Sektörde toparlanma 2024'ün ikinci yarısını bulabilir
2023 yılı çelik sektörü açısından kayıp yıl olurken, 2024 yılının daha pozitif geçeceği öngörülüyor. Türk çelik sektörünün en önemli ihracat pazarı olan Avrupa’da süre gelen resesyonun 2024’ün ikinci yarısına kadar devam edeceği ancak 2024’ün ikinci yarısında Avrupa’da normalleşmenin başlamasıyla sektöre…
2023 yılı çelik sektörü açısından kayıp yıl olurken, 2024 yılının daha pozitif geçeceği öngörülüyor. Türk çelik sektörünün en önemli ihracat pazarı olan Avrupa’da süre gelen resesyonun 2024’ün ikinci yarısına kadar devam edeceği ancak 2024’ün ikinci yarısında Avrupa’da normalleşmenin başlamasıyla sektöre olumlu yansımaları olacağı öngörülüyor. Küresel çelik talebinde beklenen ılımlı toparlanma ile beraber, çelik sektörümüz son dönemde yaşanan ihracattaki kayıplarını alternatif pazarlara odaklanarak telafi etmeye hazırlanıyor.
2023 yılında yaşanan küresel olumsuzluklarla beraber “Rusya-Ukrayna ve İsrail-Filistin savaşları, küresel yüksek enflasyon, faiz oranları, küresel çapta demir çelik talebinin düşmesi sektörün daralmasına yol açtı. Ayrıca inşaat sektörünün yavaşlaması ve korumacı önlemler sebebi ile ihracatta AB ve ABD pazarında yüzde 50’ye varan düşüşler yaşıyor. Bunun yanı sıra piyasada enerji maliyetlerinin AB, Orta Doğu ve Uzak Doğuya kıyasla çok daha yüksek seviyede olması sektörün ihracatta da rekabet gücünü olumsuz etkiledi. Türkiye çelik sektörü küresel piyasada rekabet gücünü arttıracak, katma değerli ürünleri ön plana çıkaracak yatırımların yapılabilmesi için kredi ve finansman kaynaklarına sektör olarak her zamankinden fazla ihtiyaç duymakta. Ayrıca enerji yoğun kullanan bir sektör olarak enerji maliyetlerinin de rekabetçiliği koruyacak şekilde düzenlenmesi sektörün 2024’te üretim ve ihracatını artıracak.
Hammadde kaynaklarının sürdürülebilirliği önem kazanıyor
Öte yandan sektör açısından önemli bir konu da Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında sınırda uygulamaya koyulacak karbon vergisi. Şirketlerimiz ve sektörün önde gelen dernek ve kuruluşları, Türkiye’nin en büyük ticari ortağı olan AB’nin yürürlüğe koyduğu bu mekanizmanın dışında kalmamak için adaptasyonu kolaylaştıracak çalışmalarda bulunarak, karbonsuzlaşma sürecini ve eğilimini yakından takip ediyor. 2024 yılında Türk çelik sektörünün üretim metotları hammadde kaynakları ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın sektör üzerinde etkileri de daha baskın olacak. Hurdanın önemi daha artacak. Hurdanın yeşil ekonomiyle birlikte ve karbon salımı gibi sebeplerden öneminin daha da artacağı öngörülürken bu kapsamda bazı ülkeler kendi hurdasını iç pazarında tutma gayreti içinde önlemler alıyor. Hurdada ithalata bağımlı olan Türkiye’nin, gelecek yıllarda hammadde de bir sorun yaşamaması için şimdiden önlemlerini alması gerekiyor.
Ayrıca ülkemiz için 2024 yılının huzurla, barışla, toplumsal ve ekonomik gelişimle, anılacağı bir yıl olmasını temenni ediyorum.
Sevgiyle kalın.