Alınan Kararlar Türkiye Ekonomisine Can Suyu Olacak
Müstakil Sanayici İşadamları Derneği Genel Başkanı Nail Olpak, Başbakan Sayın Binali Yıldırım tarafından açıklanan Ekonomi Koordinasyon Kurulu kararlarına ilişkin bir değerlendirme yaptı.
Müstakil Sanayici İşadamları Derneği Genel Başkanı Nail Olpak, Başbakan Sayın Binali Yıldırım tarafından açıklanan Ekonomi Koordinasyon Kurulu kararlarına ilişkin bir değerlendirme yaptı.
Müstakil Sanayici İşadamları Derneği Genel Başkanı Nail Olpak, Başbakan Sayın Binali Yıldırım tarafından açıklanan Ekonomi Koordinasyon Kurulu kararlarına ilişkin bir değerlendirme yaptı.
Olpak yazılı açıklamasında şunları kaydetti;
Başbakan Sayın Binali Yıldırım tarafından açıklanan ve 250 milyar TL’lik kredi hacminin oluşturulması, imalat sanayii yatırımlarına verilen desteğin artırılması, SGK primleri ötelenme imkânı ve kamu bankalarının mevduat faizlerinin %7,5’e sabitlenmesi başta olmak üzere; Ekonomi Koordinasyon Kurulu tarafından alınan kararlar, kısa ve orta vadede Türkiye ekonomisine nefes aldıracak, yatırım, üretim ve istihdam artışını destekleyecektir.
Ekonomi Koordinasyon Kurulu tarafından alınan bu kararların; kısa, orta ve uzun vadede Türkiye ekonomisine can vereceğini ve 2017 yılına ilişkin büyüme oranlarına pozitif yansıyacağını, hatta Orta Vadeli Program kapsamında 2017 için öngörülen %4,4’lük büyüme hedefini aşacağını düşünüyoruz.
Kredi Garanti Fonu’nun kefaletiyle oluşturulacak 250 milyar liralık kredi hacminin, 2016 yılının 3. çeyreğinde nispeten yavaşlayan ekonomik aktiviteye yeniden ivme kazandıracağını ve piyasaların likidite ihtiyacını kısa vadede karşılayacağını düşünüyoruz. Bu karara ek olarak, KOBİ’lere 2 yıl vadeli 50 bin TL’lik faizsiz kredi imkânının oluşturulması ve kredilendirme yönünden KOBİ tanımının 125 milyon TL’ye çıkarılması da Türkiye ekonomisinin bel kemiği olan KOBİ’lerin finansmana erişimini kolaylaştıracaktır.
MÜSİAD olarak geçtiğimiz günlerde “Dövize Hayır, TL’ye Evet” başlığı altında yaptığımız açıklamamızda; kamu bankalarının mevduatlarına yüksek faiz elde etme yarışını bırakması gerektiğini ve bu mevduatlara, enflasyonu geçmeyecek, hatta bir miktar altında kalacak bir faiz sınırı getirilmesi gerektiğini dile getirmiştik. Zira kamu kurum ve kuruluşlarının banka mevduatı yoluyla yapılabilecekleri değişiklikler, Döviz/Faiz etkileşimini etkileyen en önemli parametrelerden biridir.
Bu bağlamda, Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nun kamu bankalarının mevduat alımında %7,5 faiz sınırı getirildiğine yönelik kararını oldukça olumlu karşılıyoruz. Bu karar neticesinde kamu bankaları nispeten daha az kâr odaklı faaliyet gösterecek ve böylelikle kredi maliyetlerinin de azalacağını düşünüyoruz. Ayrıca bu mevduatın vadelerinin en az 6 ay olacak şekilde yenilenmesi gerektiğine yönelik görüşümüzü yineliyoruz. Son olarak, bu değişikliğin kamu bankalarıyla sınırlı kalmamasını, diğer bankaların mevduat faizlerine de olumlu yansımasını temenni ediyoruz.
Yine kamu kurumlarının mecbur kalmadıkça döviz üzerinden sözleşme yapmayacağı ve dönüştürülmesi mümkün olan mevcut sözleşmelerin de TL'ye dönüştürüleceğine yönelik kararı, son dönemde kurda yaşadığımız manipülatif dalgalanmaların dizginlenmesinde yardımcı olacaktır.
2017 yılının kamu kurumları açısından bir tasarruf yılı olacağına ilişkin EKK kararı da Türkiye ekonomisi için sevindirici bir gelişme olmuştur. Zira kamunun elinde bulundurduğu kaynakların daha etkin ve verimli bir şekilde kullanımı; yalnızca kamu bütçesi bağlamında değil, reel sektör ve tüketiciler başta olmak üzere ekonominin bütün aktörlerine olumlu yansıyacaktır.
Asgari ücret desteğinden yararlanan işverenlerin 2017 yılının ilk çeyreğine ait SGK primi ödemelerinin yılın son çeyreğine ertelenmesi, işletmelerin finansal yüklerini azaltarak istihdam artışını destek verecek niteliktedir. Buna ek olarak, 500 bin kişinin işgücü programlarından yararlandırılacak olması da mevcut istihdam artışına doping etkisi yaparak %11,3 seviyesindeki mevcut işsizlik oranının yönünü aşağıya çekecektir.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.