Küresel piyasaların gözü kulağı FED'in yapacağı faiz açıklamasında. Peki FED yıl boyunca ne gibi kararlar aldı, FED üyeleri neler söyledi? Oy hakkı olanlar kimler ve basına yıl boyunca neler yansıdı? İşte Destek Menkul Değerler Araştırma Uzmanlarının FED'in yıllık karnesi değerlendirmesi ve o bilgiler ışığında beklentiler.
Aysun Göksu- Destek Menkul Değerler Araştırma Uzmanı
Amerika Merkez Bankası (FED), küresel piyasalarının rotası sayılabilecek bir sürece adım atmaya hazırlanıyor. FED’in finans sistemindeki çöküşü önlemek amacıyla piyasalara likidite sağladığı varlık alım programını sonlandırmasının ardından şimdi gözler para politikalarını belirleyen Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) vereceği faiz kararında.
Hatırlamak gerekirse FED, 2006 yılında aldığı bir kararla yüzde 1 olan faiz oranını iki yıl içerisinde yüzde 5.5 seviyesine çıkarmıştı. FED’in uyguladığı bu politika küresel ekonomide yavaşlamaya neden olmuş ve ABD’de başlayıp tüm dünyaya yayılan likidite krizine yol açmıştı. Krizin ortaya çıkmasıyla birlikte FED, politika faiz oranlarını rekor düşük seviyelere çekmiş ve parasal genişleme programı başlatarak piyasaya nakit pompalamaya başlamıştı. 2008 yılı Aralık ayında başladığı aylık 85 milyar dolarlık tahvil alımıyla sağladığı parasal genişleme (QE) programını 2014 yılı Ekim ayında sona erdirmesinin ardından piyasada faiz artırımı beklentileri başladı. Bunun üzerine FED Başkanı Yellen’ın 2015 yılında faiz artırımına başlamayı hedeflediklerini açıklamasının ardından yıl içerisinde faiz artışı yapılacağı beklentisi güçlenirken FED, o dönem faiz oranını ise ‘kayda değer bir süre daha’ yüzde 0-0,25 seviyesinde tutma kararı almıştı. Peki FED neden bu kararı aldı? QE programının sonlandırılmasının ardından yapılan toplantılarda nelere dikkat çekildi hatırlayalım…
17 Aralık 2014
Parasal Genişleme programının sonlandırılmasının ardından FED gerçekleştirdiği ilk toplantısında faiz artırımı için ‘kayda değer bir süre daha’ ifadesini kaldırdı. Ancak bu ifade yerine ‘sabırlı’ ifadesi konuldu. FED Açık Piyasa Komitesi toplantısında konuşan FED Başkanı Yellen, para politikasında normalleşme ve faiz artırımı için en az iki toplantı daha bekleneceğini, Komite’nin 2015 yılında faiz artırımını beklediğini ancak zamanlamasının verilere bağlı olduğunu belirtti. Yellen'ın "En az iki toplantı daha bekleneceği" açıklaması piyasada erken faiz artırımı ihtimaline işaret ettiği yönünde algılanmasına neden oldu.
FOMC tutanaklarında işgücü piyasasının güçlü istihdam artışı ve düşen işsizlik oranıyla iyileştiği vurgulanırken ABD ekonomisinin ılımlı bir oranda toparlanmaya devam ettiği, istihdam piyasasında olumlu bir görüntü olduğu ancak enflasyon hedeflerinin altında kalındığı belirtildi. Fed petrol fiyatlarındaki düşüşün enflasyonun istenilen seviyelere yükselmemesinde etkili olduğunu belirtti.
28 Ocak 2015
Amerikan Merkez Bankası (Fed) Açık Piyasa Komitesi kararında, faizlerde bir değişikliğe gitmedi ve faiz artırımı zamanlamasıyla ilgili bir tarih vermeyerek ‘sabırlı’ ifadesini korudu. Açıklamada “Ekonomik aktivite sağlam bir hız ile arttı. İstihdam piyasası koşulları da iyileşmeye devam etti” ifadeleri yer aldı. Ayrıca enflasyonun kısa vadede biraz daha düşmesinin beklediğini belirten FED açıklamasında “Ancak tüketici fiyatlarının, enerji maliyetlerindeki düşüşün etkisinin de azalması ile orta vadede yüzde 2’lik hedefe doğru kademeli olarak yükselmesi bekleniyor” denildi. Açıklamada ayrıca bir öncekinden farklı olarak petrol fiyatlarındaki düşüşün hane halkının alım gücünü artırdığı ifade edildi.
18 Mart 2015
ABD Merkez Bankası FED, beklenildiği gibi faizi sabit bırakırken Başkan Yellen'ın en az iki ay boyunca faiz artırılmayacağı anlamına geldiğini ifade ettiği "sabırlı" ibaresi kullanılmadı. Fed'in sözlü yönlendirmesinde federal fonlama oranında Nisan ayı toplantısında bir artışın olası olmadığı ifade edilirken, sıkılaşmanın istihdam piyasasında daha fazla iyileşme olması ve enflasyonun orta vadede yüzde 2'lik hedefe doğru çıkması noktasında makul oranda güven duyulması halinde gerçekleşeceği belirtildi.
29 Nisan 2015
Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) Nisan ayı toplantısında faizlerde bir değişim yapılmaması kararı alındı. Tutanaklarda, “Mart ayındaki son toplantıdan bu yana alınan veriler, ekonomik büyümenin kış aylarında kısmen 'geçici' faktörler nedeniyle yavaşladığına işaret etti. İstihdam artış hızı düştü, işsizlik oranı sabit seyretti. İşgücü piyasasına ilişkin çeşitli göstergeler ise piyasadaki atıl kapasitenin fazla değişmediğini gösterdi" ifadelerine yer verildi. Öte yandan, enflasyonun Fed'in yüzde 2 hedefinin altında kalmaya devam ettiğine işaret edilen bildiride, enflasyon oranının gerileyen enerji fiyatlarının "geçici" etkisinin kaybolmasıyla hedefe yaklaşacağı beklentisine de yer verildi.
17 Haziran 2015
ABD Merkez Bankası (Fed), politika faizini değiştirmezken, Fed yetkililerinin büyük çoğunluğu faiz artışına bu yıl içinde başlanması yönünde görüş bildirdi. ABD ekonomisinin Nisan ayında gerçekleştirilen son FOMC toplantısından bu yana ılımlı derecede büyüdüğü ifade edilen tutanaklarda, istihdam artışının hızlandığı ve işsizlik oranının sabit kaldığı kaydedildi. Bununla birlikte, tüketici harcamaları ve konut sektörünün iyileşme gösterdiği belirtilen metinde, enflasyonun ise önceki dönemlerde gerileyen enerji fiyatları nedeniyle FED'in yüzde 2 hedefinin altında kalmaya devam ettiğine işaret edildi.
29 Temmuz 2015
ABD Merkez Bankası (Fed), bu toplantısında da faizleri beklenildiği gibi yüzde 0-0,25 seviyesinde sabit tuttu. Açıklamada istihdamda ilerlemenin sağlandığı ancak enflasyonda bunun görülmediği belirtildi. Ekonomik aktivitenin son aylarda ılımlı bir şekilde büyüdüğü kaydedilen açıklamada, "Fed ilk faiz artışına başlanmadan önce enflasyonda yüzde 2 hedefine doğru hareketten oldukça emin olmalı" denildi.
17 Eylül 2015
Faiz artırım beklentilerinin güçlü olduğu Eylül toplantısında FED, politika faizlerinde bir değişikliğe gitmeyerek piyasayı şaşırttı diyebiliriz. FED Başkanı Janet Yellen, kararın açıklanmasının ardından yaptığı basın toplantısında faiz artışı için Ekim ayının hala bir olasılık olduğunu söyledi.
28 Ekim 2015
FED Başkanı J. Yellen’ın Ekim ayını işaret eden açıklamalarının ardından kritik tarih geldiğinde piyasalar yine umduğunu bulamadı. FED, politika faizini yüzde 0-0,25 aralığında bıraktı. Ekonomik aktivitenin ılımlı bir hızla iyileştiği belirtilen açıklamada "İstihdam ve enflasyon hedeflerindeki ilerleme Aralık'ta değerlendirilecek" denildi.
16 Aralık 2015
Sekiz toplantıyı geride bırakan FED’in 15-16 Aralık tarihlerinde düzenlenecek olan yılın son toplantısında nihai kararı vermesi bekleniyor. Tahvil alım programını sonlandırmasının ardından FED’in politika faizi konusundaki adımları mercek altına alındı. 17 Aralık 2014 yılından buyana yapılan toplantılarda enflasyon, istihdam piyasası ve büyümeye vurgu yapan FED’in faiz artırımı konusunda eli ne denli güçlü inceleyelim…
FED’in 2008 yılında uygulamaya başladığı parasal genişleme programı sırasında işsizlik oranı yaklaşık yüzde 6 seviyelerinde bulunuyordu. Varlık alım programının sonlandırıldığı 2014 yılı Eylül ayında ise bu oran yüzde 5.9 seviyesine geriledi. Bugün geldiğimiz noktada ise ABD işsizlik oranı yüzde 5 seviyesine gerilemiş durumda. Öyle görünüyor ki FED, bu yıl için belirlediği yüzde 5.2-5.3 aralığındaki işsizlik oranı hedefinin de altında bulunuyor.
2015 Mart ayında ABD ekonomisine ilişkin beklentilerini güncelleyen FED, enflasyon tahminlerini aşağı çekti. Buna göre bir önceki raporda bu yıl yüzde 1-1.6 aralığında olması beklenen enflasyon tahmini 0.6-0.8 aralığına indirilirken gelecek yıl 1.7 ile 2 aralığında seyredeceği tahmin edilen enflasyon beklentisi ise 1.7-1.9 aralığına düşürüldü. Yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere FED, hedeflediği enflasyon oranından hayli uzak seviyede bulunuyor. Tüketimi ve üretimi canlandırmak adına piyasaya likidite pompalayan parasal genişleme programına rağmen enflasyon oranındaki düşüş FED’in faiz artırımında belini büken en büyük etken olarak karşımıza çıkıyor.
Enflasyon ve işsizlik oranı ile birlikte büyüme tahminlerini de güncelleyen FED, bu yılki büyüme tahminini yüzde 2.6-3 aralığından yüzde 2.3 ila 2.7 aralığına çekti. Gelecek yıla ilişkin büyüme tahminini ise yüzde 2.5-2.7 aralığından yüzde 2.3-2.7 aralığına revize etti. ABD ekonomisi ise Eylül ayında açıklanan son verilere göre yüzde 3.8 büyüme kaydetti. Büyüme oranlarında QE programının başladığı 2008 yılından bugüne gelinen noktada büyüme oranlarında ciddi oranda artış kaydedildiğini görüyoruz. Yani FED’in faiz artırım sürecinde vurgu yaptığı büyüme oranında istenilen seviyelere ulaşılmış olduğunu görüyoruz.
Görüldüğü üzere FED, büyüme ve işsizlik oranında istediği ivmeyi yakalamışken enflasyonda hala istenilen makul seviyeye ulaşılabilmiş değil. ABD’nin enflasyon seviyesinin hedeflenilenin çok altında kalmasının nedeni olarak petrol fiyatları öne sürülüyor. Fed petrol fiyatlarındaki düşüşün enflasyonun istenilen seviyelere yükselmemesinde etkili olduğuna vurgu yaparken küresel arz fazlası probleminin devam ediyor olması petrol fiyatlarının bir süre daha düşük seviyelerde seyredebileceğine işaret ediyor.
FED’in faiz artırım sürecinde elini zayıflatan bir diğer neden ise dünyanın en büyük ikinci ekonomisine sahip Çin’de yaşanan ekonomik gelişmeler. Çin’de yaşanan devalüasyonun etkileri ile küresel piyasalarda yaşanan tedirginlik hala devam ediyor. FED’in bu hafta gerçekleştireceği toplantısında faiz konusunda nasıl bir politika izleyeceği merakla beklenirken düşük enflasyon, Çin ekonomisinde yaşanan bozulma, düşen emtia ve petrol fiyatları FED’in Eylül’de faiz artırım ihtimalini zayıflatıyor. Ancak belirtelim ki FED’in Çin ekonomisini öne sürerek faiz artırımını ötemele kararı alması bankanın kredibilitesini ciddi anlamda sarsabilir.
ABD Tahvil Faizlerinin Seyri
Para sisteminin merkezini oluşturan ABD’nin tahvil faizleri, dünyadaki faiz oranlarını etkileyen bir güç niteliğinde bulunmaktadır. Aşağıdaki grafikte ABD Merkez Bankası FED’in parasal genişlemeyi sonlandırmasının ardından 2 ve 10 yıllık tahvil faizlerinin seyri yer almaktadır. Tahvil faizlerindeki güçlü seyir ve yukarı eğilimin devamı FED’in faiz artırımına ne kadar çok yaklaştığını gösteriyor. 2 yıllık tahvil faizlerindeki görünüm faiz artırımına ilişkin daha duyarlı olduğu için buradaki yükseliş çok daha agresif. Dolar endeksi ve faizlerdeki yükselişin devam etmesi durumunda gelişmekte olan ülke para birimleri üzerinde baskının artması beklenir.
FED Üyeleri Ne Söylüyor?
FED’in bu yılki oy hakkına sahip olan FED Başkanlarının görüşleri bu hafta yapılacak toplantıda alınacak kararlarda büyük önem taşıyor. Bu bakımdan FED üyelerinin faiz artırımı konusunda ne düşündüklerini inceleyelim;
FED Başkanı Janet L. Yellen, Aralık ayında faiz artırımı ile ilgili olarak aralık ayında faiz artışına ‘muhtemelen’ gideceklerini söyledi. Yellen, ekonominin ilerleme gösterdiğini ancak Fed’in 2016 ekonomisine ihtiyatlı yaklaştığını ifade etti. Yellen konuşmasında, “Bu çerçevede ekim ayı toplantısından bu yana gelen ekonomik hem mali bilgiler işgücü piyasasındaki iyileşme beklentilerini tutarlı haline getirmiştir” dedi. Yellen buna rağmen Fed’in 2016’da ‘yavaş ve ihtiyatlı hareket edeceklerini’ ifade ederek “Tabiki, hatta ilk faiz artışı gerçekleşmesinden sonrada, para politikası uyumlu kalmaya devam edecek” diye konuştu.
New York Fed Başkanı William Dudley, Ekim ayında yaptığı açıklamada küresel ekonomik büyümenin ivme kaybetmesi nedeniyle ABD'de faizleri artırmaktan söz etmek için çok erken olduğunu söyledi. Sözlerini "Faizleri 2015 sonunda artırabileceğimizi düşündüğümüz doğru, ancak finans piyasalarındaki çalkantı, ılımlı küresel büyüme, enerji fiyatları ve makro-ihtiyati dengesizlikler süreci yavaşlatıyor" şeklinde sürdüren Dudley, "Faiz artırımını düşünmek için hala çok erken" dedi.
Fed Guvernörü Lael Brainard, Aralık ayında yaptığı açıklamada çalışma arkadaşlarından faiz artırımı konusunda dikkatli olmalarını isteyerek, Fed'in gösterge faizinin önceki ekonomik büyüme dönemlerindekinden daha düşük seviyelerde zirve yapmasını beklediğini söyledi.
Chicago FED Başkanı Charles Evans, ekonominin Fed'in bir faiz artırımını kaldırabilecek kadar güçlü olacağı zamanı iple çektiğini ve faiz artırımını dört gözle beklediğini söyledi. Evans ayrıca, Fed'in faiz artırımından kısa süre sonra bu artırımı geri kalmak zorunda kalıp kalmayacağı konusunda dikkatli olması gerektiğini vurguladı. Evans konuşmasında ayrıca, halkın Fed'in yüzde 2 enflasyon hedefine ulaşma taahhütüne ilişkin makul endişeleri olabileceğini söyledi.
Fed Başkan Yardımcısı Stanley Fischer yaptığı son açıklamada, güçlü doların ABD'de enflasyonu ve ihracatı sınırladığını ve ABD Merkez Bankası'nın ilk faiz artışını ertelemesine yol açtığını ancak ABD ekonomisinin Fed'in gelecek ay faiz artışına başlamasına hazır olabileceğini söyledi.
Richmond Fed Başkanı Jeffrey Lacker, geçen ayki toplantıda ekonominin faiz artışını kaldıracak güçte olduğunu belirterek faiz artışı yönünde tek oy veren üye olmuştu. Eylül toplantısında da Çin endişesiyle faizleri sabit tutma kararı alınmış ancak Lacker yine faiz artışını savunmuştu. Lacker son açıklamasında da istihdam piyasasında bir zayıflık görmediğini vurguladı ve faiz konusunda fikrinin değişmediğini söyledi.
Atlanta FED Başkanı Dennis Lockhart, devam eden ekonomik iyileşmenin muhtemelen, 2006'dan bu yana yapılacak ilk faiz artırımını gerekli halle getireceğini söylerken "Yakın zamanda bir faiz artırımı uygun olabilir" ifadesinde bulundu.
ABD Merkez Bankası Fed Yönetim Kurulu üyesi Jerome Powell, Ağustos ayı başında yaptığı açıklamada Eylül'de faiz artışı konusunda henüz karar vermediğini belirtti. Powell, faiz artışının patikasının zamanlamadan daha önemli olduğunu ifade etti. Dar bir patikada faiz artışının uygun olabileceğini söyleyen Powell, şirket tahvil piyasasının sıkılaşmaya vereceği tepkinin kendisini endişelendirdiğini de belirtti. Powel bu tarihteki açıklaması sonrası faiz konusunda herhangi bir demeç vermedi.
Fed Guvernörü Daniel Tarullo, son açıklamasında ABD ekonomisinin bu yıl içinde bir faiz artırımına hazır olmasını beklemediğini söyledi. Tarullo açıklamasında, "Ekonominin nereye gideceğini düşündüğüm dikkate alındığında, faizlerin bu yıl artırılmasının uygun olmasını beklemiyorum" diye konuştu.
San Francisco FED Başkanı John Williams, ABD ekonomik verilerinin cesaret verici şekilde gelmeye devam ettiğini varsayarak, Fed’in Aralık ayında faiz artırımına gitmesi için “güçlü bir durum” olduğunu ifade ederken, ilk hamleyi takip edecek artırımların eğiminin “en önemlisi” olduğunu belirtti.
Oy Hakkı Olmayan Üyeler Ne Düşünüyor?
St. Louis Fed Başkanı James Bullard, ABD merkez bankasının para politikası oluşumunun "ekstrem" olduğunu ve gösterge borç verme faizini ve bilançoyu "daha normal seviyelere" doğru götürmeye başlamanın zamanının geldiğini söyledi. Bullard, "Politika normalleşmesinin başlatılmasının savunucusu olmaya devam ediyorum" dedi.
Kansas City Fed Başkanı Esther George, Kansas City Fed Başkanı Esther George, Fed'in faiz artırımına başlaması için şartların oluştuğunu savundu. George yaptığı açıklamada, "Fed'in kısa vadeli faiz oranlarını yukarıya itmesinin zamanı geldi. Ekonominin kayda değer şekilde yüksek faiz oranlarına hazır olduğunu düşünmüyorum. Ama aynı zamanda, 2008 yılı sonunda belirlenen olağanüstü faiz seviyesinin de artık büyüyen ve büyümeye devam edecek bir ekonomi için uygun olmadığına inanıyorum" diye konuştu.
Cleveland Fed Başkanı Loretta Mester, BD'de faiz artışı zamanının hızla yaklaştığını ve piyasadaki ters bir tepki veya uzun vadeli ekonomik trendlerde belirsizlik korkusuyla bunu ertelememesi gerektiğini söyledi. Fed'in faiz oranlarını belirleyen komitesinde bu yıl oy hakkına sahip olan Mester, ABD'de işgücü piyasasının tam istihdama yaklaştığını ve işgücü yaratmanın enflasyonun önünü açmak için bir miktar yavaşlaması gerektiğini ifade etti.
Boston Fed Başkanı Eric Rosengren, Boston Fed Başkanı Eric Rosengren, cesaret verici ABD ekonomik verilerinin yanında bazı yatırımcıların risk aldıklarına ilişkin işaretlerin görülmesinin, merkez bankasının faizi gelecek ay artırmayı düşünmesini ve artırımın ardından kademeli hareket etmesini uygun hale getirdiğini kaydetti. Minneapolis Fed Başkanı Narayana Kocherlakota, son yaptığı açıklamada “Fed, para politikasını daha genişlemeci hale getirmenin yollarını değerlendirmeli” dedi.
Philadelphia Fed Başkanı Patrick Harker, "Bu yıl faizleri artırmanın politik belirsizliği azaltacağı ve ekonomide fiyat istikrarıyla beraber büyümede sürdürülebilir yola girilmesini sağlayacağı görüşündeyim" dedi. Harker faiz artırımını geciktirmenin Fed'in kredibilite kaybına uğramasına neden olacağını da dile getirdi.
Dallas Fed Başkanı Robert Steven Kaplan, para politikası konusunda kamuoyuna açık bir yorumda bulunmadı.
Ekonomist Görüşleri
Fed’in bu hafta yapacağı toplantı öncesinde değerlendirmelerde bulunan JPMorgan Chase & Co.'dan Bruce Kasman, Fed'in Aralık toplantısında faiz artırmasını beklediğini söyledi. Fed politika yapıcıları, 15-16 Aralık'taki toplantıdan önce, hem Ekim hem de Kasım aylarının istihdam raporlarını görme şansı bulacak.
ABD'li yatırım bankası Goldman Sachs, Fed'in 2016'da tam 4 kez faizi artıracağına işaret etti. Goldman Sachs analistlerine göre Fed gelecek yıl her çeyrekte 25 baz puan olmak üzere 100 baz puan artış yapacak. Goldman Sachs, eğer enflasyon beklentiler dahilinde gerçekleşmez, finansal koşullar düşünülenden daha sıkı gelişir ve büyüme yavaşlarsa Fed’in 2016’daki faiz artırımlarını azaltabileceğini de kaydetti.
Barclays analistleri, yayınladıkları raporda Fed'in ilk faiz artırımının Mart 2016'ya öteleyeceğini öngördüklerini belirttiler. Analistler daha önce Fed'in Eylül’de faiz artıracağını tahmin ediyorlardı. Barclays beklentisini ötelemesine neden olarak cari global görünümdeki belirsizliği işaret etti ve ilk faiz artırımının zamanlamasının daha belirsiz hala geldiğini vurguladı. Kuruluş 14 Eylül tarihinde yaptığı bu açıklamanın ardından herhangi bir değerlendirmede bulunmadı.
Uluslararası Para Fonu IMF Fed'in enflasyonda toparlanma işaretleri görene kadar faiz konusunda beklemesi gerektiğini kaydetti. Türkiye'de düzenlenecek G20 toplantıları için hazırlanan bir raporda IMF ekibi, ekonomik aktivitedeki zayıflık ve düşük enflasyonun çoğu büyük gelişmiş ülke ekonomilerinde uygulanan gevşek para politikasını haklı çıkardığı belirtildi. Açıklamada, "Federal Açık Piyasa Komitesi'nin kararı verilere bağlı olmalı, istihdam piyasasında güçlenmeye enflasyonun %2' lik orta vadeli hedefe doğru yaklaştığına dair işaretler eşlik edene dek faiz artışı konusunda beklemeli" ifadesine yer verildi.
Faiz Artırımı Türkiye’yi Nasıl Etkiler?
Amerika Merkez Bankası (FED)’nın para politikasında izleyeceği yol Türkiye gibi gelişmekte olan ülke ekonomilerini de önemli ölçüde etkilemeye devam edecek. Geçtiğimiz Ekim ayı toplantı tutanaklarında faiz artırım sürecinin kademeli olacağı ifadesine yer verilmişti. Bu ifadelerin şimdiden fiyatlamalara dahil olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ancak faiz artırımının gerçekleşmesi ile ilk etapta başta gelişmekte olan para birimleri olmak üzere birçok para birimi dolar karşısında değer kaybedebileceğini söyleyebiliriz. Piyasaların bu ilk reaksiyonu göstermesinin ardından, faiz artırımından çok, faiz artırım hızını fiyatlanmasını bekleyebiliriz. Yurtiçinde yaşanan politik ve jeopolitik risk ve belirsizlikler Türk Lirası’nı zayıflatırken FED’in bu hafta gerçekleştireceği toplantısı Türkiye için kritik bir öneme sahip. FED’in gerçekleştireceği toplantıda olası bir faiz artırım kararının alınmasıyla birlikte TL’nin dolar karşısında ciddi oranda değer kaybetmesi kaçınılmaz olacaktır. Yüksek kurun ihracatta olumlu katkı yapması beklenirken döviz açığı bulunan şirketleri de olumsuz etkilemeye devam edecektir.
Senaryolarla Faiz Kararı ve Beklentiler
FED faizi ‘’25 baz puan’’ artırırsa piyasanın tepkisi ne olur?
2015 yılının tamamına yakın bir süresinde sözlü yönlendirmeler ile piyasaları oyalayan FED’in haftaya gerçekleşecek yılın son ve en kritik toplantısında faiz artırımına gitme ihtimali oldukça artmış durumda. Gelinen noktada olası bir faiz artırımının ertelenmesi FED’in kredibilitesini derinden sarsabileceği gibi, piyasalar üzerinde de faiz artırımına kıyasla daha fazla sarsıntı yaratabilir. ABD istihdam ve işsizlik rakamları belli bir çizgiye oturmuş görünse de, enflasyon da beklenen ivmenin kaydedilememesi bu hamlenin gecikmesindeki en önemli faktör olarak değerlendirilebilir. Enflasyonun belirlenen hedefine ulaşması ötelendikçe, FED’in faiz artırım hamlesi de ileri bir tarihe bırakıldı. Önümüzdeki hafta gerçekleşmesi beklenen FED’in faiz artırımına yönelik en güçlü sinyalin Eylül toplantısında verildiğini belirtmek gerekiyor. FED Başkanı Yellen, enflasyonun dış kaynaklı faktörler sebebiyle bir süre daha düşmesi beklendiği ve bundan sonraki aylarda istihdam verisi güçlü geldiği sürece faiz artırımın geleceğini söylerken, faiz artırımının önündeki en büyük engel olan enflasyon konusunda dikkatleri orta vadeye çekerek faiz artırımının önünü açmıştı. Ağustos ayındaki Çin merkezli küresel sarsıntının da etkilerinin azalması ile piyasa beklentisine paralel olarak 16 Aralık’ta FED’in 25 baz puanlık bir faiz artırımına gitmesi beklenmektedir. Bu beklentilerin son dönemde büyük ölçüde fiyatlanmasıyla, en azından böyle bir hamle ile volatilite artsa da, etkilerinin 2015 yılı genelindeki beklentilere kıyasla daha sınırlı kalma ihtimali mevcut gözükmektedir. Böyle bir durumda USDTL üzerinde 4-5 kuruşluk bir ekstra prim yaratılarak, 2.95 – 3.00 aralığı hedef konumuna gelebilir.
FED faizi ‘’50 baz puan’’ artırırsa piyasanın tepkisi ne olur?
Piyasalar için son eşik olan FED’in yılın son toplantısı için geri sayımın başlamasıyla piyasalarda hareketliliğin arttığını görüyoruz. Hatırlamak gerekirse 27-28 Ekim tarihlerinde yapılan toplantının tutanaklarında Aralık ayında faiz artışının uygun olacağı vurgulanırken faiz artışının kademeli olacağı konusunda büyük oranda uzlaşıldığı bilgisi yer almıştı. Tutanakların açıklanmasının ardından açıklamalarda bulunan FED Başkanı J. Yellen ise sıkılaştırma sürecinin kademeli olarak yürütülmesini beklediğini ifade etmişti. Piyasa bu açıklamaların ardından faiz artırımının zamanlamasından çok ne oranda artırılacağına odaklandı diyebiliriz. Piyasanın ağırlıklı olarak yüzde 0.25 oranında bir artış öngörüsünün olduğunu belirtmekte fayda var. Gelecek hafta yapılacak toplantıda faiz artırımı kararının alınması durumunda ilk etapta başta gelişmekte olan para birimleri olmak üzere birçok para biriminin dolar karşısında değer kaybetmesi kaçınılmaz olacaktır. FED’in beklentilerin aksine yüzde 0.50 oranında faiz artırımı gerçekleştirmesi durumunda ise piyasaların buna sert fiyat hareketleriyle reaksiyon vermesi beklenebilir. Kur açısından değerlendirecek olursak, FED’in bu beklenmedik sürpriz hamlesi elbette Türk Lirası varlıklarında zayıflamaya neden olacaktır. Böyle bir durumda Dolar/TL paritesi hızlı yükselişlere sahne olabilir ve kurda 3.07 olan tarihi zirvenin tekrar denenmesi söz konusu olabilir. FED faizi artırmazsa piyasanın tepkisi ne olur? Piyasa fiyatlamalarına baktığımızda FED’in faiz artırımını yaklaşık ‘’%80 ihtimalle’’ önümüzdeki hafta yapması bekleniyor. Doların küresel piyasalardaki güçlü seyri ve MSCI gelişen ülke endekslerinde son 1 aydaki %4.50’luk kayıp bu duruma işaret ediyor. FED kanadında üyelerinde son açıklamalarına bakılırsa Aralık ayı faiz artırımı için oldukça uygun bir tarih. Aynı zamanda olumlu ABD dataları da FED’in elini güçlü tutuyor. Genel olarak piyasa 25 baz puanlık bir faiz artırımına hazır. Fakat FED beklentilerin çoğunu göz ardı edip bu ayı da pas geçerse ve bunu 2016 yılına ertelerse , bu beklentiyi satın alan piyasa aktörlerini ‘’dolar satımına’’ yöneltebilir. Yani dolarda ‘’bu sürpriz karar sonrası’’ sert bir gerileme görebiliriz ve başta gelişmekte olan ülke endeksleri olmak üzere tüm küresel borsalarda bayram havası yaşanır. Ancak buna farklı bir açıdan baktığımızda FED’in faiz artırımına gitmesi kadar gidememesi de ciddi bir risk durumunu yansıtıyor. Çünkü FED’in faiz artıramaması hem ABD ekonomisinin toparlanmadığı hem de küresel talep endişelerinin derinleştiği anlamına geliyor. Böyle bir durumda piyasalarda sürpriz karar sonrası bayram havası yaşanabilir ancak risk algısının artacağı beklentisi fiyatlamaların içerisine daha sonradan gireceğinden bu olumlu hava kısa soluklu kalabilir. Kur tarafına olası yansımalarına baktığımızda ise bu kararla beraber dolarda sert bir geri çekilme yaşanması kaçınılmaz. Böyle bir durumda ilk etapta 2.85 daha sonra 2.80’nin de altına doğru gevşeme görebiliriz. Bu karar küresel piyasada dolar satışını hızlandıran bir etki yaratır.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.