Cumhuriyetin 100'üncü yılında demir çeliğin 100 yıllık serüveni
Türkiye’nin sanayileşmesinin temelini teşkil eden ve kalkınmasında lokomotif bir görev üstlenen demir çelik sektörü, Cumhuriyet’in 100. yılında da stratejik önemini koruyor. Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte Türkiye sanayisinin gelişmesinde ilk demir-çelik fabrikasının kurulmasının büyük rolü var.…
Türkiye’nin sanayileşmesinin temelini teşkil eden ve kalkınmasında lokomotif bir görev üstlenen demir çelik sektörü, Cumhuriyet’in 100. yılında da stratejik önemini koruyor. Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte Türkiye sanayisinin gelişmesinde ilk demir-çelik fabrikasının kurulmasının büyük rolü var. O yıllardan bugüne çelik sektörü büyük bir gelişme kaydederek üretim başarısı ile Türkiye dünyada çelik üretiminde ilk 10 ülke arasında yer aldı. Sektör, Cumhuriyetin 100. yılında ve sonrasında da üretimi, ürün çeşitliliği ve ihracatıyla da ülke ekonomisine büyük katkı sunacak.
Türkiye sanayisine ve buradan da ülke ekonomisine yön veren sektörlerin başında gelen demir-çelik, birçok sektöre girdi sağladığı için sanayinin lokomotifi olarak niteleniyor. Demir-çeliğin başını çektiği ana metal sektörü; makine, otomotiv, elektronik, kimya, savunma, havacılık, madencilik, inşaat ve ulaşım sektörlerine temel girdi ve hammadde sağlıyor.
Cumhuriyet’in 100 yıllık sanayi gelişiminde demir çelik sektörünün çok büyük bir payı var. Türkiye’nin sanayileşme sürecinin ilk önemli adımlarının atıldığı yıllar olan 1930-1939 arasındaki dönemde, sanayileşme stratejileri arasında özel bir öneme sahip bulunan “yerel sanayinin ithalata bağımlılığının azaltılması ve ağır sanayinin geliştirilmesi ilkesi” doğrultusunda, Türkiye’nin ilk entegre çelik fabrikası olan Karabük Demir Çelik Fabrikası’nın 1939 yılında üretime başlaması ile birlikte, Türk sanayinin ve ekonomisinin lokomotifi olan çelik sektörü için, önemli bir adım atılmış oldu.
Kurulduğu 1939 yılı ve 1965 yılları arasında, yatırım ve üretimde kamu sektörünün ağırlığı söz konusu olan çelik sektörümüzde, 1960’lı yıllardan itibaren özel sektör, çelik üretiminde daha etkin bir rol oynamaya başladı. 1980’den sonraki dönemde, kapasite artışlarına yönelik yatırımlar, yeni elektrik ark ocaklı tesislerin ve kaliteli çelik ürünleri üretecek fabrikaların kurulması, üretim miktarının büyük ölçüde artmasına önayak olmuş ve sektör kayda değer ihracat seviyelerine ulaştı. İlk defa 1940 yılında 38 bin ton ile Dünya Çelik Derneği kayıtlarında 31 ülke arasında 29. sırada yer alan çelik sektörümüz, 1990 yılında 9,4 milyon ton ile en büyük 20, 2010 yılında 19 milyon ton ile en büyük 10 çelik üreticisi ülke arasında yer almıştır. 2020 yılında ise pandemi şartlarına rağmen Almanya’yı geride bırakarak 7. sıraya kadar yükseldi. 2021 yılında 40.4 milyon tonluk ham çelik üretimi ile tüm zamanların en yüksek üretim rakamına ulaşan sektörümüz, 2022 yılında, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası artan enerji fiyatları yüzünden rekabette güçlük yaşamış, enerji fiyatları düşük olan ve çok yönlü devlet desteğinden yararlanan ülkelere karşı rekabet gücünü kaybetti. Hem 2022 yılı hem de bu yılın ilk 9 ayında üretim ve ihracat açısından istenilen rakamlar elde edilemedi. Özellikle Çin’de iç pazarın halen canlı olmaması Çinli çelik üreticilerini ihracata yönlendiriyor. Bu durum global çelik piyasasını olumsuz etkiliyor. Ancak Cumhuriyetin 100. yılında hedeflenen üretim ve ihracat rakamlarına ulaşılmasa da 2024 yılı itibariyle kapasite kullanım oranlarını olumsuz etkileyen koşulların ortadan kalkması ve hızlanan yeni pazar arayışları ile sektörün 2021 yılı seviyelerini aşacağı öngörülüyor.
Bu güzel ülkeyi kuran başta Atatürk olmak üzere tüm silah arkadaşlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi sevgi, saygı ve minnetle anıyorum. Cumhuriyetimizin 100. Yılı kutlu olsun.
Sevgiyle kalın.