İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran: Makroihtiyati tedbirler bir an evvel kaldırılmalı
İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, geçici olduğu belirtilen makroihtiyati tedbirlerin Türkiye'nin yeni ekonomi modelini destekleyecek şekilde bir an evvel kaldırılması ve gevşetilmesi gerektiğini söyledi.
İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, sektör olarak tüm kredileri yeni ekonomi modelini destekleyecek alanlara yönlendirdiklerini ancak yine de regülasyonlar nedeniyle modelinin desteklediği sektörleri bile destekleyemeyecek noktaya geldiklerini söyledi. A Para tarafından düzenlenen 2. Finansın Geleceği Zirvesi'nde konuşan Aran, geçici olduğu belirtilen makroihtiyati tedbirlerin Türkiye'nin yeni ekonomi modelini destekleyecek şekilde bir an evvel kaldırılması ve gevşetilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Aran, bankacılık sektörünün büyümenin sağlıklı ve sürdürülebilir olması için kredilendirmenin seçici yapılabiliyor olması ve verimli yatırımların finanse edilebilmesi gerektiğini belirterek “Bunun mümkün olmadığı durumlarda banka kredileriyle, bankacılık sektörüyle büyüme arasındaki ilişki zayıflamaktadır. Nitekim ülkemizde yapılan akademik araştırmalarda 2018 yılına kadar bankacılık sektöründeki kredi büyüme arasındaki korelasyon seviyesi yüzde 60 seviyesindeyken bu oran 2018 sonrasında bu döneme kadar regülasyonlar ve getirilen makroihtiyati tedbirlerle yüzde 50’nin altına inmiştir” dedi.
“Sektörleri destekleyemeyecek noktaya geldik”
Yurtdışından kaynak bulmanın zorlaştığını da belirten Aran, bir yıl vadeli yenilemenin yüzde 7,25 gibi bir oranla yapılabildiğini kaydetti. Aran, uygulanan politikaların kırılganlıkları ve bankacılık sektöründeki riskleri artırdığını dile getirerek şunları söyledi: “Bu politikadan kastımız ne olduğunu net olarak söylemek istiyorum. Kesinlikle büyüme ve istihdamdan yana net bir tercih belirtilen ve Türkiye ekonomi modeli olarak geçen yıl sunulan modelin ve bunu destekleyen politikalardan bahsetmiyorum. Tam tersine bu politikanın uygulanmasını da engelleyen makroihtiyati tedbirleri kastediyorum. Biz yeni model kapsamında üreticiyi, ihracatçıyı, turizmcimizi ne kadar döviz geliri getiren alanlarımız varsa bunları sonuna kadar destekleyeceğimizi ifade ederek yapısal dönüşüm için düğmeye bastık. Ve sektör olarak tüm kredilerimizi seçici kapsamda bize yeni ekonomi modelini destekleyecek ve Türkiye'nin cari açık vermeden büyümesine imkan sağlayacak alanlara yönlendirdik. Ama şunu gördük ki getirilen alınan makroihtiyati tedbirlerle beraber artık biz ekonomi modelini desteklediği sektörleri bile destekleyemeyecek noktaya geldik.
“Krediye erişim güçleşiyorsa faiz indiriminin faydası olmuyor”
Konuşmasında faiz oranlarının indirilmesinin ne açıdan fayda sağlayabileceğine de değinen Aran şöyle devam etti: “Eğer kredinin fiyatlaması ucuzlamasına rağmen krediye erişim güçleşiyorsa bunun kimseye bir faydası yoktur. Bankacılık sektör ekonomi modelini desteklemek için hangi alana kredi vermeyi ve hangi alana ucuz kredi vermek gerektiğini kendi içerisinde belirleyip ülkenin büyümesini desteklemek için temel fonksiyonlar verimli alanları seçmek ve bu kredileri seçme konusunda zaten mahirdir. Yeter ki bunu tedbirlerle müşteri tercihlerini de zorlayacak noktalara getirmeyelim. Biz müşterilerimizin tasarruf tercihlerine saygı gösteriyoruz. Tasarruf tercihlerinde Türk lirası kur korumalı mevduat var. Çok cazip mevduat ürünü hemen hemen tüm bankalarda yüzde 20’nin üzerinde bir dönüşüme konu oldu. Ama bunun ötesinde tercihine ihtiyacından dolayı yabancı para bulunan müşterileri bankalar üzerinden bu tercihlerini değiştirmeye zorlamanın ve bu tercih değişmezse de bununla ilgili bankaların finansal sistemin istikrarını riske atacak şekilde uzun vadeli menkul kıymet tesis etmeye zorlamanın ne yeni ekonomi modeline, ne üretime, ne ihracata, ne istihdama katkısı vardır. Sadece bunları ters yönde bankacılık sektörünü de geriye giderek, bankacılık sektörünün imkanlarını kullanmasının da engellemek anlamına gelir. Dolayısıyla geçici olduğu söylenen bu makroihtiyati tedbirlerin Türkiye'nin yeni ekonomi modelini destekleyecek şekilde bir an evvel kaldırılması ve gevşetilmesi gerektiğinin altını çizmek istiyorum.”
"Modeli baltalayan aktör gibi gösterilmemize isyan ediyorum"
Hakan Aran, bankaların ekonomi modelini baltalayan aktörler gibi gösterilmesine isyan ettiğini belirterek, ekonomi modelinin hep beraber desteklenmesi, TCMB'nin de bankaları desteklemesi gerektiğini söyledi. Aran "Yani bankaları hedef tahtası yapıp 'bak ben yüzde 9'a indirdim, kredi vermeyen onlar' demek kolaycılık" ifadelerini kullandı. Bankaların kredi verme kapasitelerinin düştüğünü kaydeden Aran, "Çünkü sen beni 50-60 milyarımı (TL) başka bir şey için (kullanmaya) zorluyorsun. Açıkça bunlar konuşulsun. Yeni ekonomi modelini destekliyorsak hep beraber destekleyelim. Bankalar olarak biz desteklerken Merkez Bankası'nın da bizi desteklemesi gerekiyor."
Kaynak :Dünya
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.