Demir Çelik Store Dergisi olarak; sektörün önde gelen isimlerine 2011 yılının nasıl geçtiğini ve 2012’den neler beklediklerini sorduk. Edinmiş olduğumuz bilgileri siz değerli okuyucularımızla paylaşıyoruz…
KARDEMİR A.Ş
Fadıl DEMİREL / Genel Müdür
“2011, bizim için üretim ve yatırım yılı oldu”
2011 yılı bizim için gerek bilanço verileri gerekse üretim ve yatırım faaliyetleri açısından oldukça başarılı bir yıl olmuştur. Şirketimizin kamuoyuna açıklanan ilk 9 aylık konsolide mali sonuçları 180 milyon TL kar ile kapanmıştır. Yine 2011 yılında şirketimiz üretimlerini artırmış, yatırımlarında ciddi ivme kazanmıştır. Ancak, bizim için daha da önemlisi 2011 yılında şirketimiz Toplam Kalite Yönetimine yönelik çalışmalarda önemli başarılara imza atmıştır.
Bilindiği gibi, 2008 yılın yılında devreye alınan 4 no.lu yüksek fırın ve 2011 yılının ilk çeyreğinde devreye alınan 1 no.lu yüksek fırınlarımız ile birlikte sıvı hamdemir üretim kapasitemiz 1.800.000 ton/yıl’a çıkartılmıştır. Artan üretim kapasitelerine paralel artan hammadde ve enerji ihtiyacının karşılanmasına yönelik Yeni Sinter Fabrikası, Yeni Hava Ayrıştırma Tesisi, Kömür Enjeksiyon Sistemi, Gaz Holder ve Yeni Soğutma Sistemleri gibi yatırımlar tamamlanarak devreye alınmıştır. Enerji ihtiyacımızın karşılanmasına yönelik başlattığımız 50 MW’lık Gaz Yakıtlı Enerji Santrali ve bağlı kuruluşumuz Enbatı AŞ tarafından yürütülen Hidroelektrik Santrali projeleri devam etmektedir. Bu yatırımın tamamlanması ile birlikte Kardemir tüketmiş olduğu elektrik enerjisinin tamamını kendisi üreten ve kullanım fazlası kısmını da satan bir şirket olacaktır.
Hedefimiz, kapasitenin 3 Milyon tona çıkarılmasıdır. Bu hedef doğrultusunda 1.200.000 ton /yıl kapasiteli yeni bir yüksek fırın yapımına karar verilmiştir. Halen mühendislik çalışmaları devam etmektedir. Ayrıca 3 Milyon ton üretime yönelik olarak Çelikhane konverter kapasiteleri ile sürekli döküm kapasitelerini artırılması içinde yatırımlara başlanmıştır. Bu kapsamda mevcut iki konverterimizin kapasitesi 120 tona çıkarılacak ayrıca, 120 tonluk üçüncü yeni bir konverter daha kurulacaktır. 1.200.000 ton/yıl kapasiteli yeni sürekli döküm makinesi yatırımı halen devam etmektedir. Yine artan üretim kapasitelerine paralel artacak olan metalurjik kok ihtiyacımızın karşılanması içinde 70 fırınlık yeni bir kok fabrikası yatırımına başlanmıştır.
Kardemir, 3 Milyon tonluk bir kapasiteye doğru gitmektedir. Geçen yılki üretimiz 1 Milyon 160 Bin ton civarındaydı. Bunu neredeyse 3’e katlayacağız. Bununla ilgili tüm dengelerimizi kurduk. Yatırımlarımızın yaklaşık % 60’ını da tamamlamış durumdayız. Özelleşme öncesi kapasitenin 550-600 bin ton civarında olduğu düşünülürse bu kapasiteyi 6’ya katlayan, 2010’dan sonrası içinse 3’e katlayan bir kapasite artışı olacaktır. Entegre tesis bilindiği gibi bir fabrikalar zinciridir. Bunun için birçok yerde yatırım yapmanız gerekiyor. Tüm bu yatırımların yanı sıra hammadde tedariki, maniplasyonu, stoklanması ve bununla ilgili liman hizmetleri var. Bütün olarak düşünüldüğünde gerçekten çok yoğun bir yatırım ve üretim yılı geride bırakıldı.
Kardemir, üretim kapasiteleri artırılırken ürün çeşitliliği de artırılmaktadır. Profil Haddehanemizde 12-72 metre arası uzunluklarda ,UIC ve EN standartlarında raylar, 120-260mm arası HE (AA-A-B-M) profiller, 160-550 mm IPE (AA-A-O) profiller, 160-400 mm arası UPN profiller, 160-500 mm arası IPN profiller, 120-200 mm arası eşitkenar ve çeşitkenar köşebentler, Ø80-200 mm arası kalın yuvarlak ve 110-140 mm GI maden direği üretilebilmektedir. Üretim çeşitliğini pazar araştırmaları sonucu sürekli geliştiren haddehanemizde 60Rİ2,59Rİ2 (EN14811+A1)oluklu raylar, P65-P50-Gost (R51685) standardında raylar, A60-120 (DIN536P1:1991) vinç yolu rayları,140-430 mm aralığında gemi yapım (Bulp Flat) profilleri, yeni üretimleri olarak yakın gelecekte ürün gamında yer alacaktır.
Yapımı devam eden yeni kütük ve bulum döküm makinesi ile birlikte pazar araştırmalarına göre haddehanemizdeki ürün çeşitliliği ve yeni yarı mamuller ile üretim miktarları da artacaktır. Kardemir Ray ve Profil Haddehanesi yakın gelecekte S275M - S355M - S420M kalitelerinde IPE 600 ve HE 400 mm profil üretimlerini de gerçekleştirebilecektir. Yapısal çelik sektöründe halen 40’ın üzerinde profil çeşidi ile hizmet sunan Kardemir böylelikle ürün gamını daha da genişletmiş olacaktır.
Bizim için en az üretim ve yatırım faaliyetleri kadar önemli olan bir başka husus ise Toplam Kalite Yönetimi çalışmalarıdır. Bilindiği gibi Kalite, bugün dünyada sadece üretilen mamulün kalitesi değil, topyekûn çalışanları, tesisleri, müşterileri, tedarikçileri ve toplumu da içine alan geniş bir tanımı içermektedir. Çağdaş yönetimlerde fark yaratan her unsur artık kalite olarak tanımlanmaktadır. Bu nedenle biz şirketimizde Toplam Kalite Yönetimini benimsedik. Amacımız bunu bir kurum kültürü haline dönüştürmek ve bu konuda sektörün örnek şirketlerinden biri olmaktır. Bunun için yenilikçi bir anlayış ile hareket ederek tüm iş süreçlerimizi daha iyi hale getirmeye çalışıyoruz. Bu çalışmalar neticesinde Türkiye Kalite Derneği tarafından yapılan dış tetkik sonucu şirketimize “ EFOM Mükemmellikte Yetkinlik 3 Yıldız” belgesi verilmiştir.
Başta iş sağlığı ve güvenliği olmak üzere, çalışanlarımızın bilgi ve yetkinliklerinin artırılmasına yönelik eğitim faaliyetlerini aralıksız sürdürüyoruz. Kurduğumuz öneri sistemi ile çalışanlarımız ile yönetim arasında sağlam bir köprü oluşturduk. Çalışanlarımızdan gelen önerileri titizlikle değerlendiriyor ve bunları iyileştirme projelerine dönüştürerek uygulamaya alıyoruz. Bu önerileri ödüllendirerek teşvik ediyoruz. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri ile toplumsal ihtiyaç ve beklentileri en üst düzeyde karşılanmaya çalışıyoruz. Fabrika genelinde kurulan Temizlik, Tertip, Düzen Sistemi ile fabrikayı daha çağdaş bir görünüme kavuşturduk. Üretim faaliyetlerimizin çevresel etkilerinin kontrol altına alınması, çevre ile ilgili yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde yasal yükümlülüklerin tam olarak yerine getirilmesi, bu alanda sistematik bir yaklaşım sergilenerek ISO 14001 Çevre Yönetim Sisteminin kurulması, enerji yönetim alt yapısının güçlendirilerek tüm ünitelerimizde enerji verimliliği uygulamalarının yayılımının sağlanması gibi amaçlarla Çevre ve Enerji Yönetimi oluşturduk. Yayınlanan Çevre Politikası doğrultusunda, tüm proseslerde atıkların kaynağında azaltılması, ayrıştırılması, yasal şartlar çerçevesinde geri kazanımlarının yada bertaraflarının sağlanması, çalışanların bilinçlendirilmesi, her üretim biriminde tüketilen enerji kaynaklarının etüd edilmesi, kayıp ve kaçakların kontrol altına alınması, proses ve ekipmanlarda iyileştirme projelerinin uygulanmasına başlandı. Çevre ve enerji konusunda Karabük Üniversitesi ile de işbirliği yapılarak Ar-Ge boyutlu müşterek projeler yürütüyoruz. Diğer yandan, küresel ısınma ve buna bağlı iklim değişikliğine karşı alınması gereken önlemler çerçevesinde, oluşturulan ulusal ve uluslararası politikalar izlenmekte, karbon hesaplamaları ve gönüllü karbon piyasası uygulamalarına katılım sağlanmaktadır. Bu kapsamda Kardemir, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından yürütülmekte olan Karbon Saydamlık Projesinde (CDP) yer almış olup, şirketlerin karbon ayak izlerini kayıt altına alan ve “düşük karbon ekonomisine” geçişlerini sağlayan bu çalışmada, İMKB’de işlem gören ve ISE-100 endeksine dâhil olan şirketlerden biri olarak, karbon salımlarını ve iklim değişikliği ile ilgili politikalarını bildirmiştir.
“2012 yılında çalışmalarımız aralıksız sürecek”
2012 yılında da bu çalışmalar aralıksız sürdürülecektir. Bir yandan devam eden yatırımlarımızın tamamlanmasına yönelik yoğun bir gayret içerisinde olacağız. Amacımız, tüm iş süreçlerimizi iyileştirerek mükemmellik yolcuğunda bir adım daha ileri gitmektir. Tüm çalışanlarımız buna odaklanmıştır.
2012 yılı Euro bölgesindeki sorunların yine yakından izlendiği ve buradaki gelişmelere göre firmaların pozisyon alacağı bir yıl olacaktır.
Bu vesile ile 2011 yılında elde edilen başarılı sonuçlar nedeniyle tüm çalışanlarımızı kutluyorum. Emeği geçen tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum. 2012 yılının ülkemiz ve insanlık adına hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Çolakoğlu Metalürji - Uğur DALBELER
“2011 yılı, 2009 ve 2010’a göre çok daha iyi geçti”
Öncelikle 2011 yılı 2009 ve 2010’a göre çok daha iyi geçti. 2008 krizinden sonraki 2 sene sektörümüzde finansal açıdan yaraların sarıldığı yıllar oldu. 2011 yılı ise Türkiye’nin ekonomik büyüme performansı nedeni ile demir çelik sektöründe iç talebin güçlü olduğu bir yıldı. Yılın ilk yarısında yüksek Euro/USD kuru nedeni ile Avrupa pazarları özellikle yassı ürünlerde diğer pazarlara göre daha cazip idi.
Çolakoğlu olarak en büyük avantajımız esnek bir üretim yapısına sahip olmamız. Bu sayede değişen piyasalara daha çabuk adapte olma imkanı bulabiliyoruz. Aynı zamanda her ürün bazında piyasada süreklilik bizim için en önemli kriterdir. 2011 yılında 2010 yılında başladığımız sıcak rulo sac üretiminin geliştirilmesine çok büyük önem verdik. S235,275 ve 355 gibi ticari kalitelerle başladığımız HRC kalite gamımıza tüp çeliklerine yönelik P245nb ve P265nb kalitelerini ekledik. Jant sektörü için deneme üretimleri yapıp bunları ticari hale getirdik. Yine 2011 yılı içinde beyaz eşya üreticileri ile ve spiral ve dikişli boru üreticileri ile yeni kalite denemeleri yaparak kalite gamımızı geliştirmiş olduk.
Bu güzel gelişmelerin yanı sıra özellikle en büyük ihracat pazarımız olan Avrupa ülkelerinde yaşanan ekonomik ve siyasi sıkıntılar bizim sektörümüzü olumsuz etkilemektedir. Bu ekonomik gelişmelere bağlı olarak değişen Euro/USD kur seviyeleri ise ticaretin yönünü sürekli değiştirmektedir.
“2012, zor bir yıl olacak”
2012 yılının özellikle ilk 6 ayında en büyük pazarımız olan Avrupa Birliği ülkeleri finansal açıdan ciddi bir sınav verecekler gibi gözüküyor. Bu kadar büyük ticari ilişki içinde olup da Türkiye’nin de bundan etkilenmemesi bence mümkün değil. Dolayısı ile her ne kadar 2009 ya da 2010 kadar kötü olmasa da 2012 yılının da zor bir yıl olacağını bekliyoruz.
Biz Çolakoğlu Metalürji olarak bu tarz kriz dönemlerini eksiklerimizi tamamlamak ve kendimizi geliştirmek için bir fırsat olarak görüyoruz. Geçen sene olduğu gibi bu sene de hedefimiz yeni kaliteleri ürün gamımıza ekleyebilmek. Bunun yanı sıra şirket içinde süreç, teknoloji, bilişim ve insan kaynakları alanında yatırımlarda bulunmayı hedefliyoruz.
Satış açısından en büyük hedefimiz ise uzun ürün tarafında yakalamış olduğumuz başarıyı yassı ürün tarafında da yakalayabilmek.
Sergen Metal - Tuncay SERGEN
“Sıkıntılar devam edecek fakat şanslı olduğumuz noktalar var”
Dünya üzerinde ülkeler bir ülkenin şehirleri gibi oldu. Artık yalnız Yunanistan’daki kriz bütün dünyayı etkileyebiliyor. Tabii ki Türkiye’de etkileniyor.
Özellikle Avrupa krizi 2012’de de devam edeceğine göre, Türkiye’de sıkıntılar devam edecektir. Ancak şanslı olduğumuz yerler de var.
- Demir Çelik 1994, 1998, 2001, 2004 ve 2007 krizleri ile tecrübe kazandı.
- Zayıf firmalar piyasadan çekildiler.
- Türkiye iç piyasasının nispeten canlılığı ve özellikle yassı çelikte ki açlık yavaş da olsa çarkları çeviriyor
İleri ülkelerin çelik sattığı ülkeler, üretimlerini arttırdı. Rekabet ve iletişimin gelişmesiyle birlikte kar marjları düştü.
İç piyasası alıcılı olan ve doğal kaynakları elinde bulunduran ülkeler avantajlı olmaya başladılar. Bu, batıdaki problemin ana kaynağı.
Dünyada hızla artan nüfus, Çin Hindistan gibi neredeyse dünyanın yarısını barındıran ülkelerin hızlı kalkınması, kişi basına düsen gelirlerinin hızla arttırması tüketimlerini de arttırdı.
Bu gidişle 10 yıl sonra dünyadaki tüketime göre takriben bugünkü dünyadan en az 2.5 tane lazım.
Bu mümkün değil. Dünya tükeniyor. Doğal kaynaklar tükeniyor ve yetmeyecek. İleri ülkeler yıllar öncesinden önlem almaya başladılar. Amerika özellikle enerji üzerinde durdu. Buna göre tedbir aldı. Mesela, enerji kaynaklarına ulaşabilmek için büyük Ortadoğu projesi (BOP) projesini planladı ve yürütüyor. Demokrasi götürme bahane. Petrol üreten ülkelerde hegemonya kurmak planları yürütülüyor.
Çin ise daha geniş düşündü. Doğal zenginlikler, petrol, madenler, sulak tarım alanları gibi yakın gelecekte sıkıntısı yaşanacak eksikliklerin tedbirini 2000 yılından beri alıyor. Bu çerçevede Afrika ve Asya’da maden sahaları alıyor. Tarım arazileri alıyor. Alamazsa uzun vadeli kiralıyor.
Bunlardan çıkan sonuç şu:
- Doğal kaynaklar tükendikçe kıymetleniyor.
- Şu an üretim kapasitesi, batıda tüketimden fazla. Fakat geri kalmış ülkelere ihracat gitgide zorlaşıyor.
- Rekabet artınca, kar marjı düşüyor. Marj düşünce maliyeti düşürmek ve daha fazla hizmet vermek gerekiyor.
- Hammaddeyi elinde bulunduranlar avantajlı duruma geçiyor.
- Düşük kar marjında navlun önem kazanıyor. İç pazarı veya yakın komsuları alıcı pazar olan ülkeler avantaj sağlıyor.
- İç pazarı kuvvetli olanlar avantajlı oluyorlar.
- Bu durumda batının işi Türkiye’ye göre daha zor olacak.
Türkiye’de ise;
- Tüccarın işi, sanayiciden de daha zor olacak
- Sanayici ise düşük talep nedeniyle üretimini azaltmak zorunda kalacak.
- Aile şirketleri kurumsallaşmaya doğru gitmek zorunluluğunu hissedecek
- Batılı firmalar Türkiye’de daha ucuz işçilik ve bilhassa kuvvetli iç pazara mal satmak için ortaklar arayacaklar.
-Özellikle tüccar firmalar alternatif sahalara yatırım yapmayı düşünecekler.
-Orta vadede enerjı, tarım ve madencilik cazip iş alanları olacak.
-Euro’nun geleceği belli olana kadar belirsizlik sürecek. Yatırımlar düşecek.
Gördüğüm 2012 ve hatta sonrası böyle.
Ağır Haddecilik - Mustafa AÇIKALIN
“2011 yılı beklentilerimiz doğrultusunda geçti”
2011 şirketimiz adına genelde beklentilerimiz doğrultusunda geçmiştir. Beklentimize gelince AB çalkantıları nedeniyle bilhassa ilk çeyreğin sıkıntılı olacağını tahmin ediyoruz. Daha sonraki dönemlerde öncellikle biraz suni biraz temkinli derken son çeyreğe kalmadan illaki rahatlatıcı tedbirlerle geçiş dönemi yaşayacağımızı umuyoruz. Herkesin öncellikle şunu bilmesi lazım:
AB ülkeleri gerekli operasyonları yapıp tedbirleri süratle almazlar ise kangren bütün ülkeleri tedavisi mümkün olmayan bir noktaya getirir. Bu çözümsüzlüğe oksijen çadırları dahi kifayet etmez.
2012, daha kontrollü geçecek
Şirket politikamız bilhassa 2012 için daha kontrollü ve bekle gör şeklinde geçecektir. Bu görüşlerimizden dolayı da fazla karamsarlığa kapılmadan Türkiye’deki diğer sanayici firmaların hayatlarını illaki devam ettireceklerini ümit ediyorum.
Unutmayalım ki Türkiye bilhassa son senelerde krizlerle yaşamayı ve yönetmeyi çok da başarılı bir şekilde halletmiştir.
Borusan Lojistik – Serdar ERÇAL
“2011, küresel gelişmeler nedeniyle zorlu bir yıl oldu”
2011 yılı özellikle küresel gelişmeler nedeniyle sektörümüz için zorlu bir dönem oldu. Borusan Lojistik açısından ise, operasyonel hedeflerin tutturulduğu, gelirlerimizin büyük çoğunluğunun TL bazlı olmasına rağmen 310 milyon dolarlık ciro rakamına ulaşarak yüzde 12 büyüme ile kapattığımız başarılı bir yıl olmuştur.
2011-2015 stratejik planımızın ilk yılı olan 2011 yılında, hem mevcut yıl için, hem de ileriye dönük hedeflerimize ulaşabilmek adına birçok yatırımı gerçekleştirdik. Türkiye ve yabancı ülkelerde kapasitemizi artırmaya ve eski araçlarımızı çevreci araçlarla yenilemeye yönelik yatırımlarımızı gerçekleştirirken, Kazakistan’da 5'inci ülke müdürlüğümüz olan Borusan Logistics International Kazakhstan LLP'yi hayata geçirdik. Uluslararası taşımacılık alanında inorganik ve organik büyüme alternatiflerinin değerlendirilmesinin yanı sıra, uluslararası konteyner forwarding pazarına hizmet etmek üzere Mersin’de bir iç yükleme sahasını devreye aldık. Limanımızda da verimliliğimizi önemli ölçüde arttıran bir teknoloji yatırımı olan Navis SPARCS N3 yazılımını Mart ayı itibariyle kullanmaya başladık.
“2012 yılında, sert bir rekabet yaşanacak”
2012 yılında, sert bir rekabet yaşanacak. Ama müşteri ilişkilerini iyi yöneten, maliyetlerini kontrol altında tutmayı başarabilen firmaların günün sonunda farklarını ortaya koyacaklarına ve kazanan taraf olacaklarına inanıyorum.
Biz Borusan Lojistik olarak, mevcut durumun gerektirdiği önlemleri almanın yanı sıra, stratejik planını uzun vadeli kurgulamaktan vazgeçmeyen bir şirketiz. Dolayısıyla, 2012 yılı içinde hedeflerimize ulaşmak için yapılması planlanan yatırımlarımızı, sadece 2012 yılını kendi başına değil, sonrasındaki dönem ile ilgili öngörülerimizi de dikkate alarak değerlendiriyor ve sürdürüyoruz.
2012 yılında başlayacağımız 3. faz liman yatırımımız sayesinde Güney Marmara’nın lideri ve Türkiye’nin benchmark limanı olmayı hedefliyoruz. Uluslararası alanda büyüyen pastadan pay almak adına, hem organik hem inorganik büyüme alternatiflerini değerlendirerek, Türkiye’nin uluslararası taşımacılık alanında faaliyet gösteren ilk üç şirketinden biri olma hedefi doğrultusunda ilerlemeye devam ediyoruz. Türkiye Lojistik pazarında lider olma yönünde ilerlemeye devam ediyoruz.
Yurtdışında ise Avrupa, Türkiye, Ortadoğu ve Orta Asya’yı uluslararası taşımacılıkta kilit nokta ve gelecek vaat eden bir aks olarak görüyor ve Borusan Lojistik’in bu ticaret aksını yönetmek için hazır olması gerektiğini düşünüyoruz. Mevcut durumda Orta Doğu ve Orta Asya’da faaliyet gösteriyoruz. 2011-2015 yılları arasında ise özellikle İran, Dubai ve Kazakistan’da, depo ve araç yatırımlarıyla önemli adımlar atmayı hedefliyoruz.
Türkiye Demir Çelik Üreticileri Derneği (DÇÜD) - Dr. Veysel Yayan
Genel Sekreter
“2011 yılında dünya çelik sektörü yüzde 7 büyüdü”
2011 yılında, dünya çelik sektöründeki büyüme, kriz kayıplarının telafi edildiği 2010 yılına kıyasla önemli ölçüde yavaşlayarak, % 7 seviyesinde gerçekleşti. Bu büyümede, geçtiğimiz yıllardan farklı olarak, Çin etkisinin azalma eğilimini sürdürdüğü gözlendi. 2000’li yıllarda sistemli bir şekilde % 20 civarında büyüyen Çin’in üretimindeki artış, son iki yıl içerisinde % 9-10 bandına oturdu. Büyük çelik üreticisi ülkeler arasında, Japonya ve İspanya’nın üretimi gerilerken, ABD, Hindistan, Rusya, Almanya, Ukrayna, Brezilya ve Fransa’nın üretimindeki artış, dünya ortalamasının altında kaldı. Dünya çelik üretimindeki büyüme bir önceki yıla kıyasla, % 15’ten % 7’ye geriler iken, Türkiye ise, önceki yıla kıyasla gerileme bir yana, 2 puanlık artışla, % 17 civarında büyümeyi başardı. Türkiye ekonomisindeki büyümenin iki misli civarındaki bu büyüme oranı ile 2011 yılında, dünya çelik sektöründe en hızlı büyüyen ülkeler arasında üst sıralarda yer aldı.
Türkiye’nin büyümesinde, nihai mamul tüketimindeki %14’lük artış yanında, özellikle ithalattaki % 5 civarındaki düşüş etkili oldu. İthalattaki düşüş ağırlıklı şekilde, yarı ve yassı ürünlerdeki gerilemeden kaynaklandı. Ancak ithalattaki düşüşün, Türkiye’nin kapasitelerindeki artışı tam olarak yansıtmadığı ve bu durumun, üretici kuruluşlarımızı, özellikle yassı ürünlerdeki üretim artışını ihraç piyasalarına yönlendirmek durumunda bıraktığı gözlendi. Bu durum, 2011 yılında yassı ürün ihracatımızın % 80’in üzerinde artış göstermesinde etkili oldu. Yassı ürün üretiminde gözlenen % 35 civarındaki artışın sağladığı ithal ikamesi sayesinde, yassı ürünlerin ithalatında düşüş yaşanırken, en fazla ihracatı yapılan ürün grubu olan uzun ürünlerin ithalatında % 15 civarında artış yaşanması dikkat çekti.
Bir bütün olarak bakıldığında, yılsonu itibariyle Türkiye’nin ihracatının miktar yönünden % 6 civarında artışla, 19 milyon tona, değer yönünden ise, % 25 civarında artışla, 17 milyar dolara ulaşması bekleniyor. İhracatta sağlanan miktar yönünden artış ile değer yönünden artış oranları arasındaki büyük fark ise, fiyatlar genel seviyesinin 2010 yılına kıyasla % 18 civarında yükselmiş olduğunu gösteriyor. İhracatta değer yönünden sağlanan performans tatmin edici olmakla beraber, miktar yönünden elde edilen büyüme, Orta Doğu ve Körfez ülkeleri ile Kuzey Afrika ülkelerindeki belirsizlikler nedeniyle beklentilerin gerisinde kalmış bulunuyor. 2011 yılında, çelik sektörümüz en büyük ihraç pazarları olan Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki kayıplarını, AB Güney Amerika ve Uzak Doğu piyasalarına ağırlık vererek dengeler iken, bu durumun, kapasite kullanım oranlarına da yansıdığı ve 2010 yılında % 71 seviyesinde bulunan kapasite kullanım oranının, 2011 yılı itibariyle, mevzi bir iyileşme ile % 75 seviyesine ulaştığı gözleniyor. Türk çelik sektörü, 2009 yılından bu yana gündemde olan, ancak bir türlü yürürlüğe konulmayan Demir, Demirdışı Metaller Stratejisi kapsamındaki tedbirlerin sağlayacağı destekten yararlanmadan bu performansı göstermiş bulunuyor.
“2012, AB pazarları açısından sıkıntılı olacak”
2012 yılında, gelişmiş ülke ekonomilerindeki yavaşlamaya ilişkin belirsizliğin devam edeceği, bu nedenle özellikle AB ülkelerine yönelik ihracatımızın, mevcut seviyelerini korumakta dahi zorlanabileceği, buna karşılık gelişmekte olan ekonomilere yönelik ihracat artışının devam edeceği değerlendiriliyor. Türkiye’nin ihracatının gelişmesinde, Orta Doğu, Körfez, Kuzey Afrika ve komşu ülkelerde istikrarın temini büyük önem taşıyor. Mısır, Libya ve Tunus’un göreceli olarak istikrara kavuşmasının, Kuzey Afrika’ya yönelik ihracatımıza olumlu etki yapması beklenirken, komşu ülkelerden Suriye ve Irak’taki istikrarsızlığın, bu ülkelere yönelik ihracatımızı olumsuz yönde etkilemesinden endişe duyuluyor.
Bir bütün olarak bakıldığında, 2012 yılında, üretimimizde % 10 ve ihracatımızda ise miktar yönünden % 6-7 civarında artış bekleniyor. Türk çelik sektörünün, söz konusu hedeflerine ulaşabilmesi ve kapasite kullanım oranlarını arttırabilmesi için, girdi maliyetlerini düşürecek ve yurtiçi girdi tedarikini arttıracak tedbirlerin süratle uygulamaya aktarılmasına ihtiyaç duyuluyor.
Yurtiçi talepteki canlılığa ve yeni kapasitelerin devreye girmesine bağlı olarak, üretim artışının beklentilerin de üzerine çıkma ihtimalinin bulunduğu ve ihraç piyasalarındaki daralma eğilimine rağmen, ithal ikamesi yolu ile, yurtiçi talebin giderek artan oranlarda Türk çelik sektörü tarafından karşılanmaya başlanacağı tahmin ediliyor. Bu yönü ile Türk çelik sektörünün özellikle büyüyen iç piyasasını daha fazla değerlendirme imkânına sahip olması sebebiyle, üretim artışının sektör üzerinde ciddi bir problem yaratmayacağı, ihraç piyasalarındaki olası açılımların, üretimin daha yüksek seviyelere çıkmasını destekleyeceği değerlendiriliyor. 2012 yılında dünya ekonomisindeki belirsizliklere ve talepteki daralma eğilimine rağmen, son iki yıldan bu yana genel olarak yükseliş trendi içerisinde olan demir çelik ürün fiyatlarının, 2012 yılında da artış eğilimini sürdüreceği tahmin ediliyor.
PASDER - Paslanmaz Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk LEFLEF
“2011 yılında Avrupalı üreticiler zararına satış yaptılar”
2011 yılı sektörümüz açısından bir önceki yıla göre olumlu veya olumsuz önemli değişiklik göstermemiştir. Her ne kadar özellikle krom-nikel alaşımlı olan kalite fiyatları nikel faktörünü göz önüne aldığımızda biraz olsun gerilemiş ise de üreticilerin geçmiş yıllara ait zararlarını bir nebze olsun hafifletme çabası içine girmeleri sonucu ürün fiyatlarında gerilemeye yanaşmamışlar ancak piyasa şartlarına göre – rüzgarın estiği yöne uygun- davranmışlardır. Özellikle Avrupalı geleneksel üreticiler 2011 yılında zararına satmaya devam etmişler, buna rağmen sektörde beklentileri karşılayacak hareketliliği maalesef gerçekleştirememişlerdir. Ülkemizde ise bu durumdan arzu edildiği gibi yararlanmak mümkün olmamış, tüketicinin alım gücündeki gerileme nedeniyle, iç piyasalarda beklenilen hareketi yaratmamıştır. Sanayicinin ihracat beklentileri ise, Dünya platformundaki güçlü rekabete dayalı politikalardan dolayı istenileni verememiştir. Bu durum tüm Dünya’da her sektörde olduğu gibi paslanmaz çelik sektöründe de olumsuzluğu hissettirmiştir. Tüm bu olumsuzluklara rağmen gerek ithal hammadde bazında, gerekse üretim, iç piyasa ve ihracatımızda 2011 yılının 2010 yılı seviyesinde gerçekleşeceğine inanıyorum.
Derneğimize bu yıl iki yeni üye daha katılmış olup, çalışmalarımızda kendilerinden yararlanacağımız, onların da derneğimizin üyelerine verdiği hizmetlerden yararlanacakları tabiidir. Dernek hizmetlerimizi üyelerimize daha yoğun götürmek görevini bugüne kadar başarıyla yerine getirdiğimize inanıyorum.
“2012 yılında paslanmaz çelik tüketimi artmaya devam edecek”
PASDER Paslanmaz Çelik Derneği’nin daha da güçlü olması ve üyesi bulunduğumuz Avrupalı Paslanmaz Çelik Üreticileri Birliği EURO INOX – BRÜKSEL ile Dünya Paslanmaz Çelik Birliği ISSF – World Stainless Organisation- ile sıkı işbirliği içerisinde sektörümüzdeki gelişmeleri ve genel durum analizlerini üyelerimize ulaştırmakla, kendilerini çok güçlü bir organizasyonunun üyeleri olarak hissetmelerini sağlıyoruz. 2012 yılı sektörümüzün Dünya Platformunda gerek teknoloji, gerekse üretim bazında kapasite kullanımlarının artacağı, böylece rekabet ortamı sağlam tutularak tüketimin artacağı ümit edilmektedir. Uzak Doğu üreticilerinin sektörümüze artık zarar vermek yerine faydalı olduklarını gözlemekteyiz. Bu konuda 2012 yılı içinde sektörümüzün yayın organı olan PASLANMAZ STORE Dergisi’nde iki ayda bir geniş bilgi içeren makalelerimle üye ve sektörün diğer mensuplarını aydınlatmaya çalışacağımı söyleyerek, sözlerime son verir, yayınlarınızın yararının devamını dilerim.
Ajan CNC - Reşit Çınarlı
“2011’in ilk yarısı hareketli, ikinci yarısı durgun geçti”
Yılın ilk yarısını hedeflerimizin de üzerinde bir noktada tamamladık. Seçimlere kadar geçen sürede taleplere cevap verebilmek için üretim hattında kapasite artırımı ve iyileştirme yatırımları gerçekleştirdik.
İkinci yarıda ise dünya piyasalarındaki çalkantılardan ve artan döviz kurları karşısında ertelen yatırımlar nedeniyle satış rakamları yılın ilk yarısının altında kaldı. Ancak bu durum beklenmedik bir durum değildi. Aralık ayında gerek fuarlar gerekse firmaların yılsonu yatırımlarını hızlandırmaları sayesinde satışlarımız hedeflenenin üzerine çıkmayı başardı. Yurt içindeki azalan talebi karşılaması için yurtdışında yeni pazarlara yöneldik ve hedeflerimize ulaştık. Özellikle odaklandığımız ABD, Hindistan ve Rusya pazarları ihracatımıza önemli katkıda bulundu.
“Türkiye, 2012 yılında daha iyi noktalara gelecek”
Üretimimizdeki ithalat oranımız % 5 i bulmamaktadır. Buna karşın satışlarımızdaki ihracat oranı % 35 mertebesindedir. Bu doğrultuda Türkiye ekonomisinin güçlenmesinde örnek bir duruş sergilediğimize inanıyoruz.
2012 ilk çeyreğine piyasaların biraz tedirgin gireceğini düşünüyorum. Ancak bu baharla beraber geçecektir. Avrupa’daki resesyonun kısa sürede düzeleceğini düşünmüyorum. Bu ülkelerin tekrar yukarıya çıkışlarının tek yolu üretimden geçecektir. Birlik üyesi diğer ülkeler bu konuda kendilerine destek olacaklardır. Kriz ekonomisine alışık olmayan Avrupa’nın bu duruma alışması biraz zaman alacaktır. Bu durgunluk ta bizlere birçok konuda yansıyacaktır. Ancak unutulmamalıdır ki dünyada başka birçok ülke ile ticaret yapılabilir. Biz Ajan olarak bu felsefeyi belirledik. Az önce de belirttiğim gibi daha dinamik pazarlara ağırlık vereceğiz. Hükümetimizin üretime olan desteklerinin devamını bekliyoruz. Dünya için çalkantılı olan 2011 senesini birçok ülkeye nazaran iyi yöneterek başarıyla tamamladık. Ülkemizin dünyada daha iyi yerlere geleceğine yerli teknoloji üreten bir Türk firması olarak inancımız ve desteğimiz tamdır.
Yeşilova Holding Şirketler Grubu / Cansan Alüminyum
Şenol Akbaş – Genel Müdür
“2011 yılında yüzde 20 büyüdük”
Şirketimiz başta Otomotiv ve İnşaat sektörü olmak üzere hemen hemen her sektöre müşteri beklentileri doğrultusunda alüminyum ekstrüzyon ürünler sunmaktadır. Türkiye’nin büyüme rakamlarının ciddi değerlere ulaştığı 2011 yılında şirketimiz cirosal olarak %20ler seviyesinde büyüme gerçekleştirmiştir. Özellikle bu yıl dış pazarlarda yayılım stratejimiz doğrultusunda, yeni iş bağlantıları kurma, yeni projeleri devreye alma ve bayilikler ile temsil edilme noktasında ciddi çalışmalar yapmış ve 3 farklı ülkede temsilcilikler vermiştir.
Özellikle döviz ve hammadde parametrelerinde yaşanan dalgalanmalar başta şirketimiz ve Türkiye için ciddi endişeler yaratmakla birlikte, müşterilerimiz ile yapılan bağlantılar ile bu riskleri şirketimiz için minimum seviyelerde tuttuğumuzu belirtiriz.
“2012, bizim açımızdan fırsat yılı olacak”
Üzerinde çalıştığımız ve potansiyel müşterileri dikkate aldığımızda Önümüzdeki 5 yıl boyunca için ciddi büyüme beklentisinde bulunmaktayız. Kriz söylentilerinin hemen her gün farklı konular ile gündeme geleceği 2012 yılının, 2011 yılında yapmış olduğumuz Ar-Ge yatırımları ve proje bağlantıları ile şirketimiz için fırsat yılı olacağını düşünmekteyiz. Başta otomotiv yan sanayi firmalarına ürün tedariki ve inşaat sektöründe Sistem Canelli Cephe sistem projelerimiz ile özellikle bu 2 sektörde %40 seviyesinde büyüme gerçekleştireceğimizi net bir şekilde ifade edebiliriz.
Türkiye ve Dünya ekonomisinin 2011 yılına göre daha düşük büyüme değerleri ile ilerlemeye kaydedeceğini dikkate alsak bile özellikle İnşaat sektörünün 2012 yılında hareketli ve rekabetçi bir yıl olacağını düşünmekteyiz.
Aras Çelik Genel Müdürü - Sait Ölçün
“2011 yılında geçmiş yılların sıkıntılarını telafi ettik”
Geride bıraktığımız 2011 yılı, geçmiş sıkıntılı yılların telafisi yönünde firmamıza ciddi anlamda katkı sağlamıştır. Biz zaten yıla başlarken mevcut prensiplerimizden taviz vermeden bu işi başarmayı hedeflemiştik, yani her fiyata ve her vadeye göre malzeme satmak yerine yapabileceğimiz işleri almayı hedeflemiştik. Bunda da başarılı olduk. Her işi almak adına bazılarının yaptığı gibi fiyatları düşürüp piyasayı bozma, kendimize menfaat sağlamaya çalışmadık. Rakiplerin ne yaptıkları ile değil de biz ne yapabiliriz üzerinde ciddi kafa yorduk ve başardık Şuanda tüm arkadaşlarla bu gururu yaşıyoruz.
Aras Çelik’in piyasada düşük fiyatla satış hedefi olmadı. Kesim kalitesi ve hizmeti ön planda tutarak müşterilerinin malzeme tedarikindeki zaman kavramını ortadan kaldırmıştır. Daha açıkçası müşteriye kazandırmadan kazanmayı hedeflememiştir.
Bu düşünce ve satış felsefesi ile yeni seneye daha bir moral ve motivasyonla başlıyoruz.Biz felaket tellallığı yaparak ortalık da dolananları çok fazla dinlemiyoruz.Onları dinlersek evden çıkmamamız lazım,birtakım şeyleri de görmüyor değiliz. Sorunları görüp onlara göre hareket etmek bu işin olmazsa olmazıdır. Geleceği görecek kadar kahin değilim ama bir çokları gibi karamsar değilim. 31 senedir bu sektördeyim çok kriz gördük çok badireler atlattık bunu da atlatacak birikime sahibiz diye düşünüyorum. Sonuçta krizi ben başlatmadım ben de çözmeyeceğim ama mevcut süreçlerden iyi veya kötü hepimiz etkileneceğiz. Oturup kahretmek yerine işimize daha fazla zaman ayırmalıyız. Bu düşünce ile ülke dinamiklerini harekete geçirmek gerekir diye düşünüyorum. Hep kendime piyasada neden MKE malı satılmaz diye sorup duruyorum. Çünkü: şimdiye kadar bir milletvekiline sordum oda bilmiyor, piyasaya yön verenlerin veya piyasadaki işlem hacmi büyük firmaların bunu sorması bana mantıklı gibi geliyor. Yurt dışındaki firmaları Türkiye’ye getirmek için harcadığımız enerjinin yarısı ile başarılabilirdi diye düşünüyorum veya duygusallık da denebilir ama bu sorunun cevabını bulana kadar sormaktan vazgeçmeyeceğim.
“2012, iş hacmi açısından verimli geçecek”
Yeni yılın iş hacmi açısından daha iyi geçeceğini düşünüyorum. Bardağa dolu tarafından bakacak olursak öyle olmasını istiyorum da denebilir. Olumlu düşünmenin kimseye zararı olmadığını da düşünürsek kötü bir şey yok.
Finansman acısında piyasalar her zaman sıkıntılı olmuştur. Kullanacak yeterli nakitliniz yoksa zaten bu sıkıntı bitmez onun için iyiyi umut edelim. Umarım iyi olur. Yeni yılın herkese iyi işler ve bol kazanç getirmesini diliyorum.
Tezmak A.Ş. Satış Müdür Yardımcısı - Ersoy Bahçetepe
“2011 yılı, oldukça hareketli geçti”
2011 yılı firmamız açısından hareketli bir yıl oldu.Yeni temsilciliğimiz dünya devi Toyoda markasının makinelerini Türkiye’de yaygınlaştırmak ve tanıtmak açısından verimli bir yıl geçirdik. Ayrıca diğer temsilciliklerimizin de ürünleri ile ilgili yeni pazar çalışmalarımıza yoğunluk verdik. Genel olarak dünya piyasalarında yaşanan maddi sıkıntılar, Euro, USD ve JPY gibi para birimlerinin sürekli negatif değişken durumları haliyle piyasalarda negatif yansımalara yol açsa da genel olarak makine sektörünün bir önceki yılı aramadığı bir yıl oldu 2011.
Özellikle Çin ve Hindistan gibi ülkelerden gelen çok büyük adetli alımlardan dolayı makine üreticilerinin teslim sürelerindeki uzamalara çözüm bulamaması nedeniyle daha yüksek satış adetlerine ulaşmamız bir şekilde engellenmiş oldu.
Sektörün en büyük fuarlarından biri olan EMO fuarı da bu yıl Almanya Hannover’de tüm temsilciliklerimiz için çok başarılı geçti. Diğer yandan temsilciliklerimizin fabrikalarına düzenlenen gerek eğitimler için gerek Demo günleri ve gerekse fabrika gezileri için yapılan müşteri ziyaretleri çok başarılı sonuçlar elde etmemize olanak sağladı.
“2012 yılı da tıpkı 2011 gibi hareketli olacak”
İlk bakışta 2012 yılı biraz sıkıntılı başlayacak gibi gözükse de ilk çeyrek sonrasında 2011 yılı hareketliliğini yakalayacaktır diye düşünüyoruz. Zira özellikle otomotiv sektörünün başı çektiği talep artışları her geçen gün daha da yukarılara taşıyor sanayimizi. Bu noktada elbette yurt dışından gelen taleplerin yoğunluğu iç piyasamızda yatırımı tetikleyici bir unsur haline dönüşüyor. Şu anda oldukça güçlü görünen ekonomimizde buna güven katınca sektörde maddi sıkıntıların çok yaşanmadığı bir yıl geçirmemizi sağladı.
2012 yılı içinde, 2-7 Ekim 2012 tarihleri arasında Tüyap’ta düzenlenecek olan MAKTEK fuarı yeni yıl için en büyük hedeflerimizden biri. Önceki yıllarda düzenlenmiş olan fuarlar gibi yeni MAKTEK fuarı tüm sektörün merak ve umutla beklediği bir fuar olacak. Bu fuarda daha öncekilerde de olduğu gibi yeni ürünler ve teknolojiler sergilenecek. Aynı ortamda, çok kısa süre içerisinde bizler için çok sayıda müşteriye ulaşma, müşterilerimiz için de çok değişik makine ve teknolojileri görme imkanı sağlayan bu fuara çok güçlü hazırlanıyoruz. Diğer yandan yine yıl içerisinde düzenlenecek olan fabrika gezilerimiz ve özel ziyaretler yine en büyük gelişim hedeflerimiz arasında olacak. Temsilciliğini yaptığımız Japon TOYODA, MITSUI SEIKI, SNK, BROTHER, TAKAMAZ, Alman EMAG GROUP (Emag, SW, Naxos Union, Reinecker, Kopp, Koepfer, Karstens), İtalyan BIGLIA ve FPT, İsviçreli GFAC MIKRON gibi dünyaca bilinen CNC Takım Tezgahları üreticisi markalarımızın ürünlerini imkanlar el verdiğince gerek MAKTEK fuarında gerekse diğer özel organizasyonlarla müşterilerimize tanıtmaya ve pazarlamaya devam edeceğiz.
Temsilcisi olduğumuz firmalara yaptığımız ziyaretlerde genel olarak 2012 yılı beklentileri ilk çeyreğin biraz sıkıntılı olabileceği yönünde. Zira özellikle Euro bölgesinde yaşanan daralmalar ve sıkıntılar buna sebep olacak gibi görünüyor. Ancak başı çekmekte olan otomotiv sektörü gibi hareketin yoğun olduğu enerji ve petrol hattı projeleri, bunların yanı sıra tarım araçları sektöründeki gelişmeler bu sıkıntının çabuk atlatılabileceği hissini veriyor makine üreticilerine. Şu anda bile bazı üretici firmalar 2012 yılı için almış oldukları projelere nasıl yetişeceklerini planlamaya çalışıyorlar. Ayrıca 2008-2009 sürecinde yaşanan ve Amerika kaynaklı krizi atlatan bir çok ülkede olduğu gibi Amerika’da da çok ciddi yatırımlar başlamış olması tüm üreticiler için en sevindirici nokta olarak değerlendiriliyor. Bu görüntü çatısı altında bizde TEZMAK olarak tüm büyük projelerin içinde yer almak ve 2012 yılının en iyi tedarikçisi olabilmek adına daha çok çalışacağız. Çeşitli kampanyalar ve daima en büyük gücümüz olan stoktan satış kabiliyetimizi yine önde tutarak sektörde bilinirliğimizi ve kalitemizi korumaya gayret göstereceğiz. TEZMAK olarak, CNC takım tezgahları sektöründe sanayicilerimizin ihtiyacı olan CNC Tornalar, CNC Dik ve Yatay İşleme Merkezleri, CNC 5 Eksenli Tornalar ve İşleme Merkezleri, CNC Taşlama Tezgahları, CNC Dişli Açma Tezgahları, CNC Lazer Gravür İşleme Tezgahları, CNC Lazer Kaynak tezgahları ve CNC Elektrokimyasal İşleme Tezgahları ile daima hizmete hazır olacağız.
Akyüzlü Dövme - Yunus AKYÜZLÜ
“2011 yılında hedeflerimize fazlasıyla ulaştık”
2010 yılının son çeyreğine girerken her firma gibi bizde 2011 yılı için hedeflerimizi belirlemiştik. Genel olarak bu hedefler doğrultusunda hareket etmeyi planlıyorduk. Şimdi 2011 yılının sonlarındayız, dönüp arkamıza baktığımız zaman gerçekten hedeflerimize ulaştığımızı hatta ülke sanayisine hedeflerimizden daha fazlasını kattığımızı görüyoruz.
Akyüzlü Dövme olarak; piyasa değişimine ve ihtiyaçlarına hızlı uyum sağlamamız, beklentilere çabuk cevap vermemiz bu seneyi en verimli şekilde geçirmemizin baş aktörüdür. Bu anlamda baktığımız zaman 2011 yılında bizim için daha iyisi olamazdı diyebiliriz.
Bu dönemde yaptıklarımızı kısaca sıralayacak olursak eğer;
Yeni fabrikamızın şantiyesine start verdik ve bizim için en önemli unsurlardan birini gerçekleştirmiş bulunduk. Üretim portföyümüzün artmasına büyük ölçüde etki edecek olan bu fabrika 2012 ilk çeyreğinde faaliyete geçecektir.
Burada kullanmak üzere yurt dışından ithal ettiğimiz karşıt vuruşlu Beche marka çekiç, Türkiye’de ürettirdiğimiz indüksiyon, ve yine yurt dışından ithal ettiğimiz eksantrik pres ile güzel bir üretim hattını daha 2011 yılında bünyemize katmış olduk. Hazır halde olan bu makinalarımız fabrikamızın tamamlanmasıyla birlikte müşterilerimize hizmet vermeye başlayacak.
Yeni ürünlerimizin de AR-GE çalışmalarını bu dönemde gerçekleştirdik. Fırdöndü, gerdirme, aybolt, crosby kanca ve bunun gibi ürünlerimizin kalıplama işlemleri tamamlanmış olup, firmamız tarafından üretilmeye başlanmıştır. Ürün sayısının artışıyla doğru orantılı olarak müşteri portföyümüzde bu anlamda büyük gelişme göstermiştir.
2011 yılının başında ki piyasa durgunluğu, ilk çeyreğin sonlarına doğru kayboldu. Bu dönemden sonra piyasaların biraz hareketlendiğini söyleyebilirim. Euro ve dolarının hızlı yükselişi bize malzeme maliyetinin artışı olarak geri dönse de biz bunu müşterilerimize yansıtmadık. Ülke olarak ekonomik açıdan sıkıntılı dönemleri fazla yaşadığımızdan dolayı, ortaya atılan her söylentide birçok firma yatırımlarını durdursa da bu durum 2011 yılının son aylarının da hareketli geçmesini engel olmadı. Genel olarak bakacak olursak ülkemiz adına hayırlı bir seneyi geride bıraktığımızı düşünüyorum. Temennim 2012 yılının 2011’i aratmayacağıdır.
“2012 yılında yatırımlarımızı tamamlayacağız”
2012 yılında bir önceki yıl başladığımız tüm yatırımları bitireceğiz. Öncelikli hedefimiz bu. Yeni yılda piyasaların talep anlamı da azda olsa daralacağını tahmin ediyoruz. Ancak 2009 yılındaki gibi sert bir düşüş yaşanmayacağını öngörüyoruz. Piyasada faizlerin bir miktar daha artacağını ve yatırım maliyetlerinin yükseleceğini öngörüyoruz. Dolayısı ile 2012 yılını bankalar için karlı bir yıl olarak düşünebiliriz.
2012 yılında ülkemizde sanayi üretimi azalmaz. Aksine artar. Avrupa Borç sorununu kısa vadede aşamaz. Euro bölgesinde daralma kaçınılmaz olacaktır. Ortadoğu ve Afrika pazarı Sanayicimiz için daha cazip durumdadır diye düşünüyoruz.
Ülkemizin en önemli sorunlarından biri cari açık meselesi… Açıkçası yetkililerce yeterli önlemlerin alınmadığını düşünüyorum. En basit örnek olarak kendi sektörümüz için bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bunca ithal ürün varken yerli üretime teşvik olanaklarını henüz göremedik. Dolayısı ile kendi kendimize vazife çıkararak projelerimizi hazırladık ve kendi öz sermayemiz ile yatırımlarımızı gerçekleştirdik. Bu konuda firma olarak sektörümüzde uzak doğudan ithal edilen ürünlerin yerine ürettiğimiz ürünler ile alternatif sunmaya devam ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz. Şu an ürettiğimiz ürünlerin kalite ve sahip oldukları sertifikalar, Avrupa’da faaliyet gösteren birçok üreticiden daha ileridedir.
2012 yılında tüm ülkemize sağlık, mutluluk ve refah dolu günler diliyorum.
Termo İndüksiyon - Burak Davut
“2011 yılında yatırımlarımızı tamamladık ve üretime başladık”
2011 yılı Termo İndüksiyon açısından ağır sanayine yönelik yatırımlarını tamamladığı ve yeni tesisinde üretime geçtiği bir yıl olarak geçmiştir. Genel olarak etkilerini oldukça ağır bir şekilde yaşadığımız kriz dönemine nazaran bu yılın daha iyi geçtiğini söyleyebiliriz.
“Türkiye ekonomisi gelecek vaat ediyor”
2012 yılı için medyada yer alan temkinli olma yönündeki demeçleri görmekteyiz. Bu konuda bahsedilen riskler sadece ülkemiz için değil dünyada oluşabilecek yeni bir kriz potansiyelini işaret etmektedir. Bu hususta özellikle 2.yarıyıl dikkati çekmektedir. 2012 yılında tamamlanmış yatırımlarımızla Türkiye iç piyasasına ısıl işlem hizmeti sağlamaya devam edeceğiz, bu konuda beklentileri fazla yüksek tutmak gereğinden fazla bir iyimser tablo oluşturacaktır. Ancak özellikle ağır sanayine yönelik yatırımlarımızla beraber sadece ar-ge amaçlı yeni bir laboratuar kurulması gündemimizde yer almaktadır. Bu yeni yatırımlarla Türkiye’de yapılamayacak büyüklükteki yüzey sertleştirme işlemlerinin yurtdışında yapılması yerine ülkemizde yapılması hedeflenmektedir. Türkiye ekonomisini gelecek vadeden büyük bir ekonomi olarak yorumlamaktayız ancak henüz istene hacme ulaşması için kat edilmesi gerek uzun yollar olduğunu söyleyebilirim.
Özmak - Özbey NART
“2011 yılı çok verimli geçti”
2011 yılı bizim için çok verimli geçti. 2009’daki Küresel Kriz öncesi ciromuzu ikiye katladık. Piyasalar da çok rekabetçi bir ortam vardı. Fakat bizim 36 yıllık deneyimimiz ve referanslarımız ve Özmak Makine’nin kumlama sektöründe markalaşması bize çok iyi bir yıl geçirtti. Avrupa ve Arap ülkelerine satışımız arttı ve oralara yeni distribütörlükler verdik . Bunun yanında fabrika binamızı büyüttük. Üretimde yeni sistemler geliştirdik.
“Kriz söylentileri piyasalarda durgunluğa neden oluyor”
2012 yılı piyasalarda geçen söylentilere göre biraz yavaş geçecek gibi duruyor. Kriz söylentileri yatırımları yavaşlatıyor. Özellikle Avrupa’da sanayinin yavaşlaması tüm Türk üreticilerini etkiliyor. Fakat zannediyorum harcamalarımızı kısarak ve maliyetlerimizi azaltarak bu yılı da kolaylıkla atlatacağız. Yine de bu sene programımıza iki adet yurtdışı ve bir adet yurtiçi fuarı koyduk.
Ayhan Demir Çelik - Ayhan DERE Şirket Müdürü
“2011 yılı firmamız açısından başarılı geçti”
2011 yılı Ayhan Demir Çelik açısından beklenen seviyede başarılı ve verimli geçti. 2010 yılı içerisinde belirlenen tüm hedeflere 2011 yılının ilk aylarından itibaren ulaşılmaya ve içinde bulunduğumuz bu günlerde hedeflenenden de daha iyi durumlara gelinmeye başlandı.
Firmamız mevcut stokunu kat kat arttırarak sağlamış olduğu ürün yelpazesi ile tüm kalıpçılık ve makine sektörüne artan müşteri portföyü ile hitap etmeye devam etmektedir.
Firmamızın yaptığı atılımlardan en önemlisi İstanbul Anadolu yakasına şube açmak oldu. Yılın son çeyreğinde bu atılımını daha da üst seviyelere taşıyarak Gebze Plastikçiler’de 1000 m2’lik kendi yerini aldı.
“2012 yılında nakit akışı yavaşlayabilir”
2008-2009 yıllarındaki krizin ardından 2010 yılında piyasalarda bir toparlanma gerçekleşti ve bu durumu 2011 yılı yükseliş dönemi ile takip etti. Avrupa’nın içinde bulunduğu durumdan dolayı Türkiye’de de 2012 yılı için bazı telaşlanmalar gözlenmektedir. Her ne kadar Türkiye 2012’de yaşanabilecek krizin dışında kalıyormuş gibi gözükse de piyasada nakit akışı bakımından bazı kısıtlamalar gözleneceği beklenen bir durumdur.
Piyasalarda yaşanabilecek sıkıntılara rağmen bir şekilde üretimin, yatırımların ve ihracatın devam etmesi gerekmektedir ve bunu kriz ortamında dahi gerçekleştiren firmalar mevcuttur. Bu firmalar güçlü sermayeleriyle ve firmalarının başında bulunan zeki liderleri ile her durumu fırsata çevirmektedirler. Ayhan Demir Çelik piyasaların durumu nasıl olursa olsun bunu mutlaka kendi ve müşterisinin lehine kullanacak ve sektördeki yerini koruyarak emin adımlarla yoluna devam edecektir.
İstanbul Anadolu yakasında DES San. Sitesinde bulunan şubemiz 2012 yılının ilk haftalarında kendi yeri olan Gebze Plastikçiler San. Sitesine taşınarak sağlamış olduğu hizmete daha da hız katarak benimsemiş olduğu ‘Güçlü Kadro Hızlı Hizmet’ ilkesinden vazgeçmeyecektir.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.