Alınan koruma önlemleri sektörün toparlanmasını hızlandıracak
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan ile gerçekleştirdiğimiz röportajı sizlerle paylaşıyoruz
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan ile gerçekleştirdiğimiz röportajı sizlerle paylaşıyoruz
Demir-çelik sektörü yılın 11 ayını üretim ve ihracat açısından nasıl geçirdi? Geçen yılın aynı dönemine göre miktar ve değer olarak değerlendirebilir misiniz?
Ham çelik üretimimiz 2023 yılının ikinci yarısında 2022 yılının aynı döneminde düşük üretim miktarlarının sebep olduğu baz etkisi ile %8,3 büyüyerek 13,4 milyon tondan 14,6 milyon tona yükselmiş, Ocak-Kasım döneminde ise yıllık bazda %6,1 azalışla, 32,5 milyon tondan 30,5 milyon tona gerilemiştir.2023 yılının ikinci yarısında üretimde gözlenen kademeli toparlanmada, deprem faciasından sonra tesislerimizin tekrar üretim faaliyetlerine başlaması, enerji girdi maliyetlerinin makul seviyelere gerilemesi ve yılın ikinci yarısında 6 milyon ton civarındaki kapasite artırımı etkili olmuştur.
Ocak-Kasım döneminde, toplam çelik ürünleri ihracatımız yıllık bazda %34,4 azalışla 14,3 milyon tondan 9,4 milyon tona düşmüştür. Değer yönünden ihracata bakıldığında, 11 aylık dönemde ihracatımız yıllık bazda %43,4 azalışla 13,2 milyar dolardan 7,5 milyar dolara gerilemiştir. İhracatın azalması ve ithalatın artması sebebiyle, tüketimde %18 oranındaki artışa rağmen, yılın ikinci yarısında üretimdeki artış sınırlı seviyede kalmıştır.
Sektörde 2024 yılı seyri nasıl olacak? Globalde yaşanan ekonomik durgunluk sektöre etkileri nasıl olacak? Üretim-ihracat açısından 2024 yılı öngörüleriniz nelerdir?
İthal ürünlere yönelik alınan tedbirler yerli üretimin desteklenmesi açısından çok önemli
31 Ekim 2023 tarihinde Çin, Hindistan, Japonya ve Rusya menşeli “sıcak haddelenmiş yassı çelik” ithalatına yönelik damping soruşturması açılmasının ardından 31 Aralık 2023 tarihli Resmi Gazete bildirimi ile filmaşin ithalatında geçici koruma önlemi uygulanmasına karar verilmiştir.
Yurt içi talepteki artışın ve milyarlarca dolarlık kaynağın yurt dışına aktarılmasına yol açan çelik ürünleri ithalatının düşürülmesini teminen atılan bu ilk adım, yurt içi talebin yurt içi üretim yolu ile karşılanması istikametinde önemli bir gelişme olarak kaydedilmiştir. Buna ek olarak, devlet destekli ve dampingli diğer çelik ürünleri ithalatına yönelik benzeri tedbirlerin artması, sektörün sürdürülebilirliği ve yerli üretimin desteklenmesi açısından önem taşımaktadır.
Bu yıl üretim 40,4 milyon tonun üzerine çıkabilir
2023 yılının ikinci yarısında devreye giren yatırımların yurt içi tüketimle desteklenmesinin, yeni yatırımların devam etmesi açısından makul bir zemin oluşturacağı değerlendirilmektedir. Mevcut kapasitelerin devreye girmesi ile birlikte, 2021 yılında ulaşılan 40,4 milyon tonluk üretim seviyesinin geride bırakılması öngörülmektedir. Dünya ticaretini sekteye uğratan jeopolitik gerilimlerin sönümlenmesi durumunda, ihracat pazarlarımızdaki etkinliğimizin artması ve böylece 2022 yılındaki 15,2 milyon tonluk ihracat seviyesine ulaşılması beklenmektedir.
Globalde devam eden ekonomik yavaşlama sektörünüze etkisi nasıl olacak? Kızıldeniz’deki gerginlik navlun fiyatlarına etkisini değerlendirebilir misiniz? Çelik sektörü bu durumdan nasıl etkilenecek?
Kızıldeniz krizi Ortadoğu/Körfez ülkelerine ihracatı olumsuz etkiliyor
İsrail-Filistin savaşının ardından Yemen’deki Husiler’in, 2023 yılının son aylarında başlayan Kızıldeniz’de ticari gemilere yönelik saldırıları, Aralık ayının ortasından itibaren yoğunlaşmıştır. Kızıldeniz’de yaşanan bu gerginlik ile beraber, birçok ülke, Körfez ülkeleri ve Uzak Doğu ile olan ticari anlaşmalarda ticaret rotalarını değiştirmek durumunda kalmıştır. Bu durum tedarik zincirinde aksamalara ve ulaşım maliyetlerinin artmasına neden olmaktadır.
Kızıldeniz krizi ile beraber ihracat pazarlarında rekabet daha da artacak
Türk çelik sektörünün toplam çelik ürünleri ihracatında, Ortadoğu/Körfez ülkeleri AB’den sonra %24,6 ile ikinci en yüksek paya sahiptir. Kızıldeniz’deki krizin, son dönemde yükselen navlun fiyatları ve jeopolitik riskler göz önüne alındığında, çatışmaların merkezi konumunda bulunan Yemen başta olmak üzere bu bölgedeki ihracat pazarlarımızı olumsuz yönde etkileyebileceği değerlendirilmektedir. Bu sebeple, AB’nin koruma önlemleri göz önünde bulundurulduğunda, Kuzey Afrika gibi gelişmekte olan alternatif pazarlardaki ihracat payının artırılmasına yönelik arayışlar önem kazanmaktadır. Buna ek olarak, AB’nin, artan navlun maliyetlerinin de etkisiyle, Ortadoğu, Güney Asya ve Uzak Doğu ülkelerinde kaybedebileceği ihracat pazarlarını telafi etmek için ülkemize yönelmesinin, Türk çelik sektörümüz açısından tehdit oluşturabileceği öngörülmektedir.
Son dönemde, düşük enerji maliyetleri ve devlet destekli ürünler sayesinde ülkemizde pazar payını artıran Güney Asya ve Uzak Doğu ülkelerinden yapılan yassı çelik ürünleri ithalatı için halihazırda damping soruşturması devam ederken, Kızıldeniz’den gemi geçişlerindeki yavaşlamanın ve navlun fiyatlarındaki artışın, bu bölgelerden yaptığımız ithalat fiyatlarına yansıması ve yurt içi talebi yurt içi üretime yönlendirme çabalarını desteklemesi beklenmektedir.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.