Arslan Küçükemre: Sektörde talep canlılığını korurken fiyat baskısı en önemli sorun

Paslanmaz çelik sektörünün genel bir değerlendirmesini yapar mısınız? Sektör açısından 2025 yılının ilk 6 ayı nasıl geçti? Yıl sonu beklentileriniz nelerdir?

“Dünyadaki tarife savaşları 2025 beklentilerimizi negatif yönde etkilemekte”

2023 yılında yaşanan sert daralmanın ardından, 2024 yılı sektör açısından toparlanma dönemi oldu ve üretim ile talep %16 artışla 700 bin tonun üzerine çıktı. İhracatımız da 2023’teki 88 bin tondan 120 bin tona yükseldi. Ancak 2025 yılına girerken küresel ve yerel faktörler beklentileri sınırladı. 2025 birinci çeyrek rakamları 2024 birinci çeyreğe göre miktar bazında %4,5 artmış olsa da değer bazında %1 geriledi. Yüksek faizler, kısıtlı kredi imkânları, ihracat pazarlarındaki durgunluk, kur politikaları, enerji maliyetleri, işçilik giderleri ve devam eden antidamping soruşturmaları ve dünyadaki tarife savaşları 2025 beklentilerimizi negatif yönde etkilemektedir.

“Fiyatların gerilemesi kâr marjlarını düşürdü”

Paslanmaz çelik sektöründe üretim ve ihracatta artış söz konusu mu? İç piyasada talep ne yönde ilerliyor?

Türkiye paslanmaz çelik sektöründe ergitme formunda üretim bulunmuyor; üretim ağırlıklı olarak ithal ara maldan ara mal üretmeye dayanıyor. Buna rağmen son yıllarda yeni yatırım kararları dikkat çekiyor. İç piyasada talep 2024’te normale dönmüş olsa da fiyatların gerilemesi kâr marjlarını düşürdü. Talep canlılığını korurken fiyat baskısı sektörün en önemli sorunlarından biri.

“Suriye, altyapı ve inşaat faaliyetlerinin başlamasıyla ilk 5 ihracat pazarımız arasına girebilecek potansiyele sahip”

İhracatta hangi ülkeler öne çıkıyor? Sektörün hedef pazarları hangi ülkeler olmalı? ABD ve AB’nin uyguladığı vergiler sektörü nasıl etkiliyor?

Mevcut ihracat pazarlarımız arasında AB, Türki Cumhuriyetler ve Ortadoğu ülkeleri öne çıkıyor. Suriye, altyapı ve inşaat faaliyetlerinin başlamasıyla ilk 5 ihracat pazarımız arasına girebilecek potansiyele sahip. Ortadoğu pazarı son dönemde ciddi hareketlilik gösteriyor.

Türkiye’de paslanmaz çelikte uygulanan gümrük vergisi yüzde 8’den ani bir kararla yüzde 12’ye çıkarıldı. 

Bu karar paslanmaz çelik kullanan her sektörü derinden etkiledi, fiyatların yükselmesine ve ihracatta rekabetçiliklerini kaybetmelerine neden oldu. Üstüne de paslanmaz çelik soğuk haddelenmiş yassı ürünler için anti damping soruşturması açıldı ve bu soruşturma devam ediyor. ABD pazarı ise yüksek taşıma maliyetleri ve korumacı ticaret politikaları nedeniyle zorlayıcı olmaya devam ediyor.

Küresel pazarda paslanmaz çelik sektörünün durumu nedir?

Küresel paslanmaz çelik pazarı, yüksek talep potansiyeline rağmen yeşil dönüşüm, karbon düzenlemeleri ve tarife savaşları ile şekilleniyor. Ancak dünya genelinde fiyat dalgalanmaları ve talep daralmaları, özellikle 2025’te tüm üreticiler üzerinde baskı yaratıyor.

“Yüksek finansman maliyetleri, yüksek faiz ve kısıtlı kredi erişimi, yatırım iştahını azaltıyor”

Sektörün sorunları ve şu anki en önemli gündem maddesi nedir?

Sektörün gündemindeki başlıca konular; antidamping soruşturması, Çin ve Endonezya menşeli ürünlere yönelik soruşturmanın sonucu, iç piyasada fiyatları ve ihracat rekabetçiliğini doğrudan etkileyecek. Yüksek finansman maliyetleri, yüksek faiz ve kısıtlı kredi erişimi, yatırım iştahını azaltıyor. Vergi ve tarife baskısı; AB’nin telafi edici vergileri, Türkiye’nin gümrük vergisindeki artış ve olası yeni vergiler, maliyetleri yükseltiyor.

. . .

İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.