Cem Tefvik İpeksi: Türkiyede haddeciliğin geleceği izabelerin eline kalmış durumda?
Demir çelik sektörünün köklü kuruluşlarından biri olan ve üretimini yapmış olduğu ürünleri dünyanın önde gelen ülkelerine ihraç eden, aynı zamanda iç piyasada faaliyet gösteren sanayicilere çözümler sunan Coşkun Ã?elik, ürün ve hizmet kalitesini her geçen gün arttırıyor.
Demir çelik sektörünün köklü kuruluşlarından biri olan ve üretimini yapmış olduğu ürünleri dünyanın önde gelen ülkelerine ihraç eden, aynı zamanda iç piyasada faaliyet gösteren sanayicilere çözümler sunan Coşkun Çelik, ürün ve hizmet kalitesini her geçen gün arttırıyor. Firmanın Satış ve Pazarlama Müdürü Cem Tevfik İpekçi, hem yapmış oldukları çalışmaları, hem sektörün içinde bulunduğu durumu, hem de haddecilik sektörünün yaşamış olduğu problemleri dergimize anlattı.
Coşkun Çelik olarak hâlihazırda üretimini ve satışını yaptığınız ürünleri bizimle paylaşır mısınız?
Coşkun Çelik tedarikçi bir firma... Hem kendi üretim yaparak, hem gerektiği noktada ithalat gerçekleştirerek, hem de iç piyasadan ürün temin ederek optimal bir stok yönetimiyle müşterilerine kaliteli hizmet sunmayı kendine amaç edinmiş bir firmadır. Gebze Şekerpınar’da 6.000 metrekaresi kapalı alan olmak üzere 22.000 metrekarelik alanda, yıllık 52.000 ton kapasiteli sıcak haddehanesi, yıllık 20.000 ton soğuk çekim, kabuk soyma ve taşlama tezgâhlarıyla makine, otomotiv, tarım makineleri, havacılık sanayi ve raylı taşımacılık sanayisine hammadde tedariki gerçekleştirmektedir. Fabrikamızda, farklı kalitelerde çelikler -ıslah çelikleri, sementasyon çelikleri, karbon çelikleri, otomat çelikleri, yay çelikleri, transmisyon çelikleri- yuvarlak, kare, lama, altıköşe ve özel profilleri dünya standartlarına uygun olarak üretiyoruz. Bunun yanı sıra, yurtdışından ağırlıklı Avrupa ülkeleri olmak üzere otomotiv ve makine sanayinin iç piyasadan temin edemediği özel kaliteli çeliklerin ithalatını gerçekleştiriyoruz. Coşkun Çelik Dış Ticaret firması olarak inşaat sektörüne de 20.000 ton kapasiteli olmak üzere Dudulu bölgesinde iki ayrı depoda NPU, NPI, H Profil, köşebent, boru, sac, kare ve dikdörtgen profillerin stoklarını tutarak hizmet veriyoruz. Kısacası Coşkun Çelik, metal sektöründe demiri ve çeliğiyle, geniş ürün yelpazesiyle üretici, ithalatçı, stok yöneticisi kimliğini ihracatla destekleyerek tüm Türkiye, Ortadoğu ve Avrupa ülkelerinde marka olma yolunda ilerlemekte. Bütün bunlarla beraber Coşkun Çelik, fiili olarak COŞKUN GRUP üyesi olup, kardeş firmaları A-Z Yapı (İnşaat Firması), Uygar Çelik Konstrüksiyon (Çelik konstrüksiyon), Coşkun Çelik Dış Ticaret (ithalat ve ihracat), Coşkun Haddecilik (Sıcak ve soğuk haddehane) ile beraber büyük bir yapının parçasıdır.
Satışlarınızın iç pazar ve ihracat payları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Şu kaçınılmaz bir gerçek ki, ihracat hem çelik sektörünün hem de Türkiye ekonomisinin en önemli gündemi ve geliştirilmesi gereken alanı. Ancak Türkiye’de vasıflı çelik üretim maliyetleri nispi olarak yüksek olduğu ve kalifiye elemana da ihtiyaç duyulduğu için ihracat, demir çelik sektöründe genellikle katma değeri düşük olan inşaat demiri üzerine yoğunlaşmış durumda. Bizim firma olarak söz konusu tabloya ters bir şekilde ihracatımızın 80’ini vasıflı çelik oluşturuyor Gururla belirtmek isterim ki Ortadoğu’nun dışında Almanya ve İngiltere’ye kendi üretimimizle ihracat yaptık, yapıyoruz ve ürünlerimizle ilgili son derece olumlu geri bildirimler alıyoruz. Kendimize “Coşkun Çelik, Çelik Haddecisidir” diye bilinmeyi misyon edindik. Bu yönde ihracatımızı zamanla arttırarak üretim payımız içindeki 20’lik oranı yüzde 80’lere taşımayı hedefliyoruz.
Ülkemizde haddehanelerin önemli sıkıntılar yaşadığını biliyoruz. Özellikle kütük temini konusunda büyük problemler var. Bu konuda neler söylemek istersiniz, çözüm önerileriniz var mı?
Evet, ülkemizdeki haddehanelerin özellikle hammadde (kütük) temini konusunda önemli sıkıntıları var. Türkiye’de yaklaşık 150 tane haddehane mevcut. Bu haddehanelerin yüzde 90’ı demir haddehanesi yüzde10’u ise çelik haddehanesi olarak hizmet vermekte. Çelik haddehanelerinin, demir haddehanelerine göre kütük temini sıkıntısı çok daha büyük.
Türkiye’de haddeciliğin diğer bir sıkıntısı ise vasıflı eleman yetersizliği… Ülkemizdeki haddehaneler babadan-oğula ve ağırlıklı olarak aile şirketi şeklinde faaliyet gösterdiği için bir türlü kurumsal ve profesyonel yönetim anlayışına geçemeyip, yatırım yapma eğilimine girmeyip, para kazanma - günü kurtarma anlayışında çalışmaya devam etmekteler. Bu sebeple Türkiye’deki haddecilik gitgide dünya konjonktürüne göre geride kalıyor. Bunun yanı sıra çelik haddehanelerinde kütük sorunu ülkemizde mevcut olan inşaat demiri üreticileri için üretilen kütüklerle giderilmeye çalışıldığından, çelik haddehanelerinin üretim kalitesi de buna bağlı olarak yetersiz kalıyor.
Biz Coşkun Haddecilik olarak makine ve metalürjiyi ortak çalışma alanı olarak gördüğümüzden ötürü, fabrikamıza aldığımız kütüklerin kalitelerini testlerden (mekanik ve kimyasal) geçirerek üretim sürecimize dahil ediyoruz. Ve bu testlerden geçecek kütükleri bulmakta maalesef zorlanıyoruz. Bu sıkıntımızı daha net anlatabilmek için yaşadığımız bir olaydan örnek vermek istiyorum; 2008 yılında gerçekleştirmiş olduğumuz “ARGE çalışmasıyla sıcak haddeleme yöntemiyle prodüktivitenin gerçekleştirilmesi ve kontrollü soğutma yöntemi kullanarak malzemelere mekanik özellik kazandırma” projemiz TÜBİTAK ve İTÜ tarafından onaylanmıştı. Türkiye’de ilk olarak gerçekleştirilecek, haddeleme yaparken malzemenin mekanik özellikleriyle ve metalografik açıdan değerlerle oynayabilme özelliği kazandıracak bir projeydi. Ancak bu projede uygulama yapabileceğimiz kalite ve özellikte kütük bulamadık Bu sebeple Türkiye’de haddeciliğin demir haddeciliği ile sınırlandırılması kaçınılmaz oluyor. Çözüm derseniz; özellikle başta da belirttiğim aile şirketi seviyesinde kalıp, kurumsallaşamayan ve katma değeri yüksek ürünleri üretmeye yönelik maliyetlere katlanmak istemeyen, yatırımlar yapmayan, yapamayan firmalarımıza yönelik devlet teşvikine, aynı zamanda da bu yatırımları gerçekleştirmeye yönelik kurumsallaşma süreçlerini hızlandıracak eğitim teşviklerine, kaliteli iş gücü istihdamını da (üniversite mezunu) destekleyecek projelere acil olarak ihtiyacımız var Sorunun çözümü, üretim tarzımızı geliştirmek ve kalitesini arttırmakta yatıyor. Bu çözüm sürecine akademik kurumların da eklenmesi gerekiyor.
Kardemir, ülkemizin kütük sorununu neden çözmüyor veya çözemiyor?
Şahsi fikrime göre Kardemir başlı başına bir sorun Türkiye’de cevherden üretim yapan, dış piyasaya bağlı kalmayabilecek iki fabrikadan biri. Üretim kapasitesi oldukça yüksek ve birçok haddehanenin ihtiyacını karşılayabilecek bir fabrika olduğunu söyleyebiliriz. Lakin bugün, bulunduğu bölge itibariyle midir yoksa yönetimsel sorunu mudur bilemiyorum, üç-dört firmanın rantında büyük rol oynayan bir fabrika haline gelmiş durumda. Firma isimlerini verebilirim ama yapabilecek pek bir şey yok gibi gözüküyor. Bu yüzden Kardemir’den pek bir beklentim yok açıkçası. Maalesef Türkiye’nin acı gerçeği bu
Bildiğimiz kadarıyla Bilecik’e kurulan demir çelik fabrikasında kütük üretimi yapılmaya başlanmıştı fakat sonradan durdu. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Bilecik’te kurulan Demir Çelik fabrikası aslında nokta atışlı, çelik sektörüne hitap edecek ve beni oldukça umutlandıran bir girişimdi. Fakat üretim yaptıkları dönemde, biz bu kütüklerden denemek ve geribildirim yapmak amacıyla kullandık. Sonuçlar maalesef pek iç açıcı olmadı. Şunu gördük; kalifiye eleman yetersizliği ve Türkiye’nin çelik üretimi konusunda ki tecrübesizliği tekrar gözler önüne serildi. Bilecik fabrikasından başka bu olayı CER Çelik’le de (İzmir) yaşadık. Bilecik’ten aldığım duyumlar, üretimin durma sebebi yatırım ve fabrikanın revizyon süreci ile ilgili olduğu yönünde. Bu da beni çok umutlandırıyor. Umarım Bilecik gibi Türkiye’de inşaat demiri üreticilerinden hariç bu şekilde yatırımlar yapılır. Aslında pek çok sorunun çözümü burada yatıyor.
Son dönemlerde, demiryollarında kullanılan önemli parça ve aksamların üretimine başladınız. Bu gelişme ülkemize, sektöre ve sizlere neler kazandıracak? Bu ürünler hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?
Evet, demir yolları ile ilgili pek çok önemli parça ve aksamların üretimine başladık. Coşkun Çelik olarak bu ülkenin ekonomik açıdan rahatlamasının en önemli yolunun ihracatın arttırılarak ithalatın azaltılması olduğunu düşünüyoruz. Son beş yılda Türkiye’de deniz, kara ve hava taşımacılığının haricinde raylı taşımacılığın ne denli önemli olduğu anlaşıldı ve bu yönde yatırımlara başlandı. Biraz işin içine girdiğimizde birçok hammaddenin yurtdışından fahiş fiyatlara geldiğini tespit ettik. Biz de firma olarak, bu ürünlerin üretim ve tedarikini gerçekleştirerek ithalat yapılmasının önüne geçmiş olduk. Bu sayede belki de devletin kasasında milyon dolarlar kaldı ve kalacak da… Bunu sadece Devlet Demir Yolları için düşünmeyelim, yurtdışındaki demiryolu üreten firmalar da bize ulaşarak taleplerde bulunmaya başladılar Önümüzdeki dönemlerde önemli ihracat anlaşmalarına da imza atmayı bekliyoruz.
2010 yılı hakkında neler düşünüyorsunuz?
Genel itibariyle 2010 yılı yeniden yapılanma yılı olmak durumunda. Çünkü 2009 yılı bizlere çok ders verdi. Belki de ticarette bildiklerimizin eksikliğini, hatta bildiklerimizin sil baştan yenilenmesi gerektiğini, üretimin ve tüketimin dengesinin ne kadar önemli olduğunu, üretimin büyük bir güç olduğunu fakat bilinçli üretimin çok daha önemli olduğunu gördük. 2010 yılının ilk yarısı bizim için stratejik anlamda toparlanma ve krizin etkilerini değerlendirmeyle geçti. Bizi en çok mutlu eden 2009 yılı krizine tedbirli ve dengeli girerek üretim kapasitemizi hiç düşürmeden, istihdamı stabil tutarak sadece kar marjlarımızı düşürerek ve hatta 10 büyüme ile çıkmış olmamız Bu süreçte ARGE çalışmalarıyla kalitemizi yükseltip yatırımlarımızı arttırarak 2010’un ikinci yarısına hazırlıklı bir şekilde girdiğimizi söyleyebiliriz.
Coşkun Çelik önümüzdeki dönemlerde neler yapacak, hangi projeleri hayata geçirecek?
Coşkun Çelik olarak kısa ve uzun vadede planlarımız; yatırım, yatırım, yatırım Çünkü bu ülkenin katma değeri yüksek üretim mallarına ihtiyacı var. Biz kesinlikle “Çelik Haddecisiyiz”. Bununla ilgili daha önce TÜBİTAK ve YTÜ bünyesinde yaptırdığımız çalışmaları, kısa vadede anlaşmaları yapılmış olan tahribatsız muayene, test laboratuarları (çatlak kontrolü, mikro yapı ölçüm cihazları v.b.) ile kendi kalite kontrol süreçlerimizin içine dahil etmeyi planlıyoruz. Bu sayede daha fazla uzman personel (lisans mezunu) istihdam etmemiz de İnsan Kaynakları politikamız açısından hedefimiz. Hedef pazarımız vasıflı çelik kullanıcıları ve katma değeri yüksek olan ürünlerin kullanıldığı alanlardan geçiyor. Uzun vadede, kesinlikle her türlü çeliğin dökümünü gerçekleştirebileceğimiz, Ortadoğu ve Avrupa’ya da ürün temini sağlayacak bir çelik dökümhanesi kurmak hedeflerimizin başında yer alıyor. Çünkü biz; “Çeliğe Yön Veriyoruz” ve pek çok ürüne imzamızı atmayı hedefliyoruz
Türkiye’de haddeciliğin geleceği izabelerin eline kalmış durumda
Son olarak da bir konuya değinmek istiyorum, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bence daha sağlıklı bir çalışma yaparak, ithalatı çok yapılan ürünlerin yatırımına yönelik devletin teşvikine yönelik yönlendirme yapmasını sağlamalıdır. Fakat bizim açımızdan ithalatı kesmek için belli ürünlerde oldukça yüksek vergi uygulamaları yapılmakta. Örneğin yurt dışından kütük getirdiğim zaman dahilde işlem uygulamayacağım takdirde 22 vergi ödemek zorunda kalıyorum. Devletimiz de ithalatı kesmiş oluyor. Fakat bir nokta atlanıyor; buradaki kütük üreticileri de kütüğü satarken maliyet kar hesabı yaparak değil, “İnşaat demirini ihracata x liraya satıyorum sana neden uyguna kütük vereyim ki” diye düşünerek hareket ediyor. Bu şartlarda Türkiye’de haddeciliğin gelişmesi izabelerin elinde kalmış oluyor. İnşaat demiri satışı ya da talebi çok ise kütük bulabilene aşk olsun Talep arttıkça kalitede düşüyor. Bu yüzden bizim ürettiğimiz malzemelerde büyük kalite sorunu yaşanıyor. Çelik kullanıcılarını da haddelenmiş çelik ithalatına itiyoruz. Yüksek vergi uygulanacağına, bence yatırım teşviki verilsin daha kalıcı çözüm olur. En azından ithalatı kesmiş ve üretimi arttırmış oluruz. Kütük sorunu sac piyasasında da geçerli şu an ithalat oldukça yüksek seviyelerde…
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.