Endüstriyel kalıp sektöründeki gelişmelerin, sorunların ve çözümlerin masaya yatırıldığı zirve, Ulusal Kalıp Üreticileri Birliği Başkanı Şamil Özoğul’un açılış konuşmasıyla başladı. Özoğul, değişen ve gelişen teknolojinin insanlığa ve kalıp sektörüne etkilerine dikkat çekti.
UKUB Başkanı Şamil Özoğul:
“Değişen teknolojiye ayak uydurmalıyız”
Dünyadaki dijitalleşme ve değişen teknolojiyle birlikte kalıpçılık sektöründeki zorunlu değişimin önemine değinen Özoğul, “Yapılan bilimsel araştırmalara göre dünyayı değiştirecek en önemli teknolojik gelişmelerin şunlar olduğu söyleniyor:
- Bulut teknolojisi
- Mobilite teknolojileri
- Data mining (veri madenciliği), veri ticareti
- Sosyal medya
- Yapay zeka teknolojileri
Bu teknolojik gelişmeler, 4. Sanayi Devrimi’nin de altyapısını oluşturan “Dijital Teknolojiler” olarak karşımıza çıkıyor. Peki bizler bu değişime hazır mıyız?
Bazı ülkeler, dijitalleşen sanayi ortamında çalışacak gelecek nesil insanların eğitilmesine yönelik yeni eğitim programları oluşturup uygulamaya geçtiler bile. Bizler bilimi kullanarak bilinmeyen gerçekleri keşfediyor ve öğreniyoruz, teknolojiyle de bu bilgileri ihtiyaçlarımıza göre değiştiriyor ve dönüştürüyoruz.
Kuşkusuz ki rekabetçi olabilmek için, tüm süreçlerimizi her yönüyle optimize ederek maliyetleri düşürmeli ve karımızı arttırmalıyız. Bu yüzden de sürekli değişen ve gelişen teknolojiye mutlaka sıkı sıkıya bağlı kalmalıyız.
Ancak toplumsal yapının değişmesinde sosyal, kültürel ve ekonomik tüm faktörleri dışlayıp teknolojiyi birincilik kürsüsüne koymakla insan iradesine haksızlık etmiş oluruz. Bu yıl 7.sini düzenlediğimiz Ulusal Kalıpçılık Zirvesi’nin odağında “insan” var. UKUB olarak önceliğimiz, sektörümüzün değişen şartlara uyum sağlayarak gelişmesini ve rekabet gücünü arttırmasını sağlamaktır” şeklinde konuştu.
Değişimin insanla başladığını ve teknolojiyle devam ettiğini vurgulayan Özoğul: “Amacımız teknolojinin esiri olmayan, onu keşfeden, kontrol altına alan, geliştiren ve nimetlerinden yararlanan bireylerden oluşan bir toplum haline gelmek olmalıdır” diye konuştu.
“Sektörde çalışacak insan bulamıyoruz”
Halen çalışmakta olan tecrübeli kalıp ustalarının büyük kısmının birkaç yıl içerisinde emekli olacağı ve bu kadroların yerine geçecek yeterli insan kaynağına ulaşmakta sıkıntı yaşayacaklarının altını çizen Özoğul konuşmasına şöyle devam etti:
“UKUB olarak bizim de üyesi olduğumuz Dünya Kalıpçılar Birliği – ISTMA’nın her yıl yayınladığı raporda son birkaç yıldır birçok ülkenin dile getirdiği ortak bir endişe var.
Artık geleneksel olarak nitelenen üretim yöntemlerini kullanan birçok sektörde çalıştıracak insan bulamamak büyük bir sorun haline gelmiş durumda. Ülkemizdeki eğitim sorununu da üzerine koyarsak bizim sorunumuz çok daha büyük. Çünkü yeni nesil artık bu tür işlerde çalışmak istemiyor. Bugüne kadar modern olarak nitelediğimiz ve kalıpçılık alanında halen yoğun olarak kullandığımız birçok imalat teknolojisi günümüzde artık konvansiyonel yani geleneksel hale geldi.
Değişen nesil sürekli yeni bir şeyler arayışında. Eskiyle yaşamak, eskiyle çalışmak istemiyorlar, eskiyle tatmin olmuyorlar. Bugün Türkiye’de 1 milyonu aşkın işsiz üniversiteli, 700 bine yakın işsiz lise mezunu gencimiz var. Ama hepimiz çalıştıracak insan arıyor fakat yeterince bulamıyoruz. Bu durumu sadece eğitimin kalitesizliğiyle gerekçelendirmenin doğru olmadığını düşünüyorum artık.
Bugüne kadar üzerinde çok da düşünmediğimiz ama çok daha önemli olan bir başka sorun, yeni neslin, eski nesil geleneksel işlerde çalışmak istemiyor olmasıdır.”
“Değişen dünyayla birlikte kalıp üretim anlayışı da değişecek”
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan 3D printer sistemlerinin firmalara pek çok alanda fayda sağladığını dile getiren Özoğul; “BMW, Mercedes, Toyota gibi otomotiv sektörünün dev isimleri yazılım, üretim ve Ar-Ge alanlarında bu sistemi kullanıyor. Böylelikle maliyet ve zamandan da tasarruf edilerek fark yaratan yepyeni süreçler geliştiriliyor.
Yakın gelecekte bildiğimiz, alıştığımız anlamda sanayi üretiminin, otomotiv üretiminin, metalik ve plastik parça üretiminin ve nihayetinde kalıp üretiminin değişeceği, değişmek zorunda kalacağı gerçeği açıkça ortaya çıkmaktadır” diye konuştu.
“Dijitalleşen dünyada kalıpçıların değişmesi şart”
Dijitalleşen dünyayla birlikte kalıpçılarında değişmesi gerektiğini vurgulayan Özoğul; Değişen insanın, değişen ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda, herhangi bir alanda yaşanan teknolojik değişim birçok başka sektörün her kademede değişme ve gelişme ihtiyacını da tetiklemektedir.
Dijitalleşen ve değişen dünyada biz kalıpçılar da değişmek zorundayız artık. Değişen taleplere ve yetişen yeni nesle uygun yeni nesil teknolojik kalıpçılığın tanımını yapmalı ve çalışma ortamlarımızın iyileştirilmesi de dahil yatırımlarımızı yeniden yapılandırmalıyız Her şeyden önemlisi değişime ve gelişime açık olmalı, sadece mevcut siparişlerin üretimine odaklanmadan, öğrenilmiş alışkanlıklarımızı sürekli tekrar etmekten vazgeçerek dünyada yaşanan değişimleri takip etmeliyiz.
Yurtdışı kalıp üreticileriyle işbirliği fırsatlarını araştırmalı, ortak projeler yapmalı, hatta ortak yatırımlara girmeliyiz. Bu sayede küresel pazarın talep ettiği teknolojik bilgi ve tecrübe transferini de daha hızlı sağlayabiliriz” diyerek teknolojinin gerektirdiği zorunlu değişimin ve yeni yatırımların gerekliliğinin altını çizdi. Özoğul konuşmasının ardından sözü TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kanca’ya devretti.
TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kanca:
“Türk otomotiv sektörü yurtdışında yatırım yapmalı”
Otomotiv sektörünün genel durumunu, gelecek vizyonlarını ve sektörün kalıpçılardan beklentilerini değerlendiren Alper Kanca: “Dünya ölçeğinde, otomotiv sektöründe ve tedarik sanayisinde yavaş yavaş bazı şeyler değişiyor. Artık sektörde sadece Türkiye’de kalarak, üretim yaparak büyümek, gelişmek ve hatta ayakta kalmak mümkün değil. Müşterilerimiz bizi artık yurtdışında görmek istiyorlar. Yurtdışına yatırım yapmamız gerekiyor” dedi ve ekledi:
“Otomotiv sektörü geçmişten günümüze çok iyi bir performans gösterdi. Ülkemizin etrafındaki savaş vb. siyasi ve ekonomik olumsuzluklara rağmen otomotiv sektöründeki başarısı bizim gurur kaynağımızdır. Bu başarının içerisinde bizi en çok gururlandıran da ihracat başarımızdır. Kalıpçıların da içerisinde bulunduğu otomotiv sektörü, 11 yıldır ihracat şampiyonudur. Bu performansımızı sürdürebilirsek önümüzdeki senelerde Avrupa’nın önemli bir tedarik üssü olabiliriz ve bunu sağlayacak alt yapıya da sahibiz.”
B Plas Kalıphane Müdürü Cüneyt Özumar:
“Yurtdışına çıkacak paranın ülkemizde kalmasını sağlıyoruz”
Yerlileştirme kapsamındaki bir projenin Türkiye’de nasıl yapıldığı, nasıl yerlileştiği, yaşanan problemleri ve projeyi yerlileştirirken dikkat edilmesi gereken unsurlara değinen Özumar: “Buradaki hedefimiz üretilebilecek projelerde alternatif bir firma olarak ana sanayiye hizmet verebilir duruma gelmektir. Hidrolik sisteminden, dişli sistemine ve iğnesine kadar projenin tamamında yerli malzeme kullanarak projeyi ülkemize kazandırıyoruz. Projeyi yerlileştirerek yurtdışına gidecek milyarlarca liranın ülkemizde kalmasını sağlıyoruz. Bunların hepsini de yapabilecek kişi Şamil Bey’in de konuşmalarında bahsettiği gibi yetişmiş insanlarla mümkündür” dedi.
Beyçelik Gestamp Fabrika Direktörü Gökhan Besler:
“Türkiye gelecekte kalıpçılık merkezi haline gelebilir”
Türk kalıpçılığının geleceği ve fırsatları hakkında bilgiler vererek kalıpçılığın tarihçesiyle sözlerine başlayan Beyçelik Gestamp Fabrika Müdürü Besler: “Kalıp kelimesi hem dilimize hem de hayatımız yerleşmiş durumda. Türk kalıpçıları olarak bu sektörde eğer kazanmak istiyorsanız ürün ve model çeşitliliğini arttırarak, mühendislik ve Ar-Ge’ye önem vererek kazanç pastasındaki payınızı almalısınız. Eğer pastadaki payınızı alamıyorsanız ve süreklilik arz edemiyorsanız kendinize dönüp bakmanız ve bunun nedenini araştırmamız gerekiyor. Bu noktada problemleri belirleyerek birlikte hareket etmenin en büyük çözüm olacağını düşünüyorum. Yeni yöntemler geliştirmezsek ve gelişen teknolojiye ayak uyduramazsak var olamayız. Bunlara önem verirsek Türkiye ileride çok ciddi bir kalıpçılık merkezi haline gelebilir” dedi.
Ford Otosan Takım Kalıp Alan Müdürü Burak Gürler:
“Yatırım yaparken teknolojik gelişmelere ayak uydurmak şart”
Ford Otosan Takım Kalıp Alan Müdürü Burak Gürler, Endüstri 4.0 hakkında konuşmacıları bilgilendirdi. “Endüstri 4.0 bir olgu, bir vizyondur. Bu vizyon inovasyonla beraber yürüyor ve değişimle beraber büyüyor. Dünyada hiçbir şey sıfırdan üretilmiyor. Hepsi bir vizyonla başlıyor ve bizde üstüne ekleyerek ilerliyoruz. Her şey çok hızlı değişiyor ve bu değişimle, yeni teknolojinin getirdiği imkanlarla birlikte beklentilerimiz farklılaşıyor. Biz de yatırım yaparken bu değişiklikleri göz önünde bulundurarak kendi bünyemize uygun yatırımlar yapmalı ve teknolojiye ayak uydurmalıyız” ifadelerini kullandı.
UKUB Yönetim Kurulu Üyesi Erkan Aybaraz:
“Kalıpçılık eğitim programı sektöre yetişmiş eleman kazandıracak”
Sektörün en önemli problemlerinden biri olan yetişmiş, kaliteli personel eksikliği konusuna vurgu yapan Aybaraz, “Bu sorunun çözümüne yönelik, Coşkunöz Endüstri Meslek Lisesi ve Coşkunöz Eğitim Vakfı ile birlikte temel kalıpçılık meslek eğitiminin verilmesi üzerine ortak bir proje geliştirdik. Proje kapsamında öngörülen eğitim programında sırasıyla teorik eğitim, pratik eğitim ve değerlendirme aşamaları bulunmaktadır. Teorik eğitimler meslek liselerinde verildikten sonra kursiyerlerin çalıştıkları atölye ortamında pratik eğitimler verilecek ve uzman eğitmenler tarafından yapılacak değerlendirme sınavlarıyla kursiyerlerin ilerleme durumları belirlenecektir. Sınavlarda başarılı olan kişiler sertifika almaya hak kazanacaklar. “diyerek kalıpçılıkta eğitimin önemine değindi.
Kraus Maffei Tepro Makine Özel Projeler Takım Lideri Burak Sağlam:
“Endüstri 4.0 sonsuz bir yolculuk gibi”
Endüstri 4.0 ve plastik enjeksiyon sektörü üzerine bir sunum gerçekleştiren Kraus Maffei Tepro Makine Özel Projeler Takım Lideri Burak Sağlam, Endüstri 4.0 ile ilgili durum değerlendirmesi yaparak konuşmasına başladı. “Endüstri 4.0 derken aslında bir vizyondan bahsediyoruz. Endüstri 4.0 sonuna varılmayacak sonsuz bir yolculuk gibi. Biz bu yolculuğu yaparken kazanımlarımız tabii ki olacak. Bunu ileride meyvesini yiyeceğiniz ağaçların dikimi olarak da görebilirsiniz. Değişim, teknolojiyle birlikte çok hızlı bir şekilde ilerliyor ama buna direnemeyiz. Bir yerden başlamak zorundayız.
En önemli konulardan biri ise günümüz makinalarına, sistemlerine ve günümüz şartlarına uygun kalifiye çalışanlar yetiştirmektir. Çünkü bu sistemleri anlamayan biriyle iş yaptığınızda kaos ortamı kaçınılmaz olacaktır” şeklinde konuştu. Konuşmanın ardından öğle yemeğine geçildi. Yemeğin ardından Ulusal Kalıpçılık Zirvesi Shenyang Machine Tool Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı Dr. Ömer Ganiyusufoğlu’nun sözü devralmasıyla devam etti.
Shenyang Machine Tool Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı Dr. Ömer Ganiyusufoğlu:
“Devlet teşvikinin en güzel örneği: Çin”
Ganiyusufoğlu, Çin’in gelişme sürecinde takım tezgahlarının konumu ve geleceği üzerine bir sunum gerçekleştirdi. Konuyla ilgili sektör tecrübelerini paylaşan Ganiyusufoğlu, Çin’in sanayisi ve sektör planlamalarıyla ilgili bilgiler verdi. “Endüstri 4.0 ve dijitalleşme kapsamında Çin’in geleceğe dönüş stratejisiyle ilgili en az 5 yıllık kalkınma planı bulunuyor. Ayrıca dijitalleşme konusuyla ilgili her konuda devlet teşviki mevcut. Çin, devlet teşvikinin en güzel örneğidir. Çünkü devlet teşviki olmadan hiçbir çalışma yapılamıyor. Çin, ileri üretim teknolojileri ve uçak sanayisine önem veriyor. Bunların perde arkasında makinalar yapılıyor, deneyler yapılıyor. Çin’in en çok önem verdiği sektörlerden biri de gemi sanayi. Çin, ayrıca gemi yollarında da söz sahibi olmak istiyor. Dijitalleşmeyi de kullanarak yeni gemi tipleri geliştiriyorlar. İş hayatındaki disipline büyük önem veren Çin, bunun gibi daha birçok alanda da faaliyetlerine devam ediyor” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Otomotiv Plastik Enjeksiyon Kalıp Kalite ve Proje Yönetim Danışmanı Can Okatan:
“İşini iyi yapabilen insan kaynağı yetiştirmemiz gerekiyor”
Otomotiv Plastik Enjeksiyon Kalıp Kalite Yönetim Danışmanı Can Okatan, Otomotiv plastiklerinde enjeksiyon proses simülasyon programları kullanımı hakkındaki tecrübelerini paylaştı. “Bize analitik düşünebilen, hammadde bilgisi olan, talaşlı imalat bilen, problem çözmeyi ve proje yapmayı bilen kısaca kalifiye insanlar gerekiyor. Tezgahlar, programlar ve her şey satın alınabiliyor ama onları insanlar kullanıyor. Dolayısıyla bizim muhakkak bir şekilde bu endüstri içinde hangi pozisyonda olursa olsun işini çok iyi yapan bir insan kaynağı geliştirmemiz gerekiyor” diyerek konuşmasına son verdi.
Oerlikon Balzers Genel Müdürü Uğur Urkut:
“Endüstri 4.0 alanındaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz”
Oerlikon Balzers Genel Müdürü Uğur Urkut kalıpçılıkta PVD kaplama uygulamalarıyla ilgili bilgiler aktardı. “Endüstri 4.0’ın ilk ortaya atıldığı 2011 yılından bu yana teorik olarak kalıp dahi yapar hale geldik. Endüstri 4.0 bu zamana kadar ki bütün bildiklerimizi unutacağımız bambaşka bir dünya açıyor bize bizler de bunun farkında olduğumuz için bu alandaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
Mubitek Kurucu Başkanı Mustafa Bintaş:
“Hayatta kalabilmenin şartı değişime adapte olmaktır”
Tasarımda Endüstri 4.0 hedefleyen trendler konusunda bilgiler vererek tecrübelerini paylaşan Bintaş, “Hayatta kalabilmenin şartı değişime uyum sağlamaktır. Endüstri 4.0 bir şekilde hayatımıza girdi. Fakat önemli olan onu çok hızlı bir şekilde devreye alabilmek ve hayatımıza adapte etmektir. Endüstri 4.0’ı kol gücünün beyin gücüne dönüştüğü durum olarak görüyoruz. Fakat tasarım olmadan Endüstri 4.0’ın olması mümkün değil. Basit tasarımlar var ama zamanla karmaşıklığın artmasıyla birlikte tasarımlar takım çalışması da gerektiriyor. Fakat tasarım konusunda bizim sürecimiz kısalmıyor. Gelecekte robotlar tasarımcıyı bekleyecek ve tasarımcı tek bir tuşla her şeyi çalıştırabilir hale gelecektir. Ben tasarım 4.0’da da Endüstri 4.0’da geri kalacağımızı düşünmüyorum. Ülkemiz gerçekten gelişmeye son derece hızlı adapte olan bir ülkedir” diyerek sözü zirvenin son konuşmacıları olan BBC Turkey Kurucu Ortakları Banu Koç Çakan ve Cem Atat’a devretti.
BBC Turkey Kurucu Ortakları Banu Koç Çakan ve Cem Atat:
“Aile şirketlerini bekleyen gelecek: Duygusal Zekâlı Şirket”
Aile ilişkilerinin şirket yapısına etkilerini inceleyen BCC Turkey Denge ve Değişim Merkezi Kurucu Ortakları Banu Koç Çakan ve Cem Atat, Türk aile şirketin yapısı, riskleri ve gelecekleri hakkında bilgiler verdiler. Çakan, aile şirketlerini bekleyen risklerle birlikte şirketlerin geleceklerini garantiye alabilmeleri için gitmeleri gerekli yolun, şirketi duygusal zekâlı bir şirket haline getirmek olduğunun altını çizdi. Atat; “Aile şirketlerinde eğer aile içinde yaşanan herhangi bir olayı içeride yönetemezseniz dışarıdaki diğer teknolojik gelişmeleri şirketinizin bünyesine ne kadar dahil etmek istesenizde şirketin gidişatını olumsuz yönde etkileyebilirsiniz. Sırf bu sebeple yurtdışında artık şirketlerin gittikleri yol o şirketi duygusal zekalı şirket haline getirmektir. Bir işletmede verimliliğin ve yaratıcılığın en üst düzeyde işe yansımasıyla ortaya çıkacak olan sinerji ancak duygusal ve manevi motivasyona bağlıdır” diyerek sözlerine son verdi.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.