Galva Metal Süreç Geliştirme ve Satın Alma Müdürü Banu Küner ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
“Sürdürülebilir mükemmellik yolculuğumuza devam ediyoruz”
Sektörde her geçen gün büyüyen ve kazanımlarının önemli bir bölümü de yatırıma dönüştüren bir firmasınız. Bizlere son dönemdeki üretim hattı ve teknoloji yatırımlarınızdan
bahseder misiniz?
Galva Metal sürekli gelişim hedefinden hiç kopmadan; bir taraftan mevcut makine parkında verimlilik ve kapasite artışına yönelik yatırımlarına hız kesmeden devam etmekte; diğer taraftan da yenilikçi, sektörde öncü olacak ürünleri portföyüne katmaktadır. Bu kapsamdaki ilk yatırımımızı “Galva Fence” markasıyla Mayıs ayında piyasaya sürdük.
Galva Fence; boyalı galvanizli bantlardan üretilen bir çit sistemidir. En önemli özellikleri; darbelere, rüzgâra karşı dayanıklılığı, boyalı galvanizli sacdan üretilmesi nedeniyle uzun yıllar boya-bakım gerektirmemesi, istenilen boylarda ve renklerde üretilebilmesiyle çevrelediği alanın hem dışardan hem içerden son derece estetik görünmesini sağlamasıdır.
Ürünümüzü piyasaya sürdüğümüz andan itibaren gerek yurtiçi gerekse yurtdışından yoğun talep görmeye başladı. Bu yatırımın başarısının verdiği memnuniyet de bizleri bu tip yenilikçi yatırımlara devam etme konusunda daha da cesaretlendiriyor.
Bundan sonraki yatırımlarımıza yönelik yoğun pazar araştırma ve yatırım fizibilite çalışmalarımız devam etmekte olup; yine yenilikçi ürünlerle birlikte sektörde arz sıkıntısı hissedilen ürünlere de yönelik yatırımlarımızı sürdürerek sektörde fark yaratmaya devam edeceğiz.
Son yıllarda yükselen grafiğiniz, ürün ve hizmet kalitenizle adınızdan sıkça söz ettiriyorsunuz. Galva Metal, yükselen bu başarıyı nasıl yakaladı?
Firmamız kuruluşundan bu yana; tüm paydaşlarına olumlu deneyimler yaşatmayı, hizmet ve ürün kalitesiyle, iletişim becerisi ve bilgi birikimiyle sektörde fark yaratmayı hedefleyen bir firmadır. Bu başarıyı sağlamanın yolu da elbette işini tutkuyla ve mutlulukla yapan bir ekibe sahip olmaktan geçiyor. Gerek yeni arkadaşlarımızın işe alım sürecinde gösterdiğimiz hassasiyetle; gerekse şirket içi ya da dış kaynaklı yoğun eğitim programlarıyla; işini en iyi şekilde bilen, en hızlı ve sektördeki en iyi hizmeti veren kadroyu kurduğumuzu düşünüyoruz.
Bununla birlikte hedefimiz hep yapılamayanı yapan firma olmak olmuştur. En dar dilme, en geniş dış çap, en yüksek kaplamalı ürünler vb. gibi sınırları zorlayan ürünlerin temininde sektörümüzde öncü konumdayız. İyinin mükemmelin düşmanı olduğu düşüncesiyle her geçen gün daha iyiyi hedefleyerek sürdürülebilir mükemmellik yolculuğumuza devam ediyoruz.
Galva Metal’in Türk ve dünya piyasasındaki yeri hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?
Galva Metal Türkiye’de kaplamalı yassı ürünlerde en yüksek kullanıma sahip firmadır. Ağırlıklı olarak inşaat sektörü olmakla birlikte, beyaz eşya, depolama sistemleri, silo üretimi, kablo sektörü vb. ürettiğimiz ürünlerin kullanıldığı hemen hemen tüm sektörlerde faaliyet gösteriyoruz. Uzun yıllardır birlikte çalıştığımız hatta birlikte büyüdüğümüz müşterilerimiz ile birlikte; yeni portföyümüze katıp kalıcı hale gelmeye başlayan her sektörden kendi alanında güçlü müşterilerimizle pazar payımızı gün geçtikçe artırıyoruz.
Dünya piyasasında da gerek müşteri gerekse tedarikçi ağımız ile marka bilinilirliği her geçen gün artan bir firmayız. 80’ in üzerinde ülkeye ihracat yapan bir firma olarak sektörümüzdeki üretici firmalar ile başa baş yarış halindeyiz.
Yurtiçi ve yurtdışı Pazar payınız hakkında bizleri bilgilendirir misiniz? Hangi bölgelere – ülkelere ihracat yapıyorsunuz?
Yurtiçinde sadece bulunduğumuz bölge ve çevresinde değil; güçlü satış kadromuz ile ülkemizin tüm bölgelerine hizmet veriyoruz. Kocaeli’ndeki merkezimizin yanında Ankara’da bir satış ofisimiz bulunuyor. İhracatta ise başta Romanya (Galva Metal International SRL) ve Bulgaristan’daki (Galva Metal Bulgaria EOOD) firmalarımızla Balkan Bölgesi’nde faaliyetlerimiz olmak üzere; Kuzey Afrika’dan Orta Amerika’ya, Orta Doğu’ dan Avrupa’nın bir çok bölgesine ihracatlarımız devam ediyor. ABD ve devamında AB’nin çelik ürünlerine yönelik korumacı önlemleri sektörümüzdeki tüm firmaları olduğu gibi bizleri de olumsuz etkiliyor. Belirlenen kotalardan alabileceğimiz maksimum payı almak için sipariş zamanlamasına büyük önem vererek kaybı en aza indirmeyi, bununla birlikte bu bölgelerden yaşadığımız kaybı dünyanın diğer bölgelerinden portföyümüze kattığımız yeni müşterilerle ihracat hedeflerimizi gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz. Malum salgın nedeniyle müşteri ziyaretlerine ara vermek durumunda kalsak da teknolojinin tüm imkanlarını kullanarak müşterilerimiz ile iletişimimize hız kesmeden devam ediyoruz.
Çelik sektöründe toplam kalite, sürdürülebilirlik ve müşteri odaklılık büyük önem arz ediyor. Firma olarak bu alanda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Firmamız sahip olduğu ISO 9001, 14001, 18001 Kalite Yönetim Sistemi Belgelerinin ötesinde; “Toplam Kalite Yönetim Sistemi” nin ana ilkelerini tüm çalışanlarının katılımıyla günlük çalışma düzeninin doğal akışı içinde uygulamaktadır.
Sürdürülebilir müşteri memnuniyeti sağlamak için; firmamızda yapılan bütün işlemlerde, müşteri isteklerini karşılayabilmek ve aşabilmek için gerekli olan kaynakların sağlanması, bu kaynakların süreç yaklaşımı içinde bir çarkın dişlileri gibi yönetilmesi ve geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Bunun yanında; çalışanlarımız, tedarikçilerimiz ve müşterilerimiz ile karşılıklı fayda sağlama amaçlı yaptığımız ortak çalışmalar; her çalışanımızın kendi sürecinin lideri ve karar vericisi olarak yetiştirilmesi ve sürekli iyileştirme alanlarında yaptığımız Kaizen, 5S gibi uygulamalarımızı da Toplam Kalite anlayışımızı gösteren diğer örnekler olarak sıralayabiliriz.
Sürdürülebilirlik politikamız çerçevesinde; özellikle kaynakların doğru kullanımı, çalışan ve makine verimliliği, israfların önlenmesi konularında gelişim sağlamak için teknolojiden de faydalanarak birçok ölçme ve değerlendirme çalışması yürütüyoruz. Gerek yatırım kararlarımızı ve gerekse kaynaklarımızın kullanımını değerlendirirken; çalışan ve müşteri ihtiyaçlarının şimdi ve gelecekte tam olarak karşılanabilmesini öncelikli kriter olarak ele alıyoruz.
Döviz kurları, hammadde fiyatları ve buna bağlı olarak çelik fiyatları önümüzdeki dönemlerde nasıl bir yol izleyecek? Piyasa öngörülerinizi ve fiyat tahminlerinizi bizlerle paylaşır mısınız?
Döviz kurları ile ilgili olarak; dünyanın birçok bölgesinde alınan tedbirlerin gevşetilmesine bağlı olarak salgınında 2. dalganın gerçekleşebileceği endişeleri nedeniyle; USD tahvillerinin geleneksel güvenli varlık olarak yükselişine düşük hızla dahi olsa devam edebileceğini, bununla birlikte; salgına yönelik aşı veya ilaç çalışmalarında yaşanabilecek olumlu gelişmelerin piyasaya hızlı bir şekilde olumlu yansıyıp kurları düşürebileceğini öngörüyoruz.
Hammadde fiyatlarını en çok etkileyen hurda ve demir cevheri fiyatlarının bu yılki seyrine baktığımızda; hurda fiyatının yıl başında 300 USD’nin üzerinde iken salgının etkilerinin en yoğun hissedildiği ve tüketim minimum seviyeye düşmesi ve hurda toplama problemleri yaşanması ile birlikte Mart sonunda 205 USD’ye kadar düştüğünü, Nisan sonuna yaklaşıldığında bazı bölgelerde gerek talepte gerek tedarikte kısmen olumlu gelişmeler görülmesiyle 250 USD’nin üzerini zorladığını, Mayıs ayı boyunca yatay bir seyir izlemekle birlikte Haziran ayı başından itibaren ülkelerin aldıkları önlemleri gevşetmeye başlaması, üretici firmaların tekrar faaliyete geçmesi dolayısıyla talebin artışıyla fiyatın yükselme eğiliminde olduğunu ve günümüzde 265 USD seviyesinde bulunduğunu, son yapılan bağlantılarla da hurda fiyatının bu düzeyi koruma eğiliminde olduğunu görüyoruz.
Yıl başında demir cevheri fiyatı 95 USD’nin biraz altındayken ilk çeyrek boyunca inişli çıkışlı bir seyir izleyip Nisan sonunda en dip seviyesi olan 83 USD’yi gördükten sonra hızla yükselişe geçip günümüzde 103 USD seviyesinde olduğunu görüyoruz. Özellikle Brezilya’daki dünyanın en büyük demir cevheri üreticisinin salgın nedeniyle toplam üretiminin %10’ unu oluşturan bir tesisinde faaliyeti durdurmasıyla piyasada bir miktar arz endişesi yaşandığını görsek de talepteki artış hızının çok yüksek olmaması fiyatların aşırı artışını engelliyor. Cevher fiyatlarının kısa vadede 105-110 USD seviyesinde olacağını öngörüyoruz.
HR fiyatlarında da bölgelere göre değişen fiyatlar gözlemliyoruz. Çin Yerel piyasası; salgının ilk görüldüğü ve dolayısıyla ilk kontrol altına alınan bölge olduğu için; talebin en güçlü olduğu bölge olarak göze çarpıyor. Avrupa’ da ise özellikle otomotiv sektörünün ciddi krizde olmasının etkisiyle fiyatların dip seviyede olduğunu söyleyebiliriz. Avrupalı üreticiler, fiyatların daha fazla düşüşünü engellemek için kapasite kısarak faaliyetlerine devam ediyor. Rus üreticiler Temmuz dahil satış hedeflerini gerçekleştirdikleri için an itibariyle piyasada çok aktif değilken; Hintli üreticiler özellikle ihracat pazarında en agresif fiyat politikası izleyen grup olarak göze çarpıyor.
Türkiye sıcak sac piyasasına bakacak olursak; fiyatları önümüzdeki günlerde en çok etkileyecek etmenlerin; talep düzeyinin yanında; ana ihracat pazarı olan Avrupa Birliği’nden özellikle Türk sıcak sacına yönelik bir dizi ithalat önleyici hamlenin sonuçlarının belirleyici olacağını düşünüyoruz. Bilindiği gibi ilk hamle mayıs ortasında Avrupa Birliği tarafından Türk sıcak sacına yönelik başlatılan anti damping soruşturması oldu. Buna karşılık Türkiye de aynı kapsamda bir soruşturma başlattığını duyurdu. AB’nin 2. hamlesi ise; zaten uygulanmakta olan kotalarla ilgili yapmayı planladığı bir dizi düzenleme olarak göze çarpıyor. Bu düzenlemenin etkisiyle Türk sıcak sac üreticilerinin AB’ye yapacağı ihracat geçtiğimiz yıla nazaran yarı yarıya azalacak gibi görünüyor. AB son olarak 12 Haziran’ da yine sıcak sac ürünlerine yönelik telafi edici vergi uygulaması yapacağını duyurdu. Soruşturmalar yeni başladığı için; önümüzdeki 9 aylık dönemde fiyatların çok fazla değişmesi beklenmemekle birlikte Türkiye’nin bu duruma vereceği karşılığın ne olacağı da sektörde yakından takip ediliyor.
Son olarak kaplamalı ürün fiyatlarına baktığımızda salgın etkilerinin en çok hissedildiği Mart-Nisan aylarında kar marjlarının dip seviyeye geldiğini; son 2 haftadır yaşanan fiyat gelişimlerinin; talebin de canlanmasıyla bu marjı düzeltmeye yönelik olduğunu gözlemliyoruz. Salgın etkilerinin önümüzdeki 1 yıl daha gerek yerel gerek global ekonomik duruma; dolayısıyla sektöre olumsuz etkisinin devam edeceğini düşündüğümüzden; bundan sonraki dönemde fiyatlarda çok yüksek artışlar beklemiyoruz.
Bununla birlikte salgın dünyanın hiçbir bölgesinde tam olarak kontrol altına alınabilmiş değil. Çin’ de dahi tekrar yeni vakalar görünmeye başlandı, dünyanın birçok bölgesinde 1. dalga atlatılamamışken 2. dalga haberleri gelmeye başladı. Salgını kontrol edebilecek çapta aşı veya ilaç tedavisi netleşmeden talebin çok güçlenemeyeceğini öngörüyoruz.
Galva Metal’in üstlenmiş olduğu sosyal sorumluluk projeleri hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?
Firmamız insana, doğaya ve tüm canlılara karşı sorumluluklarının bilincinde gerek yaptığı projeler, gerek farkındalığı artırmak için yapılan şirket içi eğitimlerle; örnek firma olmayı hedeflemektedir. Yaptığımız her yatırımın çevreye olabilecek etkileri değerlendirilip tüm önlemler titizlikle alınmaktadır. Firmamız ayrıca ISO 14001:2015 Çevre Kalite Belgesi’ne sahiptir.
2015 yılında şirketimizin katkılarıyla Körfez Belediyesi ve Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı (ÇEV-KO) işbirliği ile 2015 yılında İlimtepe mevkiinde yaklaşık 6 dekarlık alanının ağaçlandırma çalışması bizzat şirketimiz çalışanları tarafından yapılmıştır. Eğitim alanında da; gerek çeşitli vakıflar vasıtasıyla, gerek okullara yaptığımız
kütüphane & oyun alanı vb muhtelif projelerle katkı vermeye devam ediyoruz.
Pandemi sürecinde gerek nakdi gerekse malzeme olarak bölgemizdeki hastanelere destek olmaya çalıştık. 2019 yılında faaliyete geçen Galva Spor Kulübü’yle de satranç başta olmak üzere diğer spor dallarında da sporcularımızı desteklemeyi hedefliyoruz.
Bunların dışında eklemek istedikleriniz varsa belirtiniz…
Covid 19 salgını; tüm dünyayı geçmişteki global ekonomik krizlerin çok ötesinde etkileri olan bir süreç olarak; tüm insanlığın sağlığını tehdit etmesiyle ülkelerin sağlık sistemlerinin yetersizliğini gözler önüne serildiği; diğer taraftan da hayatımızın her alanını ve iş yapış yöntemlerimizi sorguladığımız bir döneme girmemize neden oldu. Bu anlamda salgının olumsuz etkilerinin yanında; sürecin bireysel olarak kendimizi de şirketimizi de geliştirmek için fırsatlar barındırdığını düşünüyoruz.
Salgının etkilerine boyun eğmek yerine; dijital dönüşüm, inovasyon, farklılaşma, çok yönlü çalışanlar yetiştirme kavramları üzerinde yoğun çalışmalar yaparak yeni düzene hızlı bir şekilde adapte olmayı hedefliyoruz. Ülkemizin lojistik avantajı ile salgın konusunda dünya çapında tepki gösterilen Çin’e alternatif olabileceğini, salgının olumsuz etkilediği sektörler yanında olumlu etkilediği sektörlere yönelik ürünler geliştirme olanaklarının değerlendirilebileceğini, ülkemizin ve şirketlerimizin kriz yönetme konusundaki becerisinin de avantaj sağlayacağını düşünüyor; ülkemize katkı sağlamak için tüm gücümüzle ve motivasyonumuzla çalışmaya devam ediyoruz.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.