Özevren Rulman yoluna Schaeffler Grup ile devam etme kararı aldı
Aram Markaroğlu
İstanbul'da doğup, çocukluğunu Şişlide geçiren, iş hayatına ise rulman sektörünün doğuş yeri olan ve İstanbul'un Ticaret Üniversitesi olarak addedilen Karaköy Perşembe Pazarında atılan duayen bir işadamı
Aram Markaroğlu… İstanbul’da doğup, çocukluğunu Şişli’de geçiren, iş hayatına ise rulman sektörünün doğuş yeri olan ve İstanbul’un “Ticaret Üniversitesi” olarak addedilen Karaköy Perşembe Pazarı’nda atılan duayen bir işadamı… Askerlik çağına kadar Perşembe Pazarı’nın ticari kültürüyle yoğrulan, “esnaflık” kavramını en ince ayrıntılarına varıncaya kadar kavrayan Markaroğlu, askerden sonra Viktor Bali firmasında Rulman Kısım Müdürü olarak göreve başlar… Takvimler 1982’yi gösterdiğinde kendi firmasını kurma zamanının geldiğine karar verir. 1972’de tanıştığı rulman sektöründe, aradan geçen 10 yıllık sürenin ardından kendi işinin patronu olmuştur artık. Nitekim, 40 yılı aşkın bir süredir de sektöre ve Türk sanayisine hizmet vermeye devam ediyor. Aram Markaroğlu, geçtiğimiz günlerde distribütörü olduğu NSK ile yollarını ayırarak Schaeffler Rulman ile distribütörlük anlaşması yaptı. Bu anlaşmanın Özevren’e ne gibi kazanımları olacak? Özevren neden böyle bir yol izledi? Markaroğlu tüm sorularımızı sizler için yanıtladı.
Röportaja çok merak edilen bir konuyla başlamak istiyoruz… Uzun süredir NSK distribütörü olarak faaliyet gösteriyordunuz fakat geçtiğimiz günlerde bir değişime gittiniz ve Schaeffler Rulman ile distribütörlük anlaşması yaptınız. Schaeffler’i neden tercih ettiniz?
Özevren Rulman olarak daha önce NSK Rulmanları’nın 5 yıl distribütörlüğünü yaptık. NSK’nın Türkiye’de pazar payının %2’den, %7’lere çıkmasına büyük katkı sağladık. Ciddi bir katma değer yarattık ve NSK markasına önemli kazanımlar sunduk. 5 yıl boyunca özveriyle mücadele ettik. 5 yıl sosyal yaşamda belki çok uzun sayılmayabilir fakat ticaret hayatında oldukça uzun bir süredir. Bu süre zarfında üstümüze düşen tüm görevleri başarıyla yerine getirmemize rağmen aynı özveriyi NSK’dan göremedik. Beklentilerimizin karşılığını bulamadık. Uzun süre şartların değişmesini bekledik fakat bir çözüm üretilmediğini gördük. Gerek bu bahsettiğim rahatsızlıklar gerekse de piyasadaki müşterilerimizden gelen Fag ürünleri talebi, bizi böyle bir karar almaya itti. Müşterilerimiz de bizim Fag’a geçmemizi arzu ediyorlardı. Sonuç itibariyle ticari bakış açısı ve mantalite farklılıkları bakımından uyuşamadık ve yollarımızı ayırdık. Schaeffler Rulmanları ile 2 ay gibi kısa bir sürede anlaşma sağladık. NSK’yı bıraktığımız haberleri piyasada da duyulunca bu süreç çok hızlı gelişti.
Bu anlaşma ile hedef kitlemizde önemli ölçüde genişleme ve değişiklikler oldu. İlerleyen dönemlerde çok daha güzel çalışmalara imza atabileceğiz. Çünkü SCHAEFFLER, FAG, LUK VE INA dendiğinde rulman sektöründe akan sular durur. Bu markaları bünyesinde bulunduran Schaeffler bir dünya devidir, ürün yelpazesi çok geniştir. Özevren bu anlaşma ile çok doğru bir karar almıştır. Hannover Fuarı’na gidecek olanlar Schaeffler’in standıyla rakip firmaların stantlarına baktıklarında aradaki büyük farkı göreceklerdir.
Rulmanın kullanım alanı oldukça yaygın fakat her firma belli sektörlere yoğunlaşıyor. Özevren, ağırlıklı olarak hangi sektörlere hizmet veriyor?
Rulman ihtiyacı olan tüm sektörlere hizmet veriyoruz fakat sizin de belirttiğiniz gibi yoğunlaştığımız alanlar mutlaka var. Demir Çelik, Çimento, Tekstil ve Makine sektörü başlıca hizmet verdiğimiz sektörler olarak ön plana çıkıyor.
Bugün Özevren Rulman’dan yolu geçmeyen hiçbir fabrika ve imalatçı olmayacağı gibi ürün yelpazemizin genişliğinden dolayı kapımızdan geçmeyen kimse yok diyebiliriz.
Rakip olsak da tüm firmalara ve NSK’ya saygımız sonsuz, onlardan da aynı saygıyı bekliyoruz.
2013 yılı sizin açınızdan nasıl geçti? Satış rakamlarınız ve cironuz hakkında neler söyleyebilirsiniz, 2014 yılı hedefiniz nedir?
2013 yılını şu ana kadar 25 milyon dolar civarında bir ciro ile kapattık. 2014’te geçtiğimiz yıla oranla minimum %40’lık bir büyüme bekliyoruz. Bu büyümeyi 2016 yılı sonuna kadar yüzde 100’e çıkarmayı hedefliyoruz. 2016 yılında 50 milyon dolar ciro yapmayı hedefliyoruz.
Satış ve hizmet ağınız oldukça yaygın… Nerelerde hizmet veriyorsunuz? Hizmet ağınızda bir genişleme olacak mı?
Merkezimiz İstanbul Tuzla’da… İstanbul’da ayrıca Karaköy şubemizle hizmet veriyoruz. Bununla birlikte İzmir, Konya, Ankara, Bursa, Karabük ve Trakya şubelerimizle müşterilerimize hizmetlerimizi sunuyoruz. Kısmet olursa bir yıl içerisinde Gaziantep’e de şube açmayı planlıyoruz.
Satış sonrası hizmet, rulman sektöründe büyük önem taşıyor. Özevren Rulman bu konuda neler yapıyor?
Özevren Rulman’ın en büyük başarısı satış sonrası hizmettir. 42 tane servis aracımız vardır. Satış müdürlerimiz, satıştan sorumlu arkadaşların tamamı müşterilerimize 7/24 hizmet vermektedir.
Bizim en büyük yatırımımız kadromuzdur. Eğitimli bir kadroya sahibiz. Bu işe kendimizi adamış vaziyette, çalışmalarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. Yaygın hizmet ağımızla, en hızlı şekilde çözüm üretebilme kabiliyetine sahibiz ve bu konuda oldukça iddialıyız.
Peki, rulman sektöründe adil bir rekabet ortamı var mı? Rulman sektörünün gelişimini, bugününü geleceğini bizler için değerlendirir misiniz?
Rulman sektöründe şu anda talepten fazla arz var. Bu da tüketicilere fazlasıyla yarıyor fakat rulman firmaları bu durumdan olumsuz yönde etkileniyor. Arzın fazla olması nedeniyle tahsilat zorlaşıyor, vadeler uzuyor. 200 – 300 gün vadelere dayanan bir ticari durum ortaya çıktı. Dövizle gelen bir ürünün, bu kadar uzun vadelerle satılması önemli bir handikap yaratıyor. Burada işletme sermayesi güçlü olan firmalar öne çıkabiliyorlar fakat karlılık bir diğer sorun olarak gündeme geliyor.
Merdiven altı ürünler dediğimiz niteliği ve standartları belli olmayan ürünler piyasaya sürülüyor. Bunların önüne geçilmesi için neler yapılmalı? Bu konuda resmi makamlardan bir destek görüyor musunuz, yaptırımlar yeterli mi? Nihai kullanıcılar malzeme seçiminde yeterince bilinçli mi? Nihai kullanıcılar artık daha bilinçli durumdalar... Kaliteli ürün ile kalitesiz ürünü ayırt edebiliyorlar. Haklısınız, piyasada çok sayıda niteliksiz ürün dolaşıyor. Bunların birçoğu da Uzakdoğu’dan geliyor fakat yine Uzakdoğu ülkelerinden nitelikli ve kaliteli ürünler de geliyor.
“Uzakdoğu ürünleri kalitesiz” demek gibi bir genelleme bana göre çok yanlış bir ifade olur. Bu, Türk sanayisine balta vurmak demektir diye düşünüyorum. Örneğin müşteri bir masanın çekmecesinde rulman kullanmak istiyor. İşte orada pahalı rulman kullanmanıza gerek yok. Doğru rulmanı doğru yerde kullanmak çok önemlidir.
Az evvel de bahsettim; Çin malları çeşitli kalitelerde üretilmektedir. Çok iyi kalitede ürünleri de vardır; kalitesi düşük ürünleri de vardır. Önemli olan doğru ürünü doğru yerde kullanmaktır. Ürünleri satan ve alan kişiler bilinçli olduğu sürece ürünlerin temininde ve kalitesinde sıkıntı yaşanmamaktadır.
Son olarak Türk sanayisinin şu anda içinde bulunduğu durumu, 2014 yılı beklentilerinizi bizler için kısaca özetler misiniz?
Türkiye son zamanlarda zorlu bir sınavdan geçmektedir. Bu yaşanılan siyasi çalkantılar Türk sanayisini de etkileyecektir diye düşünüyorum. Sanayimizin bu olumsuzluklardan etkilenmemesi için siyasetçilerimizin attıkları adımlara dikkat etmesi gerekmektedir. Türkiye’de olan herhangi bir olay ister istemez bizleri de etkilemekte, bu da Türk ekonomisine zarar vermektedir. 2014 yılı için karamsar değilim ama bu dönemlerin bir an önce geçmesini temenni ediyorum.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.