2014, UND İçin Hedef ve Stratejilerin Eylemlere Geçirileceği Bir Yıl Olacak
24 Ocak 2014 tarihinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı 1. Bölge Genel Müdürlüğü'nün İstanbul'daki yerleşkesinde gerçekleştirdiği basın toplantısında UND, "2013 yılına ilişkin değerlendirmelerini ve 2014 yılı hedeflerini" sektör medyası ve ulusal medya ile paylaştı. UND'nin 2013 yılı boyunca gerçekleştirdiği faaliyetlerin, başlatılan projelerin, 2014 için öncelikli gündem konularının yanı sıra sekörün son 1 yıllık performansının rakamlarla değerlendirildiği "2013 Sektörel Değerlendirme Raporu"nun da katılan medya temsilcileriyle paylaşıldığı toplantıda UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, önemli açıklamalar yaptı.
Nuhoğlu, 2013 yılında UND'nin Kamu ile sürdürdüğü diyaloğu daha ileri bir noktaya taşıyarak Mayıs ayında İzmir'de gerçekleştirilen "2023 Ortak Akıllı Gelecek Tasarımı" konulu Arama Konferansı'nda Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcılarıyla ve genel müdürleriyle, ayrıca kamunun diğer bürokratlarıyla beraber, sektörün rekabetçi geleceğine ilişkin 40'ın üzerinde hedef belirlediklerini açıkladı.
“UND olarak profesyonel kadrolarımızla sektörle ilgili stratejik planlar yapıyoruz. Bu stratejik planlarda eylemlerimizi de ortaya koyuyoruz. Mayıs ayında yaptığımız ve hem kamudan hem de sektörümüzden yoğun katılımın olduğu Arama Konferansı’nda 40’ın üstünde hedef ortaya koyduk. Bu hedeflerden en önemlisi; 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefini hayata geçirebilmek için lojistik master planı ve mevzuatının hazırlanması, mevzuat konusunda bakanlıklar arası eşgüdümün arttırılması, mevzuatın güncel ihtiyaçları karşılar hale getirilmesi, intermodal taşımacılığın geliştirilmesi, sınır ve iç gümrüklerdeki bekleme sürelerinin azaltılması, ortak transit, E-TIR sistemine tam entegrasyon, lojistikte kümeleşme yapılması hedefler ortaya koyduk.”
Başka önemli bir çalışma daha yaptık. 2007 yılından bu yana Dünya Bankası tarafından hazırlanan Lojistik Performans Endeksi’ni detaylı bir şekilde ele aldık. Birçok performans göstergesinde önemli başarılar elde etmiş olmamıza rağmen 2010 yılında 34. sıradan 39. sıraya geriledik. Burada rakiplerimiz neyi daha iyi yaptı, neyi daha iyi yapabiliriz? Onu görmeliyiz. Rekabette sizin başarılı olmanız yetmiyor. Rakipleriniz sizden başarılı ise, siz ister istemez rakiplerinizin gerisinde kalıyorsunuz. 2012'de kamunun inanılmaz çalışmaları ve sektörün kendisini geliştirme ihtiyacını görmesi sayesinde Lojistik Performans Endeksi’nde şu an 27. Sıradayız. Rekabetin ölçülebilir olmasının gerektiği bir alandayız.Lojistik Performans Endeksi bizim en önemli yol haritamız.”
“10. Kalkınma Planı, TBMM’den geçti. Bu kalkınma planıyla tarihte ilk defa bir kalkınma planında "lojistik" ana tema olarak belirlendi. Lojistik tüm kamu strateji ve belgelerinde en önemli bir parçası olarak ortaya çıktı. Yine sevindiğimiz bir olay Kalkınma Bakanlığı da Lojistik Performans Endeksi’ni temel performans olarak ele aldı. Ayrıca Arama Konferansımızın ana konu olan Lojistik Master Planı, 10. Kalkınma Planı içinde de yerini aldı. Bu stratejiler, arama konferanslarımızda çıkan hedeflere tamamen paralel.
Sektörün 2013 yılını çok yoğun geçirdiği ve dünyadaki krizin sona ermeye başladığı , Avrupa ve ABD'de etkisini kaybetmeye başladığını görmenin ümit verdiğini belirten Nuhoğlu;
“Rakamlara baktığınız zaman 2012 ve 2013 yılları arasındaki batıya yaptığımız taşımalarda hiçbir artış görmüyoruz.Bu da, gerilemenin sabitlendiğini gösteriyor. Umuyorum ki, batıya yapılan taşımalarda 2014’te çok ciddi artış olacak. Tüm taşımalarımıza baktığımızda ise çok ciddi artışlar görüyoruz. Türkiye’nin tüm ülkelere yaptığı taşımalar yüzde 6 arttı. Burada en önemli taşıma yaptığımız ülke 626 bin sefer ile Irak başta geliyor. Azerbaycan/Nahcivan bölgesi 63 binden 98 bine çıkarak 2. sırada yer aldı. Almanya ise Azerbaycan/Nahcivan bölgesinden 500 taşıma daha az yaparak 3. sırada yer buldu. Suriye taşımalarımız ise 22 binden 56 bine yükseldi. Bu ülkeler arasında en büyük artış gibi görünse de Suriye’ye yaptığımız seferlerin iç savaş öncesi 100 bini bulduğunu biliyoruz. Batı ülkeleri arasında bizi sevindiren ülkelerden biri de İtalya oldu. 40 bin seferden 44 bin sefere yükseldi. Türkiye’den yerli ve yabancı araçlarla yapılan taşımaların sayısı 1 milyon 542 binken ithalatta ise 600 bin sefer yapıldı.”
“Son 5 yılda Türkiye’deki ihraç yüklerinin taşınmasında yabancıların payının artışı hepimizi üzüyordu. Türkiye’nin batı ülkelerine 2012 yılında Ro-Ro dahil yaptığı taşıma oranı 330 binken, 320 bine düştü. 10 bin sefer daha kaybettik. Yabancıların payı 2012’de 171 bin seferken, geçen yıl 180 bin sefere çıktı. Özellikle son 4-5 aydır bu artış hızını kesti. 2014 yılında Türkiye’nin lehine değişecektir. Bunu şu anlamda çok önemsiyoruz. Birincisi Türkiye’nin ihracatını 500 milyar dolarlık hedefe koyuyorsak, bu hedefin Türk firmaların dışında yabancılarca gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği, hangi fiyatla ve hangi rekabet şartları altında sürdürüleceği, Türkiye’deki lojistik firmalarının başarıları ile doğru orantılıdır. Yani güçlü lojistik sektörüne sahip olamak zorundasınız.”
“İkinci olarak mal ihraç ederken hizmet ithal etmek de Türkiye’nin lehine olmayan bir durum. Biz 2023 yılında bugün 13,2 milyar dolar olan taşıma hizmeti ihracatının payını 40 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Turizmin arkasından en önemli döviz getiren ikinci sektör, lojistiktir. Biz burada Türkiye’nin ihracatında Türk taşımacıların payının artmasını isterken herhangi bir ayrımcılık istemiyoruz. Eşit şartlar istiyoruz”
Geçtiğimiz yıl, dünyada da önemli bir gelişme oldu. 1995'ten beri ilk defa DTÖ toplantısında bir anlaşma imzalandı. 159 üye ülke buna paraf attı. Hep savunduğumuz GATT'ın 5. Maddesinde belirtilen "transit serbestisi" ile ilgili gelişmeler kaydedildi. DTÖ'nün temel ilkesine göre, hiçbir ülke kendi ülkesi üzerinden geçerek başka bir ülkeye taşıma yapan aracı engelleyemez. İşte bu husus, Bali'deki onferansta paraf edildi. Çünkü bugün bütün dünya serbest ticaretin önündeki her türlü engelin kaldırılmasını görüşüyor"
“2014 yılı itibarıyla UND olarak çok net kararımız şudur: hiçbir Kara Ulaştırması Karma Komisyon toplantısına (KUK) ve Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantısında transit geçişi konuşmayacağız. Artık transit geçişler o ülkenin konusu değil. Yaklaşımımız transit konusu iki ülkenin birbiriyle oturup konuşacağı ve tartışacağı, birbirine hak verip alacağı bir taşıma modu değil. Transit geçişi insan hakkı gibidir. Transit geçiş adalet kavramı gibidir. Hiçbir ülke ile transit konusunu konuşmayı şiddetle ret ediyoruz ve bu konuyu konuşmak isteyen hiçbir ülke ile konuşmayacağız. Biz bu konuyu ülkemiz adına onur meselesi yaptığımızı belirtmek isterim.”
“UND, 2008 yılında başlattığı, 2009 yılında ise ilk kez yurtdışı platformlara taşıdığı “Kotasız Avrupa” girişimini 2014’te yeni bir düzleme taşıyor. Özellikle Avrupa ülkeleri ve Rusya’da uluslararası karayolu eşya taşımacılarımızın yaşamakta oldukları sorunlara kalıcı çözümler bulma amacıyla projeler geliştirilen ve resmi karar alıcı mercilerle sürekli temas halinde olup, 2013 yılı boyunca çok önemli mesafeler kat eden UND olarak bugün geldiğimiz noktada; taşıma kotaları ve profesyonel sürücü vizeleri gibi tarife dışı ve haksız kısıtlamalar başta sektörümüzle ilgili tüm bakanlıklarımız olmak üzere, kamu kesiminde üst düzey bir sahiplenmeye sahne olmakta; uluslararası alanda Türk nakliyecilerinin sorunları çeşitli vesilelerle gündeme gelerek, Dünya Bankası, AB Komisyonu gibi uluslar arası kurum ve kuruluşlar bu sorunların analiziyle ilgili kapsamlı araştırmaları başlatmış bulunuyor.Bugün içinde olduğumuz konjonktür ve küresel ekonomide ülkemizin yeri (Türkiye’nin bir yük merkezi olması) düşünüldüğünde, önümüzde ciddi fırsatlar ve aynı zamanda riskler söz konusu. Bu konuların bugünden itibaren azami ciddiyetle ele alınması ve çok acil olarak, kalıcı çözümlerin uygulamaya konması, sektörün geleceği için hayati önem taşıyor. UND olarak, bu amaçla, 2014 yılında İtalyan vatandaşlarının küresel düzeyde haklarının korunduğu “Patronati” modeli üzerinden yeni bir network oluşturuyoruz.”
Nakliyecilerin geçiş belgesi, sürücü vizeleri gibi teknik sorunlarının ötesine geçerek, ülkemiz vatandaşlarının gerek AB, gerekse uluslar arası hukuk çerçevesinde sahip olduğu önemli hakları koruyup, ihlal eden ülkelere yönelik hukuki girişimleri başlatmayı üstlenecek güçlü bir yapıyı, özel sektör ve kamu olarak iki ayak üzerinde inşa ediyoruz. “Türk Patronati Oluşumu” adı verilen bu model, kamu ve özel sektör olarak, iki farklı kanaldan yapılanacak ve yurtdışındaki tüm girişimlerin tek merkezden planlanmasını sağlayacak; oluşturacağı fon ile, çok hızlı ve somut kazanımların önünü açacak. Oluşturulmuş olana bu grup tüm bu ülkelerle birebir mücadelesini yapacak. Belki 20 ülkede 20 dava açılacak. Bu konuda lobi çalışmaları yapılacak. Var gücümüzle bu mücadeleyi vereceğiz. Bu oluşumda YASED, TOBB, TİM, MÜSİAD, TÜSİAD, Bakanlıklar, Sanayi odaları olacak”
Yıllarca UBAK belgesinin en büyük savunucusu olduk. Olmazsa olmaz olarak değerlendirdik. Çok büyük bir yanılgı içerisindeymişiz. UBAK, tamamen Türkiye aleyhine çalışan, 80 bin taşımamızı elimizden alan bir model haline gelmiş. Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir yaklaşım olabilir mi? Ben bu belge ile Avrupa-Asya arasında mal taşımam gerekirken, ben bunu Bulgaristan’ı, Romanya’yı, Macarisitan’ı geçmek için kullanıyorum. Hani insan hakkıydı, transit geçiş. Biz UBAK belgelerinin bu şekilde asla kabul etmiyoruz. 1 Ocak 2015 itibarıyla UBAK belgeli hiçbir yabancı araç Türkiye’ye giremeyecektir. UBAK belgesi bu haliyle Türk taşımacılığına büyük darbe vuruyor. Şu anki UBAK belgesi sistemi yüzünden transit geçiş hakkımız gasp ediliyor ve yıllık olarak yaptığımız hesaba göre; 500 milyon Euro zarardayız. 10 yıl için hesaplarsak, 5 milyar Euro'yu bulan bir kayıp. 2014 yılında UBAK’ta transitin de yeniden sorgulanacağı en önemli tespit olarak görüyoruz.
UND'nin , 2014 yılında nakliyecinin sorunlarını çözmek için ne gerekiyorsa yapacağını aktaran Nuhoğlu, mücadelenin 2 alanda süreceğini söyledi;"Birincisi, bunu hakediyoruz. İki; Türkiye'nin zenginleşmeye , büyümeye ihtiyacı var. 75 milyonun daha rahat yaşamaya ihtiyacı var. Bunu arttırmanın tek yolu ihracatımızı arttırmaktır"
Basın toplantısını ve UND Yönetim Kurulu Toplantısını gerçekleştirdiğimiz, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü'nün Personelleri ve Bölge Müdürümüz Hamza Demridelen'e evsahipliğinden dolayı sektörümüz adına teşekkür ederiz.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.