Petrofer Endüstriyel Yağlar,2011’in İlk Çeyreğinde Üretim Rekoru Kırdı
Petrofer Chemie, 60 yılı aşan tecrübe ve birikimin ışığında, gelişen en son teknoloji ile endüstriyel yağlar ve kimyasallar üreten bir Alman firması…
Petrofer Chemie, 60 yılı aşan tecrübe ve birikimin ışığında, gelişen en son teknoloji ile endüstriyel yağlar ve kimyasallar üreten bir Alman firması…
Merkezi Almanya’da bulunan Petrofer, dünyanın birçok ülkesinde üretim ve dağıtım teşkilatlarına sahip uluslararası bir kuruluş konumunda… Sanayide kullanılan yağlayıcı ve kimyasallar konusundaki artan talepler ile son 40 yıl içerisinde hızla gelişen Türk sanayisine paralel olarak, ileri teknoloji ile üretilen ürünleriyle Türkiye pazarında da yerini alan firma, sürekli artış gösteren taleplerin karşılanması amacıyla 1983 yılında temsilcilik olarak başlatılan çalışmaların sonucunda, Haziran 1995 tarihinde Petrofer Endüstriyel Yağlar Sanayi Ve Ticaret A.Ş. Türk – Alman ortak yatırımı olarak İzmir’de yeni bir oluşuma gitti ve bir yıl gibi kısa bir süre içinde üretime başladı. Petrofer A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın yapmış oldukları çalışmaları ve sektöre ilişkin görüşlerini bizlerle paylaştı.
Tamer Taşkın ve Sanayicilik Hayatı
İzmirli bir sanayiciyim. 1976 yılında İzmir’de sanayicilik hayatıma başladım. İki ana işimizle Türk sanayisini tanıma fırsatı elde ettim. 1979 yılında kurduğumuz Istaş Isıl İşlem San.ve Tic. A.Ş firmamızla İzmir, İstanbul, Ankara ve Adana’da 35 yıldır Türk sanayisine fason ısıl işlem dalında hizmet sunuyoruz. 2006 yılında dünyanın 25 ülkesinde 300 ısıl işlem fabrikası bulunan, ısıl işlemde bir numara olan Bodycote firmasını Türkiye’ye getirdik ve onlarla ortak olduk. Daha da güçlendiğimiz için son beş yılda ısıl işlem konusunda çok büyük yatırımlar yaptık. 1983 yılında Istaş’ın bir ihtiyacından, kullanıldığı bir malzemeden doğan bir durumla Alman firması Petrofer ile ilişkilerimiz başladı. 1983 yılından 1995 yılına kadar Petrofer’in Türkiye temsilcisi olarak hem mallarını fabrikamızda kullandık hem de ithal ederek Türkiye’de sattık. 1995 yılında Alman ortaklarımızla Petrofer Endüstriyel Yağlar firmamızı İzmir’de kurarak 16 yıldır yine Türk sanayisine çok özel sanayi yağları konusunda hizmet sunduk. Bu 15 yıl içerisinde ithalatçılıktan ihracatçılığa terfi ederek bugün Türkiye’den 37 ülkeye özel sanayi yağları, motor yağları, her tür çeşit yağı ithal eden fabrika meydana getirdik. İki işimizle de gurur duyuyoruz. Çünkü iki işimiz de Türkiye’nin temel sanayilerine hizmet eden ve çok teknik iki sektördür. İki fabrikamızı iki yabancı ortakla beraber yürüttüğümüz için çok mutluyuz.
Petrofer
Petrofer, en son araştırma ve geliştirmeleri yansıtan 600’den fazla çeşit endüstriyel yağ, gres ve kimyasal ürünü müşterilerinin hizmetine sunan bir firmadır. Müşteriye hizmete adanan derin bilgi birikimi ve rakiplerinin geçemediği ürün know-how’ı ile Petrofer, şirket imajını da 21. yüzyıla taşımaktadır. Firmamız; yenilenen imajı, şirket stratejisi, AR-GE’si ve tecrübeli teknik kadrosu ile uluslararası pazarlarda güçlü bir konumda yerini almaktadır. Ürünlerimizin bugün elde etmiş olduğu mükemmellik, Hildesheim-Almanya’daki Petrofer GmbH AR-GE merkezinde yıllardır sürdürülen yoğun araştırma ve geliştirmelerin sonucudur. Çelik ve alüminyum sanayileri için ısıl işlem ürünleri, metal işleme ve şekillendirme yağları, endüstriyel yağlayıcılar, temizleme kimyasalları, pas ve korozyon önleme ürünleri, yanmaz hidrolik sıvılar, temizlik kağıdı üretimi için kimyasallar, gresler, özel ürünler ve bunun gibi çok geniş bir yelpazede kullanılan ürün grupları ile Petrofer sanayi için hayati bir görev taşır.
Petrofer ürün ve hizmet yelpazesi
Petrofer Türkiye’nin üretmekte ana ürün grupları aşağıdaki şekilde sınıflanmaktadır;
1 Isıl İşlem Ortamları
a. Isıl İşlem Yağları
b. Sentetik Isıl İşlem Sıvıları
c. Isıl İşlem Tuzları
2 Isıl İşlem Koruyucu Ürünler
a. Siyahlaştırma Ürünleri
b. Sementasyon Önleyici Macunlar
3 Döküm Ve Dövme Sanayinde Kullanılan Ürünler
a. Dövme Yağları
b. Döküm İçin Kalıp Ayırıcılar Ve Piston Yağları
c. Kalıp Ve Döküm Sanayi İçin Özel Ürünler
4 Ateşe Dayanıklı Yanmaz Hidrolik Sıvılar
a. HFA Tipi Su Bazlı Sentetik Hidrolik Sıvılar
b. HFC Tipi Su Glikol Bazlı Hidrolik Sıvılar
c. HFD-U Tipi Polyol-Ester Bazlı Hidrolik Sıvılar
d. HFD-R Tipi Fosfat Ester Bazlı Hidrolik Sıvılar
5 Metal Kesme Ve İşleme Ürünleri
a. Suyla Karışabilen Metal İşleme Ürünleri
b. Suyla Karışmayan Saf Metal İşleme Ürünleri
c. Bakır Tel Çekme Ürünleri
d. Haddeleme Ürünleri
e. Elektroerozyon Sıvıları
6 Endüstriyel Yağlayıcılar
a. Hidrolik Sistem Yağları
b. Ateşe Dayanıklı Hidrolik Sistem Sıvıları
c. Dişli Yağları
d. Kızak Yağları
e. Kompresör Yağları
f. Sirkülasyon Yağları
g. Genel Maksatlı Yağlar
7 Trafo Yağları
8 Türbin Yağları
9 Isı Transfer Ortamları
a. Isı Transfer Yağları
b. Sentetik Isı Transfer Sıvıları
c. Isı Transfer Tuzları
10 Kağıt Kimyasalları (Temizlik Kağıdı Üretim Kimyasalları)
a. Tissue Üretimi İçin Krepleme Kimyasalları
b. Tissue Üretimi İçin Ayırıcı Ürünler
c. Yumuşatıcılar
d. Sistem Temizleyici Ürünler
e. Mikrobiyositler (Bakteri, Maya Ve Mantar Önleyiciler)
f. Köpük Gidericiler
g. Raspa (Dr. Blade) İçin Kesme Ve Taşlama Ürünleri
h. Yapıştırıcı Ürünler
11 Kauçuk İşleme Yağları
12 Kalıp Yağları
a. Çelik Sürekli Döküm İçin Kalıp Yağlayıcı
b. Beton Kalıp Yağı
13 Çelik Halat Yağları
14 Beton Yağları
15 Gresler
16 Korozyon Önleyiciler
17 Temizleme Kimyasalları Ve Bakım Ürünleri
a. Endüstriyel Temizleyiciler
b. Su İle Karışabilen Soğutma Maddeleri İçin Ayırıcılar Ve Temizleyiciler
c. Su İle Karışabilen Soğutma Maddelerinin Bakımı(Bakteri, Maya Ve Mantar Önleyiciler)
d. Yağ Toplama Aleti, Santrifüjler Ve Servis Ekipmanı
e. Suyla Karışabilen Ürünler İçin Karıştırıcılar
f. Yardımcı Ekipmanlar
18 Özel Ürünler
a. Çatlak Kontrol Sıvıları
b. Yakıt Katkıları
Petrofer Türkiye, 2002 yılında Motor Yağları’nın AR-GE çalışmalarını tamamlayarak Petrolube Serisi Otomotiv Grubu Yağları ve Otomotiv Özel Ürünlerinin üretimine başlamıştır.
Petrofer ürünleri; tamamen Alman teknoloji ve tecrübesiyle, üstün kalitede, modern bir fabrikada, tecrübeli Türk Mühendisleri tarafından üretilmekte ve satış sonrası servis anlayışı ile sürekli kontrol altında tutulmaktadır. Almanya Petrofer’de geliştirilen her yeni ürün ve teknik bilgi eş zamanlı olarak Petrofer Türkiye’ye aktarılmaktadır.
Kalite ve çevre bilinci
Petrofer Türkiye, araştırma ve geliştirmeye verdiği büyük önem nedeniyle bünyesinde her türlü analizi yapabilecek modern bir laboratuar oluşturmuştur. Böylece; bütün bilgi ve teknik olanaklarını müşterilerinin her türlü sorununu çözmek üzere seferber etmiştir.
Petrofer Türkiye, Alman Uluslar Arası Sertifikasyon kuruluşu GERMANISCHER LLOYD tarafından 4 Aralık 1997 tarihinde DIN EN ISO 9001 – Kalite Yönetim Sistemi ve 4 Ekim 1999 tarihinde DIN EN ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi Belgelerini almaya hak kazanmıştır. Çalışmalarının her aşamasında kaliteyi ön planda tutarak çevreye önem veren, Toplam Kalite Yönetimi Felsefesi doğrultusunda çalışmalarını yürüten firmamız 2009 yılı itibariyle yine Alman Belgelendirme Kuruluşu TÜV NORD tarafından belgelendirilerek DIN EN ISO 9001:2008 ve DIN EN ISO 14001:2005 versiyonlarına başarıyla geçmiştir.
Petrofer, EBSO - Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından Dünya Çevre Günü ve Çevre Haftası nedeniyle düzenlenen Ege Bölgesi “ÇEVRE ÖDÜLÜ” yarışmasına düzenli olarak her sene katılmaktadır. 2001 yılında aldığı 3.’lük ödülünün devamı olarak sürdürdüğü başarılar nedeniyle her yıl “Çevre Başarı Ödülü”ne layık görülmektedir.
KALDER – İzmir Şubesi tarafından organize edilen MAS - Mükemmelliği Arayış Sempozyumlarında da düzenli olarak yerini alan PETROFER Türkiye, “EGE BÖLGESİ KALİTE ÖDÜLÜ” ve “YILIN BAŞARILI EKİBİ ÖDÜLÜ” yarışmalarına da çeşitli yıllarda katılmıştır. 2002 yılında her iki kategoride de finalist olmayı başarmış, EGE BÖLGESİ KALİTE ÖDÜLÜ dalında “JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ’NE layık görülmüş, 2007 yılında da “YILIN BAŞARILI EKİBİ ÖDÜLÜ”NÜ kazanmıştır.
PETROFER Türkiye olarak kaliteye verdiğimiz önemi, her yıl tüm Türkiye genelinde İstanbul’da KALDER - Türkiye Kalite Derneği tarafından düzenlenen ULUSAL KALİTE HAREKETİ’NE düzenli olarak katılarak pekiştirmekteyiz.
2010 yılı ve 2011 yılı ilk çeyreği
İki işimiz de istatistik açısından saati saatine Türk sanayisinin nabzını tutmaktadır. Isıl işlem işinde yan sanayinin ve ana sanayinin yan sanayisi olduğumuz için eğer bizim ısıl işlem fabrikalarımız çalışıyorsa, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki bütün sanayi çalışıyor demektir. Yağ satışımızda da; Türk sanayisi çalışıyorsa biz yağ satıyoruz demektir. O bakımdan iki işimizin de Türkiye’nin barometresi olduğuna inanıyorum ve satışlarımızın grafikleri ve istatistikleri, Türkiye’nin istatistikleri açıklandığında birebir yansıtıyor. 2010 yılını Türk sanayisinin büyüdüğü, işlerini çeşitlendirdiği bir yıl olarak değerlendirdik. Bizde geçen sene yüzde 35 oranında bir büyüme gerçekleştirdik. Geçen senenin ilk 3 ayı da tarihimizin en büyük üretimi olarak geçti. Birinci olarak işlerinin açılıp doğal pazarın büyümesi var, ikinci olarak da takım olarak, fabrikalarımız olarak daha çok koşarak kendi işimizi büyütmemiz var. Yani bu büyümenin hepsi sadece ekonomik büyümesinden gelmiyor, o bakımdan bu tecrübemi de paylaşmak istiyorum. Hepimize artık işlerimize büyütmek için, daha katma değerli ürünler üretip, daha çok pazarlara yetişip, müşterimize en kaliteli malı en ucuz şekilde zamanında vermek, onların dışında eğitimlerle seminerlerle devamlı müşterilere bilgi aktarımını sağlamak gibi artık hizmetin sınırı yoktur denilen şekilde işlerimizi büyütmek içinde çok çaba sarf ediyoruz. Çok iyi bir takım kuruyoruz., kurduğumuz takımın sürekli eğitimini sağlıyoruz,devamlı motivasyonlarını sağlıyoruz,onları dünyayla entegre ediyoruz,onları yurt dışına gönderip eğitiyoruz,büyük tecrübeler kazanmasını sağlıyoruz, ve o tecrübeleri de daha sonra müşteri kitlemizle paylaşmayı sağlıyoruz. İşler açıldı, işler iyi, işler kapandı, işler kötü cümlelerinden, kendi işimizi kendimizde başarılı kılmalıyız formülüne geçtik. Türk sanayicisinin de böyle yapması gerekiyor.
Petrofer Ar-Ge çalışmaları
Ar-Ge çalışması bizim sektörlerimizde hiçbir zaman bitmeyecek olan ve gündemimizden hiçbir zaman kalkmayacak olan bir konu. Çünkü dünya değişiyor, teknoloji değişiyor ve bizim onları üretimlerimize adapte etmemiz gerekiyor. Hitap ettiğimiz sektörlerde iki şey çok önemli, bir tanesi vermiş olduğumuz kimyasal ve yağların müşterimizin işinde onlara fayda sağlaması, bizim de her gün hem çevreye duyarlı ( bugün birçok kimyasal kullanımda kalkıyor, yasaklanıyor ) yasaklanan malzemelerin yerine çevreyi ve sağlığı koruyan kanunlara uygun yeni malzemeler bulmak zorundasınız. Onların yeni maliyetlerini absorbe etmek zorundasınız ve yeni teknolojilerle (nano) yeni üretimler yapmak zorundayız. Bu bakımdan gerek Almanya Petrofer’deki ana ortağımızın fabrikasında 250 kişi Ar-Ge konusunda çalışıyor. Gerekse bizler Türkiye’deki fabrikamızda çok değerli arkadaşlarımızla Ar-Ge çalışmaları yapıyoruz. Bu bölgede pazarı olan yeni mamulleri de geliştirerek, kendimize bu coğrafyanın ihtiyacı olan fabrikayı da yaşatıyoruz. Bu bakımdan Türkiye’deki Ar-Ge’mizde ayrı olarak çalışıyor.
“İlk yıllarda çırağım bile yoktu”
Bende 1976 yılında hayata atıldığımda KOBİ olarak başladım. İlk yıllarda çırağım bile yoktu, kendi dükkanımı sabah geldiğimde süpürecek kadar bir noktadan başladım, bundan da gurur duyuyorum. Önemli olan önünüze koyduğunuz hedeflere başarı ile ulaşabilmeniz. Biz de ilk yıllarımızda tabii ki o gününde şartlarında Türkiye’nin ihracat diye pazarları yokken kendi pazarlarımız için geliştik. Ama en azından 70’li yıllarda İzmir’den doğan bir şirket olarak İzmir’de kalmayıp, İstanbul’a, Ankara’ya, Adana’ya, Bursa’ya şube açabilmeyi ve bütün Türkiye genelinde organize olabilmeyi başardık. Türkiye’nin sanayileşmiş her şehrinde biz 35 yıldır varız, bu çok önemli. Son 15 yıldır da Türkiye’nin coğrafyasında, Orta Doğu’da ve Afrika’da sanayileşen bütün ülkelerin sanayilerine hizmet sunuyoruz, sanayileşmemiş ülkelerde ise şimdilik motor yağlarımızla ve diğer yağlarımızla yer alıyoruz, gelecekte o ülkelerin kalkınmasında yer alıyoruz ve gelişmelerini bekliyoruz.
İhracat yapmak isteyen firmalara öneriler
Bugün Türkiye’de bir işyeri açılıyorsa veya açılmış bir işyeri dünyayı pazar olarak görmüyorsa, işletmesini yaşatma şansı yoktur. Hepimizin hedefi ben dünyaya malımı nasıl satarım olmalıdır. 5 kıta 250 ülke olan bir dünyada iyi bir program yapmak gerekmiyor. Herkes ürettiği kalemin ana pazarları neresi, kendi ürettiği kalitenin gidebileceği hangi pazarlara daha rahat girebilir, kaliteyi maksimumda, maliyeti, fiyatı minimumda isteyen Avrupa pazarı mı? Yoksa kalitede biraz daha tavizi olan Afrika pazarımı? Çok uzak ama gidildiğinde potansiyeli olan Güney Amerika pazarımı gibi bütün ülkeleri çalışmak gerekiyor. Bünyesinde de gerçekten 24 saat dünyayı kollayan, yeni pazarlar arayan çalışan bulundurmaları gerekiyor. Fuarlara katılımlarla, dergilere reklam vererek, Türkiye’ye gelen heyetleri takip ederek ve onlarla görüşerek yeni pazarlar aranmalıdır. Benim diğer sanayici dostlarımla paylaşmak istediğim bir konu daha var. İhracat departmanlarında hedef koydukları ülkelerle diyaloglarını maksimum derecede sağlayacak lisan olmaması için o ülkenin öğrencilerinde stajyer alarak,5-6 ihracat departmanlarında çalıştırarak o gençlerden faydalanabilirler. Bilhassa lisan sorunu olan ekstrem ülkeler var, yani bugün Çin ile çok kolay görüşemezsiniz, bugün Rusya ile çok kolay görüşemezsiniz, Arapça konuşulan ülkelerle çok kolay görüşemezsiniz. Bu anlamda fabrikalarına alacakları yabancı öğrencilerle bu işi çok ekonomik olarak çözerler. İkincisi bizler bugün Afrika’ya açılıyoruz, Afrika yeni Pazar bizim için. Türk üniversitelerinde okuyan 500 kadar Afrikalı genç var. Bu gençler hem ana lisanslarını hem Afrika’nın kabile lisanslarını hem de Türkiye’de üniversite bitirdikleri için Türkçemizi ana lisan gibi biliyorlar. Bugün benim fabrikamın ihracat departmanında bir sudanlı çalışıyor, Afrika’nın doğusu için Arapça, İngilizce ve Türkçesi var. Bir Kongolu çalışıyor, batı Afrika için, çünkü orada da İngilizce, Fransızca geçerli ve Türkçesi de var. Bu anlamda sanayici dostlarımla bu tecrübelerimi paylaşmak istedim. İhracata önem vererek ihracat oluyor, ihracat pazarlarına devamlılık çok önemli. Benim sloganım: gitmediğin ülkede yoksun, seyahatin kötüsü olmaz, seyahate harcanan parayı bir gider olmak yerine bir yatırım olarak görmek gerekir. En başarısız geçen bir seyahat bile o firmanın geleceğinde bir rol oynar.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.