Ekonomi ve Çelik Piyasalarının Görünümü 2012-2013
Eurofer Ekonomi Komitesi tarafından hazırlnan 2012 2. Çeyrek Raporu
Eurofer Ekonomi Komitesi tarafından hazırlnan 2012 2. Çeyrek Raporu
Eurofer Ekonomi Komitesi tarafından hazırlnan 2012 2. Çeyrek Raporu:
Makroekonomik Görünüm
AB ekonomisi, beklentilere paralel olarak, 2011 yılının son çeyreğinde küçüldü. Böylece, AB ekonomisi, 2009 yılının ikinci çeyreğinden itibaren devam eden kesintisiz büyümeye ara vererek, 0.3 oranında küçülmüş oldu. Özellikle borç sorunu içerisinde olan Euro bölgesi ülkelerinde, ekonomik performansın daha keskin bir şekilde gerilediği gözlendi. 2011 yılının ilk yarısında büyüme eğilimi içerisinde olan Belçika, Hollanda ve Çek Cumhuriyeti gibi ülkeler, yılın son çeyreğinde teknik resesyon içerisine girdi. Almanya ve İngiltere’deki büyüme de küçülmeye döndü. Büyük AB ülkeleri arasında, genel eğilimin tersine performans gösteren ve yüksek oranda büyümeyi başaran tek ülke ise, Fransa oldu.
Son çeyrekteki daralmaya rağmen, AB ekonomisi 2011 yılında 1.5 oranında büyüme performansı gösterdi. AB ekonomisinin, 2011 yılını artıda tamamlamasında, özellikle yılın ilk çeyreğinde gözlenen yüksek performansın önemli bir katkısı oldu.
2012 yılının ilk aylarında, temel göstergeler toparlanma eğiliminin devam edeceğine işaret ediyor. Mevcut göstergeler, ekonomide bir sıçramadan çok, aylar süren zayıflamanın ardından, istikrarın tesis edileceğine işaret ediyor. Bu durum, yılın son dönemlerinde temkinli bir toparlanmayı beraberinde getirebilir.
Genel anlamda bakıldığında, bazı yeni ülkelerde de teknik resesyon görülebileceği beklentisi ile, AB ekonomisinin 2012 yılının ilk çeyreğinde yumuşak bir şekilde daralmaya devam edeceği tahmin ediliyor. Yılın ikinci çeyreğinden itibaren resesyon baskının yavaş yavaş etkisini kaybetmesi bekleniyor. Ancak, yılın ikinci çeyreğinde, AB ekonomisinin pozitif bir büyüme sergileyip sergilemeyeceği, toparlanmanın seviyesi ve ne zaman başlayacağı konusunda belirsizlikler devam ediyor.
Avrupa Birliği’nde yatırımlardaki azalmaya paralel olarak, makine ve ekipman talebinde gözlenen gerilemeye rağmen, AB genelinde imalat sanayi oldukça iyi bir performans gösteriyor. AB genelinde, imalat sanayiinde, ülkeler itibariyle ciddi performans farklılıkları gözlenirken, Almanya Avrupa’nın üretim motoru konumunu sürdürüyor. Hiçbir olumlu gelişmenin veya işaretin bulunmadığı İspanya’da ise durum, 2009 yılındaki kadar kötü görünüyor.
AB ekonomisindeki mevcut riskler ve belirsizler, iç problemler ve yapısal dengesizliklerden kaynaklanıyor. Mayıs ayında yapılacak seçimler ve ülkenin borç azaltma ve bütçe kriterlerini yerine getirme konusunda göstereceği performansın, Yunanistan’ın gelişme yönünü belirleyici rol oynayacağı değerlendiriliyor. Portekiz, İspanya ve İtalya’nın finansal problemlerinin derinleşmesi, AB genelindeki borç krizinin şiddetini arttırmasına sebebiyet verebilir. Bu gerçekleştiği takdirde, AB’nin finansal güvenlik duvarı gerçek anlamda test edilmiş olacak. Avrupa’nın, toplam 700 milyar Euro tutarındaki destek kapasitesinin, uzun vadede İspanya ve İtalya’yı desteklemede yetersiz kalacağı tahmin ediliyor.
Yüksek petrol fiyatları, ticaret dengesinde açığın büyümesine ve enflasyon üzerinde baskıya neden olduğundan, petrol fiyatlarında meydana gelen son artışlar da, temel endişe kaynaklarından birisini oluşturuyor.
ABD ve Gelişmekte olan Ülkeler
2011 yılının dördüncü çeyreğinde, ABD’nin GSYH’si, yıllıklandırılmış bazda 2.8 oranında artış gösterdi. Böylece, ABD ekonomisi 2010 ilkbaharından bu yana, en yüksek büyüme performansını yakalamış ve arka arkaya üç çeyrek büyümeyi başarmış oldu. Ekonomideki büyümede, stok yenileme ve özel tüketim temel itici güç görevi gördü.
2011 yılının sonlarından bu yana, temel ekonomik göstergeler, istikrarlı büyümenin devam edeceğini ortaya koyuyor. 2012-2013 yıllarında beklenen 2.5 oranındaki yıllık ortalama büyümenin, işsizliğin yeterince azaltılmasında yetersiz kalacağı değerlendiriliyor.
2012 yılının ilk çeyreğinde, 8.1 oranında büyüyen Çin ekonomisi, son 3 yılın en düşük büyüme oranını elde etti. Çin ekonomisindeki büyümenin yavaşlamasına rağmen, ekonomide keskin bir düşüş beklenmiyor. 2012-2013 yıllarında Çin ekonomisindeki büyümenin, 8-8.5 aralığında gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
2011 yılının son çeyreğinde, net ticaretin azalması ve yatırımlarda düşüş gözlenmesi nedeniyle, Hindistan ekonomisindeki büyüme, 6.1 seviyesine kadar yavaşladı. Politikalardaki belirsizlikler, ülkeye doğrudan yabancı sermaye girişini sınırlandırmaya devam ediyor.
AB Çelik Piyasası
Çelik Kullanıcısı Sektörler
2011 yılının son çeyreğinde 1.5 oranında artış gösteren AB çelik tüketicisi sektörlerin faaliyetleri, 2011 yılının tamamında 6.4 oranında büyüdü. Yılın ikinci yarısında, pek çok sektörün performansında yavaşlama yaşanırken, 2011 yılının son çeyreğinde siparişlerdeki düşüşlerin olumsuz etkileri piyasaya yansımaya başladı. Bankaların kredi risklerinden kaçınmalarının finansmana erişimi zorlaştırması, küçük ve orta ölçekli işletmelerin faaliyetlerini olumsuz yönde etkiledi.
2012 yılının ilk çeyreğine ilişkin beklentiler, büyümedeki ivme kaybının devam edeceğini gösteriyor. Bu yılın ilk çeyreğinde, çelik kullanıcısı sektörlerin, 2.5 oranında küçüldüğü tahmin ediliyor. Ekonominin yılın ikinci yarısından itibaren toparlanmaya başlayacağına yönelik tahminler dikkate alındığında, üretim artışının yılın son çeyreğine kadar eksi seviyelerdeki seyrini sürdürmesi bekleniyor. Yılın tamamında ise, sektörlerdeki daralmanın 1’in altında kalacağı öngörülüyor.
İnşaat
2011 yılının son çeyreğinde, AB inşaat endüstrisi 3.7 oranında büyümesine rağmen, ülke bazında farklı trendler gözlendi. Almanya inşaat sektörü 12.7 oranında büyürken, Fransa, Polonya ve İsveç’teki büyüme eğilimi hız kazandı. Diğer ülkelerin büyüme performansları ise, sabit kalma ile İspanya’da olduğu gibi keskin düşüş arasında farklılık gösterdi. Ancak yılın ilk ve son çeyreklerindeki olumlu büyüme performansları sayesinde, yıl genelinde AB inşaat sektörü 3.7 oranında büyümeyi başardı.
2012 yılının ilk çeyreğinde, inşaat sektörü, şiddetli kış koşullarından olumsuz yönde etkilendi. Yılın geriye kalan kısmı için ise, belirsizlik devam ediyor. 2011 yılında pozitif bir büyüme eğilimi gösteren pek çok ülkenin, 2012 yılında ivme kaybetmesi bekleniyor.
Otomotiv
AB’nin otomobil üretimi, 2011 yılının son çeyreğinde 2.5 ve yılın tamamında 10.7 oranında artış gösterdi. 2012 yılına zayıf bir şekilde başlayan AB otomotiv piyasasında, otomobil tescillerinde 7.7 oranında düşüş gözlendi. Özellikle İtalya ve Fransa’da, zayıf tüketici güveni nedeniyle, satışlar geriledi. Ancak ihraç talebi güçlü seyrini sürdürüyor. Bu sayede, ilk çeyrekte otomobil üretiminin 2.5 oranında arttığı tahmin ediliyor.
Makine Mühendisliği
2011 yılının dördüncü çeyreğinde, AB makine sektörünün üretimi, geçen yılın aynı dönemine kıyasla, 3 oranında; yılın tamamında ise, 10.7 oranında artış gösterdi. 2011 yılına güçlü başlayan sektör, borç krizinin bölgeye yayılması ile, yılı oldukça zayıf bir noktada tamamladı. AB ve global ekonomideki iyileşmeye bağlı olarak, AB makine sektörünün, 2012 yılında 1 ve 2013 yılında 3 oranında büyümesi bekleniyor.
Boru
Beklentilere paralel bir şekilde, 2011 yılının son çeyreğinde AB’nin boru üretimi 2 oranında geriledi. Ancak buna rağmen, yılın tamamında üretimdeki artış 10.2 gibi oldukça yüksek bir seviyede gerçekleşti. AB boru sektörünün, iki yıl üst üste çift haneli büyüme oranına ulaşmasına rağmen, 2011 yılında gerçekleştirilen üretim, hâlen kriz öncesi seviyesinin 20 oranında altında bulunuyor.
2011 yılının son çeyreğinde başlayan yavaşlama eğiliminin, 2012 yılının ilk çeyreğinde de devam ettiği ve üretimin 14 oranında gerilemiş olduğu tahmin ediliyor. Piyasanın talebindeki güçlenmenin, ancak 2012 yılının son çeyreğinden itibaren mümkün olabileceği değerlendiriliyor. Bir bütün olarak, AB boru sektörünün üretiminin, 2012 yılında 4 oranında gerileyeceği ve 2013 yılında 2.5 oranında artacağı tahmin ediliyor.
Reel Tüketim
2011 yılının son çeyreğinde, AB’nin reel çelik tüketimi bir yıl önceki seviyelerinde sabit kalırken, yıl genelinde 5.9 oranında artış gösterdi. Çelik tüketicisi sektörlerin performanslarına ilişkin beklentilere bakıldığında, 2012 yılının genelinde reel tüketimin negatifte kalmaya devam edeceği anlaşılıyor. 2012 yılının sonlarına doğru, AB ekonomisinde beklenen toparlanmaya paralel olarak, çelik piyasasının da yumuşak bir iyileşme eğilimine girmesi bekleniyor. AB’nin reel çelik tüketiminin, 2012 yılında 1.5 oranında azalması, 2013 yılında ise, 2 oranında artması bekleniyor.
Görünür Tüketim
Yılın sonlarına doğru, son kullanıcı talebinin azalmasına ve dağıtım zincirinde stok azaltma çalışmalarının yoğunlaşmasına paralel olarak, 2011 yılının son çeyreğinde AB’nin görünür çelik tüketimi 7.8 oranında azaldı. Yılın genelinde ise, son aylardaki negatif gelişmeye rağmen, görünür tüketimdeki artış 6.8 seviyesinde kaldı.
2011 yılının son çeyreğinde, stoklarını boşaltan son kullanıcılar ve servis merkezlerinin yeniden stoklarını doldurmaya başlamaları ile, 2012 yılına iyi bir başlangıç yapıldı. Ancak buna rağmen, geçen yılın ilk çeyreğine kıyasla, görünür tüketimin 11 oranında azaldığı tahmin ediliyor. Tüketimin, 2012 yılında 2.7 oranında azalacağı; 2013 yılında ise, 2.5 oranında artış göstereceği öngörülüyor.
İthalat
2011 yılının son çeyreğinde, üçüncü ülkelerden yapılan ithalat miktarı, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla, 12.4 oranında, üçüncü çeyreğe kıyasla ise 27 oranında azalarak, son iki yılın en düşük 3 aylık ithalat miktarına geriledi. Ancak yılın ilk yarısındaki yüksek ithalat miktarı nedeniyle, yıl genelinde ithalat 24 oranında artış gösterdi. Yılın son çeyreği hariç, AB 2011 yılının ilk 3 çeyreğinde de net ithalatçı oldu. 2011 yılında, özellikle organik kaplanmış saclar, quarto levha, teneke ürünleri ve ticari çubuklar gibi ürünlerin ithalatında, yüksek oranlı artışlar yaşandı.
2011 yılında, AB’nin toplam çelik ürünleri ithalatının 60 oranındaki kısmı, Rusya, Ukrayna ve Çin Halk Cumhuriyeti’nden yapıldı. Ukrayna, yarı mamul ithalatından 39 ve quarto levha ithalatından 43 oranında pay alırken, Rusya’nın ihracatı ağırlıklı bir şekilde yarı mamul, soğuk haddelenmiş sac ve tane konumlu sac ürünlerinde gerçekleşti. Çin’in AB’ye yönelik ihracatı ise, kaplanmış sac piyasasını hakimiyeti altına aldı ve AB’nin bu ürünlerdeki toplam ithalatının 60 oranındaki kısmını karşıladı.
2012 yılının ilk çeyreğine ilişkin lisanslar, 2011 yılının son çeyreğine göre ithalatta artış yaşandığını ortaya koyarken, 2011 yılının ilk yarısındaki çeyreklik ortalamasının, 35 oranında altında kaldı. 2012 yılının tamamında, ithalatın 18.5 oranında azalması bekleniyor. Zayıf talep, Euro paritesinin düşmesi ve diğer pazarlardaki daha cazip ihraç koşullarının, 2012 yılında AB’nin ithalatının, 2011 yılındaki seviyesinin altında kalmasına imkân sağlayacağı değerlendiriliyor. 2013 yılında, AB’nin çelik talebinde beklenen artışın ise, ithalatın 6 oranında artmasına katkıda bulunacağı öngörülüyor.
İhracat
2011 yılının son çeyreğinde, AB’nin üçüncü ülkelere yönelik çelik ihracatı 21 oranında artış gösterdi. İç piyasadan gelen talebin azalması, AB’li üreticileri ihraç piyasalara yönelmek durumunda bıraktı. Bu nedenle, yılın son çeyreğinde, AB net çelik ihracatçısı oldu. 2011 yılında, Avrupa Birliği, yarı mamullerde 7.5 milyon ton, yassı mamullerde ise, 1.9 milyon ton net ithalat gerçekleştirdi.
2011 yılında, AB’nin çelik ihracatının 29’unu gerçekleştirdiği Cezayir piyasası, en büyük ihraç pazarı olurken, diğer önemli pazarlar arasında, toplam 23 oranında paya sahip olan ABD, Türkiye ve İsviçre yer aldı.
Son gümrük verileri, 2012 yılının Ocak-Şubat döneminde, AB’nin çelik ihracatının 13.5 oranında artış gösterdiğini ortaya koyuyor. 2012 yılının tamamında, AB’nin çelik ihracatının 4 oranında büyümesi ve başta Cezayir olmak üzere, Kuzey Afrika piyasasının, özellikle uzun ürünlerin ihracatında önemini sürdürmesi bekleniyor.
KAYNAK: DEMİR ÇELİK ÜRETİCİLERİ DERNEĞİ
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.