Hepimiz aynı gemideyiz ve gemi su almaya başladığında bunun sonuçlarını hep birlikte yaşarız.

Koray İnşaat Genel Müdür Yardımcısı Ali Pusat Son günlerde İnşaat Demiri Fiyatları VE İnşaat sektörünün geleceği hakkındaki düşüncelerini dergimizle paylaştı.

Son günlerde İnşaat Demiri Fiyatları ile ilgili olarak önemli tartışmalar yaşandı. Siz bu tartışmalara nasıl bakıyorsunuz? Sizce de fiyatlarda spekülatif bir artış söz konusu mu? İnşaat demiri fiyatları hakkında neler düşünüyorsunuz?
Son günlerde demirde oluşan fiyat artışlarının spekülatif olduğunu düşünüyoruz. Gerek TOKİ’nin gerekse de özel sektörün proje sayısının artmasına ilaveten, Van depremi sonrası Başbakan Erdoğan’ın “sonucu ne olursa olsun, eski binaların yıkılıp yenilerinin yapılacağı” şeklindeki açıklamaları, mevcut talebin yanı sıra ek bir talep beklentisini artırmış, bu da demir gibi inşaatın en temel girdilerinden birisinin fiyatının spekülatif olarak artmasına sebep olmuştur.
Bunun yanında doların değer kazanması da uluslararası piyasalarda dolarla işlem gören demirin fiyat seyrini etkilemiş, otomatik olarak yükselmesine neden olmuştur. Üreticiler ise bu durumu fırsata çevirme yaklaşımıyla, inşaat sektörüne ciddi olumsuz etki yapma potansiyeline rağmen, kar marjlarını hızla yükselterek fiyatları spekülatif bir şekilde artırmışlardır.
Demir fiyatlarının bugün için geldiği nokta, olması gereken seviyenin üzerindedir. Ama arz-talep dengesi içerisinde sağlıklı bir seviye oluşacağına inanıyoruz.

2012 yılı inşaat sektörü için nasıl bir yıl olacak?
2010 yılının ardından 2011 yılı da büyümede yüksek performansla devam ediyor. 2011 yılının ilk üç ayında yüzde 14,8 büyüyen sektörümüz ikinci çeyrekte ise yüzde 13,2 büyüme gösterdi. Yani, ekonominin yaklaşık iki katı hızla büyüyoruz. 2011 yılının genel olarak bu trendle devam edeceğini, yıllık bazda yüzde 12-15 düzeyinde büyümesini öngörüyoruz. Küresel krizin etkileri azaldığında bu büyüme trendi güçlenerek devam edecektir. Van depreminin sonucu olarak ortaya konan ve milyonlarca binanın yenilenmesi ve güçlendirilmesi hedefi doğrultusunda ciddi adımlar atılması halinde bu büyüme oranı çok daha yüksek olacak, inşaat sektörü uzun yıllar büyümede birinciliği hiçbir sektöre kaptırmayacak bir büyüme trendine girecektir.

Sektörün gelişimine zarar vermemeliyiz…
İşçisinden işverenine, demir üreticisinden çimento üreticisine, betoncusundan boyacısına hepimiz, yüzlerce kalemden oluşan işlerin hayata geçirildiği inşaat sektörünün bir parçası olduğumuzu unutmamalıyız.
Sektörün kendi dengesini gözetip, fırsatları değerlendirmeye çalışırken ‘fırsatçı’ durumuna düşmemeli, sektörün gelişimine zarar vermemeliyiz. Çünkü, hepimiz aynı gemideyiz ve gemi su almaya başladığında bunun sonuçlarını hep birlikte yaşarız.

. . .

İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.