Çelikte devrim: Türkiye, yüksek katma değerli üretime ve yenilikçi hammadde stratejilerine adım atıyor
İstanbul’da düzenlenen Kallanish Steel Scrap 2025 etkinliğinde, çelik sektörünün geleceği, hammadde stratejileri ve üretim dinamikleri ele alındı. Demir Çelik Store olarak medya partneri olarak katıldığımız etkinlikte, reklam müdürümüz Süleyman Aslan ve muhabirimiz Ayşe Uygun, sektör temsilcilerinin değerlendirmelerini takip etti. Türkiye’nin ithal hurda bağımlılığını azaltma, yarı mamul ithalatını artırma ve katma değerli üretime yönelme çabaları tartışılırken, küresel piyasalardaki değişimlerin çelik endüstrisine etkileri masaya yatırıldı.
İstanbul – Demir Çelik Store olarak medya partneri katılımımızla, reklam müdürü Süleyman Aslan ve muhabirimiz Ayşe Uygun eşliğinde, çelik sektörüne yön veren önemli gelişmelerin konuşulduğu etkinlikte yer aldık.
Kallanish Steel Scrap 2025, Türkiye’nin çelik üretimindeki dönüşümün ve hammadde dinamiklerindeki küresel değişimlerin masaya yatırıldığı kapsamlı bir etkinlik oldu. Panelistler, ithal hurda bağımlılığının azaltılması, katma değerli çelik üretimine geçiş ve alternatif hammadde stratejileri üzerinde dururken, küresel piyasadaki gelişmelerin de endüstri üzerinde yarattığı etkileri değerlendirdi.


Sektörel Dönüşüm: Rekor Üretim ve Yeni Yatırım Alanları
Türkiye, 2024 yılında rekor 41,8 milyon ton mamul çelik üretimi gerçekleştirdi. Bunun yanında, billet ve slab ithalatı 7,9 milyon ton seviyesine ulaşarak “oyun değiştirici” etkiler yarattı. Bilecik Demir Çelik Genel Müdürü Muammer Bilgiç, son yılın ithalat verilerinin, yerel fiyatların rekabet gücünü yitirdiğini ve belirli ürünlerde arz sıkıntısına işaret ettiğini belirterek, bu durumun yatırım fırsatlarını da beraberinde getirdiğini vurguladı.
“Türkiye’nin çelik üretiminde ‘yeniden mühendislik’ yaklaşımını benimseyerek, hurda ve HMS esaslı üretimin ötesine geçip, EAF ile üretilen düz çelik için Orta Doğu’dan ithal edilecek metallics ve yarı mamullerle desteklenmesi gerekiyor. Bu strateji, uzun vadede üretim verimliliğini ve kârlılığı artıracaktır.”
Ayrıca, Türkiye’nin 2050’lere doğru ham çelik üretim kapasitesini 90 milyon tonun üzerine çıkarmayı hedeflemesine rağmen, “Hangi hammadde ile ve hangi pazarlar için üretim yapacağız?” sorusunun altını çizdi. Bilgiç, endüstrinin karbon ayak izini azaltma sürecinde küresel üretim talebini düşürmenin temel çözüm olacağını ifade etti.
Ham Madde Fiyat Dinamikleri: Pig Iron, HBI ve Piyasa Değişimleri
Panelde, pig iron ve hot-briquetted iron (HBI) fiyatlandırması detaylı şekilde ele alındı. Colakoglu Metalurji Satın Alma Direktörü Koray Günay, HBI’nin HMS hurdadan %10 daha ucuz, pig iron’un ise %10 daha pahalı olduğunu belirtti.
Ayrıca, AB’nin 2026’dan itibaren Rus dökme demirine kapılarını kapatmasının küresel piyasada yeni fiyat dinamiklerini oluşturacağı uyarısında bulundu. Bu durum, küresel arz-talep dengesini değiştirecek ve Türk çelik üreticilerinin hammadde seçiminde stratejik kararlar almasını gerektirecek.
Diğer bir hammadde olarak, bazı Türk tesislerinde sınırlı miktarda kullanılan sıcak briquetted iron’ın üretim verimini düşürmesi, EAF’lerin refrakter ömrünü kısaltması ve enerji tüketimini artırması gibi nedenlerle tercih edilmediği belirtildi. Bunun yerine, pig iron’un daha yüksek karbon içeriği sayesinde verim artışı sağlaması, düşük bakır içeriğine sahip çelik üretimi hedefleyen müşteriler için önemli bir alternatif olarak gündeme geldi.
Serbest Ticaret ve Yarı Mamul İthalatı: Hurda Arzında Yeni Çözüm Yolları
Etkinlikte, hurda serbest ticareti kavramının, artan çelik üretim taleplerine cevap verebilmek için kritik öneme sahip olduğu ifade edildi. Panellistler, hurda ihracatına getirilebilecek kısıtlamaların, ihracatçı ülkelerde ilk etapta fiyatların düşmesine yol açacağını; ancak uzun vadede hurda toplama faaliyetlerinin ve yatırımların azalacağını belirtti.
Bu noktada, Türkiye’nin hurda arzı sorununu aşmak adına yarı mamul (semis) ithalatına ağırlık vermesi gerektiği vurgulandı. Tayfun İşeri, Türkiye Düz Çelik Üreticileri, İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği (YİSAD) Başkanı, “Eskiden EAF’ler metallics kullanımını %10 ile sınırlarken, artık bu oran %40’a kadar çıkabiliyor. Mühendisler yeni teknolojiler ve ikame yollar bulacaktır. Fiyatlar uygun olmadığında, Türkiye semis ithalatına yönelecek; insanlar hayatta kalmanın bir yolunu mutlaka bulacaktır.” dedi.
Ayrıca, Türkiye ve Hindistan gibi büyük hurdalı ülkelerin yerel hurdacılık üretimini artırma çabalarına da değinildi. Türkiye’de, yeni yürürlüğe giren TLDR hurdalama teşvik kanunu, belirli satış değerinin altındaki araçları kapsasa da, önümüzdeki on yıl içerisinde tahmini 2 milyon ton araç hurdalanması beklentisinin, arz güvenliği açısından yeterli olmayacağı ifade edildi.
Decarbonizasyon ve Teknolojik Dönüşüm: Geleceğe Yönelik Yatırımlar
Enerji dönüşümünün ve karbon ayak izinin azaltılmasının, uzun vadede çelik sektörünü şekillendireceği vurgulandı. Avrupa’da düşük emisyonlu çelik projelerinin, özellikle hidrojen tabanlı yatırımların ertelenmiş olmasına rağmen, elektrikli ark ocaklarına (EAF) yönelik yatırımların devam edeceği belirtildi.
Worldsteel Direktörü ve sektör analisti Barış Çiftçi, “Tarifeler, hidrojen fiyatları ve kârlılık gibi geçici faktörler mevcut. Ancak dekarbonizasyon, uzun vadeli bir yolculuktur ve EAF ile biyokütle gibi alternatif üretim yöntemleri durmadan ilerleyecektir,” dedi.
Öte yandan, Çin’in çelik üretim kapasitesinde ciddi oranda kısalma yaşanmayacağı, ancak 2040’a kadar yavaş yavaş düşüşün olacağı öngörüldü. Kallanish Asia Editörü Tomas Gutierrez, Çin’in beş yıllık planlarına temkinli yaklaşılması gerektiğini, geçmişte hedeflere ulaşmada yaşanan zorlukları örnek göstererek, “Yatırımcılar EAF yatırımlarında temkinli davranıyor. Kısa vadede gayrimenkul desteğinin ne olacağı da önem arz ediyor.” ifadelerini kullandı. Ayrıca, Çin’de yakında başlayacak olan karbon ticaretinin, çelik üretim maliyetleri üzerinde önemli etkileri olacağı belirtildi.
TÇÜD’dan Veysel Yayan: “Serbest Ticaret, Piyasa Çözümüdür”
Türk Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, hurda ihracatına getirilebilecek kısıtlamaların etkileri üzerine önemli açıklamalarda bulundu:
“Eğer hurda serbest ticareti konusunda samimi davranırsak, sorunlar piyasada çözülecektir. İlk etapta, bu tür kısıtlamalar ihracatçı ülkelerde fiyatların düşmesine neden olabilir. Ancak uzun vadede, hurda toplama faaliyetleri ve yatırımlar azalırsa arz da daralır. Serbest rekabet ortamı, hurda tüccarlarının kâr elde etmesini sağlayarak arzın sürdürülebilirliğini koruyacaktır.”
Bu açıklama, hurda piyasasında rekabetin serbest bırakılmasının ve düzenleyici kısıtlamalardan kaçınılmasının, endüstrinin genel sağlığı için hayati önem taşıdığını ortaya koyuyor.
Sonuç: Stratejik Yönelimler ve Geleceğe Dair Umut
Kallanish Steel Scrap 2025 etkinliği, Türkiye’nin çelik endüstrisinde üretim kapasitesinin artırılması, hammadde kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve teknolojik dönüşümün hızlandırılması açısından önemli stratejik mesajlar verdi. Panelistler; serbest hurdacılık ticareti, yarı mamul ithalatının artırılması, alternatif hammadde kullanımı ve dekarbonizasyon sürecine yönelik yatırımların, sektörün geleceğini belirleyecek temel dinamikler olduğunu ifade ettiler.
Demir Çelik Store olarak medya partneri kimliğimizle bu önemli etkinlikte yer almaktan büyük gurur duyuyoruz. Reklam müdürümüz Süleyman Aslan ve muhabirimiz Ayşe Uygun ile birlikte, sektördeki bu kritik dönüşüm ve stratejik adımları yakından takip ediyor, paylaşılan tüm bilgileri ve öngörüleri siz değerli okuyucularımıza aktarmaya devam edeceğiz.
Bu kapsamlı değerlendirme, Türkiye’nin çelik sektöründe hem yerel hem de küresel düzeyde rekabet gücünü artıracak adımların atılacağını müjdeliyor. Geleceğe dair umut verici stratejiler, sürdürülebilir üretim ve yenilikçi teknolojilerin entegrasyonu, endüstrinin karşı karşıya olduğu zorlukların üstesinden gelmede kilit rol oynayacaktır.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.