Demir Çelik Sektöründe Çin tehdidi
Finans kuruluşlarına ciddi borçları olan Çinli firmalar, Türkiye'nin civarındaki ülkelere düşük fiyatlarla ürün satıyor
Finans kuruluşlarına ciddi borçları olan Çinli firmalar, Türkiye'nin civarındaki ülkelere düşük fiyatlarla ürün satıyor
Türkiye Demir Çelik Üreticileri Derneği (DÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, finans kuruluşlarına ciddi oranlarda borçları olan Çinli firmaların Türkiye'nin civarındaki ülkelere düşük fiyatlarla ürün sattıklarını belirterek, ''Bunun yarattığı tahribat çekirge sürüsünün yarattığı tahribata benzer. Hiçbir ülke büyük yatırımlarla oluşturduğu sanayisinin bu şekilde tahrip edilmesine müsaade etmez'' dedi.
Demir-çelik sektöründe yaşanan gelişmeleri değerlendiren Yayan, sektörün Türkiye'nin lokomotiflerinden olduğunu söyledi.
Yayan, sektörün ton bazında bu yılın Ocak-Ağustos döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,8 büyüdüğünü dile getirerek, ihracatın aynı dönemde 2011 yılı sonuna göre yüzde 10,9 artarak 12 milyon 297 bin tondan 13 milyon 638 bin tona ulaştığını bildirdi.
Değer cinsinden artışın ise demir-çelik ürün fiyatlarının gerilemesi nedeniyle yüzde 5,1 seviyesinde kaldığına dikkati çeken Yayan, ''Demir-çelik fiyatları son yıllarda bir duraklama ve gerileme eğilimi içerisinde'' diye konuştu.
Fiyatlara Çin darbesi
Yayan, Çin'de iç tüketimin daralması ve sınırlı da olsa üretimin artmaya devam etmesi nedeniyle bu ülkenin demir-çelik konusunda küresel pazarlara açıldığını söyledi.
Bu yılın Ocak ayından bu yana Çin'in ihracatının her ay artış gösterdiğine dikkati çeken Yayan, ''Çinli üreticilerin, son aylarda özellikle Ortadoğu ve Körfez ülkelerine, zaman zaman da Türkiye'ye ihracat yapma gayreti içerisine girdiklerini görüyoruz. Bu durum, fiyatlar üzerinde ciddi tesirlere yol açıyor. Hem uluslararası piyasalardaki payımızın düşmesi hem de yurtiçi satışlarımızı azaltması açısından sektörümüzü olumsuz etkiliyor'' ifadesini kullandı.
''Çinlilerin Türkiye'den daha düşük maliyetli üretim yapmadığını'' anlatan Yayan, Çinli üreticilerin finansman kuruluşlarına ciddi borçları olduğunu söyledi.
Yayan, bu kuruluşların alacakları için Çinli firmaları sıkıştırmaları nedeniyle iç piyasada eritemedikleri ürünleri ihraç ederek borçlarını ödeme gayreti içine girdiklerini ve Türkiye'nin civarındaki ülkelere düşük fiyatlarla ürün sattığını belirtti. Yayan, ''Bunun yarattığı tahribat çekirge sürüsünün yarattığı tahribata benzer. Hiçbir ülke büyük yatırımlarla oluşturduğu sanayisinin bu şekilde tahrip edilmesine müsaade etmez. Bizim ülkemizin de bu kararlılık içerisinde olacağını ümit ediyoruz'' dedi.
''Firmalar düşük kapasite ile çalışıyor''
Piyasanın ihtiyacının yüzde 40'ının yurtiçinden karşılanabildiğini ifade eden Yayan, bu oranın hurda için yüzde 30 olduğunu söyledi.
Yayan, Türkiye'nin son rakamlara göre 10 milyon ton civarında demir-çelik ürünleri ithalatı yaptığını, bunun da 6 milyon civarında olan kısmının yassı ürün ithalatını içerdiğini kaydederek, bu durumun sektördeki kuruluşların yüzde 45 kapasite kullanım oranları ile çalışmasına neden olduğunu, firmalara yaptıkları çağrılar sonucunda yassı ürün üretimi konusunda hızlı bir dönüşüm yaşandığını vurguladı.
Bu dönüşümün neticesinde yassı ürün üretimine ilişkin gelişmeler kaydedildiğini anlatan Yayan, buna karşın gerek dahilde işleme rejiminin gerekse gümrük mevzuatının açıkları sebebiyle, ihtiyacın üzerinde bir kapasite ile üretim yapma imkanına sahipken, ithalatın tercih edildiğini ifade etti.
Firmaların düşük kapasite ile çalışmalarını ''kaynak israfı'' olarak nitelendiren Yayan, ''Bu, yurtiçi girdi tedarikine öncelik verileceğini söylediğimiz bu ortamda, bu önceliğe ilişkin politikalarla da çelişmektedir. Bunun tedbirini almak durumunda olanların bunları söyleyip ondan sonra bu konuda hiçbir tedbir almamasını da yadırgıyoruz. Daha fazla bu konuda zaman kaybetmeyi Türkiye'nin ali menfaatleri açısından son derece yanlış buluyoruz. Ekonomi Bakanlığı'ndan bu konuda tedbir almasını bekliyoruz'' diye konuştu.
Sektördeki yatırımlara da değinen Yayan, yılın ikinci çeyreğindeki ekonomik büyümede yavaşlamaya rağmen yatırımların sürdüğünü söyledi.
''Yürüyüş bandı üzerinde durursanız düşersiniz'' ifadesini kullanan Yayan, demir-çelik sektörünün de yürüyüş bandı üzerindeki sektörlerden olduğunu kaydetti.
'Uç ürünler konusunda devlet yardım etmeli''
Yayan, uç ürünler olarak bilinen katma değeri yüksek ürünlere yönelik yatırımlar için devlet yardımının olmamasının sektörün bu ürünlerin üretimine yönelmesini zorlaştırdığına dikkati çekerek, Avrupa Birliği (AB) ile imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması'nın çelik sektörüne bu tarz bir yardımı tümüyle yasakladığını ifade etti.
Anlaşma hükümlerinin esnetilmesi gerektiğini belirten Yayan, ''Bizim paslanmaz çelik, yapısal çelik, yassı ürünlerin katma değeri yüksek gelişmiş bölümleri ile ilgili yatırımlara ihtiyacımız var'' dedi.
Sektör olarak yetkililerden beklentilerini de anlatan Yayan, demir-demir dışı metaller stratejisinin en kısa zamanda yürürlüğe konulmasını istediklerini sözlerine ekledi.
KAYNAK: DEMİR ÇELİK ÜRETİCİLERİ DERNEĞİ
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.