Kimler kalıcı… Kimler gidici… Otomotiv sanayi tüm ekonomik olumsuzluklara rağmen, olağanüstü bir başarı göstermektedir. Bildiğiniz gibi, Türk otomotiv sanayi, 2000’li yılların başından bu yana ihracat yapan bir sanayi olmuştur. 90’lı yıllarda, kuş serileri ve tarlada traktör yerine kullanılan markalar…
Kimler kalıcı… Kimler gidici…
Otomotiv sanayi tüm ekonomik olumsuzluklara rağmen, olağanüstü bir başarı göstermektedir. Bildiğiniz gibi, Türk otomotiv sanayi, 2000’li yılların başından bu yana ihracat yapan bir sanayi olmuştur.
90’lı yıllarda, kuş serileri ve tarlada traktör yerine kullanılan markalar ile tamamen iç piyasa için üretim yaparken, Doblo projesi ile dünya standardında bir model ile ihracata başlayan Tofaş’ı, diğerleri izlemişti. Türk otomotiv sanayi bugün 1 milyonu aşkın araç üretmekte ve bunların 70’ini ihraç etmektedir.
Krizin başlaması ile sektör ilk başta ciddi bir talep sorunu ile karşı karşıya kalmış; ancak, hem Avrupalı, hem de Türk hükümetlerinin uygulamaya başladığı teşvikler ile otomotiv sektörü uçuşa geçmiştir. Daha da iyi olmasını temenni ediyoruz.
Sektörde değişim var
Öbür taraftan sektöre yönelik bazı tehditler gündemdedir. Örneğin, Doğu Avrupa ve Rusya’da güçlenen otomotiv sanayileri, Türkiye için ciddi bir rekabet unsuru oluşturmaktadır.
Diğer taraftan, yakıt ekonomisini artırmak için araçlar giderek hafiflemekte ve eskiden sacdan üretilen pek çok parça artık plastikten veya alüminyumdan üretilmeye başlamaktadır. Önümüzdeki dönemlerde, çelikten kaçış daha da hızlanacak gibi görünmektedir.
En son olarak da Avrupa ve Amerika’daki çevresel kaygılar nedeni ile hızla üretimi artan elektrikli araçlar sektörün en yeni büyüme alanı haline gelmişlerdir. Bundan sonra otomotivdeki büyümenin elektrikli araçlarda olması ve içten patlamalı motor kullanan araçların üretiminin ise giderek düşmesi beklenmektedir.
Oyak-Renault, bu yılın sonunda ilk elektrikli Fluence marka aracını piyasaya sunacaktır. Ancak, pek çok kimse henüz elektrikli bir aracın kaputunu kaldırıp da içinde ne var (daha doğrusu ne yok) diye bakmamıştır.
Kimler kalıcı, kimler gidici
Biz söyleyelim… Elektrikli araçlara parça üreten yan sanayiler, bugünkülerden daha farklı olacaklardır. Birçok mevcut yan sanayi firmasına gerek kalmazken, yeni firmalara ihtiyaç doğmaya başlayacaktır.
Bunları söylerken, firmaların hemen yarın boşa çıkacaklarını elbette ifade etmiyoruz. Ama, sektörün ciddi ve kesintisiz bir transformasyon sürecine girmiş olduğunu söylüyoruz. Bu süreci ciddiye almayan firmaların giderek pazarlarını kaybedecekleri kesindir. Ciddiye alanların ise, şimdiden önlemlerini alarak, yeni yatırımları devreye sokmaları gerekmektedir.
Otomotiv… Bugün ve Yarın Konferansı
Bu konuda otomotiv ana ve yan sanayi firmalarına ışık tutmak amacı ile 26 Kasım tarihinde, İstanbul’da, OTOMOTİV… BUGÜN VE YARIN isimli muhteşem bir konferans düzenliyoruz. Konferansı düzenleyenler, İngiliz Our Metals, Rusmet, SteelTürk ve TAYSAD olacaktır.
Öncelikle, hangi parçaların önümüzdeki dönemlerde sac’dan plastiğe dönüşeceğini inceleyeceğiz. Bu konuda dünyada lider olan bazı Avrupalı plastik parça üreticilerinin Ar-Ge direktörleri konuşmacı olacaktır. Hangi parçaların artık sacdan üretilmeyebileceğini konuşacağız.
Otomotiv ana sanayilerinin üst düzey yetkilileri (Genel Müdürleri ve Teknik direktörleri), yakın geleceğe ışık tutan, yol gösteren konuşmalar yapacaklar.
Eğer paranızı otomotivden kazanıyorsanız, bu insanları dinlemek, büyük bir ihtimalle son yıllarda yapmış olduğunuz en önemli ve en değerli şey olacaktır.
Bütçeleme bilgileri
Ayrıca konferansın tarihi, bütçeleme dönemine denk gelmektedir. Bu nedenle, 2011 maliyetlerinden de bahsedilecektir. Sözleşmelerde nelere dikkat etmeniz gerektiği, nasıl bir bütçe hazırlamanız gerektiği konularında sizlere çok değerli bilgiler sunacağız.
Yabancıların katılımı
Our Metals ve Rusmet, Avrupa ve Rusya’dan ilgili katılımcıları bu konferansa davet ederken, TAYSAD da Avrupa Otomotiv Yan Sanayileri Birliği CLEPA’nın desteği ile yabancıları davet edecektir. Ayrıca konferans 25-28 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek olan OTOMOTİV 2010 uluslararası fuar ile aynı tarihlere denk geldiği için, yurt içi ve dışından büyük bir ilgi görecektir.
