?
2009'un ilk çeyreğinden itibaren yatırımlar durduğu için şirket olarak bazı sıkıntılarla karşılaştık ama 2010'un 6'ncı ayından sonra ciddi bir hareketlenme başladı. Biz 2011'de bu durumun daha da iyiye gideceğini düşünüyoruz. 2009'un yaralarını saracağız. Türkiye'de bu sistemlere tabiî ki ihtiyaç var. Küresel ısınmayla birlikte bu ihtiyaç daha da artacak. Petkim, Tüpraş, Gübre fabrikaları, doğalgaz santrallerinde ihtiyaç duyulan ana kalem arasında yer alıyor. Yurtdışında da Orta Doğu, Arap yarımadası, Afrika ve özellikle Orta Asya'da ki Türkî devletlerinden talep daha yoğun çünkü iklimleri karasal ve çok sıcak, soğutma sistemlerine ihtiyaçları var.
Bursa'da yer almayı düşündüğünüz projeler var mı?
Bursa Atatürk Stadyumu'nda yenileme yapan yüklenici firmalara destek verdik. İlerleyen günlerde Bursa'da yapılması planlanan Timsah Arena projesinde de yer almayı istiyoruz. Bursa'da raylı sistem imalatından, vagon imalatına kadar birçok projede firma olarak yer alabiliriz. Ama bu arz talep meselesiyle alakalı... Biz kendi çapımızdaki firmalar içerisinde en geniş ürüne sahip firmayız. Ayrıca makine ve teknoloji konusunda da oldukça modern bir firma olduğumuz kanaatindeyiz. Bunu kalite ve sistem sertifikalarımızla da onaylatmış durumdayız.
Türkiye'de kur oranlarının düşmesi çelik imalat sektörünü etkiliyor mu? Ne gibi sorunlar yaşıyorsunuz?
Daha önce yaşamış olduğum ülkelerden Çin'deki sistemle Türkiye'yi karşılaştırdığımızda bu farkı görüyorum. Çin'de ihracat ve ithalat için özel kurlar düzenleniyor. Bizim sektörümüz için genel kanı, kar marjlarının yüksek olmaması nedeniyle çok fazla cazip bir sektör olmadığı yönünde. Bu kanının değiştirilmesi için gıda sektöründe olduğu gibi sertifikalandırma yöntemine başvurulabilir. İşletmelerin kapasitelerine göre sınıflandırılması ve bazı işlerin yapımında bu sertifikaların geçerli olması lazım. Devlet bunun denetimi sağlayıp sınırlarını çizmeli. Merdiven altı imalathaneler tamamen bitirilmeli. Bunu yapacak olan kurum maliye, vergi dairesi, SSK ve Ticaret ve Sanayi Bakanlığı diye düşünüyorum. Aksi halde bizim gibi sanayicilerin yatırımlarının geri kazanımı, serbest piyasa şartlarında rekabet etme şansları pek fazla yok. Biz istesek de istemesek de yurtdışına gönderdiğimiz ürünlerle Türkiye'nin reklamını yapıyoruz. O zaman iyi bir reklam için rekabet kurallarını doğru uygulayıp kaliteli mallar imal etmemiz lazım.
Sektörde rekabeti dengelemek için neler yapılabilir?
Sektörde şirketlerin sınıflandırılması yapılmadığı gibi her işin herkes tarafından yapılabileceği yönünde bir düşünce hakim. Fabrika yatırımı olmayan, altyapı ve ekipman eksiği bulunan firmalarla aynı kefeye konuluyoruz. Bu da fiyatları aşağıya indiriyor. Dolayısıyla siz ne kadar kendinizi geliştirseniz de rekabet edebilme şansınızı yitiriyorsunuz. KOBİ'lerin tek ayakta kalmasını sağlayanda aldıkları işlerin sayısı... Sevkiyat maliyetlerinin yüksek olması, kalite konusunda sıkıntı yaşamasak da bizim Avrupa'daki diğer eş ülkelere karşı rekabet şansımızı yitirmemize neden oluyor. Türkiye kalite anlamında birçok Avrupa ülkesiyle başa baş rekabet edebiliyor ama maliyet konusunda aynı değil. Bizim tekstil firmaları veya değerli maden ihracatı yapan firmalar gibi bir TIR'a trilyonluk ürün koyma şansımız yok maksimum koyabileceğimiz 24 tonluk ürün. Sevkiyat sırasında maliyet artıkça karımız azalıyor ama raylı sistemin getirilmesi bu soruna önemli ölçüde çare olacaktır. Bursa için olmazsa olmaz bir gereklilik diye düşünüyorum.
Üretim gerçekleştiren firmalara devlet desteği yeterli mi?
Şu ana kadar bir deda İhracata dayalı taahhüt karşılığında KOSGEB desteğinden faydalandık. Yaklaşık 2 yıldır da hiç kredi kullanmadan yolumuza devam ediyoruz. Kriz döneminde aldığımız en derslerden birisi yatırım öz sermaye ile yapılması kredi kullanımının sınırlı kalması gerektiği. Hedefimiz kendi öz sermayemizle büyümek. Sektör Türkiye'de oldukça gelişti ama bu devletin katkısıyla mı yoksa kişilerin kendi çabasıyla mı gelişti o irdelenmeli. Bence kişisel çabalar etkili oldu. Tabii ki bu düşüncelerim KOBİ ve daha küçük işletmeler için geçerli.
Bursa gibi mesleki eğitimi yüzde 60'lara ulaşmış bir ilde kalifiye eleman bulma konusunda sıkıntı yaşıyor musunuz?
Evet, kalifiye eleman bulmakta zorlanıyoruz. Bugünlerde bize teknik kısımda stajyerlik için başvuran bile yok. Bizim gibi işler yapan firmaların teknik kısımlarında yani imalat kısmında stajyer olmamasının nedenini kimse merak edip soruşturmuyor. Bu bana inanın çok ilginç geliyor. Zaten meslek lisesinden çıkanlar da kendi mesleklerini yapmıyorlar. Avrupa'da firmalarda çalışan teknik adamların tümü stajyerlik döneminde işe başlıyorlar. Zaten amaç kaliteli insanları eğitimini tamamladıktan sonra bünyene katmak değil mi? Sanırım Türkiye'de herkesin bir müdür olma sevdası var. İsteyerek meslek lisesine gitmiyor kimse. Herkes mezun olup gidiyor ama kimse işini yapmıyor. Devletin etken rol oynayıp, işletmelerde meslek lisesi haricinde kimsenin çalışmasına izin vermemesi gerekli… Hem iş hem de teknik yönü kuvvetli çalışanlar gerekli bu ülkeye. Belki de bunun bir etkisi olarak Türkiye'de stajyerler amaçlarına uygun olarak da çalıştırılmıyor. Ülkemizde bonservis sitemi kalktığından bu yana, kalifiye elemanınızı elinizde tutmakta da zorlanıyorsunuz. Ve bu size her seferinde işin kalitesi ve yeniden bir maliyet olarak dönüyor. Sektörle eğitim kurumları arasında devamlı kopukluk var bu sanırım bu bugünün değil, geçen 30 yılın bir sorunu.
Son olarak şunları belirtmek istiyorum: Bizler bu ülkenin yapı taşlarıyız, üreticileriz. Devraldığımız emaneti korumamız ve onu geliştirip dünyada söz sahibi etmemiz gerek. Bunun içinde yüce önderimiz ATAÜRK’ün dediği gibi; “Bir şahsın yaşadıkça memnun ve mutlu olması için lazım gelen şey, kendisi için değil, kendinden sonra gelecekler için çalışmasıdır”.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.